Kamp yapmayı sevenler bilir, onca yolu geride bıraktıktan sonra çadırın çelik kazıklarını toprağa çakmaya başladığınız o ilk an çok değerlidir. Kazıklar toprağın içine girdikçe sanki doğaya kendi bedeninizi sabitliyormuş gibi hissedersiniz. Topraktan çıkan o ilk taze kokunun yerini ne tutabilir ki? Gerdirme ipleri ve çubuklarla ayağa kalkan çadır güneşin altında canlanınca değmeyin keyfe. Yeni eviniz artık burası. Güne çadırda uyanmak derken kamp listeleri için de söz vermiştik. O halde huzurlarınızda ülkemiz sınırları dahilinde çadır kampı yapılacak cennet köşeler.
1. Çat Vadisi – Çamlıhemşin
Burası Fırtına Deresi’nin çağladığı sonsuz bir özgürlük alanı. Tur şirketleri “Doğa sizi çağırıyor” derler ya hani, işte o ses bu vadilerden geliyor. Bölge ülkemizin en nadide doğal güzelliklerini barındırıyor. Çat Vadisi, inanılmaz güzellikteki şelaleleriyle benzerlerine ancak filmlerde rastlayabileceğiniz manzaraların büyülü noktası.
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde Bulut Şelalesi nerdeyse 250 metre yüksekten düşüyor. Bulut, aynı zamanda Türkiye’nın en yüksek şelalesi. Erzurum’a kadar olan bölgede Tortum, Movri (Ardeşen) ve Paslakum Şelalesi bulunuyor. Paslakum, Çat Vadisine sadece 10 kilometre uzaklıkta. Vadide bungalov ve karavan olanakları da var.
2. Kaş Camping – Kaş
Ülkenin yaz tatili merkezlerinden Kaş’ın sezon kalabalığı aslında pek de çadır kafasına uygun değil. Olsun, Kaş’ta da başka kafalar var. Kaş merkeze yürüyüş mesafesinde olan kamp alanı, merkezi arkanıza aldığınızda hemen antik tiyatroyu geçince sol kolda. Burası dünyanın dört bir yanından gelen karavancıların uğrak noktalarından. Alanda özel işletmeye dahil bir kafeterya (gereksiz pahalıdır), ortak kullanıma açık buzdolabı, mutfak ve iki mini iskele bulunuyor.
Kaş Camping’de karavanın yanında, standart ve lüks bungalovlar ile çadır alanı bulunuyor. Tabii bir de muhtemelen kalabalık bir tatil ilçesinde bulabileceğiniz en güzel deniz. Buraya kesinlikle snorkelsiz gitmeyin. Suyun altında ailece takılan kalamarlar, günün belli saatlerinde kampı selamlamaya gelen bir Caretta, Gün balıkları, Gelin balıkları, Sarpalar, Karagözler ve daha nicesi var. Kaş’ın kalabalığının aksine burada sadece kuş sesleri eşliğinde, zeytin ağaçları arasında uyanacaksınız ve yüzünüzü hemen iki adım ötedeki denize dalarak yıkayacaksınız. Dalma demişken mekan aynı zamanda ülkenin en iyi dalış merkezlerinden biri olarak da hizmet veriyor. Varsa yanınıza dalış defterinizi almayı unutmayın. Giderseniz bizden Selin’e selam söyleyin.
3. Kapılı Göller – Çamlıhemşin
Kaş merkez sezonda ne kadar kalabalıksa burası da o kadar sakin. Çünkü deniz seviyesinde değil yaklaşık 4000 metrede (Verçenik Dağı). Anlayacağınız bu bölgede sadece işini bilen kampçılar var. İlk defa kamp yapacaksınız yükseklik basıncının bünyenizde yapacağı etkilere karşı bilgi almanızı öneririz. Tecrübesizseniz yalnız gitmeyiniz, zaten muhtemelen gidemezsiniz. Burada haliyle herhangi bir tesis bulunmuyor. Deniz yok ama adı üstünde bir göl ve çevresinde sarp tepeler var. Issızlığın ortasında, ateş, yıldızlar ve bir göl. Kamp için her koşul mevcut.
4. Gelibolu Mili Parkı – Çanakkale
Ulusal kurtuluş savaşının yaşandığı bu efsane topraklar her gidişte insana başka yerde asla hissedilemeyen duygular yaşatır. Eğer sakin bir sezonda ya da hafta içi gitmeyi başarırsanız Kabatepe Kampında her sabah ulu bir sessizliğe uyanırsınız. Yüzyılın en destansı anlarına şahitlik etmiş bölge, ıssız koyları ve çam ormanlarıyla yarımada boyunca uzanıyor. Ayrıca Eceabat tarafında ülkenin en iyi şarap üreticilerinden birinin de fabrikası ve tadım yeri bulunuyor. İsmini vermeyelim reklama girmesin. Unutmadan Suvla koyuna uğramadan bölgeden ayrılmayın 🙂 Mevsiminde giderseniz koy dibindeki Tuz Gölünde flamingo da görebilirsiniz. Göl kıyısından deniz tarafına doğru sandalyelerinizi atın ve kendinizi sonsuz sessizliğe bırakın.
5. Yenice – Karabük
İlk maddede bahsettiğimiz Çat Vadisinde ülkenin en yaşlı ağaçları bulunuyor tıpkı Yenice Ormanları gibi. Dünyadaki iklim değişikliklerinin etkilerini burada yaşayarak görmeniz mümkün. İklim değişikliğini bu sefer kötü manada kullanmadık. Örneğin bundan binlerce yıl önce Bursa’ya kadar uzanan palmiyeler ülkenin bitki örtüsünün doğal bileşeniymiş. İşte benzer bir örnek bugün Yenice Ormanlarında yaşıyor. Buradaki anıt ağaçlar ve ormanlar WWF tarafından Avrupa’nın acil korunması gereken 100 sıcak noktasından biri olarak seçildi. Bölgeye özel araçla gideceksiniz arkaya bisikleti takmayı sakın unutmayınız.
6. Aktur – Datça
Ülkenin en eski kurumsal kamp alanlarından biri Datça’nın denize doğru ince bir boyun gibi uzanan eşsiz coğrafyasında. Yorgun Aktur, kalabalık çevresine aldırmadan yıllardır ziyaretine gelen misafirlerini elinden geldiğince iyi ağırlamaya çalışıyor. Datça’ya kadar gelmişken mutlaka Knidos’a giderek antik kentin sağ kolunda kalan kayalara doğru mini bir tırmanış yapınız. Ege’nin antik güneşini en iyi batıracağınız yerlerden biri burasıdır. Sezonda Simi, Kos ya da Rodos’a doğru hızla uzaklaşan feribotları bulunduğunuz mesafeden oyuncak tekeneler gibi göreceksiniz.
7. Güzeldere Şelalesi – Düzce
Marmara bölgesi için en rahat ve kolay kamp alanlarından birisi. Hem yakın, hem de her mevsim ayrı renkte ayrı güzellikte. Üstelik ilk defa kamp yapacaklar için bile son derece rahat edecekleri imkanlar sunan bir konumda. Yine de çadır kampında asla normal hayattaki alışkanlıklarınızı aramayınız. Düzce’ye yaklaşık 30 kilometre mesafedeki kamp alanına giderken gördüğünüz yerlerin Türkiye’de olduğuna inanamayacaksınız. Yanınıza mutlaka bir dürbün alınız. Bölge kuş gözlemine de çok uygun hatta bir de gözlem kulesi bulunuyor.
8. Sülüklügöl – Mudurnu
Buraya bahar rotaları listemizde de yer vermiştik. Bu arada kamp alanları listemizi bahar rotalarıyla da birleştirebilirsiniz. O listedeki yerlerin birçoğu da kamp yapmaya elverişli bölgeler. Kaynaklardan akan içme suyu imkanı olsa da yanınızda her ihtimale karşı su bulundurmanızı öneririz. Ayrıca bölgede tuvalet de bulunmuyor.
9. Mazı – Bodrum
Bodrum ve çevresinin aslında artık her biri ayrı merkez. Ama görece olarak kurtarılmış yerler de hâlâ mevcut. Kara ulaşımı pek de kolay olmayan Mazı Köyü bunlardan biri. Aşağı Mazı tarafında İnceyalı’da kamp yapabilirsiniz. Bölgede minik bir tesis de var. Burası Gökova’nın dingin coğrafyasını tadabileceğiniz yerlerden. Buraya kadar gelmişken bir yolunu bulup Kissebükü’ne de demir atabilirsiniz. Mazı ve Kissebükü aynı zamanda Gökova turu yapan teknelerinden yanaştığı kıyılar arasında.
10. Aladağlar Milli Parkı – Kayseri
Yanınızda bölgeyi bilen dağcılarla giderseniz hayatınızın unutulmaz bir haftasını bu bölgede geçirebilirsiniz. Onlarca zirveden inen suların biriktirdiği göller, Toroslara özel çiçekler ve kızıllı karalı dağlar eşliğinde doğanın kalbinde uyuma imkanı Aladağlarda. Buranın rotası gideceğiniz ekibin tercihine göre değişecektir.
11. Kelebekler Vadisi – Fethiye
Vadide günümüzde konaklama tesisleri bulunuyor
Derin bir kanyonun yarlarında, metrelerce yükseklikte, milimetrik kayaların üzerinde, belli belirsiz hareket eden bilgin keçiler, turuncu kanatları ve benekleri ile kaplan kelebekler, denizin üzerinde İstanbul Boğazı’ndaki Yelkovan kuşları gibi seyreden uçan balıklar, şelale, yıldızlar, güneş…
Tesisleşmeye açıldığından beri Kabak Koyu kalabalığından korkulan Kelebekler, gezgin ruhların hac yerlerinden. Zamanında şehirlerin alternatif kafaları için bu üçü birbirinden ayrı düşünülemezdi: Olympos, Kabak, Kelebekler. Olympos’un böğrüne kadar saplanan şehirlerarası otobüsler ve vandal işletmeler sayesince ırzına geçildiği çok oluyor. Neyse ki arada bir taşan deresi doğanın intikamını almayı biliyor. Yakında ıslah adı altında dere yatağına da buldozerlerle girerlerse şaşırmayın.
Kelebekler hâlâ biraz daha bakir. Arada bir tekneler yanaşıyor, bazıları ortama uyum sağlıyor, bazıları kopkop müziklerle biraz yüzüp yollarına devam ediyorlar. Bir de şelale meselesi var. Vadiye doğru denize sırtınızı verip karşınıza çıkacak patikaya sol kollu devam ederseniz minik bir şelale göreceksiniz. Tırmanmayınız. Düşerseniz tahmin edemeyeceğiniz acılar çekebilirsiniz. Unutmayın bölgeye ambulans ulaşımı ancak denizden sağlanıyor.