Amerikan filmlerinde sık gördüğümüz sahnelerdendir; genç reklamcı, orta yaşlı borsacı, taze aldatılmış kalbi kırık kız, sweat shirt’ünün kapşonunu kafasına geçirip hızla merdivenlerden inen zenci genç… Bu karakterler illa ki hikayenin bir yerinde Central Park’a gider, bir süre müzik eşliğinde koşarlar. Film içinde bu koşma anı karakterin yıkılmadım ayaktayım haline tekabül eder, izleyiciye “helal be, bırakmadı ipin ucunu” dedirtir. İşte bizim sokaklar caddeler de artık ayynı Central Park gibi.
Bu işin film kısmı diyelim, peki ama gerçek hayatta ansızın koşmaya başlayan insanlar? Sahiden özellikle son iki senedir herkes taytları çekmiş, ayakta fosforlu ayakkabıları nereye koşuyor, neden koşuyor? Herkes hoppidi hoppidi naapıyor böyle kuzum?
İyi hissetmenin en iyi yolu: Yeter, durma! Hareket candır
Sürekli dertlerinizi yandığınız, sizi her durumda başıyla onaylayarak dinleyen, her sorunda size kayıtsız şartsız hak veren can arkadaşınız tabii ki pek önemli. Tıpkı dizi izlerken belinize dayadığınız yumoş yumoş yastığınız gibi.
Ama fark etmediniz mi, ikisi de çok duruyor, tıpkı dertleriniz tasalarınız gibi onlar da orada ööylecene duruyorlar. Siz de duruyorsunuz. Televizyon da duruyor. Yastık da. Arkadaş da. Bu durma hali çok sıkıcı değil mi? Koşmak sizi hayatın pimapenli-duşakabinli-kombili-yastıklı sarmalından çıkaracak en net aktivite.
Koşuyorlar ama bir sor niye
Belirli bir düzende spor yaptığınızda vücudunuzda endorfin adlı ekstra yakışıklı hormon salgılanıyor. Ağrı kesici ve kişiyi pamuk misali gevşetici bu madde morfinden daha güçlü ve daha etkili. İnsanı hazdan hazza coşturan bu çılgının tadını bir kere aldınız mı bir daha bırakmak çok zor. İşte koşma bağımlılığının bir sebebi de bu karmaşık cingöz.
En az uyumak kadar zahmetsiz
Dişlerini fırçala, üstünü değiştir yat > ayakkabını, şortunu giy koş. Gerçekten de en zahmetsiz spor koşmak; çünkü insanın varoluşuyla birlikte “default” olarak geliyor. Üretim mecburiyeti yani. Bebekler bile emekleme ve yürüme arasındaki geçişte dengeyi net sağlayana kadar mini deparlar atıyor.
Hava bedava, yol bedava, su 1 lira
En zahmetsiz spor olan futbol da dahi kale için iki taş ve bir adet dandik topa ihtiyaç var. Koşu içinse ihtiyacınız olan tek şey üstüne basacağınız bir yer ve yer çekimi. Gerisi mi, bırakın gerisini yer çekimi halletsin.
Yeri olsa asansörde bile koşacak insan var
Önce küçük yürüyüşler, sonra inceden tempo, devamında 5 kilometre, hadi bir 7 kilometre, Nee!!! Cenk’lerin grubu 8 kilometre mi koşmuş? Yarı maratona hazırlık, tam maratonla mutluluktan uçarım, İznik’deki triatlona kesin katılmalıyım vee benim Alper Dalkılıç’tan neyim eksik? Hedefim ultra maraton! (sakin)
Ay bu Nilay’da bi havalandı, oturuşu kalkışı bi değişti, bi tuhaf oldu iyce…
Nilay arkadaşımız iki senedir düzenli koştuğu için vücudu ve ruhu forma girdi. Haliyle çevresinin dikkatini çekmeye başlayan Nilay’ın egosu sağlamlaşmaya, dünyayla daha barışık, daha komplekssiz takılmaya başladı. Arkadan konuşan uyuz Neriman’sa kendini seven ve gurur duyan Nilay’ı dev kıskanıyor. Sürekli en yakın arkadaşına Nilay’ı çekiştiriyor, en yakın arkadaşı Neriman’a kesinlikle hak veriyor, sonra evlerine gidip yastıklarına sarılıp dizi izliyorlar. Nilay ise koşu camiasından tanıştığı yeni arkadaşlarıyla, seneye yapacağı tatilin planlarını yapıyor. Koşmak harekettir ve hareket güzeldir.
Sağlıklı yaşam çok güzel sen de gelsene
Düzenli koşan arkadaşlarınıza bir bakın; yavaş yavaş yemek yeme alışkanlıklarının değiştiğini, düzenli uyumaya başladıklarını, gece dışarı çıktıklarında daha az içtiklerini göreceksiniz. Osman Müftüoğlu’na bağlayıp maydanoz suyuna brokoli banıp yiyin demeyeceğiz ama sağlıklı olmak demek günümüzde artık sıkıcı olmak demek değil. Deneyin seveceksiniz.
Koşanlar arasında da değişik tipler yok değil
Spor yapmaktan dolayı bu dik ve diri ficuudu bozmak zor olsa da eğri oturmamız gerekecek çünkü doğru konuşacağız. Koşu camiasında da enteresan karakterler mevcut. Bunlar arasında en sık rastladıklarımız 1 kilometre koşup sanki maratona hazırlanıyormuşcasına tantana yapanlar. Bunlar gizliden gizliye herkesle skor da yarıştırırlar, yanlarına fazla yaklaşmayın, sinir yapar bunlar.
Lütfen sen koşma ama
Nerden gördüyse acayip acayip şekillerle ısınanlar. Hayır koşarken gözümüz takılıyor, inme mi geldi nooldu allah muhafaza diye tedirgin oluyoruz, yapmayın böyle şeyler. Koşan insanlar yardım sever insanlardır, boşuna yolumuzdan etmeyin.
Küçükçekmece Sahili’nde koşsa da kendine Usain Bolt süsü verenler
Bebek’de koşsa da fark etmez. Malzeme bağımlısı dediğimiz bu grubu tam takım eşyalarından rahatlıkla ayırt edebilirsiniz. Aylık gelirin yarısını malzemelere yatırırlar. Malzeme mutlaka önemlidir ama bu gruba göre malzeme yaptığı sporun kendinden bile daha önemli. Bunların motivasyonu da harcadıkları parayla doğru orantılıdır.
Pist yerine sosyal medyada koşanlar
İbrahim az önce zamazingosuyla 7.5 km koştu, bak taa burdan na buraya kadar koştu(haritada), 35 dakikada koştu, 1.800 zamazingofuel puan yaptı, koşarken yanından geçen kızı kesti, kız ona gülümsedi, amazing!
Hayattan “her türlü” daha çok zevk alırsınız
İbrahim’in koşu sonuçlarını aşırı paylaşmasına kıl olabilirsiniz. Haklısınız ama boş verin; çünkü koşan için sosyal medya motivasyonu çok önemli. Hatta kimi uygulamalarda siz İbo’nun skorunu “like” ettiğinizde, İbo’nun telefonundaki uygulama alkış sesi falan çıkartıyor. İşte o zaman görmeyin İbo’daki sevinci. Attığı her adımda ağaçlardan kuşlar havalanıyor, fonda sürekli Eye of the Tiger çalıyor… İbo çook mutlu oluyor, gördüğünüz yerde like’layın paylaşımlarını.
“Her türlü” zevk alırsınız derkendeki o “her türlü”?
Evet doğru tahmin, kalp bir kastır ve kullanıldıkça güçlenir, o güçlendikçe siz de güçlenirsiniz. Koşmak sizi sadece çekici yapmakla kalmaz, seks hayatınızı da düzene sokar. Bak valla çok film izlediğimizden değil, tıp çok gelişti oradan biliyoruz.
Koşuyorum çünkü cildim güzelleşiyor, doğallaşıyor
Yaw he he dediğinizi duyar gibiyiz. Demeyiniz, çünkü bu da bir gerçek. Düzenli ter atımı, salgılanan yağlar ve nem, cilde doğal bir canlılık, parlaklık ve güzellik veriyor. İnanmayan bi sene koşsun, gelsin yanımıza, uff çok güzelleşmişsin demeyen ListeList, online okey sitesi olsun.
Spor salonu keşmekeşinden uzak
Öboaaağv! Abııdf! Öğüytt! Pıfff! Ap Ap Ap Ap… Yedikule zindanlarında şehzade mi boğazlanıyor, Ultra Supersonic Performance Center’da spor mu yapılıyor arkadaş? Halbuki koşmak öyle mi? Çıkın boğaza, dünyanın en güzel parkurlarının birinde verin kendinizi rüzgara. Arada parkur değiştirin basın gidin cross için Belgrad Ormanları’na. Bu kadar insan yanlış yapıyor olamaz ya…
Yaptığını bir şekilde göstermek, göstermediysen aslında yapmadığının çağında yaşamak
Öncelikle şunu kabul edelim, spor havalı bişey. Ayrıca şehirli bir aktivite. Aşağı Üvecik Köyü’nde, çınar’ın altında bağdaş kurmuş oturan Cemil Emmi’ye “hadi emmi 1,5 kilometre koşalım da kardiyo olsun” derseniz, böğrünüze zopayı yerseniz. Olsun, kalbe alınan darbeyle kardiyoyu da aradan çıkardınız.
Sadece ülkemizde de değil, İtalyan Rodrigo emmi de koşmaz, fitness salonuna gitmez ya da pilates yapmaz. Dediğimiz gibi spor, şehir aktivitesidir ve şehir hayatına bir yerinden özellikle de yeni bir yerinden dahil olmak kişiyi anında “cool” yapar.
Koşmak zararlıymış, kalbi yoruyormuş, kesin kanıtlanmış!!!
Hiç poleniğine girmeyin bu tiplerle. Çevrenizde sıklıkla gördüğünüz bu şekillere doktor gelse “iki ay spor yapmazsan zıbamm diye ölüyosun” dese üşengeçliğinden yine spor yapmayacak emin olun. O tıbbi bahaneler kasmaya devam etsin, siz haftada sadece bir defa koşarak bile kalp krizi riskini yarı yarıya düşürün.
Kırmızı yüz, tsunamiye girmiş tshirt, dengesiz savrulan beden
Yanlış örnekler var demiştik. Bu kardeş de onlardan biri. Temposunu kafasına göre belirleyen, ısınmadan gazlanan, kendinden 500 metre ilerideki sporcuyu rakip belleyen bu zihniyet, şüphesiz ki telkin yoluyla sakinleştirilmeli, bir köşeye çekilip sıvısı verilmeli ve koşu hakkında doğru bildiği yanlışlar düzeltilmeli.
Aşırı motivasyon pompalayan arkadaş
Yaparsın, banko koşarsın, o mesafe sana çekirdek, muzunu yedin mi sen? Off bu dereceyi var ya Kıvanç Tatlıtuğ yapamamış geçen antremanında… Bu böyle uzar gider. Kendisi aşırı gaz insanı olan arkadaş, koşu aleminde tez sakatlık getirir, mümkün mertebe kulak asmamalı.