Aydın Boysan’ın dolu dolu geçen hayatını anlatan bu liste ilk olarak 26 Temmuz 2015’de yayınlandı. Bugün, yani 5 Ocak 2018’de bu değerli insanın vefat haberini aldık ve bu listeyi tekrar paylaşmak istedik. Aydın Boysan’ı saygıyla anıyoruz.
‘HAYATTA YAPILMASI GEREKEN EN ÖNEMLİ ŞEY, GİDERKEN VİCDANINI KİRLETMEYECEK OLAYLARLA DOLU BİR ÖMÜR GEÇİRMEKTİR’ diyen; bir rakı ve İstanbul sevdalısı…
Mimar, yazar Aydın Boysan; otuz beş yaşında yabancı dil öğrenmiş, altmış bir yaşında gazetelerde yazmaya başlamış, altmış üç yaşında ilk kitabı çıkmış ve seksen beş yaşına kadar otuz kitap yazmış bir koca çınar… İşte on beş maddede Aydın Boysan ve içi dopdolu, neşeli yaşam öyküsü.
1. Bir Asra Yaklaşan Ömür
Aydın Boysan, 17 Haziran 1921 tarihinde İstanbul’da doğar. Aslen Rizeli olan Aydın Boysan’ın babası Tekel’de muhasebeci olan Esat Boysan, annesi ise öğretmen olan Nevreste Hanımdır. Çocukluğu Samatya’da Narlıkapı Çıkmazı’nda geçer.
2. Değişik Zamanlar Yaşadık
Henüz gaz lambalarının aydınlattığı ve odun sobalarıyla ısınılan o günleri şöyle anlatır Aydın Boysan: “Samatya’da büyüdüm ben. Biz çocukken mesela teravih namazına giderdik. Narlıkapı’da tiyatro grubumuz vardı, tiyatroyu yaşatan bir semttik. Bizim tiyatromuza şehir tiyatroları konuk olarak gelirlerdi. Tuluat tiyatrosu gelirdi, cambazlar gelirdi… Değişik zamanlar yaşadık orada, çok da iyi oldu.”
3. Hem Anne Hem Öğretmen
İlkokulu Samatya’da okuyan Boysan 1939 yılında Pertevniyal Lisesini bitirir. İlkokul günlerini kendisinden dinleyelim. “Samatya’da ilkokula gittim. Birinci sınıfı başka hocada okuduktan sonra ikinci sınıfa geçtik, annem öğretmenim oldu, çok zor bir durum. Çok acımasızdı, en çok beni döverdi diğerlerine haksızlık olmasın diye. Bir de ‘Bu akşam benim dersim yok’ diyemezdim mesela. Dersim yok dediğimde kovalardı. Daha sonra Pertevniyal Lisesi’ne başladım. O zaman orta kısmı da vardı.”
4. Değerli Hocalardan Alınan Eğitim
Yokluk yıllarının sınırlı koşullarında okuyan Aydın boysan çok değerli hocalardan çok iyi bir eğitim alır. “Hocalarımdan birisi Nurullah Ataç’tı mesela, Reşat Ekrem Koçu vardı, İhsan Kongar vardı. Bizim müzik öğretmenimiz bile Mesut Cemil Bey’di. Mühim adamdı, üç sene bize hocalık etti.”
5. Sınırlı Şartlarda Süren Yaşam
“Evimizde ders çalışamıyorduk çünkü sobalı oda bir taneydi, orada da gürültüden çalışamıyorduk. Eminönü Halk Evine ders çalışmaya giderdik yürüyerek. Orada koca bir soba vardı, binlerce de kitap. Bir yandan ders çalışırken, bir yandan da kitap okuyorduk mesela, yalnızca ders çalışmıyorduk. Kitap okuma fırsatı vardı, zevki vardı. O zevki edindik. Hep sınırlı şartlar içinde yaşadık ama biz kitap da okuduk,”
6. Mimarlığa İlk Adım
1939 yılında Pertevniyal Lisesinden mezun olan Boysan, 1945 yılında Güzel Sanatlar Akademisini (Mimar Sinan Üniversitesi’nin Mimarlık Bölümü’nü) bitirerek mimar olur ve 1999 yılına kadar 54 sene mimarlık yapar.
7. Ödüllerle Dolu bir Yaşama
Ulusal ve uluslararası mimarlık yarışmalarında pek çok ödül kazanan Aydın Boysan Türkiye Mimarlar Odasının kurucuları arasında yer alır, yönetim kurulu üyesi, ilk genel sekreteri ve İstanbul şube başkanı olur.
8. Zoz Şartlarda Yapılan İşler
Zor yıllarda ve zor şartlarda göreve başlayan Aydın Boysan’ın mesleğindeki ilk eseri Hakkari Hükümet Konağıdır. Bu işe başlamasını şöyle anlatır: “İlk işim Hakkâri’deki Hükümet Konağıydı. 1947 senesinin birinci günü iki kişi yola çıktık, hem de yürüyerek! Kar, soğuk başladı, inşaat devam edemiyor, orada işim çok. Tabii o zamanlar yol da yok! Nasıl yaparız, nasıl yaparız derken çıktık yola. 230 km’yi tam bir haftada yürüdük!”
9. İki Yüz Tane Futbol Sahası
“Yaysanız benim mimar olarak yaptığım binaları, iki yüz tane futbol sahası doldurur; bir buçuk milyon kareyi bulur.” diyerek mimarlıkta yaptıklarını anlatan Boysan, 1957-1972 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak görev yapar. Kendi kitaplarını basmak için de 1984-1993 yılları arasında faaliyet gösteren Bas Yayınlarını kurar.
10. İkinci Baharla Başlayan Yazarlık
61 yaşında gazetecilik yapmaya başlayan Boysan, yazar olarak kırk bir tane kitap yazmış, 1984-1993 yılları arasında on yıl Hürriyet ve üç yıl da Akşam gazetelerinde köşe yazarlığı yapmıştır.
11. Evlenme Kararı Nasıl Alınır
1949 yılından beri Suzan Hanım ile evli olan Aydın Boysan’ın, biri mimar (Burak Boysan 1954) diğeri dublaj sanatçısı ve sinema oyuncusu (Haldun Boysan 1958) olan iki oğlu vardır. Evlilikle ilgili görüşlerini de esprili bir dille şöyle anlatır Aydın Boysan: “Rakıyla yetmiş senedir, eşimle altmış senedir evliyim. Demek ki evlenme kararını almak için on yıl kafayı çekmek gerekiyormuş.”
12. Rakı İçme Üstadı
Mimarlığının, yazarlığının ve hoş sohbetinin yanı sıra rakı içme âdâbının da üstadı ve sofraların duayeni olarak tanınan Aydın Boysan, bu âdâbı bakın nasıl anlatır: “Rakı yalnız başına içilen bir içki değil, meze ile birlikte yavaş, yani sindire sindire içilen bir içkidir. Mide ve beyne belirli bir etki yaptıktan sonra insan keyiflenir ve güzel sohbetlere yönelir. Yani hem anlatır, hem dinler. Böylece rakı sofrası; en az iki kişinin katıldığı toplu bir eylem, karşılıklı konuşmalara dayandığı için de demokratik bir foruma dönüşür. Evrensel ve kişisel sorunların ortaya getirildiği, fikir alıp verilen, insanın kendisi ile yüksek sesle düşünerek hesaplaştığı bir tür psikolojik grup terapisi olur rakı sofrası içenlere.”
13. Suç ve Ceza
Rakının dozunu kaçırdığı günlerle ilgili bir anısını da şöyle anlatır Aydın Boysan: “Gençlik yıllarımızda Beyoğlu’nda alkollü yani sarhoş bir şekilde dolaşan veya nara atarak toplumun huzurunu bozan insanları toplayıp Taksim Meydanında hazır bulundurdukları bir otobüse bindirip, Sarıyer’e kadar götürür, orada bırakırlardı (ki o zaman Mecidiyeköy’den sonra şehir yoktu) ve ceza olarak oradan şehre kadar yürürdü insanlar. İşte bu onurlu yolculukta ben de yer almıştım”
14. Gerçek bİr İstanbul Sevdalısı
Genç neslin daha çok neşeli televizyon sohbetlerinden ve kitaplarından tanıdığı çok renkli ve çok yönlü bir kişiliği olan Aydın Boysan, dünyayı ve İstanbul’u, geçmişi ve geleceğiyle iyi tanıyan ve zevkle okunacak şekilde anlatabilen bir İstanbullu. Ve en çok üzüldüğü şeylerin başında da İstanbul’daki binalarla, tarihi mirasla ilgilenilmemesi ve İstanbul’un güzelliğinin yok edilmesi.
15. Esas Olan Ayık Kafadır
“Mantığın zayıfladığı her yerde duygular biraz tehlikeye girer. Onun kaynağı ruhtur çünkü. Ruh ne olursa olsun içkiden sonra gölgelenir, Esas olan içkisiz yaşamaktır. Çevre ilişkilerinde, dostluk ilişkilerinde esas olan ayık kafadır.”
Aydın Boysan’ın Ders Niteliğinde 15 Sözü listemizi okumanızı da tavsiye ederiz.