Mıknatıs gibi bir adamdı Ahmet Ertegün. Müzik mıknatısı. Rock ve blues müziğin hüküm sürdüğü yıllara damgasını vuran Atlantic Records plak şirketini diş doktorundan aldığı 10 bin dolar borçla kurdu. Hayatı boyunca birçok müzisyenin kariyerine şekil verdi. Onlara kol kanat gerip rehberlik, hatta abilik yaptı. Peki kim bu “onlar”? İşte alt tarafı Ray Charles, Aretha Franklin, Miles Davis, Rolling Stones, Led Zeppelin vs… Bunların yanında bir de elinden kıl payı kaçırdığı diğer büyükler var. Peki bu kadar başarılı olmasındaki sır neydi? Çok basit aslında. O, müziği çok seviyordu. Hepsi bu.
“Atlantic Records’u kurmamızın sebebi, müziklerini beğendiğimiz birkaç şarkıcı ile kontrat imzalamak ve satın almak isteyeceğimiz albümlerini çıkartmaktı. Açıkçası asla çok eğlenceli bir şeyler yaparak para kazanabileceğimi düşünmedim. Yanılmış olduğum için çok mutluyum.”
Hangi müzisyenlerle hangi anıları yaşamış, onların kariyerlerine nasıl etkisi olmuş, bir bakalım dedik. Buyursunlar.
1. John Coltrane’in ilk albümü Atlantic Records’tan çıkmıştı
1959-1961 yıllarında Atlantic Records’un lider müzisyeni modal ve free cazın öncüsü John Coltrane’di. John ile varılan anlaşmada Ahmet Ertegün’ün payı büyüktür. İlk albümünü 59’da Giant Steps adıyla çıkaran John’un, albümle aynı adı taşıyan açılış parçası da büyük bir çoğunluk tarafından en karmaşık ve zor akor geçişlerini barındıran şarkı olarak kabul görmüştür.
2. Mesela Ray Charles’ı keşfetmiş
Ahmet, Ray Charles’ın adının yeni duyulmaya başlandığı zamanlarda onun bir dahi ve çok iyi bir geleceği olduğunu anlamıştı. Müzisyen keşfetmedeki yeteneği tartışılmaz olan Ahmet, hemen Atlantic Records adına anlaşmayı sağladı ve Ray Charles’ın ilk Atlantic hiti Ahmet’in yazdığı “Mess Around” ile geldi. Videodaki sahne “Ray” (2004) filminden ve tam da bu anlattığımızı görselliyor. Ahmet Ertegün rolünde Curtis Armstrong var.
<3. Soul’un Kraliçesi Aretha Franklin’in kendisini bulmasını sağlamış<
Ahmet, 1966’da Aretha Franklin’i himayesi altına aldı dersek yanlış olmaz. Zira, o zamanlar çok genç olan Aretha’nın kariyeri Atlantic Records’a gelmesiyle tamamen değişti. Atlantic’ten önceki şarkılarıyla, sonrası arasında dev bir fark olduğu dinlenildiğinde kendisini gösterir. Ahmet, onun için bir milat oldu. Soul’un Kraliçesi, ünvanını elde etme yoluna Atlantic Records’la başladı.
Ahmet Ertegün’ün ölümünün ardından Aretha onun için şunları söylemiştir:
“İlk buluşmamız, evet, Atlantic Records ofisindeydi. Ve hiç şüphe yok ki her şeyin hakimi O’ydu. Odadaki tüm yetki ve havayı o taşıyordu. Ama kendini beğenmişçesine değil. Arkadaşça ve sıcaktı. Bana sahip çıktı ve değer verdi. Sesim, kariyerim ve benim için oldukça korumacıydı. Çünkü çok genç bir kızdım Atlantic Records’a imza attığımda, evimden uzakta, ama Jerry [Wexler] ve Ahmet her zaman kariyerimle ilgili her şeyi denetlediler.”
O zamanlar günde iki paket kadar sigara içen Aretha Franklin’in sigarayı azaltması için Ahmet, büyük emek harcamış.
4. Rolling Stones’u da iflastan kurtarmış
1970’lerde Ahmet’in Atlantic Records’u Rolling Stones’u iflas etmekten kurtarmıştır. Bunun yanında Mick Jagger’la da kankaydı dersek yanlış olmaz. Bir rivayete göre de Ahmet’in çok hoşlandığı Marianne Faithfull, Jagger’ın sevgilisiyken Ahmet ağırlığını koyarak ondan ayrılmasını ve bunun “farklı” olduğunu söylemiş. Jagger da eli mahkum ayrılmış. N’apsın? Karşı gelmemek Mick’in ve Rolling Stones’un hayrına olmuş desek yeri.
5. Led Zeppelin: Groupieler, groupieler, groupieler…
Ahmet, Led Zeppelin’i keşfetmesinin yanında tüm zamanını bu efsanevi gruba ayırmıştı. Kayıt esnasında onlarlaydı, konsere çıkmadan önce sahne arkasında son ana kadar yine onlarlaydı.
Elbette sizlere Led Zeppelin’i uzunca anlatacak değiliz, lakin grubun Rock and Roll Hall Fame’e alındığı gecede Ahmet’in konuşmasının bir kısmı şöyledir:
“Ve dünyayı turladılar ve her yere gittiler ve gece yarısından sonraki partiler, groupieler, şampanya şişelerinin patlamaları ve groupieler, … ve groupieler, pencerelerden atılan televizyonlar, ve groupieler, mahvolmuş otel odaları, … , pencerelerden atılan ayakkabılar ve groupieler ve anlatamayacağımız hikayeler ve groupieler …”
Ahmet’in aramızdan ayrılmasıyla Led Zeppelin 2007 yılında Celebration Day adını verdikleri konserle -muhtemelen- son bir kez bir araya geldi.
6. Crosby, Stills & Nash’i, Crosby, Stills, Nash & Young yapan da o
Crosby, Stills & Nash’e Neil Young’ı katan da Ahmet Ertegün’dür. Hani şu hepimizin ezbere bildiği Heart of Gold şarkısının sahibi Kanadalı Neil Young’ı ikna edip bunu başarmıştır. Neil Young 2007’de, “Ahmet bizim adamımızdı. Umarım bugünün müzisyenleri de kendileriyle böylesi ilgilenecek birine sahip olurlar.” demiştir.
7. Eric Clapton’ı da…
60’ların ortasında İngiltere’ye giden Ahmet, bir barda konserdeyken görmüş Clapton’ı ve Cream süpergrubunun kurulmasına önayak olmuş. Şöyle diyor o gece için:
“… Döndüm ve bu güzel, meleksi yüze sahip gitaristi gördüm. Gözleri kapalı, dinleyebileceğiniz en tatlı soloyu atıyor. İşte Eric Clapton ile böyle tanıştım ve Cream’i kurdum.”
8. Elvis Presley ile anlaşmayı kıl payı kaçırmış
Ertegün, 1955 yılında Elvis Presley’i, rock’n’roll’un kralını da anlaşmaya bağlamasına çok yaklaşmış ve “Sun” şirketiyle mukavelesini 25 bin dolara devralma girişiminde bulunmuş. Fakat Elvis Presley 20 bin dolar daha fazla veren RCA şirketi ile anlaşmış.
“Elvis Presley’le anlaşmaya varmaya çok yaklaşmıştım. 25 bin dolar teklifte bulundum. Onlar 45 bin dolar istediler ve benim bir 20 bin dolarım daha yoktu.”
Epey acı.
9. Beatles’a gereken önem verilmemiş…
1960’ta bir avukatla çalışan Atlantic, Beatles’in Amerikan plak şirketi olması için uğraş vermiş. Gariptir, Capitol plak şirketi Beatles’i istememiş. Geriye Atlantic ve Vee-Jay kalmış. Avukat onları Vee-Jay’e bağlamış. Yine de, daha sonra Beatles Capitol’e geçmiş. “Eğer bize gelselerdi, asla gitmelerine izin vermezdik. Tüm o plaklara sahip olurduk,” demiş Ahmet.
10. Rock and Roll Hall of Fame’i de o kurdu
20 Nisan 1983 yılında, Ahmet Ertegün kurucu başkan olarak Rock and Roll Hall of Fame’i kurdu. 1987 yılında da rock müziğe katkılarından Hall of Fame’e girdi.
“Akranlarım tarafından seçilmiş olduğum için gururluyum ve utanıyorum. Gurur duyuyorum çünkü böylesi olağanüstü bir topluluğa, zamanımızın en iyi sanatçılarının arasına, girmiş olmak büyük bir onur.”
Müzik dünyasına kazandırdıklarıyla, yaptığı tüm katkılarla yaşamdan biraz olsun keyif alabiliyorsak bu Ahmet Ertegün sayesindedir. Biz de böylece teşekkür etmiş olalım. Onurların en büyüğü bu dünyanın seni ağırlamış olmasıdır. Eyvallah!
Bonus:
Son Sultan: Ahmet Ertegün ve Rock’N’ Roll’un Yükselişi
Robert Greenfield’ın yazdığı Ahmet Ertegün biyografisi Son Sultan: Ahmet Ertegün ve Rock ’N’ Roll’un Yükselişi Dilek Berilgen Cenkciler çevirisiyle April Yayıncılık’tan 2013 yılında çıktı. Meraklılara duyurulur.