19 Mayıs 1919 tarihi, yok edilmeye çalışılan bir toplumun, ulus olmaya yönelik olarak alın yazısını değiştiren, geleceğine ışık tutan ve tam bağımsızlığını kazanma yolunda atılan milli mücadelenin başladığı tarihtir. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın tarihini ve Atatürk’ün Türk Milleti için yaptıklarını hepimiz biliyoruz aslında. Ama bazı şeyleri bilmek yetmez, özellikle bazı dönemlerde onları hep canlı tutmak, yaşamak ve yaşatmak gerekir.
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk: 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında: “Büyük Nutuk”unu okurken; sonuç bölümünü, anlattıklarının bir özeti olarak “Gençliğe Hitabe” şeklinde bitirmiş ve vatanı gençliğe emanet etmişti. Bu emanete sahip çıkmak, yaşananları ve yaşadıklarımızı unutmamak için bir kez daha hatırlamak istedik Gençliğe Hitabeyi. Bayramımız Kutlu Olsun…
1. Ey Türk Gençliği!
Ben «Bandırma Vapuru»
Esme rüzgar esme, halim perişan
Mustafa Kemalim güvertede…
2. Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Ben Karadeniz’de dalgalarla boğuşan
Küçük köhne bir tekne
Baştan ayağa dek iman dolu
3. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
Bu hasretlik daha ne kadar uzar
Uçmak isterim Samsun’a doğru
Bakışlarım kararır gözlerim dolar
4. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dâhili ve hârici bedhahların olacaktır. (bedhah: kötülük isteyen, kötü kişiler, düşman)
Ben “Bandırma Vapuru”
Karadeniz’de küçük, köhne bir tekne
Yağma yağmur, esme rüzgar
Yolumu bekler Anadolu
5. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! (şerâit: koşullar)
Gümüş dere durmaz akar
Mustafa Kemalim güvertede
Dayamış alnını ufka bakar.
6. Bu imkân ve şerâit, çok nâ-müsait bir mahiyette tezahür edebilir. (nâ-müsait: uygun olmayan, elverişsiz)
Ben «Bandırma Vapuru»
Var git başımdan Karadeniz
Bu gece efkârım var
7. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. (mümessil: temsilci)
N’oldu ey gönül n’oldu
Gümüş dere durmaz ağlar
8. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. (Cebren: zorla, zorbalıkla, bilfiil: gerçek anlamda)
Kan ağlar altmış üç ilimiz
Kan ağlar Anadolu
9. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. (gaflet: boş bulunma, dalâlet: sapkınlık, doğru yoldan ayrılma)
Ben “Bandırma Vapuru”
Mustafa Kemalim güvertede
10. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. (müstevli: yayılımcı, emperyalist, tevhid: birleştirme)
Kaputuna bürünmüş
Bakışlarında kararlılık, saçlarında rüzgar
11. Millet fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. (fakr u zaruret: Yoksulluk ve çaresizlik)
Yıldızlar geçiyor alnından
Uzak zaferlerin şavkı vurmuş yüzüne.
12. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen;
Ben «Bandırma Vapuru»
Duyarım sesler gelir Anadolu’dan
Samsun’a doğru…
13. Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Bir şey var gecenin içinde
Rüzgarlarla karanlıklarla dağılan
14. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! (Mustafa Kemal Atatürk)
Bir şey var gecenin içinde
Mustafa Kemal’in sevinciyle ağaran…
(Şiir: Mustafa Tarcan)