Zombiler bizleri hem korkutan hem de meraklandıran büyüleyici yaratıklardır. Yürüyen ölüler hakkındaki merakımız on yıllar boyunca gelişti ve popüler kültürü büyük ölçüde etkiledi. Geçmişten günümüze zombilerle ilgili onlarca, hatta yüzlerce film ve dizi çekildi. Ancak zombi kavramını kim buldu ve gerçekten var olabilirler mi? İşte zombiler hakkında bilmeniz gereken korkunç gerçekler.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Virüs Salgını ile Başlayıp Hayatta Kalma Mücadelesine Dönüşen 21 Müthiş Zombi Dizisi”
1. Antik Yunanlar, zombilerden korkan ilk uygarlıklardan biriydi
Yüzlerce yıldır insanlar zombilerden korkmaktadır. Antik Yunanlar ise bu ölümsüzlerden korkan ilk uygarlıklardan biridir. Arkeologlar, Antik Yunan mezarlarında zombi korkusunun gerçekliğini gösteren kanıtlar bulmuşlardır. Bu mezarlarda bulunan iskeletlerin birçoğu kayalar veya ağır nesneler ile sabitlenmiştir. Bunun ölülerin dirilmesini durdurmak için olduğu düşünülüyor. Bu nedenle, genellikle Antik Yunanların ölülerin dirilmesinden korkan ilk uygarlıklardan biri olduğuna inanılıyor.
2. 13 Ekim’de Dünya Zombi Günü kutlanmaktadır
Tüm zombi fanatikleri için Dünya Zombi Günü vardır. Bu uluslararası etkinlik, 13 Ekim 2006’da bir grup zombi fanatiğinin Ölülerin Şafağı’nın çekildiği Kaliforniya, Pittsburg’da bir zombi yürüyüşüne çıkmasıyla başladı. Bu etkinlik dünya çapında kutlandı ve genellikle 13 Ekim’e en yakın hafta sonu düzenleniyor.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Hayatı Zombi Olarak Yaşamak İçin 12 Neden”
3. Bir zombiyi öldürmenin tek bir yolu vardır
Henüz bir zombi kıyameti yaşanmamış olsa da, insanlar bir zombiyi nasıl öldüreceklerini biliyorlar. Zombi meraklıları tarafından yaratılan kurgu, teori ve hikayelere dayanarak, bir zombiyi öldürmenin tek bir yolu olduğu düşünülüyor. Elbette sizlerin de bildiği üzere bir zombiyi öldürmenin tek yolu beynini yok etmektir.
Zombiler, vücutlarının herhangi bir yerine gelen bir hasardan etkilenmez. Ancak beyinlerine aldıkları her hasar onlar için ölümcüldür. Bir zombiyi öldürmenin en iyi yolu, kafasını kesmek veya mümkün olan her şekilde beynini yok etmektir.
4. İlk Amerikan zombi filmi 1932’de gösterime girdi
White Zombie (1932), zombi konulu İlk Amerikan filmidir. Film, sevgilisi tarafından zehirlenen ve ölümden geri döndürülerek zombiye dönüştürülen bir kadını anlatmaktadır. White Zombie, William Seabrook’un yazdığı “The Magic Island” adlı romandan uyarlanmıştır.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “İzlerken Gerilimin Ve Aksiyonun Dibine Vurabileceğiniz En İyi Zombi Filmleri”
5. Haiti’de birini zombiye dönüştürmek yasa dışıdır
Haiti kültüründe voodoo şamanlarının ölüleri zombilere dönüştürmesi yaygın bir uygulamadır. Ruhun, biri bedensel işlevleri, diğeri ise duyguları kontrol eden iki parçası olduğu düşünülmektedir. Bu iki parça ortadan kaldırıldığında, köle olarak kullanılabilecek cansız bir insan kalır. Onların ruhunun bekçisi olan kişi, zombiyi kontrol etme yeteneğine sahip olmaktadır.
Haiti’de, özel bir karışım veya zehir kullanılarak bir kişinin zombiye dönüştürülebileceğine inanılmaktadır. Bu nedenle Haiti’de bir kişiyi zombiye çevirme eylemi artık yasa dışıdır. Ülke yasasının 249. maddesi bunu yasaklıyor ve birini zombiye dönüştürmeye çalışırken yakalanan herkes cinayet suçuyla yargılanıyor.
6. 70 dolarlık bütçesi olan bir zombi filmi, Cannes Film Festivali’nde ödül kazandı
2008 yapımı İngiliz filmi Colin, 2009 yılında Cannes Film Festivali’nde gösterildi ve ödül kazandı. Yazar ve yönetmen Marc Price’ın, Londra’da bir zombinin hayatını konu alan 70 dolarlık bütçesi olan filmi çekmesi tam 18 ay sürdü.
7. Zombi hayranlarına Zombophiles denir
Zombilere olan hayranlık, popüler kültürdeki temsilleri sayesinde dünya çapında bir fenomen haline geldi. Zombi filmleri, zombi yürüyüşleri, zombi kıyametleri ve gerçek hayattaki canlandırmalar, zombi hayranlarının eğlenmek için yaptıkları şeylerden sadece birkaçıdır.
8. Mary Shelley’nin Frankenstein’ı bir zombi değildi
Mary Shelly yürüyen ölüler dünyasına ilgi ve hayranlık gösterse de Frankenstein bir zombi değildi. Zombiler dendiğinde çoğu kişinin aklına öldükten sonra yeniden dirilen insanlar gelir. Ancak bir hastalık veya virüs tarafından enfekte olup dönüşüm yaşayan kişiler de zombi tanımı içine girer.
Frankenstein insanları yemekle ilgilenmiyordu ve vücudu hastalıktan dolayı parçalanmıyordu. Bu nedenle Frankenstein bir zombi değildir.
9. Zombi kelimesinin kökeni Batı Afrika kültüründen gelmektedir
Zombi kelimesi, Batı Afrika kelimelerinin bir karışımından gelir. Tanrı ve “zumbi” anlamına gelen “Nzambi” ve “Fetiş Kongo’dan geliyor” anlamına gelen “nzumbie”, zombi kelimesinin yaratılmasında rol oynamıştır. Zombi kelimesinin oluşmasına katkıda bulunan bir diğer kelime de “mvumbi”dir. Bu kelime ise ruhunu korumakta olan bir ceset anlamına gelir.
10. Clairvius Narcisse, bir zombi olduğunu iddia etmiştir
Gerçek hayatta bir zombi olduğunu iddia eden birçok insan vardır. Ancak bu insanlardan en çok bilineni Clairvius Narcisse isimli Haitili bir adamdır. Narcisse, voodoo büyüsü ile bir zombiye dönüştürüldüğünü, diri diri gömüldüğünü ve ardından bir bokor (voodoo büyücüsü) tarafından ölümden geri döndürüldüğünü iddia etmiştir ve ölene kadar kontrol altındaki bir plantasyon çiftliğinde çalışmıştır.
Narcisse’in yaşadığı bu korkunç olayın hipotezi, Narcisse’e, onu çaresiz ve görünüşte ölü yapan bir psikoaktif madde kombinasyonu verilmiş olmasıdır.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Her Türlü Zombi Saldırısı ve Doğal Afete Karşı Kale Tasarımlı Doğa Evi”
11. Zombi korkusuna kinemortofobi denmektedir
Zombiler, pek çok insanın korkulu rüyasıdır. Bu fobiye kinemortofobi denir. Kinemortofobi sözcüğü, Yunanca hareket anlamına gelen “kine” ve ölü anlamını taşıyan “morto” kelimelerinden gelir. Bu fobi, genellikle erken yaşlardan itibaren zombi kıyametlerini betimleyen zombi filmlerini izleyen kişilerde ortaya çıkmaktadır.
12. Muhtemel bir zombi salgınında nasıl hayatta kalacağınızı anlatan bir kitap vardır
The Zombie Survival Guide, bir zombi salgınıyla nasıl başa çıkılacağını anlatan mizahi bir kitaptır. Kitap, Max Brookes tarafından yazılmış ve 2003 yılında yayınlanmıştır. Kitapta bir zombinin işlevleri ve bir zombi salgını olması durumunda bir zombinin nasıl öldürülebileceği hakkında ayrıntılı açıklamalar bulunmaktadır.
Max Brookes, çocukken izlediği Revenge of the Zombies (1943) isimli filmden ilham alarak bu kitabı yazmıştır. Bu filmi izledikten sonra zombiler onun için bir takıntı haline gelmiştir.
Kaynak: 1