Eskiden “Siyah Giyen Adamlar” vardı, ne bilelim How i Met Your Mother’da Barney Stinson’ın takım elbise sevdası, Johnny Depp’in gözlükleri – fularları, Brad Pitt’in saçları, Ryan Gosling’in varla yok arası sakalları falan gündem olurdu…
Bir süredir erkekler en çok likralı, elastik, fosforlu, janjanlı, daracık şeylerle gündem oluyorlar. Çünkü boş zamanlarında bisiklete biniyor, bisikletlerini çok seviyorlar. Gruplar halinde tura çıkan bisikletliler, şehirde minik klanlar halinde dolaşıyor ve hem sosyal ağlarda hem de yollarda gayet disiplinli şekilde takılıyorlar.
Bisiklet ve koşunun yükselen sporlar olması sadece bizde değil Batıda da dikkat çeker olmuş. Hani, gelişmiş ülkelerde spor zaten insan hayatının bir parçası, onlarda normal biz daha yeni keşfediyoruz diye bir durum söz konusu değil. Geçtiğimiz günlerde karşımıza çıkan İngilizlerin Daily Mail gazetesinde yayınlanan bir haber bunun kanıtı niteliğinde.
Bir kadının feryadı: Kocam bisikletine aşık
Artık batıda duruma karşılık gelen bir kelime bile var. Kısaca “Mamil” diyorlar. İngilizce, “Middle Aged Man In Lycra” yani “Orta yaşlı likra giyen adamlar.” Kadınlar yavaştan sevgilileri ya da kocalarının bisiklet takıntılarından şikayetçi olmaya başlamış gibiler.
Erkek abartması mı, aşırı kadın endişesi mi?
Aslında biz de tam bilemedik. Erkek milletinin kimi durumlara takıntılı olduğu malum. Erkek dediğimiz cins hepimizin bildiği gibi devinimi olan şeylere karşı hipnotik tepkiler veriyor. Bir de bu devinimi olan şeyler boyut değiştirerek tekerlekli hale gelirse olay tam olarak çığırından çıkıyor. Motosiklet, otomobil, bisiklet… Traktör sevdası diye bir şey var ey hanımlar. Bilemezsiniz.
Jennie Price, kocası Richard ve 2.000 £ değerindeki bisikleti
Habere konu olan çiftimiz işte bunlar. Jennie Price adeta bir dişi yakarış şeklinde dökmüş içini muhabire. Dertli kadıncağız kocasının nasıl bir anda profesyonel bisikletçi tadı yakaladığını, görünümünün nasıl kot ya da eşofmandan daracık taytlara sıkıştığını anlamaya çalışıyor.
Richard’ın orta yaş krizi onu bağlar ben niye “Haftasonu Dulu”na dönüşüyorum acaba!?
İngilizlerin her duruma özel lakap uygulaması bu hadisede de fark ediliyor. Gerçi “Haftasonu Dulu” iyi tanımmış, gideri var. Ama olayımız sadece haftasonu dulu olmak da değil. Acılı kadının tabiriyle çiftin ortak hesabındaki birikim, Richard’ın bisiklet merakından sonra Mark Cavendish’in sprintleri kadar hızla erimeye başlamış. Bu Mark Cavendish abimiz bisiklet camiasında özellikle sprintleriyle gönülleri fethetmiş delikanlı bir İngiliz sporcumuz oluyor.
Onu bisiklet ayakkabılarıyla yürümeye çalışırken gördüğümde, kendi ince topuklu halim aklıma geliyor
Kadıncağız kocasının bu yeni görünümünden ve aşkından pek memnun değil. Koca cumartesi gününün, hazırlık, evden çıkma, tur, eve dönme, duş, dinlenme, turun sosyal medyaya yüklenmesi derken heba olup gitmesineyse ayrıca gıcık oluyor.
Bisiklet genelde mutluluk ve huzur verir
Ama içinde bulunduğumuz tip durumlar biraz daha farklı. Richard bisiklete 5 sene önce biraz kilo verip vücudunu toparlamak için başlamış. Uygun fiyatlı bir yol bisikleti almış. Önceleri hadise doğal gidişatında seyrediyormuş. Herhangi bir spor mağazasından bulunabilecek bir kaç parça forma satın almalar gibi.
Bunlar normal şeyler, sonuçta bu bir spor ve gereklilikleri var
Keşke tüm gereken bu kadarcık olsa
Ama bisikletçiler bilir ki alınan o ilk malzemelerden sonra asla kolay kolay duramazsınız. Bisiklet dünyasına girdiğinizde aynakoldan göbeğe, rubleden frene, zincirden kaska kadar malzemeler arasında yaşamaya başlarsınız. Bisikletin basitliği ve rahatlığı yavaş yavaş teknik detaylara boğulmaya başlar.
Bu lastikler beni yavaşlatıyor…
İlk parça değişimini lastiklerle yapmış Richard ve karısı bu yeni uğraşı inceden takibe almaya başlamış. Ardından bisiklet ayakkabıları satın alınmış. Bisiklet ayakkabısı sıradan bir bisiklet kullanıcısının kendini yavaştan profesyonel bir bisikletçi gibi hissetmesinin ilk eşiğidir. Ayakkabının pedala kilitlendiği o ilk an önemlidir. (Evet, daha efektif bir sürüş için ayakkabı tabanı altındaki dişler ve kanallarla pedala kilitlenebiliyor.)
Kafanızda bir aynayla dolaşacağınızı hayal eder miydiniz
Ayakkabı eşiğinden sonra dönülmez rampanın ortasındasınız, vakit çok geç… Kadersiz kadın Jennie Price ilk ayakkabılardan sonra bir çift daha alındığını, sonra daha “hızlı” bir kask ve en sonunda ‘power to weight ratio – ağırlık güç oranı’ gibi dengeleri tutturabilmek için özel bir kit bile alındığını anlatıyor. Anlatma yenge. Biliyoruz. İnsan duramıyor. Kaska ayna takıp kafamızda bir çubukla dolaşacağımızı başta bizler de hayal edemiyorduk.
Ön diske yağ bulaştı, bütçedeki çöküş frenlenemiyor
Evde konuşulan konular da yavaş yavaş değişmeye başlıyor. İkinci bisiklet için hidrolik fren almak, disklerin ayarını yapmak, yol bilgisayarına hakim olmak gibi konular günlük konuşma diline hakim oluyor.
Mesela uydu navigasyonlu bir yol bilgisayarı için en son 500£ harcanmış
Ayrıca camlarında buğu ve teri önlemek için hava kanalları olan pro bir gözlük için de 250£ uçmuş. Jennie duruma o kadar bozuk ki, “Eğer Richard kadar terleyen biriyseniz o gözlükler bile buhar yapabiliyor” diyerek iki arada bi derede adamımıza laf sokmaktan geri durmuyor.
“Pedallayıp gelicem”den iki gün boyunca eve uğramamaya uzanan süreç
1 saat bisiklete binmek diye bir durum düşünülemez. Evden çıkma, rotaya girme derken zaten 1 saat geçmiş oluyor. Tur denilen şey minimum 3 saat. Peki ama tüm haftasonu evden yok olmak? Kara bahtlı Jennie fıttırma belirtileri göstermeye başlıyor. Richard’ın yaz ve bahar aylarında başka şehirlerde düzenlenen organizasyonlara katılması artık ona iyice garip gelmeye başlamış. Ayakkabıyı pedala kitlemek Richard için nasıl bir eşikse, Jennie için de “Bisikletçi arkadaşlarını benden daha fazla görüyorsun” cümlesi öyle bir eşik haline gelmiş.
Birbirini gaza getiren ekip arkadaşları
Richard neredeyse senede bir defa bisiklet değiştirir olmuş. 800£ değerindeki bisikletini yenisini almak için 200£ gibi fiyatlara satmış. (Noolmuş yanı alla alla…)
Mamil’ler kendi habitatları dışında son derece fanatik ve birbirlerine bağlılar
Bu yüzden Jennie’nin homurdanmaları hafiften Richard tarafından tepkiyle karşılanmaya başlamış. İş ilerledikçe Chris Froome gibi ünlü bisikletçilerin çalıştıkları rotalara gidip kendilerini oralarda test etmeye başlamışlar (Pis adiler!) ki bu durum da evden uzak başka şehirler ve başka yerlerde konaklamalar anlamına geliyor…
Bisikletime dokunma!
Richard karısının onca dırdırına rağmen dünyalığını düzmüş. Günlük antreman için 1.000£, kış ayları için 800£ çelik gövde ve kadrosunda ismi de yazılı olan kırmızı – beyaz – mavi tasarımlı 2.000£ ederinde bir custom ile toplamda 3 bisiklet almış. Adam yapmış beyler. Kadın haklı hanımlar. (Tırsmak)
Ya bi zevkimiz var ellemeyin yaa!
Besin destekleri, iç lastikler, dış lastikler, termal bereler, incecik termal bereler, jantlar, eldivenler, yazlık eldivenler, kışlık eldivenler, baharlık eldivenler, dört mevsim eldivenler, su geçirmez eldivenler,su kaydıran eldivenler, ayakkabılar, kevlar destekli ayakkabılar, tabanı destekli ayakkabılar, yaz için hafif ayakkabılar, cross country ayakkabılar, kol ısıtıcıları, bacak ısıtıcıları, portatif pompalar, basınç ayarlı ayak pompaları, seleler, koleksiyoncu seleleri, klasik seleler, tamir kitleri, ilk yardım setleri, farlar, ziller, reflektörler, sonsuzluk…
Zevkimiz var ellemeyelim ama evin bir odasını sadece bisiklet kullanıyor, yetmiyor balkona ya da bahçeye taşıyor. Evde kimse bisikletler kadar konforlu yaşamıyor.
Richard’a yavaştan biz de kıl olmaya başladık…
Yani bi dur adam. Bulmuş imkanı sömürüyor. Bu “acılı” çift Londra’nın güneyinde Surrey Hills’de yaşıyor. Zaten tüm çevreleri ağaçlık ve adeta doğal parkur gibi. Bölgede İngitere’nin en iyi parkur seçenekleri olduğu yetmiyormuş gibi bir de yakındaki Box Hill’den her sene ünlü “Tour of Britain” yarışı geçiyor. Bölgede olmayan tek şey dağ ve bir dağ parkuru.
Afacan Richard ve çetesi bu yüzden senede bir iki defa Pirenelere gidip favori bisikletçilerinin turladıkları rotaları yapıyorlar. Bu yüzden bisikletler 500£ değerindeki özel kutularda taşınıyor. Sonrası Alplerde rüya tırmanış ve inişler. Jennie içinse kabus geceler.
Beterin beteri var
Richard 41 yaşında ve 10 yıl önce multipl skleroz teşhisi konulmuş. Bu önemli sinir sistemi rahatsızlığına göre hayli aktif bir hayat yaşadığı söylenebilir. Geçtiğimiz senelerde Londra – Paris turu yapmış. Bu sene de Tour de France etaplarından birini yapacak.
Jennie artık kocasının bu tutkusunu kabul etmiş
Madem bir çeşit krize girdi ve bişeyler yapma niyeti var, Harley Davidson’la gezinen ve kızları kesen bir grup adamla takılacağına, bisikletçi olsun bari diyor. Yani biz karışmayız yenge. Ama kararın yerinde gibi çünkü abi zehri kapmış. Ayrıca iyi bi abiye de benziyor. Ha, siz de bisiklete Richard kadar bütçe ayırabilirim diyorsanız buradaki yazıya da bir göz atmak isteyebilirsiniz.
Darısı ülkemiz için de öyle güzel rotalara olsun…
Bonus: Kraftwerk – Tour de France
Bonus 2: Tour de France – 2014 best of
http://www.youtube.com/watch?v=JtCni1Ivd78