Ana sayfa » Yaşam » Her Gün Kullandığınız Halde Muhtemelen Yeterince Temizlemediğiniz 13 Eşya
Her Gün Kullandığınız Halde Muhtemelen Yeterince Temizlemediğiniz 13 Eşya
Ev temizliği denince aklımıza hemen bulaşıklar, çamaşırlar ve yerlerin silinmesi gelir. Ancak bazı eşyalar var ki, onları temizlemeyi unutuyoruz ya da görmezden geliyoruz.
Evde hijyen sağlamak için her gün süpürüyor, siliyor, bulaşıkları yıkıyoruz. Ancak bazı eşyalar var ki, adeta görünmezlik pelerinine bürünmüş gibi fark edilmiyorlar. Oysa ki bu küçük ihmaller, zamanla büyük hijyen problemlerine yol açabiliyor. “Ben zaten temizlik hastasıyım” diyenleri bile utandıracak kadar ihmal edilen eşyaları birlikte inceleyelim. Belki bu yazıdan sonra temizlik listenizde küçük ama etkili güncellemeler yaparsınız. İşte yeterince temizlemediğiniz eşyalar…
1. Yastıklar
Çarşaflarınızı düzenli olarak değiştiriyor olabilirsiniz, ama yastıkların kendisi? İşte orada bir sessizlik oluyor genelde. Ter, tükürük, cilt yağı ve toz akarları… Bunlar yastığınızın içinde gizlice parti yapıyor olabilir. Hijyen açısından sadece yastık kılıfını yıkamak yetmez, çünkü yastığın içi de zamanla bu maddeleri emer. Ayrıca kirli bir yastık zamanla boyun ağrılarına, alerjilere ve kötü kokulara neden olabilir.
Tabii her yastık aynı değil. Tüylü olanlar, köpük olanlar, ortopedik olanlar… Kimisi makinede yıkanabilirken kimisi sadece elde yıkanabiliyor. Eğer makineye atacaksanız, mutlaka dengeli bir yıkama için iki yastığı birlikte koyun. Kurutma aşamasında ise iç dolgunun topaklanmaması için birkaç tenis topu eklemek işe yarayacaktır. Yılda iki kez yıkamak bir başlangıç olabilir, ancak sıcak havalarda üç ayda bir yıkamak çok daha mantıklı. Yıkamadan önce mutlaka etiketini kontrol edin; köpük yastıklar elde yıkanmalı, diğerleri ise makinede nazik döngüde, düşük ısıda kurutulmalı.
2. Fan kanatları
Tavan vantilatörleri, genelde göz hizasının üstünde oldukları için temizlikten muaf sanılırlar. Ancak her döndüklerinde o güzelim toz bulutunu odanın dört bir yanına yavaş yavaş dağıtırlar.
Eski bir yastık kılıfını bu iş için kullanabilirsiniz. Kanadın üzerine geçirip, hafifçe bastırarak çektiğinizde tüm tozu içine hapseder. Hem kolay, hem pratik, hem de ortalığı batırmadan temizleme yöntemi. Ayda bir temizlik ideal olsa da çok sıcak havalarda bunu daha sık yapmak daha hijyenik olacaktır.
3. Uzaktan kumanda
Evde en çok dokunulan ama en az temizlenen eşyalardan biri kesinlikle uzaktan kumandadır. Hele ki grip sezonunda, bu minik cihaz mikrop taşıyan bir el bombasına dönüşebilir. Herkesin elinden geçen bu aletin temizliği de herkesin sorumluluğudur.
Haftada bir dezenfektan mendille silmek iyi bir alışkanlık. Butonlar arasında toz birikmesini önlemek için ince uçlu fırça kullanabilirsiniz. Sıvı temizleyicileri doğrudan kumandaya değil, beze sıkmak gerektiğini de unutmayın. Aksi halde elektronik devreler zarar görebilir.
Fırınınızla mutfak dolabı arasında kalan o minik boşluk… Sanki sonsuzluğa açılıyor gibi değil mi? Orada dökülen pirinç taneleri, erimiş peynir kalıntıları ve bir çay kaşığı kadar şüpheli madde bir araya gelip bambaşka bir yaşam formuna dönüşebilir.
Bu dar alanı temizlemek için nemli bir bezle sarılmış tereyağı bıçağı gayet başarılı olur. Temizlikten sonra bu boşluğu bir yalıtım şeridiyle kapatarak tekrar kirlenmesini önleyebilirsiniz. Ve hayır, oraya düşen şeyleri kaderine terk etmek bir temizlik stratejisi değildir.
5. Çatal bıçak tepsisi
Bir çatalı çekiyorsunuz ve yanında biraz da kurumuş pirinç geliyor. İşte o an anlıyorsunuz ki, çekmecenin içi minik bir gıda müzesine dönmüş. Bulaşıklar temiz olabilir ama onları sakladığınız tepsi aynı temizlik seviyesinde değilse, tüm emek boşa gidebilir.
Ayda bir kez bu çekmeceyi boşaltın, içindeki kırıntıları dökün ve hafif sirke-su karışımıyla silin. Bulaşık makinesinde yıkanabiliyorsa, bir tur attırmak da fena fikir değil. Gerçek gümüş takımlarınız varsa, onlar için özel bakım gerekebilir.
6. Pencereler
Camları silmek yetmez! Pervazlar, çerçeveler ve hatta sineklikler de birikmiş toz ve küfle kaplanabiliyor. Yeterince temizlemediğiniz eşyalar arasında olan pencereler, özellikle yağmur yağdığında, kirli sinekliklerden süzülen su ile cam kısımları tekrar tekrar kirletiyor. Bu yüzden yılda en az bir kez sineklikleri çıkarıp hortumla yıkamak, pencerelerinizin ömrünü uzatacaktır.
“Bulaşık makinesi zaten temizlik yapıyor, kendini de temizliyordur” diyorsanız, o büyük bir yanılgı. Zamanla yağ, deterjan kalıntıları ve yemek artıklarının birleşimiyle hem kötü koku hem de düşük performans ortaya çıkabilir.
Ayda bir, özellikle alt filtresini ve tahliye süzgecini çıkararak güzelce temizleyin. Sirke ile bir yıkama döngüsü çalıştırmak, makineyi hem temizler hem de kötü kokuların önüne geçer. Eğer sıkça kullanmıyorsanız, devamlı değil iki ayda bir temizlik yeterli olabilir. Ama unutmayın, bulaşıklarınızın kaderi bu makineye bağlı.
8. Mobilya altları
Mobilya altları görünmediği için genellikle temizlik sırasında es geçilir. Ancak bu alanlar toz, tüy, kırıntı ve hatta böcek yuvaları için ideal ortamlardır. Ayda bir süpürge veya elektrostatik bezlerle bu alanlara ulaşmak, evin genel hijyenini olumlu etkiler. Yeterince temizlemediğiniz eşyalar arasında bulunan koltukların, yatakların altı genellikle temizlik sırasında atlanan yerlerdir. Oysa bu bölgeler, toz ve örümcek ağları için ideal bir yuva. Uzun saplı bir süpürge ucuyla bu alanları haftada bir temizlemek, alerjenlerin azalmasına yardımcı olacaktır.
9. Mikrodalga fırının tavanı
Mikrodalgayı temizlemek için genelde dönen tabağa odaklanırız. Oysa asıl sıçramalar tavan kısmında birikir ve çoğunlukla gözden kaçar. Bu nedenle yeterince temizlemediğiniz eşyalar arasında mikrodalgalar da var! Mikrodalgalarda biriken ve görünmeyen kir, zamanla kokulara ve hijyen sorunlarına neden olabilir.
Haftalık temizliğinizde bu kısmı da ihmal etmeyin. Sirke ve su karışımını mikrodalgada ısıtın, oluşan buhar hem kiri yumuşatacak hem de cihazı ferahlatacaktır. Sonrasında bir süngerle tüm iç yüzeyi (tavan dahil) güzelce silin.
Çöp kutusu… Evin belki de en az kıymeti bilinen kahramanı. İçine her şeyi atarız: yemek artıkları, sebze kabukları, kağıt havlular, zaman zaman “Ne atsam da gözüm görmese” diye düşündüğümüz her şey. Ama kutunun kendisi? Genellikle çöp torbası değiştirildi mi, mesele halloldu sanılır. Halbuki o torba bazen sızdırır, bazen yırtılır, bazen dibine gizli bir koku bombası bırakır da haberimiz bile olmaz.
Haftalarca temizlenmeyen çöp kutusunun içinde bakteriler üreyebilir, kötü koku kalıcı hale gelebilir ve özellikle yaz aylarında sinekler için bebek bezi gibi işlev görebilir. O yüzden haftalık küçük bir bakım, büyük sorunları önler. Ilık su, biraz çamaşır suyu ya da sirkeli su karışımıyla kutunun içini bir güzel yıkayın. Kurumaya bırakmadan önce iyice durulayın. Altına birkaç damla lavanta yağı damlatılmış kâğıt havlu yerleştirirseniz, kötü kokulara veda edebilirsiniz.
11. Kurutma makinesi havalandırması
Çamaşırları kurutup pamuk gibi yapan kurutma makinesi, aslında içten içe tehlike saçabilir. Her kurutmadan sonra oluşan minik tüy topakları (nam-ı diğer tiftikler) sadece filtrede kalmaz; havalandırma kanallarına, iç mekanizmalara, hatta dışa açılan borulara kadar ulaşabilir.
Ve bu tüyler, birikmeye devam ettiğinde? Cihazın performansını düşürür, enerji tüketimini artırır ve en kötüsü, yangın riskine yol açar. Gerçekten. İstatistiklere göre, evde çıkan bazı yangınların kaynağı ihmal edilen kurutma makinesi havalandırmaları. Her kullanımdan sonra tiftik filtresini temizleyin. Ayda bir havalandırma borusunu kontrol edin. 6 ayda bir, makinenin arka kısmındaki çıkışı da elektrik süpürgesiyle güzelce temizleyin. Bu biraz zahmetli gelebilir ama bir yorgan kadar tiftik biriktiğini görünce “İyi ki yapmışım!” diyeceksiniz.
12. Pencere sineklikleri
Sineklikler yazın kahramanıdır; ne sinek girer, ne arı, ne de gece vakti ışığa gelen mini kanatlı istilacılar… Ama aynı zamanda dış dünyanın tozunu, polenini, kirini de yakalayan bir filtre gibidir. Camları silmek çoğu zaman yeterli sanılır ama sineklikler haftalar, bazen aylarca temizlenmeden kalabilir. Ve sonra bir gün sabah güneşinde camdan bakarsınız ve… sineklik aslında gri miymiş?
Sineklikleri yerinden sökebiliyorsanız, banyoya götürüp duş başlığıyla güzelce yıkayın. Yumuşak uçlu fırça ve sabunlu su karışımı işinizi kolaylaştırır. Eğer sökemiyorsanız, elektrikli süpürgenin yumuşak başlığıyla dışarıdan geçmek bile nefes almayı fark edilir biçimde iyileştirir. Astım ya da alerjisi olanlar için bu adım altın değerindedir.
Duş aldıktan sonra ortalık mis gibi kokar, serinleriz, ferahlarız… ama duş kabininin alt rayı? O hep orada kalır. Banyo yaptığınız yer tertemiz mi sanıyorsunuz? O zaman duş kapısının alt rayını mutlaka inceleyin. Sabun artıkları, saç telleri, şampuan köpüğü, su birikintisi… Tüm bunlar zamanla rayların içine dolar. Bu da hem hijyenik olmayan bir görüntü yaratır, hem de küf ve koku oluşumuna neden olabilir. Üstelik duş rayları genelde dar, ulaşması zor ve kıvrımlı olduğu için temizlikten en çok kaçılan bölgelerden biridir. Sirke ve karbonatı raylara serpiştirin ve 10 dakika bekletin. Sonrasında kullanılmayan eski bir diş fırçası yardımıyla tüm köşeleri güzelce fırçalayın. Sıcak suyla durulayıp kuru bir bezle silin. Bu işlemi ayda bir yaptığınızda, banyonuz sadece temiz değil, aynı zamanda daha bakımlı görünür.
Günlük temizlik rutini oluştururken genellikle görünen alanlar dikkate alınır: parlak zeminler, mis gibi kokan mutfaklar, düzenli yataklar… Ama asıl hijyen, gözümüzden kaçan detaylarda saklıdır. Bu yazıda bahsedilen eşyalar, belki de “temizlik listem hazır” diyenleri bile biraz utandıracak cinstendir. Şimdi kendinize dürüst olun: Bu 13 eşyanın kaçı şu anda gerçekten temiz?
Küçük adımlar büyük farklar yaratır. O halde bir sonraki temizlik gününüzde, göz hizasının ötesine geçmeyi unutmayın!