Hepimiz birbirimizden ne kadar farklıyız? Hiçbirimiz birbirimize benzemiyoruz. Fizik olarak, karakter olarak, kişilik olarak, dil, din, ırk, renk… Aslında birçok şey daha ekleyebiliriz, hep bildiğimiz şeyler. Parmak izimiz, DNA’mız…
İnsanlar, nedense zaman zaman insanlık kavramını unutuyor. Savaşlar, katliamlar, işkenceler, terör… Neden? Niçin? Biz insanlar sonsuz evrende, sonsuz yıldız kümeleri içinde, Dünya gezegeninde yaşayan canlı varlıklarız
Her birimiz farklı bir bölgede dünyaya gelmiş olabiliriz. Farklı ideolojimiz, farklı dinimiz olabilir ama hepimiz insanlığın bir kardeşlik olgusundan ibaret olduğunu bilmeliyiz. Aynı oksijeni soluyor, aynı doğadan faydalanıyoruz
Dünyada asırlar boyu yaşanmışlıkların ardından, ulusların kendilerine ait gelenek ve görenekleri oluşmuştur. Bir milletin inançları, yemekleri, müzikleri, kıyafetleri ve sosyal alışkanlıkları gelenek ve göreneklerdir. Bir milleti ulus yapan, mirasına sahip çıkmasıdır
İnsanlar birbirlerinin gelenek ve göreneklerine saygı duymalıdır. Özveri, fedakârlık, dayanışma ve destek içinde olmalıdır. Yeni yıla yaklaştığımız bugünlerde, herkes inancında özgürdür, hoşgörü olduğu sürece hiçbir sorun olmaz
Her dini inancın bir kutlaması vardır. Hristiyanların Hazreti İsa’nın doğduğuna inandıkları gece 24 Aralık gecesi Noel bayramı olarak kutlanır
Yılbaşı gecesi ise yılın son günü olan 31 Aralık gecesi bir yılı bitirip yeni bir yıla girmenin heyecanı ve coşkusu için kutlanır
Arasında ne kadar büyük bir fark var, biri Hazreti İsa’nın doğduğu güne inandıkları bir gün olan dini bayram yani Noel bayramı, diğeri ise yeni bir yıla girilen gün
2018’in şu son günlerinde, 2019’a girerken tüm dünyada sevginin, saygının, barışın, hoşgörünün ağırlıkta olduğu, insanlarda azmin çok olduğu ama hırsın olmadığı, vicdanlı, merhametli insanların çoğunlukta olduğu bir dünya diliyorum