88 yaşındaki Papa Francis’in hayatını kaybetmesiyle birlikte sadece Katolik dünyası değil, bütün dünya “Peki şimdi ne olacak?” sorusunu sormaya başladı. Bir sonraki papa kim olacak? Nasıl seçilecek? Vatikan’da şu an neler dönüyor? Yeni papa nasıl seçiliyor? Tüm bu sorular, dünyanın en eski ve en gizemli seçim sürecine odaklanmamıza sebep oldu. Herkes bacadan çıkacak dumanı bekliyor. Beyaz duman çıkarsa “Tamamdır, yeni papa seçildi!” diyoruz, siyah duman çıkarsa “Yok, daha karar veremediler.” deyip beklemeye devam ediyoruz.
Bu durum bize neyi hatırlatıyor? Tabii ki 2013 yılını! Papa 16. Benedict istifa ettiğinde, Katolik dünyası iki hafta boyunca yeni ruhani liderini beklemişti. Bu süreçte tüm gözler, Kardinaller Koleji denen o gizemli yapının üzerindeydi. Onlarca kardinaller, kapalı kapılar ardında oy kullanıyor, dua ediyor, tartışıyor ve sonunda bir isim üzerinde uzlaşıyor.
Ama bu sadece bir seçim değil, aynı zamanda asırlardır süregelen bir gelenek, bir ritüel, bir tür kutsal tiyatro. Dışarıdan bakıldığında gizemli, içeriden bakıldığında ise son derece ciddi ve detaylı kurallarla örülü bir sistem.
Peki bu sürecin arka planında neler dönüyor? Kimler aday olabilir? Bu karar nasıl veriliyor? Vatikan’ın duvarları ardında neler konuşuluyor? Bakalım yeni papa nasıl seçiliyor ve bu süreç nasıl işliyor?
Papa ne zaman ve neden seçiliyor?
Papalık makamı iki durumda boş kalıyor:
Papa ölürse
Ya da, çok nadir olsa da, istifa ederse.
Benedict XVI, 2013 yılında sağlık gerekçesiyle istifa etmişti. Ondan önceki istifa? 1415 yılında. Yani baya eski! Yani istifa meselesi Katolik Kilisesi tarihinde neredeyse yok denecek kadar nadir. Bir papa vefat ettiğinde ya da görevi bıraktığında, Kardinaller Koleji (evet, tıpkı bir büyücü loncası gibi havalı bir isim!) toplanıyor ve seçim süreci başlıyor. Bu sürece “Konklav” adı veriliyor. Ve işler burada tam anlamıyla ciddileşiyor.
Aziz Petrus Meydanı’nda toplanan kalabalığın gözleri bacaya dikiliyor. Sebep? Çünkü bacadan çıkan dumanın rengi, seçimle ilgili önemli bir sinyal taşır:
Siyah duman: “Henüz karar verilmedi.”
Beyaz duman: “Yeni papa seçildi!”
Evet, gerçekten de o dumanlar özel bir karışımla renklendiriliyor. Tüm dünya, o küçük bacadan çıkan renge göre nefesini tutuyor.
Papa seçme süreci aslında nereden geliyor?
Bu işin kökeni İsa’nın havarilerine kadar gidiyor. İlk papa kabul edilen kişi, Aziz Petrus. Kendisi, İsa’nın en yakın takipçilerinden biriydi. Zamanla onun makamı büyüdü, Roma piskoposu oldu ve ardından Katolik dünyasının “Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi” konumuna geldi.
“Papa” kelimesi Latince’de “baba” anlamına geliyor. Başta birçok dini lider için kullanılsa da, 6. yüzyıldan itibaren sadece Roma piskoposuna özgü hale geldi. Yani, yavaş yavaş “Papa” unvanı tek kişilik bir taht haline dönüştü.
Orta Çağ’da papalık seçimi adeta bir taht kavgasına dönüşüyordu. Birçok kişi aynı anda “Ben papa oldum!” diye ortaya atılıyor, bazılarıysa antipapa ilan ediliyordu (Yani gerçekten seçilmemiş ama kendini papa sanan kişiler).
1059 yılında Papa II. Nicholas, bu karmaşaya bir dur demek için “Bundan sonra sadece kardinal piskoposlar oy verecek!” dedi. Böylece Kardinaller Koleji yavaş yavaş şekillendi. Bugünkü anlamda Kardinaller Koleji’nin temeli de işte bu reformlarla atıldı. Artık papa seçiminde; oy verecek kişilerin sayısı belli. Yaş sınırı var. Ve en önemlisi: Seçim kuralları net!
Bir papa öldüğünde veya istifa ettiğinde, 15 ila 20 gün içinde seçim süreci başlıyor. Bu süre, dünyanın dört bir yanındaki kardinal üyelerin Vatikan’a gelip toplanabilmesi için tanınıyor.
Seçim günleri geldiğinde:
Oy kullanacak kardinal sayısı maksimum 120 ile sınırlı. 80 yaş üstü olanlar oy kullanamıyor. Seçim gizlilik içinde yapılıyor. Kardinaller dış dünya ile iletişimi kesiyor, resmen izole oluyorlar.
Karar verilmesi için en az üçte iki çoğunluk gerekiyor. Bu da demek oluyor ki, “hadi aramızda oylayalım, çoğunluk ne derse o olur” gibi bir sistem değil. Gerçekten üzerinde uzlaşılan bir isim aranıyor.
Şu an dünya genelinde 222 kardinal var. Bunların 120’si papa seçme hakkına sahip. Ancak yıl sonunda yaş haddini aşan 8 kişi daha oy hakkını kaybedecek. Yani, o “beyaz duman” çıkmadan önce çok ciddi diplomasi, konuşmalar ve bolca dua dönüyor!
Günümüzde yeni papa nasıl seçiliyor?
Her şey Katolik Kilisesi’nin en yüksek rütbeli din adamları olan kardinallerin Roma’ya çağrılmasıyla başlıyor. Kardinallerin yaşı 80’in altındaysa, oy kullanma hakkına sahipler. Ancak küçük bir detay var: hepsi potansiyel birer papa adayı da! Yani o meşhur Sistine Şapeli’ne girerken “yeni papa kim olacak?” sorusunun cevabı aslında içerideki herkes olabilir!
Roma’ya vardıklarında her kardinale yerel bir kilise atanıyor. Bu hem bir onur göstergesi, hem de bir nevi “sahneye çıkma” fırsatı. Çünkü halk bu şekilde kardinallerin yüzlerini tanıyor, isimlerini öğreniyor.
Yazar ve papalık uzmanı John Thavis’in dediğine göre, bu süreç biraz bir politikacının kampanyasına benziyor. Ama dikkat! Adaylar, “kampanya yapıyormuş gibi görünmemek” için ellerinden geleni yapıyorlar. Slogan yok, afiş yok, ama perde arkasında her şey diplomatik bir satranç oyunu gibi ilerliyor.
Kardinaller, Sistine Şapeli’ne giriyor ve kapılar kapanıyor. Bu aşamaya “konklav” deniyor. Latince kökenli bir kelime ve “kilit altında” anlamına geliyor. Çok uygun, değil mi? Buradan itibaren dış dünyayla tüm bağlantı kesiliyor. Cep telefonları, tabletler yok. İçeride ne konuşuluyor, kim kime ne oy veriyor? Kimse bilmiyor. Gizlilik o kadar önemli ki, sadece birkaç görevli dışarıyla temas kurabiliyor. Her gün, maksimum dört kez oylama yapılıyor. İlk gün bir kez, sonrakilerde sabah ve akşam olmak üzere ikişer kez. Seçim gizli oyla yapılıyor ve özel kağıtlar kullanılıyor. Önce kağıtlar dağıtılıyor, herkes oyunu yazıyor, sonra bu oylar toplanıyor ve tek tek sayılıyor.
Eğer kimse oyların üçte ikisini alamazsa, sonuç geçersiz sayılıyor. Peki bu sonuç halka nasıl duyuruluyor? İşte işin o kısmı tam bir tiyatro! Şapelin tepesine yerleştirilen bacadan çıkan dumanın rengi, papa seçilip seçilmediğini gösteriyor.
Bunun için özel kimyasallar kullanılıyor: siyah için katran ve kükürt gibi maddeler, beyaz için potasyum klorat, laktoz ve reçine karışımı. Bu formülü Vatikan 2013’te ilk kez açıkladı. Ondan önce kimse nasıl yaptıklarını tam olarak bilmiyordu!
2013’te Papa Francis seçilmeden sadece birkaç saat önce, bacanın tepesine bir beyaz martı kondu
Bu sahne, dünyadaki milyonlarca izleyiciye umut verdi. Çünkü Katolik halk bu tarz işaretlere inanmayı sever. Gerçekten de o martı boşuna oraya konmamış! Birkaç saat sonra beyaz duman yükseldi ve Arjantinli Kardinal Jorge Mario Bergoglio yeni papa olarak seçildi.