Kadınlar, binlerce yıllık kadim anlatılarda, mitolojilerde ve efsanelerde yaşamın ve canlılığın sembolü olarak gösteriliyor. Ancak kadın imgesi tarih boyunca daima belirli kalıp yargıların içine sıkıştırıldı. Kadın başlangıçta yaşamın, canlılığın, doğanın ve bereketin bir sembolüydü. Kadına büyük bir saygı ve hatta kutsallık atfediliyordu. Ancak insan medeniyetinin evrimi, kadın imgesinin de değişmesine yol açtı. Örneğin Orta Çağ’da kadın yaşamın ve canlılığın sembolü değil, kötülüğün ve nefretin simgesiydi.
Dünya değişmeye devam ettikçe “kadın” da değişiyordu… Sanayi Devrimi ile başlayan süreç bu defa “emekçi kadınların” ortaya çıkmasına neden oldu. Kadın algısı artık, ne kadim medeniyetlerdekine ne de Orta Çağ’dakine benziyordu. Artık o da, yalnızca üretimin ve ekonominin bir parçasıydı… Ama kadın, her şeyden önce kadındı! Çocuk bakmalı, ev işleri yapmalı ve neslin devamını sağlamalıydı.
Erkek egemen toplumda kadınlar birçok zorluklarla karşı karşıya kaldılar. İçinde yaşadığımız çağda, kadınlar potansiyellerinin tamamını ne yazık ki kullanamıyor. Çünkü ataerkil sistem, kadınların duygu, düşünce ve davranışlarını önemli ölçüde şekillendiriyor. Peki kadınlar bu döngünün içinde hangi sorunlarla karşılaşıyor? Çıkış yolları neler? İşte sağlıklı, mutlu ve kendinin farkında bir yaşam sürdürmek isteyen her kadın için bir yol haritası niteliği taşıyan Yeni Dişil kavramı hakkında merak edilenler…
Kadınlar toplumsal alanda var olabilmek için kendi benliklerinden uzaklaştılar
Tarihsel süreçte kadınlara ve kadınlığa yüklenen farklı ve zorlayıcı anlamlar, kadın bedeni ve ruhundaki dengenin bozulmasına neden oldu. Örneğin, dünyanın giderek ataerkil bir yapıya bürünmesi, kadınların kendi benliklerinden uzaklaşmasına yol açtı. Ataerkil bir dünyada hayatta kalmaya çalışan kadınlar, ya aşırı dişil ya da aşırı eril davranış kalıplarına sığındılar. Buna verebileceğimiz en güzel örnek iş dünyası. İş dünyasındaki kadınlar yoğun rekabet ortamında dişil enerjilerini kaybederek erilleşiyor.
Bu durum gerçekçi olmayan, hem ruhen hem de bedenen sağlıksız bir kadın tipinin ortaya çıkmasına yol açıyor. Öyle ki “Savunmasız, korunmaya muhtaç ve zayıf” kadın imgesi dahi bu süreçte şekilleniyor. Öte yandan, aşırı erilleşme de sağlıksız bir kadın imajına yol açıyor. Çünkü kadınlardaki erilleşme, “dengenin” bozulmasına neden oluyor.
Dengenin bozulması
Dengenin bozulması, kadın bedeni ile ruhu arasındaki bağlantının ortadan kalkmasına, kadının var olma halinden uzaklaşmasına sebep oluyor. Bu da aile hayatından duygusal sağlığa, iş yaşamından sosyal çevreye kadar pek çok alanda sorunlar yaratıyor.
Yeni Dişil nedir?
Davranış bilimci ve tarihçi Dr. Nil Keskin, yeni dişil kavramını “öze dönüş” ve “iyileşme” hali olarak tanımlıyor. Üstelik, bireysel olarak başlayıp tüm dünyaya yayılan bir iyi olma hali! Dr. Nil Keskin, kısa süre önce yayımlanan “Yeni Dişil” isimli kitabını kendi bedeninden ve dişilliğinden uzaklaşarak ruhsal ve bedensel pek çok sorunla karşılaşan kadınlar için yazdı. Kitap, Dr. Nil Keskin’in akademik çalışmalarının yanı sıra, uzun yıllar boyunca elde ettiği tecrübelerinin birleşmesiyle hazırlandı.
Destek Yayınları’ndan çıkan Yeni Dişil, “sağlıklı, mutlu ve kendinin farkında bir yaşam sürmek isteyen kadınlar için yol haritası niteliğinde.” Yeni Dişil’de, kadın bedeni ile ruhu arasındaki dengenin nasıl kurulacağı detaylı olarak inceleniyor. Ve kadınlık için evrensel bir iyi olma halinin adımları takip ediliyor. Öte yandan toplumsal cinsiyet rollerinden erkek egemen topluma, kadınlık ve erkeklik algısından kadınların iş hayatındaki rolüne kadar pek çok önemli konuya değiniliyor.
Yeni Dişil kimdir?
Yeni Dişil her şeyden önce, özgün olan kadındır! Dişil erdemlerine dönmeyi başarabilmiş, kadın bedeni ile ruhu arasındaki dengeyi tekrar kurabilmiş olan kadındır. Yeni Dişil, ruhla beden arasındaki dengeyi kurmayı başaran, ruhu ve bedeni “iyileşme” halinde olan kadındır. Kendi bedeni ve ruhu arasındaki denge sayesinde, doğayla da denge içinde olan kadındır.
“Kadın iyileşirse, dünya iyileşir”
Yeni Dişil, bireysel olarak tüm kadınlar için bir “iyileşme” rehberi. Ancak, Dr. Nil Keskin tarafından kaleme alınan Yeni Dişil, gerçekte bütün dünya için bir iyileşme hareketi. Çünkü Keskin’in belirttiği üzere kadın iyileşirse, dünya iyileşir! Yeni Dişil sayesinde, dişil erdemlere dönmeyi başarabilen ve dişil uyanışı gerçekleştirebilen kadınlar toplumlara örnek teşkil edebilir. Böylece toplumları iyiye doğru dönüştürebilmeyi başarabilir!