Sanatın birbirinden farklı dalları ortaya çıkarken, en sonunda yemek sektörüne de sıçramalar oldu. “Food Art” ismiyle gelişen bu sanat dalı gün geçtikçe daha popüler hale geliyor. Biz de gelişmelerden habersiz kalmayın istedik ve size lezzetli bir liste hazırladık. Görsel bir şova hazırsanız, işte karşınızda en başarılı 13 food art örneği!
Dev yiyeceklerin arasında kaybolmuş minik insanlar
Christopher Boffoli‘yi devasa yiyecekler ve minyatür insan figürlerinin aynı karelerde arzı endam ettiği fotoğraflardan tanıyoruz. Seattle’da yaşayan fotoğrafçı, bu tasarımları oluştururken meşhur masal kahramanı Gulliver‘den esinlendiğini söylüyor. Dev yiyeceklerin yanında yer alan minnacık insan figürleri sanatçının mizahi bakış açısının da bir yansıması.
Gençlik yıllarında bir doğum gününde hediye aldığı fotoğraf makinesi ile çekim hayatına başlayan sanatçı, ilk dönemlerde seyahat ve belgesel fotoğrafçılığı yapıyormuş. Özellikle “Big Appetites” isimli serisiyle ünlenen fotoğrafçının bu çalışması yüzden fazla ülkede yayımlandı. Midenize hakim olabilecekseniz bir göz atın deriz.
Ünlü eserlerin yiyecekten versiyonları
Karsten Wegener sıradışı fotoğraflarıyla dikkat çeken bir isim. Ancak son yıllarda food art fotoğraflarıyla sükse yaptı. Her şey bir gün sanatçının aklına Edward Munch‘un “Scream” isimli eserini buzdolabındaki malzemeler ile yeniden tasarlamak fikrinin gelmesiyle başladı. Ortaya çıkan ilginç çalışma sonrası Wegener denemeye devam etti.
Van Gogh, Picasso, Damien Hirst ve Jeff Koons eserlerini yeniden canlandırdığı diğer isimler arasında yer alıyor. Detaylara şuradan göz atabilirsiniz.
Hiç şeker ve karamelden yapılan Louvre gördünüz mü?
Başarılı tasarımcılar; Caitlin Levin ve Henry Hargreaves ünlü müzelerin minyatürlerini şekerden yapmışlar. Şeker, karamel ve çikolata kullanılarak yapılan tasarımların fotoğraflarını gördüğünüzde onları gerçeklerinden ayırt edemeyeceğinize eminiz. İkilinin bu konseptinde Museo Soumaya, Maxxi, Louvre ve Tate Modern gibi ünlü müzeler yer alıyor.
Gitmek için, fırsat aradığımız müzelerin şekerden heykelciklerini görmek, hatta profesyonel çekim fotoğraflarında onları gerçeklerinden ayırt edememek farklı bir deneyim. Çalışmanın devamı ve detaylar için şuraya.
Yiyeceklerden oluşan bir masal diyarı
Sizi şimdi de yiyeceklerden oluşan bir masal diyarı ile tanıştıracağız. Londralı fotoğrafçı Carl Warner, bakış açımızın sınırlarını zorlayacak food art örneklerine imza atıyor. Masalları gerçeğe dönüştüren Warner, ilk olarak yaratacağı malzemeyi tasarlıyor sonrasında ise en ince ayrıntılarına varana dek o manzarayı yaratmaya başlıyor.
İlk baktığınızda gerçeğinden ayıramayacağınız tasarımlar, sizi çocukluk yıllarınıza götürebilir. Bir göz atmakta fayda var.
Tarihin tozlu sayfalarından örnekler
Food art sanatının yakın zaman önce popülerleştiği doğru, ancak sanmayın ki geçmişte örnekleri yoktu. Bundan yüzyıllar önce Giuseppe Arcimboldo meyve, sebze, hayvan, kitap gibi günlük objeleri bir araya getirerek insan portreleri oluşturuyordu. Birçok ressamın da ilham kaynağı olan 16. yüzyılda yaşamış olan sanatçı, sürrealizmin de ilk öncülerinden biri.
Arcimboldo, food art denildiğinde akla gelen ilk isim olmasa da, belki food art akımının ilk örneklerini oluşturan kişidir. Yaşadığı dönem nedeniyle web sitesi yok tabii. Vikipedi‘ye bakmaya ne dersiniz?
Sebze ve meyveler günlük objelere dönüşüyor
Yiyecekler, Dan Cretu‘nun ellerinde günlük objelere dönüşüyor. Fotoğrafçı, her üretimi üzerinde yaklaşık dört-beş saat çalıştığını söylüyor. Salatalıktan analog fotoğraf makinesi, portakaldan bisiklet tasarlayan sanatçı, üretim esnasında pek eğleniyor olmalı. Sanatçının sağlıklı yiyeceklere ağırlık vererek bize yolladığı mesajı da almıyor değiliz.
Aman diyoruz buzdolabındaki havuçlara yazık etmeyin, sanatla şaka olmaz. Bu işler öyle göründüğü gibi kolay değil, havuç salatasıyla başlayabilirsiniz. Dan Cretu‘nın çalışmalarının tamamını şuradan izleyebilirsiniz.
İnsan mimikleri yiyeceklerde canlanıyor
İnsan mimik ve hareketlerini yiyecekler üzerinde canlandıran Tamas Balla‘nın çalışmalarına mutlaka daha önce internette rastlamışsınızdır. Kahkahalar atmanıza sebep olacak çalışmalar tasarlayan sanatçı, üretimlerinde çeşitli hikâyeler anlatmayı seviyor.
Biraz eğlenmek için sanatçının çalışmalarını mutlaka inceleyin.
Tarihi geçmiş soslardan sanat eserleri
Esther Lobo bildiğimiz food art örneklerinin biraz dışında işler üretiyor. “Nasıl?” diye sorduğunuzu duyar gibiyiz. Şöyle ki; kendisi akışkan yiyecekleri genellikle boya amaçlı kullanıyor. Ortaya çıkan sonuçlar ise küçükken suluboya, bir parça ip ve kâğıt kullanarak yaptığımız resim çalışmalarını andırıyor.
Eminim çalışmaları hakkında “Bu da sanat mı!” yorumları alıyordur, ama bunları kale almıyordur diye umut ediyoruz. Yaratıcı fikirleri eleştirmekten biraz sıkılıp da onları takdir etmek dileğiyle. Esther Lobo’nun çalışmalarını da şuradan izleyebilirsiniz.
Yemeklerle ilgili tabular yıkılıyor
Rene Mesman, food art tasarımları ile hayal dünyamızı zorluyor. Çalışmalarında farklı yiyecek türlerini birleştiren ve onları fotoğraflayan Mesman, Hollanda‘da fotoğrafçılık yapıyor. Sıradışı gıda kombinasyonları ile dikkatleri çeken sanatçı, daha önce kimsenin bir araya getirmeye cesaret edemediği yiyecekleri birleştirmek konusunda bir hayli cesur.
Daha önce balık ile ananası, fasulye ile böğürtleni ve şeftali ile mantarı estetik bir biçimde bir arada göreceğinizi söyleseler inanır mıydınız? O halde sizi şöyle alalım.
Yumurta kabuğundan sabır isteyen şaheserler
Christel Assante, çalışma alanını sınırlı tutarak yumurtalar üzerinde yoğunlaşmış. Asıl mesleği heykeltıraşlık olan sanatçı, bu yeteneği ve bilgisini yumurta kabukları üzerindeki ince işçiliği ile sergiliyor. Genellikle bıldırcın ve kaz yumurtası kullanmayı tercih eden sanatçı, her bir yumurta üzerinde yaklaşık üç-dört gün çalışıyor.
Yumurta üzerindeki sabırlı işçiliğini bitirdikten sonra ise içerisine minik bir ampul takarak aydınlatan sanatçı tek kelimeyle aşmış diyoruz. Ve sizi kendisinin usta işçiliği ile baş başa bırakıyoruz.
Rengârenk ve lezzetli portreler
İllüstratör ve tasarımcı Martin Sati, yaşamını ve çalışmalarını İspanya‘da sürdürüyor. Renkli illüstrasyonlarından biliyoruz kendisini, ancak asıl dikkatimizi çeken “El Banquete” isimli serisi. Bu çalışma için öncelikle güzel bir meyve ve sebze alışverişi yapılmış. Sonraki adımda ise çeşitli portreler tasarlanarak, bu yiyecekler küçük şeffaf kapların içerisine yerleştirilmiş.
Ortaya çıkan hayranlık uyandırıcı portrelerden sonra yiyecekleri afiyetle bitirdiklerini tahmin etmek pek de zor olmasa gerek. Afiyetler olsun diyor ve sizi sanatçı hakkında daha fazla bilgi edinebileceğiniz internet adresiyle baş başa bırakıyoruz.
Bu food art örnekleri seyahat isteği uyandırıyor
İlginç bir food art örneğiyle daha karşınızdayız. Anna Keville Joyce, seyahat üzerine odaklandığı çalışmaları ile sizi alıp götürüyor. Şehirleri tasvir eden sanatçının, pek çok kişide kaçıp gitme isteği uyandırdığı kesin.
Yiyeceklerle sadece şehirler değil hayvan, manzara gibi birçok görünüm tasarlayan sanatçıyı sıkı takip etmenizi öneriyorum. Zira kendisi her gün zehir gibi fikirler üretmeye devam ediyor. İştah ve estetik kavramlarını aynı çatı altında buluşturmayı amaç edinmiş sanatçıyı bu linkten takip edebilirsiniz.
72 bin bisküviden oluşan bir tasarım harikası
Çin kavramsal sanatının önemli yapıtaşlarından biri olan Song Dong; video, heykel ve resim alanında işler üretiyor. Kendisini büyük ölçekli işleriyle tanıdığımız Dong’un “Biscuit City” isimli projesinden bahsetmemek olmaz. Yaklaşık 72 bin bisküvinin kullanıldığı yerleştirme için “tasarım harikası” tanımını kullanmak abartı olmayacaktır.
Şu anda “Neden yeteneksizim?” diye yakarışlarınızı duyar gibiyiz. Kendinize haksızlık etmek yerine bu harika çalışmaları inceleyebilirsiniz.