Ana sayfa » Yaşam » Çocukları Yemek Seçen Ebeveynlerin Uygulaması Gereken 7 Önemli Şey
Çocukları Yemek Seçen Ebeveynlerin Uygulaması Gereken 7 Önemli Şey
Yemek saatleri… Kimi evlerde bir şölen, kimi evlerde ise küçük bir savaş alanına dönüşebiliyor. Özellikle de seçici yiyen minik bir çocuğunuz varsa! İşte tam da bu noktada, işinizi kolaylaştıracak birkaç ipucu var…
Yemek masasında çocuklarla geçen anlar bazen bir komedi sahnesini andırabilir: kaşıkla ağzına yaklaşan brokoliye burun kıvıran minikler, tabaktaki makarnaları tek tek sayarak yiyenler ya da yemeğin sadece sosunu isteyen küçük gurmeler… Eğer siz de yemek konusunda seçici bir çocuğa sahipseniz, kesinlikle yalnız değilsiniz. Dünyanın dört bir yanındaki ebeveynler aynı yemek savaşını veriyor. İyi haber şu ki, bu süreci eğlenceli ve sağlıklı bir hale getirmek mümkün. İşte yemek seçen çocuklar için pratik bir rehber.
1. Sabırlı olun, pes etmeyin
“Bir ısırık daha, lütfen!” cümlesiyle başlayan pazarlıklar tanıdık geliyor mu? Çocuğunuz brokoliyi görür görmez tabağını itiyorsa, sakın moralinizi bozmayın. Araştırmalar, küçük çocukların bir yiyeceği beğenip beğenmediklerine karar vermeden önce o yiyeceği ortalama 10 ila 15 kez denemeleri gerekebileceğini söylüyor. Yani ilk seferde reddedilen bir yemek, bir sonraki denemede kabul görebilir.
Bu süreçte sihirli sözcükleriniz yavaş ve sabit olmalı. Yeni bir besini tanıtırken porsiyonu çok küçük tutun, ısrar etmeden, sakin bir şekilde sunun. Bir gün patates püresinin içine minik bir brokoli parçası saklayın, başka bir gün çiğ olarak renkli bir tabakta servis edin. Bugün “hayır” dediği şeye, bir hafta sonra tekrar şans verin. Damak tadı sürekli gelişen ve değişen minik bir şefle uğraştığınızı unutmayın. Sabrınızın sonunda mutlaka meyvesini alacaksınız.
2. Besin çeşitliliği olan bir menü hazırlayın
Minik gurmenizin önüne koyduğunuz her şeyi silip süpürmesini beklemek gerçekçi olmayabilir. Asıl önemli olan, onun önüne renkli, çeşitli ve besleyici bir sofra koymaktır. Tıpkı bir ressamın paletindeki renkler gibi, tabağındaki yiyecekler de ne kadar renkli ve çeşitli olursa, o kadar çekici ve keşfe değer hale gelir. Farklı dokuları (çıtır havuç, yumuşak muz, kaygan yoğurt), farklı tatları (ekşi nar, tatlı mısır, tuzlu peynir) ve tabii ki rengarenk seçenekleri bir arada sunun. Örneğin, çocuğunuz bir sebzeyi pişmiş olarak reddediyor olabilir, peki ya çiğ hali? Belki de çıtır çıtır bir salatalık onun için çok daha cazip gelecektir. Amacınız, onu zorlamak değil, kendi tercihlerini keşfetmesi için bir dünya sunmak olsun.
Yemek seçen çocuklar, kendi emeklerinin olduğu işlere çok daha fazla sahip çıkarlar. Onu mutfağın sihirli dünyasına dahil etmek, yemeklere olan ilgisini artırmak için harika bir yoldur. Bu süreç, pazardan ya da marketten alışveriş yapmakla başlayabilir. “Bugün hangi renk sebzeleri alalım?”, “Bu meyve nasıl kokuyor?” gibi sorularla onu sürecin bir parçası haline getirebilirsiniz.
Evde ise yaşına uygun, basit ve güvenli görevler verin. Marulları yıkayabilir, yoğurdu kâselere pay edebilir, kurabiye hamuruna şekil verebilir veya sofraya peçeteleri yerleştirebilir. “Bu salatayı sen yaptın!” cümlesi, onun için inanılmaz bir gurur kaynağı olacak ve o salatayı yemek için can atacaktır. Mutfak, sadece yemek pişirilen değil, birlikte öğrenilen ve eğlenilen bir atölyedir.
4. Çocuğunuzun açlık ve tokluk sinyallerine güvenin
Bazen o kadar çok endişeleniriz ki, çocuğumuzun doğal içgüdülerini unuturuz. Her yetişkinin iştahı nasıl günden güne değişiyorsa, çocuklarınki de öyledir. Bugün tabağını sıyıran çocuğunuz, yarın sadece birkaç lokma alıp kalkmak isteyebilir. Ve bu tamamen normaldir.
Onu yemek yemeye asla zorlamayın. “Bitir” komutu, yemekle olan ilişkisini olumsuz etkileyebilir. Onun yerine, “Tamam, doyduysan tabağını mutfağa götürebilirsin” demek çok daha sağlıklıdır. Önemli olan, sağlıklı seçenekler sunmak ve ne kadar yiyeceğine onun karar vermesine izin vermektir. Çocuğunuz enerjikse, keyfi yerindeyse ve düzenli kilo alıyorsa, endişelenmenize gerek yok demektir. Onun vücuduna kulak vermesine izin verin. Bu, hayat boyu sürecek sağlıklı bir alışkanlık kazanmasına yardımcı olacaktır.
Dev bir tabakta sunulan, yetişkin porsiyonu kadar yemek, küçük bir çocuğu görsel olarak ve fiziksel olarak bunaltabilir. Bu problem, yemek seçen çocuklar söz konusu olduğunda yeme bozukluğu sorununun en önemli nedenlerinden birisi. Çocukların mideleri, kendi yumruklarından sadece biraz daha büyüktür. Önüne kocaman bir tabak yemek koymak, “Bunu bitirmen gerekiyor” mesajı verir ve bu da onu strese sokarak yemekten soğutabilir.
Bunun yerine, küçük çocuk tabakları ve kaseleri kullanın. Az miktarda, hatta bazen sadece birkaç kaşık yemek koyun. “Hadi bakalım, bu lezzetli bezelyeleri bitirelim!” gibi bir hedef göstermek yerine, “İstersen tadına bakabilirsin” şeklinde yumuşak bir dil kullanın. Küçük porsiyonlar, onun başarma duygusunu tatmin eder ve “Hepsini bitirdim!” diyerek gururlanmasını sağlar. Bu küçük başarılar, onu bir sonraki yemek için motive edecektir.
6. Yiyeceği ödül veya ceza olarak kullanmayın
“Eğer sebzelerini bitirersen, ardından tatlı yiyebilirsin.” Bu cümle, masum bir pazarlık gibi görünse de aslında tehlikeli bir mesaj içerir: “Sebze yemek kötü bir iştir, sonunda ödül olarak tatlı (yani iyi bir şey) gelecektir.” Bu yaklaşım, çocukların zihninde yiyecekler için iyi ve kötü ayrımı yaratır ve bu ayrım yetişkinlikteki sağlıksız yeme alışkanlıklarının temelini oluşturabilir.
Yemek, bir ödül veya ceza aracı değil, vücudumuzu beslemek ve keyif almak için kullandığımız bir araçtır. İyi davranışı ödüllendirmek istediğinizde, yiyecek yerine birlikte geçireceğiniz kaliteli bir zamanı (parka gitmek, boyama yapmak, bir puzzle tamamlamak) önerin. Bu, aranızdaki bağı güçlendirecek ve yemekle olan ilişkisini sağlıklı tutacaktır.
Çocuklar söylediklerinizden çok yaptıklarınızı takip ederler. Siz televizyon karşısında atıştırırken, ondan masada oturup sebze yemesini bekleyemezsiniz. Ya da siz sürekli fast-food tüketirken, onun ıspanağa bayılmasını beklemek gerçekçi olmaz. Onunla birlikte aynı masaya oturun ve aynı yemekleri yiyin. “Vay, bu domates çok suluymuş!”, “Brokoli çıtır çıtır, çok lezzetli!” gibi olumlu ifadeler kullanın. Yeni bir yemeği denerken oluşan merakınızı ve heyecanınızı gösterin. Sizi gözlemleyerek, yemek yemenin sadece bir ihtiyaç değil, keyifli bir aile ritüeli olduğunu öğrenecektir. Çocuklarda yeme bozukluğu sorununu çözmek, sabır, sevgi ve bol bol kahkaha gerektirir. Endişeleriniz devam ediyorsa, her zaman bir çocuk doktoruna veya bir beslenme uzmanına danışmaktan çekinmeyin.