Yeditepe İstanbul, İstanbul gibi büyük bir şehrin en kenar mahallelerinden birinde geçen sıcacık bir hikayeydi bizler için. Diziyi izlerken insan, karakterlerin her biri gerçek olsun isterdi. Bize öyle güzel bir dünyanın hayalini kurdururdu ki… Gerçek hayat artık daha acımasız gelirdi gözüne insanın. Karakterlerin isimleri bile güzeldi. Olcay, Yusuf, Duru, Önem, Ali, Ferhan…Sanki bir dizi değil de, edebiyat eseri gibiydi her sahnesiyle.
Yüreğimizde bıraktığı izlerle unutulmazlar arasında yer alan bu efsane diziyi bazı alıntılarla yeniden hatırlayacağız şimdi. (Rahat duygulanabileceğiniz bir anda okumanızı tavsiye ederiz.)
Hatırlatma: Dizi şu sözlerle bitmişti…
“Tamam bitti. Bu, tuhaf insanların öyküsü, bundan sonra sizin içinizde sürecek. Yalnız kimseye iltimas geçmek yok. Çünkü herkes payına düşeni yaşar. Hayat, nitelikli insanı ödüllendirir. Şimdi veda mahiyetinde, eyvallah!”
1. “Anlamlarını bilmeden dinleyip sevdiğimiz şarkılar…”
2. “Söylesene bir ev ne zaman ev olur?”
3. “Senin için pencereden pencereye koşmak çok güzeldi…”
4. “Bir acı telaffuz edilemiyorsa melodiye dönüşür.”
5. “Biz hayatın makul çocuklarıyız…”
6. “Elimde bir demet çiçekle geçtim bütün sokakları…”
7. “Hayatta hiç kimse adımı bu kadar güzel söyleyemez…”
8. “Ben bakarken kanayan bir şehir oluyor yüzün…”
9. “Bir şeylerin yerine koyduk birbirimizi…”
10. “Karnımız doyunca aşk başlayacak…”
11. “Sokağın hayatında alçak gönüllü bir parantez açılmış…”
12. “Cümle cümle hayat…”
13. “Aynı okla yaralıyız biz…”
14. “Sevmeyi ve savaşmayı sürdür…”
15. “Kalbimin en çok yağmur alan yerlerinde; adın…”
16. “Güzelliğini boyalarla örtmüşsün.”
17. “Bir silah oyuncak olabilir ama sahte asla…”
18. “Kalbimi görmeden küçümçüyorsun…”
19. “Bana öyle bir kitap ver ki, sorun diye bir şey kalmasın.”
20. “Karşılaştık ya, tek avuntu bu…”
21. “Bir şeyler değişsin diyorum, didiniyorum. Çabaladıkça birbirine benzemeye başladı günler. Her gün aynı skorla dönüyorum eve.”
22. “…Gözlerimi yumunca hala o geliyor gözlerimin önüne. Dünyanın en güzel acısı sen misin ya?”
“Sana da olur mu Ferhan? Hani çok acır bir yerin, parmaklarını üstüne bastırmaktan alamazsın kendini. Canının o kadarcık yanması hoşuna gider. Gözlerimi yumunca hala o geliyor gözlerimin önüne. Dünyanın en güzel acısı sen misin ya?”
23. “Eğer çekeceğimiz acıları seçebilseydik, hepsini seçerdik de aşk acısını şöyle beride tutardık.”
24. “…Ben seni iskambil destesinde bulmadım ki şansıma küseyim.”
Duru: Ben sana teşekkür etmek istiyorum; hissettiğin güzel hisler için…
Ömer: Bir teşekküre hayırın anlamı değişmez, eğer bu teşekkür teselli için ise buna hiç gerek yok; ben seni iskambil destesinde bulmadım ki şansıma küseyim.
25. “Sevgimizi göstermeyi bilmiyoruz biz, bu yüzden de yaralayıp duruyoruz kendimizi.”
26. “Aşkın kar zarar defteri yok; alacağın varsa yüreğine yazacaksın.”
27. “Bir gün bütün gücümle aşık olacağım.”
Havva ana: Anlatma bana Yusuf. Serseri bir gezegenden ne farkın var senin? Bu gençliğinle, kuvvetinle ne yapacaksın çok merak ediyorum?
Yusuf: Ne mi yapacağım? Bir gün bütün gücümle aşık olacağım. işte o kadar.
28. “Hiçbir şey, yoksulluk kadar kötü bir öğretmen olamaz.”
29. “Madem sen oradan bakıyorsun, çiçek açayım daha iyi.”
(Ömer bahçedeki bir ağacı lambalarla donatmaktadır. o an duru pencereye çıkar.)
Duru: Ömer, ne yapıyorsun orda?
Ömer: Olgunlaşıyorum Duru. Ama madem sen ordan bakıyorsun, çiçek açayım daha iyi.