Gökyüzü insana hem hayranlık uyandıran bir güzellik hem de korku salan bir güç sunar. Fırtına bulutları toplandığında, şimşeklerin gökyüzünü yarıp geçtiği o anlarda çoğumuz güvenli bir sığınak ararız. Ancak bazı insanlar vardır ki, kader onları bizzat gökyüzünün gazabıyla yüz yüze bırakır. İşte Roy Sullivan da bu insanlardan biriydi. 1912’de Virginia’da dünyaya gelen Sullivan, hayatını doğanın tam kalbinde, Shenandoah Milli Parkı’nda bir korucu olarak geçirdi. Görevi, dağları, ormanları ve insanları korumaktı; ama gökyüzü sanki sürekli onun peşindeydi. Tam yedi kez yıldırım çarpmasına rağmen hayatta kalmayı başaran bu adam, bilim insanlarının bile açıklamakta zorlandığı bir mucizeye imza attı. Kimi insanlar onu “yeryüzünün en şanslı adamı” olarak gördü, kimileri ise “en talihsiz” diye andı. Onun hikâyesi, yalnızca doğanın gücünü değil, aynı zamanda insanın hayatta kalma iradesini de gözler önüne seriyor.
Roy Sullivan, 1912 yılında Virginia’nın Greene County bölgesinde dünyaya geldi
On bir kardeşin dördüncüsü olan Roy, Blue Ridge Dağları’nın vahşi doğasında büyüdü. Doğa onun için bir oyun alanıydı; okula pek bağlı kalmasa da dışarıda öğrenilen bilgilerin insanı çok daha dayanıklı kıldığını kendi hayatıyla kanıtladı. Liseden mezun olmadı ama doğayı okumakta ustalaştı. Bu bilgeliği sayesinde Sivil Koruma Birliği’ne katıldı ve 1936’da Shenandoah Milli Parkı’nda korucu olarak göreve başladı. O park, onun hem iş yeri hem de kaderin en acımasız oyunlarını sahneleyeceği yer olacaktı.
Roy Sullivan’ın ünü, “tek kişilik elektrik santrali” unvanını almasına neden olan inanılmaz bir olaylar zincirinden geliyor: 1942 ile 1977 yılları arasında tam yedi kez yıldırım çarpmasına rağmen hayatta kalmayı başardı!
Birinci çarpma – 1942
Roy o gün, görev başında, Shenandoah’taki bir yangın kulesinde nöbet tutuyordu. Fırtına çıktı ve yıldırım kuleyi tekrar tekrar vurdu. Sullivan kaçmak istedi ama tam birkaç metre uzaklaşmıştı ki yıldırım doğrudan ona isabet etti. Sağ bacağında yanıklar oluştu, ayakkabısında temiz bir delik açıldı. Roy, bu olayı hayatında yaşadığı en kötü yıldırım çarpması olarak anlattı.
İkinci çarpma ve üçüncü çarpma – 1969/1970
Aradan 27 yıl geçti. Bu kez dağ yolunda kamyonuyla seyir halindeydi. Yıldırım, açık camdan içeri girdi ve saçlarını tutuşturdu. Bilincini kaybeden Roy, kontrolsüz şekilde kayan kamyonetiyle uçurumun kıyısında durdu. Kıl payı hayatta kaldı.
1970 yılında ise Sullivan bahçesinde sakin bir gün geçiriyordu. Yakındaki bir trafoya yıldırım düştü, ardından akım üstüne sıçradı. Sol omzunda yanıklarla atlattı.
Korucu istasyonunda çalışırken fırtına çıktı. Yıldırım yine ona yöneldi. Saçları yeniden alev aldı. Bu yüzden başını sürekli ıslak havlularla korumaya başladı.
1973 yılına geldik. Sullivan yaklaşan kara bulutları görüp kaçmaya çalıştı ama yıldırım, sanki özellikle onu seçmiş gibi, doğrudan üzerine indi. Bu olaydan sonra, “Hiç korkak olmadım ama artık gök gürültüsü duyduğumda titriyorum,” dedi.
Altıncı çarpma ve yedinci çarpma – 1976/1977
Kendisini takip eden bir fırtına bulutundan kaçmaya çalışırken yıldırım bir kez daha vurdu ve bileğini yaraladı. Sullivan 1977 yılında, bir gölette balık tutuyordu. Yıldırım onu göğsünden ve karnından vurdu, saçlarını bir kez daha tutuşturdu. Ve sanki bu yetmezmiş gibi, üzerine bir de ayı geldi ve oltasındaki balıkları almaya kalkıştı. Roy, canı yanmasına rağmen eline geçirdiği sopayla ayıyı uzaklaştırdı.
Roy Sullivan, bakış açınıza bağlı olarak, dünyanın en şanslı veya en şanssız adamı olabilir. Kendisine yedi kez yıldırım çarpmasına rağmen 72 yaşına kadar yaşadı. Karşılıksız bir aşk ilişkisinin yol açtığı depresyon sonucu, 28 Eylül 1983’te intihar ederek hayatını kaybetti.