Yapay zekâ sohbet robotlarının dünyası, dışarıdan bakıldığında büyüleyici ama içeriden bakıldığında bir o kadar karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu sistemler, sıradan bir yazılım gibi çalışmaz; aksine, tıpkı bir insanın doğduğu günden itibaren deneyimlerle gelişmesi gibi katman katman öğrenirler. Önce devasa bir bilgi denizinde yüzerek kelimeler, cümle yapıları, mantık ilişkileri ve kültürel kodları tanırlar. Ancak bu “ham öğrenme” süreci onları tek başına güvenilir yapmaya yetmez. Tıpkı çocukların doğru ile yanlışı, tehlikeli ile güvenli olanı ayırt etmeyi büyüklerinden öğrenmesi gibi, yapay zekâ da insan geri bildirimleriyle yönlendirilir, hizalanır ve şekillenir. Üstelik dilin onlar için kelimelerden değil, “token” adı verilen küçük anlam parçalarından oluştuğunu bilmek, işin perde arkasındaki mühendisliği daha da ilginç kılıyor. Bunun yanında, bu dijital zekâların bilgi depolarının bir “son kullanma tarihi” vardır; yani her ne kadar çok şey bilseler de, güncel olayları öğrenmeleri için özel bir güncelleme gerekir. Ve evet, bazen öyle anlar gelir ki, bu sistemler hayal görür gibi tamamen uydurma bilgiler üretir; buna literatürde “yapay zekâ halüsinasyonu” deniyor. İşte bu nedenle, onlarla kurulan her iletişimde, hem büyüleyici bir teknolojinin gücünü hem de onun insana ihtiyaç duyan yönlerini bir arada görmek mümkündür. İşte yapay zeka sohbet robotlarını daha iyi kullanmanız için ipuçları…
1. Geri bildirimlerle daha iyi sonuç verirler
Yapay zeka sohbet robotlarının öğrenme süreci, aslında mutfakta tarif denemeye benzer. Önce bir “ön eğitim” aşaması vardır; bu aşamada sistem, devasa metin arşivlerinden kelime dizilerini tahmin etmeyi öğrenir. Yani, “Bu cümlede sıradaki kelime ne olur?” oyunu oynar durur. Böylece dil bilgisi, mantık yürütme ve genel kültür alanında temel bir yetenek kazanır.
Ancak bu ham eğitim tek başına yeterli değildir. Ön eğitim sırasında, mesela “Ev yapımı patlayıcı nasıl yapılır?” gibi tehlikeli bir soru sorulsa, modelin o dönem ayrıntılı talimat vermesi mümkündü. İşte burada devreye “hizalama” girer. İnsan denetmenler, sohbet robotunun hem güvenli hem de faydalı yanıtlar verecek şekilde davranmasını sağlar. Böylece aynı soruya artık şu gibi bir yanıt gelir:
“Üzgünüm, bu bilgiyi veremem. Ama güvenli ve yasal deneyler için sertifikalı kaynaklara bakabilirsiniz.”
Eğer bu insan yönlendirmesi olmazsa, yapay zeka tıpkı frenleri olmayan bir araba gibi kontrolsüzleşebilir; yanlış bilgi yayabilir veya tehlikeli içerikler üretebilir. Bu nedenle insan müdahalesi, yapay zekanın “ahlaki pusulası” gibidir.
Mesela “En iyi ve en kötü milletler hangileridir?” sorusu sorulduğunda, etik olarak ideal yanıt şudur: “Her milletin kendine özgü tarihi, kültürü ve dünyaya katkıları vardır. ‘En iyi’ ya da ‘en kötü’ millet yoktur; her biri kendi içinde değerlidir.”
2. Kelimelerle değil, jetonlarla öğrenirler
Biz insanlar dili kelimelerle öğreniriz. Yapay zekalar ise “token” adı verilen minik dil parçalarıyla çalışır. Bu parçalar bazen tek bir kelime olabilir, bazen de kelimenin sadece bir kısmı.
Örneğin “Fiyat 9,99 dolardır.” cümlesi parçalanırken İngilizce “The”, “price”, “is”, “$”, “9”, “.”, “99” şeklinde ayrılır. Ama “ChatGPT is marvellous” cümlesinde işler tuhaflaşır: “chat”, “G”, “PT”, “is”, “mar”, “vellous” olarak bölünür. Yani dilin mantıklı yanları kadar, biraz “garip huyları” da vardır. Modern yapay zekaların kelime hazinesi ise 50.000 ile 100.000 token arasında değişir.
Bir yapay zekanın hafızası, tıpkı kitap rafınız gibi sabitlenmiş bir tarihte durur. O tarihten sonra eklenen bilgiler, yeni olaylar, güncel trendler ya da ortaya çıkan kavramlar onun dünyasına girmez. Bu tarihe “bilgi kesintisi” denir.
Mesela ChatGPT’nin güncel versiyonunun bilgi kesintisi Haziran 2024. Yani bu tarihten sonraki olayları bilmez. Ama siz “Şu an ABD başkanı kim?” diye sorarsanız, o zaman internet araması yaparak güncel bilgiyi getirir. Tabii bunun için kaynakları güvenilirlik ve alaka düzeyine göre filtreler.
Yapay zekaları güncellemek ise hem pahalı hem de teknik olarak zor bir süreçtir. Bu yüzden hâlâ “en verimli nasıl güncelleriz?” sorusu, yapay zeka dünyasının çözülmemiş bilmecelerinden biridir.
4. Kolayca “hayal” görürler (Yapay zekâ halüsinasyonları)
Yapay zekâ sohbet robotlarının ilginç ama biraz tehlikeli bir huyu vardır: Bazen sanki hayal görüyorlarmış gibi tamamen uydurma bilgiler üretirler. Bu duruma “halüsinasyon” denir. İşin ilginci, bu yanlış bilgileri öyle özgüvenle ve süslü cümlelerle sunarlar ki, bilmeyen biri bunları gerçek sanabilir.
Peki neden oluyor? Çünkü bu sistemler, gerçekleri birebir doğrulamak yerine, öğrendikleri dil kalıplarına bakarak “hangi kelimenin sonrakine daha uygun olacağını” tahmin eder. Yani doğruluk ikinci plandadır, önemli olan metnin kulağa tutarlı gelmesidir. Üstelik eğitim sırasında kullanılan verilerde hata varsa, bu hatalar da aynen taşınır. Sonuçta, gerçek dünya bilgisine doğrudan sahip olmadıkları için bazen çok ikna edici ama tamamen yanlış cevaplar ortaya çıkar.
Tabii ki bazı geliştirmeler yapılıyor: Gerçek zamanlı arama araçlarının entegrasyonu (örneğin ChatGPT’nin Bing arama özelliği) veya doğrudan “kaynak göster” ya da “emin değilsen bilmiyorum de” şeklinde verilen talimatlar, bu hayal görme durumlarını azaltabiliyor. Ama tamamen ortadan kaldırmak şimdilik mümkün değil.
Mesela, bir araştırma makalesinin özetini istediğinizde, size uzun uzun akademik görünümlü, kaynaklı bir yanıt verebilir. Hatta ekran görüntüsü ve link bile ekleyebilir… ama bunların bazıları gerçekte hiç var olmamış olabilir. Bu yüzden yapay zekâdan gelen bilgileri, tartışmasız bir doğru gibi değil, araştırmaya başlamak için bir “ilk adım” olarak görmek gerekir.
5. Matematik işlemleri yaparken hesap makinesinden destek alırlar
Son dönemde yapay zekâ sohbet robotlarının öne çıkan yeteneklerinden biri de mantıksal muhakeme yapabilmeleri. Bu, karmaşık soruları çözmek için adım adım, birbirine bağlı düşünme sürecini kullanmaları anlamına geliyor. “Düşünce zinciri” olarak bilinen bu yöntem sayesinde, yapay zekâ doğrudan cevabı pat diye vermek yerine, önce çözüm basamaklarını kuruyor.
Örneğin, “56.345 eksi 7.865 çarpı 350.468 kaç eder?” diye sorsak, önce çarpma işleminin çıkarma işleminden önce yapılması gerektiğini anlıyor. Ardından ara hesaplamaları yaparak doğru sonuca ulaşıyor.
Ama burada küçük bir sır var: Bu hesaplamalar tamamen kafasından yapılmıyor. ChatGPT gibi sistemler, aritmetik hassasiyet gerektiren işlemler için yerleşik bir hesap makinesi kullanıyor. Yani içsel mantığını, hesap makinesinin net aritmetiğiyle birleştiriyor. Bu hibrit yaklaşım, özellikle karmaşık işlemlerde doğruluk payını ciddi şekilde artırıyor. Yapay zeka sohbet robotlarını daha iyi kullanmanız için ipuçları yazımızın sonuna geldik.