Dünya’da geçirdiği 40 günde iki annesi birden olan, ailesi değişen bebeğin şaşırtıcı öyküsü bu. Ya da tüp bebek yöntemiyle hayallerine kavuşmak için çabalayan çiftin başına gelen akıl almaz talihsizlik. Her iki türlü de heyecanla beklenen ve birçok çiftin yaşamak için elinde avucunda ne varsa gözden çıkardığı bir mucizenin altında yatan skandal. Birçok çift için umut kapısı olan tüp bebek yöntemini “başarıyla” uygulayan, binlerce hatta belki on binlerce çifti hayallerine kavuşturan bir Tüp Bebek Merkezi’nde yaşandığı iddia edilen skandalın Türkiye’nin gündemine oturan detaylarını sizler için derledik.
Olay Türkiye’nin gündemine oturdu
Tüp bebek yöntemi normal yollardan bebek sahibi olamayan birçok çift için umut olmaya devam ediyor. Bu konuyla ilgisi olanlar bilir ki her ne kadar umut kaynağı olsa da hem maddi hem manevi açıdan oldukça zor bir süreç bu. Birçok çiftin duymak için hem psikolojik hem maddi savaş verdiği “bebeğiniz olacak” cümlesi, kuşkusuz ki hayatları değiştiren sonsuz mutluluk kaynağı bir cümle. Fakat hiç beklenmeyen, hem işlemi gerçekleştiren kurum hem işleme maruz kalan aileler tarafından oldukça zor bir sürece, Türkiye’de oldukça ses getiren bir olaya tanık oluyoruz hep birlikte.
Heyecanlı bekleyiş
Normal yollardan bebek sahibi olamayan çift son çare olarak İstanbul’da bulunan ünlü bir Tüp Bebek Merkezi’ne başvurdu. Yaptıkları araştırmalarda “buradan boş çıkan olmuyor” diye referans aldıkları bu Tüp Bebek Merkezi’ne umutlarını bağlayan çift, tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmaya çalışan birçok çiftin aksine ilk denemede başarılı sonuç aldı ve çift 9 ay sonra kucaklarına alacakları bebeklerini sabırsızlıkla beklemeye başladı.
Skandal bebeğin kan grubundan ortaya çıktı
Özlemle bekledikleri kız bebekleri için tüm hazırlıklarını yapan çifti bebeklerini kucaklarına aldıklarında maalesef çok daha büyük bir sürpriz bekliyordu. Bebeğin doğduğu hastanede rutin kontroller yapılırken, annenin doktora bebeğin kan grubunu sormasıyla ortaya çıkan bilgi skandalın ortaya çıkmasına sebep oldu. Anne 0RH+, baba 0RH+ iken bebeğin kan grubu BRH+’di. Bunun biyolojik olarak mümkün olmadığını öğrenen aile hemen DNA testi için başvurdu.
”Embriyolar karışmış, kusura bakmayın”
Yapılan DNA testinde bebeğin aileye ait olmadığı kesinleşti. Konuyu araştırdıklarında ise Tüp bebek Merkezi’nde nakil sırasında isim benzerliğinden dolayı yanlış embriyonun transfer edildiği, söz konusu annenin 9 ay boyunca kendi bebeğini değil, başkasının bebeğini taşıdığı yani doğurduğu bebeğin aslında kendisinin olmadığı anlaşıldı. Dört gözle bekledikleri bebeğin kendilerinin olmadığı haberiyle dünyaları değişen çift yaşadıklarına bir açıklama bulmak umuduyla Tüp Bebek Merkezi’ne başvurdu. Aile verdiği röportajda Tüp bebek merkezi yetkililerinden ‘Embriyolar karışmış kusura bakmayın’ diye skandal bir cevap aldıklarını belirtti.
İstem dışı taşıyıcı anne
Türkiye’de yaygın olmayan taşıyıcı anne kavramı da bu olayla gündeme gelmiş oldu. Taşıyıcı annelik, gönüllü olarak başka bir çiftin embriyosunu ya da kendi bebeğini taşıyıp, doğumdan sonra haklarından feragat ederek diğer aileye vermek diye özetleyebiliriz. Bu tatsız olayda “istem dışı taşıyıcı anne” olan kadın ve eşi bu olayı yargıya taşıdı. Sağlık Bakanlığı da skandalla ilgili soruşturma başlattı.
Skandal bununla da bitmiyor
Yargıya taşınan olay hakkında yasal süreç devam ederken, sözü geçen Tüp Merkezi’nin sahibinin kariyerini korumak amacıyla konunun basına sızmasını engellemeye çalıştığı iddia edildi. İddialara göre Tüp Bebek Merkezi’nin sahibi yakınlarına “ailemde MİT mensubu birçok kişi var. Bu işi halledebilecek kadar para verirsen ben bu işi çözerim” dedi. Hatta yarım milyon dolar para karşılığında anlaşmaya vardı ancak skandalın yayılmasını engelleyemedi. Merkezin sahibi kendisinden 1,5 milyon dolar daha talep edilmesi üzerine ilgili kişiler hakkında şikayette bulundu ve “kamu görevlisiyle aralarında ilişki bulunduğu bahisle dolandırıcılık” suçundan dava açıldı.
Kaynak 1