Sevgililer günü sizin de tadınızı kaçırıyor, bu tarihin gereksizliğinden yakınıyorsanız; sakin olun! Sizleri düşündük ve bugünü evden dışarı adım atmadan yatağa kıvrılıp izlemeniz için film listesi hazırladık. Aman yanlış anlaşılmaya mahal vermeyelim. Bu filmler yalnızlığı yüze vuran filmler değil, bugüne inat ‘yalnız izleseniz de olur’ filmleri.
1. Youth
Emekli besteci Fred ve son filmi için hazırlıkları tamamlamaya çalışan Mick, 20 yıldır yaptıkları gibi Alplerin tam ortasında arınma tatiline çıkmıştır. Fondaki mükemmel İsviçre manzaraları ve Paolo Sorrentino’nun ne yüce bir yönetmen olduğunu gösteren çekimleriyle iki yaşlı adamın tatilini izliyoruz. Ağızların suyunu akıtan bu filmi ilk sıraya yerleştirirken Sorrentino filmlerinden gözü gönlü açan bir video bırakıyoruz.
2. Grave
16 yaşında ailesindeki herkes gibi vejetaryen olan Justine, yine bütün ailesi gibi veterinerlik okuluna başlar. Alıştığı hayat dışında ilerleyen bu düzen, izlemesi bir miktar zor ve mide isteyen, ama garip keyif veren yapısıyla çiğ etin tadına baktırıyor.
3. Bar Bahar
İsrailli yönetmen Maysaloun Hamoud’un ilk uzun metraj filmi, Tel Aviv semalarında geçiyor. Film odak noktasını Tel Aviv’de bir apartman dairesinde yaşayan üç Filistinli kadının geleneksellik ve modernizm arasında gidip gelişlerine çeviriyor.
4.The Lobster
Yunan yeni dalgasının öne çıkan yönetmeni Yórgos Lánthimos’un distopya hikayesini anlatıyor Lobster. Alternatif gelecek dünyada geçen filmde ilişkisi olmayan, yalnız insanların tutuklandığını öğrenerek başlıyoruz. Sonraki durak bu yalnızların 45 gün geçirip ilişki yaşamak istedikleri insanı bulmaya çalıştıkları otele açılıyor. 45 günün sonunda ilişkiye başlamazlarsa ne oluyor peki?
5. Victoria
Sebastian Schipper, yönetmenliğini kanıtlamak için seçilecek en zor yolu seçip bu tamı tamına 140 dakika olan filmi tek planda çekiyor. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde En İyi Görüntü Yönetimi dahil üç ödüllü film, Berlin’e yeni taşınmış ve burada henüz sosyal çevre oluşturamamış Victoria odağında ilerliyor. Bir gece kulübü çıkışında Sonne ve arkadaşlarıyla tanışıp bisikletiyle onlara dahil olan şehrin yeni kızı, başta eğlenirken olaylar hiç de beklenmeyen bir noktaya doğru ilerleyecektir.
6. Toni Erdmann
Maren Ade imzalı bu garip film, Cannef Film Festivali’nde son on yılın en iyi puanını alarak FIPRESCI ödülünü kazandı. Kızıyla aralarındaki uzaklığa son vermek isteyen baba, haber vermeden yurt dışında yaşayan kızının ziyaretine gider. Kızı bu durumdan pek hoşlanmasa da sesini çıkarmaz. Kızının eski neşeli hallerinden eser kalmadığını düşünen babası, işin içine Toni Erdmann’ı katarak ona sürprizler yapmaya başlar.
7. Mia aioniotita kai mia mera
Yunanistan sınırlarından çıkan üstad yönetmen Theodoros Angelopulos’un en hüzünlü filmlerinden biridir Sonsuzluk ve Bir Gün. Senaryosu ve çekim tekniklerinin ders niteliğinde olduğu bu kült yapım, yaşlı adamın hayatını gözden geçirirken yanına dahil olan küçük çocukla yola devam ediyor. Yolun bittiği noktada tecrübeleri, hayatından geçenler önünde olacaktır. Çıktığı yıl Altın Palmiye ödülünü kazanan filmin müzikleri ise sinema tarihinin iz bırakan tınılarından.
– Yarın ne kadar sürer Alexander?
– Sonsuzluk ve bir gün kadar.
8. Dol-yeon-byeon-i
33 yaşındaki genç yönetmen Oh-Kwang Kwon’un yazıp yönettiği ‘değişik kafalı’ film, işsizlikten para karşılığı ilaç denekliği yapıp yan etkiler sonucu balık adama dönüşen birinin başından geçenleri anlatıyor. Yer yer komik ve sıra dışı olan hüzünlü hikaye, aynı zamanda oldukça başarılı bir modern yaşam ve medya eleştirisi.
9. Perfetti Sconosciuti
Son zamanlarda gündeme çokça gelmeye başlayan Serra Yılmaz’ın yönetmenliğini yaptığı Cebimdeki Yabancı filmini duymuşsunuzdur mutlaka. İşte Perfetti Sconosciuti onun orijinal hali. Akşam yemeği için bir araya gelen yedi yakın arkadaşın ilişkileri bu akşamdan sonra biraz değişmeye başlayacaktır. Keyifle başlanan yemek telefonların masaya konup gelen her detayın masadakilerle paylaşılacağı oyuna dönüşmesiyle gerginliğe dönüşecektir.
10. Looking for Eric
Yönetmenliğini Ken Loach’un yaptığı Looking for Eric, futbol fanatiği ve postacılık yapan Eric’in orta yaş krizi yaşayışını ve buna çare bulma hallerini izletiyor. Durumun her geçen gün daha kötüye gittiğini fark eden Eric, oğlunun ilaçlarından birini kullanmaya başlar ve karşısında Eric Cantona hayalini bulur. Cantona artık hayat koçu olmuştur. Futbolla ilgili film diye yanılgıya düşülmemesi gereken film, Eric Cantona’nın arkadaşınız olmasını istemenizle son buluyor.
11. Le tout nouveau testament
‘Tanrı var ve Brüksel’de yaşıyor!’
Mr. Nobody’i hayatımıza dahil eden yönetmen Jaco Van Dormael’ın imzasını attığı Altın Küre ‘En İyi Yabancı Film’ adayı filminin ilginç bir konusu var. Bu gerçeküstü komedide Tanrı, ailesiyle birlikte Belçika’da bir apartman dairesinde yaşamaktadır. Kızı Ea, babasının bilgisayarını kurcalayıp yeryüzündeki herkese ölecekleri günü mesajla bildirip dünyayı kaosa sürükleyince babasını fazlasıyla kızdırır. Bunun üzerine evden kaçıp altı havari bulmaya karar verir. Tanrı, bütün öfkesiyle kızının peşinden giderken Ea, herkesin bir melodisi olduğunu söyleyip onları dinlemeye gidiyordur.
12. Anayurt Oteli
Zor fakat bitirişe layık bir kapanış yapıyoruz. Türk hikayeciliğinin en önemli isimlerinden Yusuf Atılgan’ın aynı isimli kitabının sinemaya uyarlaması, ailesinden kalan Anayurt isimli otelin ve işletmecisi Zebercet’in zihninde geçiyor. Otelin müdürlüğünü yapan Zebercet, gecikmeli Ankara treniyle gelen esrarengiz kadını takıntı haline getirip tekrar geleceği günü beklemeye başlar. Zebercet’in iç buhranı, psikolojik bozukluklarının anlatımı filmin atmosferiyle birleşince gerginliği zihin kıvrımlarınızda hissetmeye başlıyorsunuz. Macit Koper’in onu artık Zebercet diye anacağımız üstün oyunculuğu, Ömer Kavur’un titiz yönetmenliği ve Attila Özdemiroğlu’nun müziklerinden birinin sizi buraya çekeceğine eminiz.