Kimi zaman çisil çisil minik damlalar halinde, kimi zaman bardaktan boşanırcasına, kimi zaman da tufan olup yağan yağmuru çoğumuz severiz aslında. Bazen yalnızlığımızı paylaşırız yağmurla, içimize akan gözyaşlarımız gibi, bazen el ele yürüdüğümüz sevgiliyle yağmurda ıslanmak için neler vermeyiz… Her mevsim bir başka yağar yağmur, ama ilkbahar yağmurları bir başka güzeldir. Bereket saklar tanelerinde; sevgiyi, özlemi saklar, her tonda yeşile boyar dağları, ovaları, çayırları… Bahar yağmurlarıyla ıslandığımız şu günlerde “Yağmur” şiirleri yoldaş olsun istedik sizlere…
1. Yağmurda Unutulan Şarkı
Önce bir yağmur bir yağmur iki gözüm
Önce ıpıslak iki kuş
Sonra yıkılmış evrenler geçti vitrinlerden
Sonra insanlar iki gözüm
İnsanlar
Kahrolmuş
Islak senaryolar üstüne ta iç boşluktan
Boyut boyut yalnızlıklar ağıyordu
Öksüz anılar üstüne iki gözüm
Kırkikindiler üstüne
Kuşkulu bir yağmur yağıyordu
İkişer üçer yitiriyordum seni kavşaklarda
Yollar ayak bileklerime dolanıyordu hep
Taş taş çöküyordu en kutsal yapılar
Yüzler karanlıktı iki gözüm
Düşünceler dar
Bir geçit bulamıyordum sana
Ellerim yordamlarını yitirmişti üstelik
Hep yabancıydı çaldığım kapılar
Oysaki son çağrımdı bu ta can köşemden
Oysa yürek yürek son yeşermemdi
Çağ çağ, kanat kanat, sevgi, ışık, nur
Ah sonra o yağmur iki gözüm
Ah sonra o
Yağmur
Şimdi,
En kırık vaktidir uzak imbatların
Öykümüzün en yaralı yerinden
Damlar yüreğime ılık bir sızı
Sonra birden duyar gibi olurum
Hoyrat yağmurlar altında
Martı çığlıklarına karışıp giden
Çocuksu şarkımızı…
Bekir Sıtkı Erdoğan
2. Yağmur
Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde,
Bir parça uzaklaş kederlerinden.
Bir ruh gülümsüyor gibi derinden,
Mehtabın ördüğü saatler nerde?
Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin,
Yağmur ince ince toprağa sinsin,
Bir başka âlemden gelmiş gibisin,
Dalmış gözlerinle pencerelerde.
Ahmet Hamdi Tanpınar
3. Yağmur Yağadursun
Dışarda yağmur yağadursun
Ve içerdeyse bütün eşyan
Esneyip senin gibi her an
Pencerelerden bakadursun
Dışarda yağmur yağadursun
Ve yağmur gibi sonsuz olan
Gözyaşların ve sayıklaman
Camlarda halka halka dursun
Dışarda yağmur yağadursun
Ve zaman yavrum, zaman
Da yağmur gibi oluklardan
Ve ellerinden akadursun
Cahit Sıtkı Tarancı
4. Şemsiye
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
anımsar mısın bilmem
yağmurun bardaktan
boşanırcasına yağdığı o günü
hani şemsiyeyi iyice çekip başımıza
dudaklarımla hesaplamıştım
yüzölçümünü
nicedir sokağa çıkarmıyorum
şemsiyeyi
korkuyorum çünkü
kapısı açık kafesinden
uçan bir kanarya gibi
beni ikinci kez terk etmenden
yanıt alamayacağımı bilsem bile
yanına gidip
sorarım her gün şemsiyeye
altında el ele
nasıl görünürdük diye
Sunay Akın
5. Yağmur Altında Öpüşmek
hava kararmıştı
yağmur yağıyordu
dudakları sımsıcaktı
elleri üşüyordu
bir öptüm
bir daha öptüm
kimseler görmedi öpüştüğümüzü
yağmurdan başka
iki gözüm çıksın
şimdi ne zaman yağmur yağsa
utanıyorum…
Ümit Yaşar Oğuzcan
6. Sana Yağmur Diyorum
Gidersen hani sığınaklarım?
Eksilir, zarar kalırım…
Kalırım!
Yeni günün tenine dağılır yaralarım.
Sana yağmur diyorum…
Uzun boylu umuttun,
Tadında unutuldun.
Nerde büyük uçurumların,
Kış suların, yaz uykuların?
Sana yağmur diyorum ıslaklığım bundan.
Yağ da ıslanalım, ama uslanmayalım,
Uslanmayalım!
Gün, vursun yükünü gecenin hırkasına;
Yol, vursun sesini uzaklığın pasına,
Sesime kibrit çaksan tutuşacağım…
Sargısızım,
Çoğalırım,
Çoğaldıkça arsızım!
Sana yağmur diyorum…
En haklı aşk,
Alkışsız sürebilendir
Ve en haklı kavganın öznesi,
Ölmemek için dövüşürken de ölebilendir…
O an…
İşte o an,
Ey bizi ayrı takvimlere düşüren zaman,
Yere bir bahar dalı düşmüş gibi mi olur,
Sıradağlar mı tutuşur bağrının orta yerinde?
Yeter, kan sıçratmayın sabahın seherine;
Boğulursunuz… Boğulursunuz!
Yılmaz Odabaş
7. Yağmurda
Yağmurda parkta oturulmuyor,
İstasyon çok hüzünlü;
Acaba nasıl geçirmeliyim,
Bu koskoca günü?
Kitaplar koltuğumda ıslandı,
Sigaram söndü sudan,
Belki methiyeler yazdığım için,
Çok iyilik gördük bulutlardan.
Dudaklarımda dostlardan şiirler,
Şimdi haykırarak da okusam kimse duymaz;
Şehir acınacak halde,
Boşalmış bütün caddeler.
Hayatımı sürükleyen ayaklarım,
Suları kabul ederek neredeyse;
Ağaçlar benimle alay etmeye başladı,
Sokakta kalmadı kimse…
Şükran Kurdakul
8. Bu Yağmur
Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince,
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur.
Bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince,
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik,
Tenimde acısız yatan bir bıçak.
Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,
Dayandıkça çisil çisil yağacak.
Bu yağmur, delilik vehminden üstün,
Karanlık kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün,
Sulardan, seslerden ve gecelerden…
Necip Fazıl Kısakürek
9. Yağmur Taneleri
Damla düştü toprağa cemre misali
En büyüleyici pırıltısıyla dün akşam,
Mis gibi kokusuyla büyüleyen etrafı
Eksikliğini hissettiğimiz ama söyleyemediğimiz,
Tek tek ama beraberce kardeşçesine
Göl gibi derler ya işte öyle durgun ve sessiz
Üzüntülülerini paylaşırlar sevinçleri paylaştıkları gibi…
Lisanlarıyla sevgiden bahsederler hep
Esintisinde bir samyelinin bir ömür boyu,
Rahatlatıyor tüm sevgiye muhtaçları şu yağmur taneleri…
Murathan Mungan
10. Yağmur Yağmur
Yağmur, yağmur… Bu neyi anlatır?
Bunca siste bunca ıslak serçe
Hüznü bir köşesinden tutup kaldırmıştır
Yağmur, yağmur… Bu neyi anlatır?
Son yaz derlenmiş, son ateş sönmüş
Düz yollara inen son kaçkın, son eşkıya
Hüznü bir köşesinden tutup kaldırmıştır.
Yağmur, yağmur… Bu neyi anlatır?
Oyun biter, o kesin güz çizgileri
Sevgi, bir de ölümle örselenmiş
Aklı bir köşesinden tutup kaldırmıştır.
Gülten Akın
11. Yağmur
Bu yağmur, bu güzel bu serin yağmur.
Yağıyor bu sabah sanki içimde.
Dokunma gözlerim yağmur doludur,
Bulutlar içimin derinliğinde.
Çimenler ıslanır, yollar ıslanır,
Çağırır pencerem, yağmur seslenir.
Ufuklar bu beyaz renkle sislenir,
Yaşarım bir yağmur serinliğinde.
Beyaz bulutlara aşık olurum,
Geçerler üstümden bakar kalırım,
Bulutlar başımda düştür, dalarım
Dinlerim tarlama yağan yağmuru.
Oluk oluk akar, eğleşir gider,
Yapraklarla bir şey söyleşir gider.
Gider, güzel yağmur, ağlaşır gider,
Yıkayıp bırakır gönlümü duru.
Ceyhun Atıf Kansu
12. Yağmur
Yağ hay mübarek
Şarıl şarıl,
Yıka taşları toprakları
Tarlalar yeşerinceye dek.
Artık geçti hüzün taşımanın modası
Getir bize yeşillik, neşe getir.
Sendedir bütün nafakamız
Bil ki bütün ümidimiz sendedir.
Yıka taşları toprakları
Şarıl şarıl,
Tarlalar buğday bekler senden, çocuklar ekmek.
Dünyanın da yüzü yıkanmak gerek,
Yağ hay mübarek.
Cahit Külebi
13. Yağmur Yağadursun
Dışarda yağmur yağadursun
Ve içerdeyse bütün eşyan
Esneyip senin gibi her an
Pencerelerden bakadursun
Dışarda yağmur yağadursun
Ve yağmur gibi sonsuz olan
Gözyaşların ve sayıklaman
Camlarda halka halka dursun
Dışarda yağmur yağadursun
Ve zaman yavrum, zaman
Da yağmur gibi oluklardan
Ve ellerinden akadursun
Cahit Sıtkı Tarancı
14. Eğik Yağmurlar
Eğik yağmurlar altında kalan günlerden
Başlatsam zamanı, fısıldayarak kulağına
Bu sefer çok şey beklemediğimi ondan.
Günler dönmese de ben dönsem ışığın köküne;
Bana yüz çevirmeden önceki haline.
Eğik yağmurlar ve benim abraş günlerim,
Bir yanı ışık, bir yanı gölge,
Durur mu hâlâ o değirmi çitlerde
Kar çağırdı da gitti nice güz
Soğuk yıldızlar altında üşümeye.
Eğik yağmurlarla ağlardı Trakya,
Ardından baktığım camın rengi gibi hayal,
Onun kadar gerçek, benim gibi kırık kalbiyle.
Eğik yağmurlar, değirmi çitler,
Ölüme doğru bu meyil, sizse çoktan aktınız
Benim kısa hikayemden
Sürgünlük oldu ilk yolculuğum.
Eğik yağmurları Trakya’nın
Her güz anısı kanıyor bende.
Ben başka pencerelerde…
Adnan Özer
15. Yağmur
Dışarıda bir yağmur serin ve ince
Üşür sokaklarda evsiz kediler
Bir ölüm yalnızlığı bende her gece
Siyaha bürünür meçhul sevgiler
Dışarıda bir yağmur serin ve ince
Bir sevda türküsü söyler karanlık
Evlerde ışıklar söner sessizce
Kapımda belirir o an yalnızlık
Dışarıda bir yağmur serin ve ince
Kimsesiz caddeleri taşır içime
Her köşe başında bir hayal bekler
Zifiri bir korku salar içime
Dışarıda bir yağmur serin ve ince
Saçlarımı dağıtır bir deli rüzgar
Ta arşa yükselir ayak seslerim
Gönlümü harman eder gizli günahlar
Dışarıda bir yağmur çılgın ve ince
Secdeya kapanır çıplak ağaçlar
Koşmaktan, yorulmaktan sızlar her yerim
Düzlüklere inat uzar bende yokuşlar
Ahmed Arif
16. Sıkıntı
Yağmur eritti elimi, yüzümü
Bu dünyada bir yürek kaldım
Acılar burdu düşlerimi
Kanıksanır oldu ölüm denen şey
Şaşırdım, ürktüm, ağladım.
Bu iş de burada biter
Yarın bir bilet almalıyım
Nerede olursa olsun diyerek
Gece yarısı kayıp giden trenler
Uykularımda koca bir engerek
Kendimi ölümün olmadığı
Bir dünyada bulmalıyım
Yorgunluğumu, tedirginliğimi
Boynumdan bir kement gibi çıkarmalıyım.
Yağmur eritti elimi, yüzümü
Bu dünyada bir yürek kaldım…
Ahmet Erhan
17. Yağmur Kaçağı
Elimden tut yoksa düşeceğim
Yoksa bir bir yıldızlar düşecek
Eğer şairsem beni tanırsan
Yağmurdan korktuğumu bilirsen
Gözlerim aklına gelirse
Elimden tut yoksa düşeceğim
Yağmur beni götürecek, yoksa beni
Geceleri bir çarpıntı duyarsan
Telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
Sarayburnu’ndan geçiyorum
Akşamsa eylülse ıslanmışsam
Beni görsen belki anlayamazsın
İçlenir gizli gizli ağlarsın
Eğer ben yalnızsam yanılmışsam
Elimden tut yoksa düşeceğim
Yağmur beni götürecek, yoksa beni…
Atilla İlhan