4 Mart’ta 90.’si gerçekleştirilecek Akademi Ödülleri’nde “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde oldukça sağlam yapımları görüyoruz. Hatta daha da ileriye giderek “En İyi Film” kategorisindeki bazı filmlerden bile daha başarılı olduklarını söylememiz mümkün. Fatih Akın’ın Aus Dem Nichts (Paramparça) ile aday gösterilmemesine üzülmüş olsak da bu sene aday olan filmlerin hepsi, insan hayatına çok farklı yerlerden dokunarak tüm doğallığıyla izleyiciyi sarsmayı başarıyor. Listeye göz atarken filmleri Başka Sinema’da bu ve önümüzdeki aylarda izleyebileceğinizi de not düşmüş olalım.
Not: Film konuları Başka Sinema’nın web sitesinden alınarak derlenmiştir.
1. A Fantastic Woman
Kendinden yaşça büyük sevgilisini kaybeden trans birey Marina büyük aşkının külleriyle yüzleşirken, kendisini hırpalayan bir toplumun karanlık yüzüyle karşılaşır. Film, Şili’de bir trans birey olarak dünyaya var gücüyle göğüs germenin duygu dolu öyküsünü, bitmiş bir aşkı ve mutluluk hayallerini fon alarak anlatıyor.
2. The Insult
Ustabaşı Yaser, Beyrut’ta bir mülteci kampında yaşamını sürdürür. Beyrutlu Hristiyan oto tamircisi Toni, Yaser’e evinde tadilat yapmasına izin vermez ve aralarında bir gerginlik başlar. Günün birinde Toni’nin ettiği hakaret sonrası Yaser Toni’ye saldırarak 2 kaburgasını kırar. İş mahkemeye taşınırken kısa süre sonra olaya siyasetçiler de dahil olur ve iki adam arasındaki husumet, adeta bütün ülkenin meselesi haline gelir.
3. Loveless
Zhenya ve Boris, bıkkınlık, nefret ve karşılıklı suçlamalarla tükenen evliliklerini sonlandırmak üzeredir. Boşanma işlemlerini başlatmadan çok önce hayatlarına birileri giren ikili yeni bir başlangıç yapmak için sabırsızdır; ta ki tartışmalarından birine kulak misafiri olan 12 yaşındaki oğulları Alyosha ortadan kayboluncaya kadar. Günümüz Rus sinemasının büyük ustası Andrey Zvyagintsev, şiddetle, kavgayla ve sevgisizlikle yoğrulmuş, hayalleri yıkılınca ağlamayı bile unutmuş Rus toplumunun portresini çiziyor.
4. On Body and Soul
Birbirini hiç tanımayan Endre ve Maria’nın rüyalarının da işin içinde olduğu alışılmadık, komik ve masalsı aşklarını anlatıyor. Bir mezbahada yöneticilik yapan ve pek de konuşkan sayılmayan Endre’nin hayatı, mezbahayı denetlemek için gelen Maria’nın ortaya çıkması ile tamamen değişir. Endre, görür görmez etkilendiği Maria’ya karşı olan duygularını kendine bile söyleyemez. Maria’nın kılı kırk yaran tavrı da bu durumu kolaylaştırmamaktadır. Fabrikada gerçekleşen hırsızlık olayının soruşturması devam ederken bu iki insan aslında her gece kimsenin bilmediği bir alemde buluşmaktadır.
5. The Square
Boşanmış ve iki çocuk babası, elektrikli araba kullanan ve hayır işlerine destek olan Christian, bir çağdaş sanat müzesinin saygı duyulan küratörüdür. Bir sonraki şovu, yanından geçenleri başkaları için fedakarlığa davet eden, onlara sorumlu insanlar olduklarını hatırlatan “KARE” isminde bir enstalasyondur. Ancak bazen prensiplerinize uygun adımlar atmanız zordur: Christian’ın, telefonunun çalınmasına verdiği aptalca tepki onu, utanç verici durumlara düşürecektir. O başına gelen sorunlarla uğraşırken, müzenin PR ajansı “KARE” için umulmadık bir reklam kampanyası hazırlar. Kampanyanın çektiği tepki, Christian’ı ve müzeyi bir varoluş krizine sokacaktır.