Daha 20. yüzyıl bitmeden başlayan, “Bin yılın en önemli dahisi kimdi?” sorusu hâlâ yanıtını bulamadı. Ama, yüzyılın son günlerinden beri, ısrarla bir tek isim üstünde duruluyor: William Shakespeare!
İngiltereli oyun yazarı Şekspir, BBC’nin yaptığı bin yılın dahileri oylamasında, Winston Churchill, Isaac Newton gibi dahileri geride bıraktı. ABD’de Şekspir’in bin yılın dahisi olma unvanını hak ettiği düşünülüyor. Hatta, bazılarının bu konuda hiç kuşkuları yok. Misal, The Washington Post gazetesi, “Sorusu olan var mı?” diyerek karşı çıkanlara meydan okudu. Sizin için araştırdık, bakalım siz ne düşüneceksiniz?
2014: Şekspir Yılı
2014 – 1564 = 450. Tüm dünyada 2014 yılı Şekspir yılı ilan edildi. Bu sebeple Şekspir’in 450. doğum günü çeşitli etkinliklerle anılıyor.
Doğum tarihi tam olarak bilinmiyor
Kirazlar kızardığında mı, dutlar olduğunda mı doğduğu kesin olarak bilinmez ama 1564’teki vaftiz töreni Şekspir’in doğum yılı olarak kabul görüyor.
Şekspir’in ana evi
Bir aşiretin yaşayabileceği bu ev İngiltere’de. Yaşamı sır perdeleriyle dolu yazarla ilgili elimizde çok az bilgi var. Bu az bilgilerden en önemlisi ise Şekspir’in komedi, tarih ve trajedi türlerinde en az 38 adet oyun yazmış olması.
Ve evlilik
Genç Şekspir 18 yaşına geldiğinde aşık olur. 26 yaşındaki Anna Hathaway ile evlenir. 1582 yılında, o devirde kendisinden 8 yaş büyük bir kadınla evlenerek, erkek egemen düzene kafa tutar.
Şekspir’in çocukları: Susanna, Hamnet & Judith
Evlendikten 6 ay sonra ilk çocukları Susanna, ardından ikiz çocukları Hamnet ve Judith dünyaya gelir. Ancak kader ağlarını örer ve Anna Hathaway ile William Shakespaere, çocukları Hamnet’i bilinmeyen nedenlerden dolayı 11 yaşında kaybeder. Hamlet, Hamnet ve Juliet, Judith arasındaki isim benzerlikleri de gözümüzden kaçmıyor değil.
Kaybolan yıllar
İkizlerin doğumundan sonra yedi yıl içinde, Şekspir’in adı yazılı kayıtlarda görülmüyor. Bu tarihlerde, Şekspir’in Londra’ya gittiği ve oyun yazarı olarak adını duyurmaya başladığına ilişkin tahminler var.
Aralarındaki 7 farkı bulunuz
Yazarın gençlik dönemi ve aldığı eğitimle ilgili ayrıntıların eksik olması yüzünden, (GBT yoktu tabi o zamanlar) uzunca bir süre Şekspir adının çok ünlü birinin takma adı olduğu düşünüldü. Sir Francis Bacon, Oxford Kontu Edward de Vere, Christopher Marlowe, Kraliçe Elizabeth bu adın gerçek sahibi olduğu öne sürülen 50’yi aşkın adaydan sadece birkaçıydı.
Neyse ki Şekspir gerçekmiş!
California’da üniversiteli bir grup araştırmacı Şekspir’in başka bir yazarın takma adı olup olmadığını bilgisayarla inceledi. Şekspir’in eserlerindeki kelime ve söz kalıplarının yapısı, ne kadar sıklıkta kullanıldıkları, Şekspir olduğundan kuşku duyulan diğer isimlerin eserleriyle karşılaştırıldı. 1996’da, eserlerin başka biri tarafından yazıldığı konusunda hiçbir kanıt bulunamadığı duyuruldu. Oh çok şükür, yüzyılın dahisi gerçekmiş!
Neden bu kadar konuşuluyor?
Yüzyılın dahisi mi bilinmez ama hakkında en çok konuşulan yazarlardan biri olduğu kesin. Şekspir’e ilişkin bilgileri, okulda okutulan Macbeth oyunundan öteye geçmeyenler, onun yüzyılın dahisi olup olmadığı tartışmalarına bir anlam veremiyor. Genelde herkesin aklına şu geliyor: “Eski krallar, abartılı aşklar ve tefecilerle ilgili oyunlar yazmış, uzun zaman önce ölmüş bir yazara neden bu kadar ilgi gösteriliyor ki?”
Genç kızların sevgilisi Şekspir
Şekspir, insanı bir “çiğ tanesi”, bir “toz parçası”; dünyayı “tohuma kaçmış bir bahçe”; sevgiyi ilkbaharda bir menekşe gibi erken açan, ömrü kısa bir çiçeğe ve esip geçen bir kokuya benzetiyor. Kimi insanların yapabileceklerini “doğumlarıyla sınırlanmış” olarak tanımlarken, “en temkinli genç kız bile, güzelliğini açıp yalnız gökteki aya gösterse yeterince tedbirsizlik yapmış sayılır” gibi o güne dek duyulmamış söz oyunlarıyla betimlemedeki farklı ve öncü gücünü kanıtlıyor.
Sinema
Şekspir’in eserleri bugüne kadar hiç üşenilmeden 100’ü aşkın dile çevrildi. Onun bu şanlı şöhreti sadece fazla okunmasından da gelmiyor. Ne zaman sinemaya gitsek mutlaka Şekspir’e denk geliyoruz. Eskimeyen oyun yazarımızın 1899’dan beri 300’den fazla eseri sinemaya uyarlandı.
Cesur Yeni Dünya
Şekspir’in oyunları birçok edebiyatçı ve sanatçıya da ilham vermiştir. Günümüz dünyasını en iyi anlatan kitaplardan biri olan Aldous Huxley’in “Cesur Yeni Dünya” kitabı da ismini Şekspir’in Fırtına isimli oyunundan almıştır.
İnsani duygular
Şekspir’in eserlerinin en göze çarpan özellikleri basit kıskançlıkları, tutkunun mantığın önüne geçmesini, kararsızlığı işlemesidir. Yazarın trajedilerinin yanı sıra şakalar, büyüler ve fantezilerle dolu tamamen komedi tarzında yazılmış oyunları da vardır.
En ünlü oyunlar
II. Richard, Romeo ve Juliet, V. Henry ve Yanlışlıklar Komedyası gibi oyunları Şekspir’in meşhur eden oyunlar olarak sayabiliriz. Komedi tarzında ise Bir Yaz Gecesi Rüyası, Nasıl Hoşunuza Giderse ve Windsor’ın Şen Kadınları’nı sayabiliriz.
Gerçekçi karakterler
Ama, çoğu kişi için Şekspir’in zekası, en çok Hamlet, Othello, Kral Lear (King Lear) ve Macbeth gibi trajedilerinde belli oluyor. Akılsızca davranışlarının sonuçlarına katlanmak zorunda kalan, güçlü ve karmaşık karakterler, trajedilerinin en belirgin özellikleri. Faslı generalin kıskançlık nedeniyle sadık karısını öldürmesi; yaşlı bir kralın verdiği yanlış kararlar sonucu karısı ve kızını kaybetmesi; İskoçyalı soylunun hırs ve vicdan azabıyla kendini mahvetmesi, yazarın yarattığı karakterlerin gerçekliğinin en güzel örnekleri.
III. Richard
Bu yüzden, Şekspir’in oyunları geçerliliğini hâlâ sürdürüyor ve yarattığı karakterlerin karmaşık yapıları, günümüz yönetmenlerine esin kaynağı oluyor. Örneğin, Laurence Olivier’nin Tudor Hanedanı atmosferinde çektiği “III. Richard” filmini beğenmediyseniz…
Bir başka III: Richard
Ian McKellen’ın, III. Richard’ı faşist diktatör olarak yorumladığı filmini izleyebilirsiniz.
Oyunun sonu
Şekspir, 50 yaşlarına geldiğinde, aniden ortadan kaybolur. Buna sağlık sorunlarının yol açtığı tahmin ediliyor. 1616 baharında vasiyetini yazar, parasını ailesine, arkadaşlarına ve yoksullara bırakır. Bir ay sonra, 16 Nisan 1616’da yaşama veda eder.
Aktörler değişse de hikaye aynı
Şekspir, belki de insanın her türlü ruh halini söze dökebildiği için 450 yıldan beri büyüsünü kaybetmiyor. Bu yüzden uzaktan basitçe krallar, abartılı aşklar ya da soylularla ilgili oyunlar yazmış gibi görünse de sahne aynı sahne! Orta çağın soyluları, kralları, tefecileri bugünün burjuvazisi, bankaları ve hükümetleri… Şekspir’in insanları gizli bir tutkuyla kendine çekmesinin sırrı belki de budur.
“Bütün dünya bir sahnedir”
Ölümünün üstünden geçen 450 yıl Şekspir’in çekiciliğini azaltmıyor aksine bu dev isim nice sanatçıya tüm gücüyle ilham veriyor.