Virginia Woolf, yaşamı ve yapıtlarıyla bir dönemi etkilediği gibi kendinden sonraki kuşakları ve dönemleri de oldukça derinden etkilemişti. Çünkü yaşamın anlam yaratımına en yakın olduğu bir yerde dururken intiharı tercih eden yazar, pek çok şeyle birlikte yaşasaydı yazacak olduğu şeyleri de beraberinde götürmüştü.
Virginia Woolf, intihar etmeden önce kardeşine ve kocasına iki mektup bırakmıştı. 18 Mart 1941 tarihinde kocası Leonard’a yazdığı mektubu sizler için derledik.
“Yeniden delirdiğimi hissediyorum. Artık bu kötü zamanları atlatamayacağımı da. Bu sefer iyileşemeyeceğim…”
“Sesler duymaya başladım ve işime konsantre olamıyorum. Bu nedenle de, yapabileceğim en doğru şeyi yapıyorum. Sen bana yaşatabileceğin en büyük mutlulukları yaşattın. Her açıdan…”
“Bu hastalık yakama yapışıncaya dek, iki insanın tadabileceği en büyük mutluluğu tattık. Daha fazla savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvediyorum… ”
“Biliyorum, ancak bensiz de hayat devam edecek. Hayata devam edeceksin, biliyorum. Görüyorsun ki bu mektubu bile düzgün yazamıyorum. Okuyamıyorum…”
“Söylemek istediğim şey; hayatımdaki bütün mutlulukları sana borçluyum. Bana karşı her zaman çok destekleyici ve iyiydin. Bunu herkes biliyor…”
“Eğer hayatımı kurtarabilecek biri olsaydı, bu sen olurdun. Ben her şeyimi kaybettim ama senin iyiliğin hep benimle olacak…”
“Yaşamını daha fazla cehenneme çeviremem. Hayatta kimsenin, bizim mutlu olduğumuz kadar mutlu olabileceğini sanmıyorum.”