Vietnam, Güneydoğu Asya’nın kalbinde yer alan bir doğa cenneti. Ülke, yemyeşil ormanları, muhteşem plajları, büyüleyici ve etkileyici dağ manzaraları ile ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Vietnam’ın doğa harikaları, hem doğa severler hem de macera arayanlar için gerçek bir hazine sunuyor. Bu büyüleyici coğrafya, sizi sadece doğanın değil, aynı zamanda kültürel zenginliklerin de derinliklerine götürecek. Hadi, bu eşsiz toprakların sunduğu doğal güzellikleri birlikte keşfedelim ve Vietnam’ın büyüleyici doğasının tadını çıkaralım. İşte Vietnam’ın doğa harikaları 👇
1. Ha Long Koyu, Quang Ninh
1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak belirlenen Ha Long Koyu, ana karadan Tonkin Körfezi’ne 120 kilometre uzanan, çoğunlukla ıssız 1.600 karstik adadan oluşuyor. Denizden 100 metre yüksekliğe kadar uzanan bu ormanlarla kaplı adalar, topluca, eşi benzeri olmayan bir deniz manzarası oluşturuyor. Vietnamcada Ha Long, “ejderhanın denize indiği yer” anlamına geliyor. Yerel efsaneye göre, bu benzersiz kaya oluşumları, Viet halkını işgalcilerden korumak için gökten düşen soylu bir dağ ejderhası tarafından şekillendirilmiştir. Ejderhanın ateşi ve kuyruğunun birleşimi, her yıl milyonlarca ziyaretçinin keyif aldığı vadileri ve yarıkları oluşturmuş. Bilimsel olarak bu oluşumların milyonlarca yıllık tektonik aktivite ve erozyonla var olduğu biliniyor.
2. Mekong Deltası
Vietnam’ın “pirinç kasesi” olarak bilinen Mekong Deltası, dünyanın en büyük ve en önemli deltalarından birisi. Yaklaşık 55.000 kilometrekarelik geniş bir alanı kapsayan delta, Asya’nın en verimli ve yoğun tarım alanlarından biri olup 20 milyona yakın Vietnamlıya ev sahipliği yapıyor. Biyolojik ve kültürel önemi oldukça fazla. Sayısız kanal ve su yolları ile yeşil bitki örtüsünün bir karışımı olan delta, gerçekten eşsiz bir yaşam tarzına ev sahipliği yapıyor. Evler ya yüzüyor ya da kazıklar üzerine inşa ediliyor. Burada aynı zamanda çok fazla doğal biyolojik çeşitlilik de mevcut. Delta çeşitli kuş türlerine, suda yaşayan hayvanlara, benzersiz bitki örtüsü ve faunaya ev sahipliği yapıyor.
3. Trang An Kompleksi, Ninh Binh
Ninh Binh’in yedi kilometre batısındaki Van Long Doğa Koruma Alanı’nda bulunan muhteşem Trang An Kompleksi, “Karadaki Ha Long Körfezi” olarak da biliniyor. Bunun nedeni kireçtaşı karstları, mağaralar ve tropikal ormanlardan oluşan 250 milyon yıllık jeolojik koleksiyon. Burası aynı zamanda 200 metre yüksekliğindeki kaya kuleleri ve yer altı mağara geçitlerine sahip bir başka UNESCO Miras Alanı.
Kompleks Vietnam’ın Dinh Hanedanlığı dönemindeki eski başkenti Hoa Lu’nun yeri olarak da kültürel öneme sahip. İmparator Dinh Tien Hoang’ın yönetimi altında, Trang An’ın jeolojik manzarası, İmparator’un hisarını korumak için doğal bir bariyer oluşturuyordu.
Trang An’ı deneyimlemenin en iyi yollarından biri, yeşil ve sarı pirinç tarlalarının ortasında her iki tarafı ormanlarla kaplı kireçtaşı zirvelerinin yükseldiği Sao Khe Nehri boyunca tekneye binmek!
Annamite Sıradağları’nın ortasında yer alan Phong Nha Milli Parkı, dünyadaki en eski ve en muhteşem karst ekosistemlerinden birisi. Phong Nha aynı zamanda çeşitli su ve kara temelli ekosistemlere, yoğun tropik ormanlara ve gezegendeki en büyük mağaraya da ev sahipliği yapıyor.
9 km uzunluğu ve 200 metreyi aşan yüksekliği ile dünyanın en büyük mağarası olan Son Doong, oldukça da geniş. Bu mağaraya giriş oldukça pahalı ve kişi sayısı sınırlı olsa da parktaki diğer mağaralara kıyasla daha kolay erişilebiliyor. Parkta bulunan çok sayıda fauna, flora ve hayvan türü ile Phong Nha aynı zamanda yürüyüşçüler için de bir cennet.
5. Ha Giang
Ha Giang, uçsuz bucaksız olduğu kadar nefes kesici. Ülkenin en kuzeyinde yer alan ve bir diğer UNESCO Dünya Mirası Alanı olan Ha Giang, dağ geçitleriyle birbirine bağlanan, 1.200 metrelik karst dağlarından oluşuyor. Bölge aynı zamanda insanın doğal dünyayla ilişkisinin güzel bir örneği.
6. Mu Cang Chai, Yen Bai
Ulusal gururun ve ülkenin tarımsal mirasının sembolü olan Vietnam’ın doğa harikaları içinde güzelliği Mu Cang Chai’den daha iyi tasvir eden bir şey yok. Yakın zamanda hükümet tarafından ulusal öneme sahip bir alan olarak belirlenen Mu Cang Chai, incelikle tasarlanmış katman katman pirinç tarlalarından oluşuyor. Bu, sadece muhteşem bir manzara değil, aynı zamanda nesiller boyunca yetiştirilen yerel kültürün ayrılmaz bir parçası. Ziyaretçiler Eylül ayı sonlarında buraya gelirse Pirinç Tarlaları Festivali’ni deneyimleyebiliyorlar. Ancak çoğu kişi için burayı ziyaret etmenin başlıca nedeni, Tu Le ile Mu Cang Chai arasında uzanan ve Güneydoğu Asya’nın en güzel pirinç tarlalarının bazılarına ev sahipliği yapan “Fotoğrafçılar Yolu”.
