Seçilemeyen ve doğuştan sahip olunan genetik özelliklerden biri de şüphesiz boy. Malum; anne ve babamızı adeta bir wafflemışçasına seçemediğimiz gibi sahip olacağımız boya da doğrudan etkide bulunamıyoruz. E basket oynamak ve yastıksız uyumak da bir yere vesselam…
Bizler de güzide memleketimiz ve gezegenimizde uzun boy sahibi bir bünyeye sahip olmanın havalı göründüğü konusunda insanlığın geri kalanı ile aynı fikirdeyiz ama onunla yaşamanın da beraberinde getirdiği birtakım dezavantajları fütursuzca balyalamaktan geri kalmadık…
Hadi bakalım
1. Perde takarken başlayan ters evrim süreci, uzayan kollar ve nihayetinde maymuna geri dönüş
2. De-monte bacak sahibi olma hissi yaratan ve adeta Hobbitler için tasarlanan toplu taşıma araç koltukları
3. Çocuk mezarı suretindeki ayaklara giyecek ayakkabı bakarken internetin karanlık dehlizlerinde kaybolmak
4. Sevdicek ile sokakta gezerken civar sakinlerinin akıllarında oluşan birtakım edepsiz soru işaretleri
5. Sinemada sürekli “ağbi kafanı şöyle biraz kenara kaydırsana, yok olmadı sanki yaa, uzansan mı şöyle ağbi?” taleplerine maruz kalma
6. Dolmuşta hayata Notre Dame’ın Kamburu olarak devam etmek
7. Annenin Samanyolu üzerindeki tozu aldırmak için sarı bez uzatması
8. Metroda tutacaklara kafayı vurmak suretiyle vefat etme
9. “Sulak yerde mi yetiştin?” , “Allah boy vermiş, gerisini koy vermiş keh keh” espirileri ile cinnet getirme
10. İlkokul sıralarında tahta silmekle çürüyüp geçen tahsil hayatı
11. Yağmurla ortaya çıkan ve samuray kılıcı formundaki şemsiyeleri ile terör saçan teyzelerin hedefinde olmak
12. Aşağıda havaların nasıl olduğunu kestiremediğin için kat kat giyinip, lahanaya dönmek…