Bu listeyi Fil’m Hafızası ekibinden Aslı Ildır hazırlamıştır, haberiniz olsun.
1970’lerde istismar filmlerinin bir alt türü olarak ortaya çıkan “intikam filmleri”, ne kendi başına bir janr olabilmiş ne de belirli kategoriler içerisine sığabilen filmler olmuştur. İntikam filmlerinde en temelde; başına kötü bir olay gelen, bu olaydan bir şekilde kurtulup kendini toparlayan ve intikam yolculuğuna çıkan karakterler yer alır. Son yıllarda intikam dendiğinde büyük ihtimalle pek çok sinemaseverin aklına Güney Koreli yönetmen Park Chan-Wook’un 2013 yılında Spike Lee tarafından da yeniden çevrilen başyapıtı Oldboy (2003) gelecektir. Oysa Uzak Doğu sineması intikam filmleri konusunda oldukça geniş bir repertuvara sahip. İşte Uzak Doğu intikam filmleri arasından derlediğimiz özel seçki…
1. Lady Vengeance/Symphaty for Lady Vengeance
(Park Chan-Wook, 2005)
İntikam denince akla ilk gelen filmlerden bir tanesi elbette ki Güney Kore’nin intikam ustası Park Chan-Wook’un yönettiği Oldboy. Ancak Oldboy’un dâhil olduğu “The Vengeance Triology”nin son filmi olan Lady Vengeance (2005) da en az Oldboy kadar etkileyici bir senaryoya sahip. Üçlemenin ilk iki filminde başrolde erkek karakterler varken bu sefer intikamının peşinden koşan bir kadın karakter çıkıyor karşımıza. İşlemediği bir cinayet yüzünden hapse giren Lee Geum-Ja, hapishaneden çıktığında gerçek katilden intikam almaya karar verir. Park Chan-Wook’un seyircisini şok etmeyi seven tarzını sevenler için ideal bir intikam filmi.
2. I Saw the Devil
(Kim Jee-Won, 2010)
Bir başka intikam ustası Güney Koreli yönetmen Kim Jee-Won’un 2010 yılında çektiği I Saw The Devil kelimenin tam anlamıyla “şeytani” bir antagoniste sahip. Oldboy’dan tanıdığımız Choi Min-Sik, bu filmde de yine intikam alınan karakter olarak karşımızda; ancak bu sefer eylemlerinin fazlasıyla bilincinde. Rastgele karşısına çıkan kadınlara tecavüz edip, oldukça vahşi bir şekilde öldüren Kyung-Chul, gizli bir devlet ajanının nişanlısını öldürür. Yönetmenin favori oyuncularından Lee Byung-Hun’un oynadığı ajan karakterimiz, nişanlısının ölümünün ardından oldukça vahşi bir intikama soyunur.
3. Piéta
(Kim Ki Duk, 2012)
Kim Ki Duk’un yönettiği Güney Kore yapımı Pieta (2012), haraç toplamakla görevli bir adam ve bir anda ortaya çıkarak onun annesi olduğunu iddia eden bir kadın arasındaki ilişkiyi anlatır. Beklenmedik bir intikam hikâyesine dönüşen film, 2012 yılında Kim Ki Duk’a Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülünü de kazandırmıştı.
4. Harakiri: The Death of a Samurai
(Takashi Miike, 2011)
Japon sinemasının üretken yönetmeni Takashi Miike’nin 2011 yılında yönettiği Harakiri: The Death of a Samurai, bir samuray filmi olmasına rağmen dövüş sanatlarının etkileyici görselliğini kullanmadan, alışılmadık bir samuray hikâyesi anlatır. Harakiri yapmaya zorlanan damadının hikâyesini öğrenen samuray Kageyu, intikam almak için damadının öldüğü samuray evine gider. Harakiri: The Death of a Samurai, samuray denildiğinde akla ilk olarak gelen “onur” kavramını sorgulayan, sosyo-ekonomik koşulların gerçekliği nasıl etkilediğine vurgu yapan alternatif bir samuray filmi.
5. Empire of Passion
(Nagisa Oshima, 1978)
1978 yılında Japon auteur yönetmen Nagisa Oshima’ye Cannes’da en iyi yönetmen ödülü kazandıran Empire of Passion, tutkulu bir aşk hikâyesinden ürkütücü bir intikam hikâyesine dönüşür. Aşığıyla işbirliği yapıp yaşlı kocasını öldüren Seki, vicdanının yüküyle beraber kocasının hayaletini görmeye başlar. Sadece Seki’yi değil, aşığına ve köye de gözükmeye başlayan hayalet, varlığı ile intikamını alır.
6. Mother
(Bong Joon-Ho, 2009)
Memories of Murder (2003) ve The Host (2006) ile oldukça ses getiren bir başka Güney Koreli yönetmen Bong Joon-Ho, Kim Ki Duk’un 2012 yapımı Pieta’sına benzer biçimde intikamcı bir anne seçer. Cinayet ile suçlanan oğlunu kurtarmaya çalışan annenin cinayeti aydınlatma çabaları, oğlunu suçlayanlara karşı beslediği intikam ile birleşir ve ortaya oldukça çarpıcı bir hikâye çıkar.
7. Lady Snowblood
(Toshiya Fujita, 1973)
Quentin Tarantino’nun Kill Bill’i (2003) çekerken oldukça etkilendiği iddia edilen, Toshiya Fujita’nın yönettiği 1973 yapımı Lady Snowblood’da kocası ve oğlu öldürülen, tecavüze uğrayan Sayo, Yuki’ye hamile kalır. Doğum sırasında ölen Sayo, doğmadan önce Yuki’nin “intikam için doğan bir bebek” olduğunu söyler. Bir katil olarak yetiştirilen Yuki, yıllar sonra annesinin intikamını almaya karar verir.
8. Freeze Me
(Takashi Ishii, 2000)
İntikamın en “soğuk” halinin vücut bulduğu, Japon yönetmen Takashi Ishii’nin yönettiği 2000 yapımı Freeze Me, tecavüz mağduru bir kadının yıllar sonra kendisine yeni bir hayat kurmaya çalışırken karşısına çıkan tecavüzcülerinden intikamını almasının hikâyesini anlatır.
9. Audition
(Takashi Miike, 1999)
Takashi Miike’nin 1999 yapımı filmi Audition, Miike’nin filmografisindeki en radikal filmlerden biri olarak değerlendirilebilir. Kendisine uygun bir eş adayı bulmak için sahte bir oyuncu seçmesi düzenleyen bir adam, seçtiği aday tarafından düzenlenen oldukça vahşi bir intikam planının içerisine hapsolur. Gösterildiği yılın ertesinde kült film niteliği kazanmış olan Audition, içerdiği işkence sahneleri ile de bir Amerikan kanalının oluşturduğu “En Korkunç 100 Film Sahnesi” listesinde de yerini alarak hafızalara kazınmış gibi duruyor.
10. Kill Bill
(Quentin Tarantino, 2003-2004)
Elbette intikam filmleri listesinde adı anılmadan geçilemeyecek olan bir diğer film, de Quentin Tarantino’nun yönettiği, Uzak Doğu dövüş filmlerinden beslenen Kill Bill 1 & 2 (2003, 2004). Hayatını mahvedip bebeğini öldüren arkadaşlarından ve Bill’den intikam almak için yola çıkan gelinin hikâyesini anlatan film, postmodern sinemanın mihenk taşlarından. Ana hikâyesi oldukça bariz bir intikam hikâyesi olan Kill Bill, çeşitli janrları ve sinemasal tarzları birleştiren yapısında Uzak Doğu filmlerinin çok sevdiği intikam, kan ve şiddet üçlüsünden oldukça etkilenmiş bir film.