Müntehir: İntihar eden kişi kimse.
Şu cümleyi hepimiz işitmişsinizdir: “Abi intihar acizliktir, korkaklıktır ya!”
Hayır, değildir. İntihar, gerçekleşme sebebi kültürel farklılıklar içerse de, bazı durumlarda bambaşka anlamlar içerebilir. Bir protesto da içerebilir, bir meraktan da kaynaklanabilir.
Bu liste -Zweig’ın deyimiyle- dünyayı değiştiremediği için, kendi dünyasını değiştirenlerin listesidir.
Unutulmaz intihar eylemleri:
Thic Quang Duc
İnsanlık tarihinin en önemli müntehiriyle başlayalım. Güney Vietnam’ın Katolik diktatörü Ngo Dinh Diem’in Budist rahiplere yönelik baskılarını protesto etmek amacıyla, 11 Haziran 1963 tarihinde Saygon’da kendini yakan (self immolation) büyük insan. İki öğrencisiyle birlikte alana geldi, arabasından indi, pozisyonunu aldı (lotus pozisyonu). Öğrencileri benzini üstadın üzerine boca ettiler ve ateşe verdiler. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, ölürken kılı bile kıpırdamadı. Yukarıdaki video, bu eylemin bir canlandırmasıdır. (Uyarı: Boğaz düğümleyici, yutkunma engelleyici, gözyaşı getirici görüntü.)
Stefan Zweig
Avrupa’da faşizmin yükselişi karşısında umutsuzluğa düştü ve 23 Şubat 1942 tarihinde Brezilya’da eşiyle birlikte intihar etti. Başucunda bulunan mektupta şunları yazmıştı: Bütün dostlarımı selamlarım! Umarım, uzun gecenin ardından gelecek olan sabahın kızıllığını hala görebilirler! Ben, çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum.
Dr. Homa Darabi
Humeyni devriminden sonra kadınlara uygulanan şiddeti ve baskıyı protesto etmek amacıyla kendini yakan İranlı çocuk doktoru. İntiharı, 16 yaşında bir kızın ruj sürdüğü için öldürülmesinin hemen sonrasına rastlar. Kendini ateşe verirken “Zulme son, yaşasın özgürlük, yaşasın İran!” diye haykırdı.
Yukio Mishima
Japonların geleneklerinden uzaklaştığını söyleyen, Japonya’nın eskisi gibi geleneklerine bağlı olmasını arzulayan ve romanlarına da bunu yansıtan milliyetçi yazar. 25 Kasım 1970’de samuray değerlerine son derece bağlı Mishima, Japonya Silahlı Kuvvetleri’nin Ichigaya kampında seppuku yöntemiyle intihar etti.
Muhammed Buazizi
17 Aralık 2010 tarihinde, seyyar sebze tezgahının elinden alınışını protesto etmek için kendini yakan 26 yaşındaki genç. Sonuç: Arap Baharı… Yani koskoca bir coğrafyanın devlet başkanlarının, krallarının ve diktatörlerinin sonunu getiren olaylar silsilesi. Tüm bu sürecin “bahar” olup olmadığı tartışılır tabii… Şurada ilgili güzel bir yazı var.
Jan Palach
Prag Üniversitesi’nde felsefe öğrencisi olan Jan Palach, ‘Prag Baharı’ denilen politik liberalleşme sürecinin destekçilerindendi. Bu süreç, Varşova Paktı’nın Çekoslovakya’yı işgaliyle sekteye uğrayınca, bunu protesto etmek için 16 Ocak 1969’da Prag’da Aziz Venceslav heykelinin altında kendini yaktı. Bu intihardan sonra halk direnişi zirveye çıktı.
Jan Zajic
Jan Palach’ın intiharından 1 ay sonra, aynı yerde, söz konusu işgali ve “normalleşme” sürecini protesto etmek için kendini yakıp intihar etti. Rejim yıkıldıktan sonra, Prag’da intihar ettikleri yerde, yani heykelin önünde, bu iki genç için bir anıt yapıldı.
Ryszard Siwiec
Sovyetler Birliği’nin Çekoslovakya’yı işgaline karşı 8 Eylül 1968’de kendini yakan kişilerden birisi. Olay bir festival (Harvest Festival) esnasında olduğu için kameralara da yansımıştır. Siwiec 4 gün sonra 12 Eylül’de öldü.
Romas Kalanta
Sovyet işgaline karşı 14 Mayıs 1972’de, henüz 19 yaşındayken kendini yakan bir Litvanyalı. Kalanta, 70’ler ve 80’ler boyunca Litvanya’da direnişin sembolü olarak anılan kişi oldu. Elbette Kalanta’nın “self immolation” olayından sonra ardı ardına gerçekleşen 12-13 kadar “self immolation” intihara da, direniş tarihi açısından hakkını vermemiz gerekir.
Kostas Georgakis
G. Papadopoulos’un başında bulunduğu askeri cuntayı protesto etmek amacıyla 19 Eylül 1970’te Cenova’da kendini yakarak intihar eden Yunan öğrenci. Eylemi gerçekleştirdiğinde 22 yaşındaydı.
Beşir Fuad
Neden intihar ettiği hala tartışılan pozitivist-materyalist Osmanlı aydını. Bileğini kesmiş ve bilincini yitirene kadar an be an yaşadıklarını yazmış. Bedeninin Mekteb-i Tıbbiye’ye bağışlanmasını vasiyet etmiş ama vasiyeti yerine getirilmemiş.
Artin Penik
Asala terör örgütünün, 7 Ağustos 1982’de Esenboğa Havalimanı’na düzenlediği saldırıyı protesto etmek için Taksim Meydanı’nda kendini yakan Ermeni vatandaş. İfadesinde, eylemi kendi başına planladığını ve Atatürk’ün huzuru altında ölmek istediği için Taksim Meydanı’nı seçtiğini söyledi. Hemen hastaneye kaldırıldı, ama beş gün sonra öldü.