Çoğumuz filmleri orijinal diliyle seyretmeyi seviyoruz. Ancak bazı dublajlar var ki, orijinali, Türkçe versiyonunun yanında sönük kalıyor. Hatta daha iddialı konuşalım; bazı dublajlar, orijinalinden kat be kat güzel oluyor. O kadar ki, Türkçe versiyonunu izleyip beğendikten sonra orijinalini izlemek ya zevk vermiyor ya da içinizden izlemek gelmiyor. Göz önünde değiller, çoğunu tanımıyoruz belki ama aslında seslerini çok iyi biliyoruz. Karşınızda sevdiğimiz karakterlere can veren seslendirme sanatçıları.
Alaycı dedektif: Bruce Willis
Bruce Willis’in ülkemizdeki “official” sesi desek yeridir. Mavi Ay’la tanıdığımız Bruce Willis’i bu kadar sevmemizin başlıca nedeni belki de Alev Sezer. Bruce Willis’e kendi sesi, bu kadar yakışmıyordur. Alev Sezer’i 1997 yılında kaybettik. O günden bu yana yapılan hiçbir Bruce Willis dublajı eski tadı vermiyor.
Acı yok: Rocky
http://www.youtube.com/watch?v=ry7uFesk6y0
Rocky Balboa’nın “Hey Edriyınnnn, başardım!” diye haykırışı hâlâ kulaklarımızda. Bu haykırışı, bu kadar unutulmaz kılan Sezai Aydın’ın ta kendisi. Yarım ağız konuşan Rocky’e hayat veren Aydın, Sylvester Stallone’ye en yakışan ses oldu. Sezai Aydın’ın Stallone’nin bir diğer film serisi Rambo’yu da seslendirdiğini ekleyelim.
Ailemizin buzul çağ hayvanı: Sid
Türkçe dublajlı versiyonu orijinalinden iyi olan ender filmlerden biri Buz Devri. Harika dublaj kadrosu, bu başarının arkasında yatan en büyük etken. Haluk Bilginer ve Ali Poyrazoğlu’na hakkını teslim ediyoruz ama Sid karakterini seslendiren Yekta Kopan’a ayrı parantez açmak isteriz. Zaten Sid karakteri, başarılı seslendirmesinden bağımsız olarak yeterince sempatik. Buz Devri’ni izleyip de fanı olmayan yok. Ama Yekta Kopan öyle bir şey yapıyor ki; Sid’i seslendirmekle kalmıyor, onu yaşıyor.
Sezai Aydın’ın baştan yarattığı karakter: Bill Cosby
http://www.youtube.com/watch?v=w7-2aBvb3EE
Televizyonda yıllarca Bill Cosby Show’u izledik. Bir Huxtable ailesine bir de kendi ailemize bakıp iç geçirdik. Bay Huxtable’ı canlandıran Bill Cosby’i bizim de babamız olsun istedik. Kendine has konuşması ve gülüşüyle Cosby, bir döneme damgasını vurdu. Tabii bunda en büyük pay, Rocky’de olduğu gibi Sezai Aydın’ın. Belki Cosby’i bir başkası seslendirseydi, ülkemizde bu kadar ilgi çekmezdi.
Gölgelerin gücü adına: He-Man
http://www.youtube.com/watch?v=7ql0ornGtDA
“Gölgelerin gücü adına, güç bende artık!” Bu repliği ne zaman duysak, yakımızda duran, kılıca en benzeyen şeyi havaya kaldırıp bağırmak istedik; zaman zaman da yaptık hatta. Toprak Sergen’in sesiyle hayat verdiği He-Man için bizden 10 tam puan gitsin. Sergen’in 1990’ların bir diğer kült TV serisi Muhteşem İkili’den Kuzen Larry’i de seslendirdiğini hatırlatalım.
Datlım gıymatlım: Gollum
Sezar’ın hakkı Sezar’a. Yüzüklerin Efendisi filminin en insan karakteri Gollum’u hem oynayıp hem de sesini veren Andy Serkis harika bir iş başardı. Gollum’un gelgitli ruh hâlini ve sinsi karakterini vücut diline ve sesine yansıttı. Bahtiyar Engin’in elinde zaten harika bir malzeme vardı. Engin de bu malzemeyi harika işledi ve “Kıytmelimissssss” repliğiyle unutulmazlar arasındaki yerini aldı.
Doktorrrrrrr: Marty McFly
http://www.youtube.com/watch?v=nLuQPOUKGWA
Yekta Kopan’ın, “Geleceğe Dönüş” serisi hayranları için anlamı büyük. O, Marty McFly’ın sesi değil, ta kendisi; Yekta Kopan’ın sesinde ete kemiğe bürünmüş hâli.
Arkadaşım eşek: Shrek eşek
Her ne kadar Mehmet Ali Erbil yüzünü eskiten, yer aldığı bazı projelerle çoğumuzun antipatisini toplayan bir isim olsa da, bu iyi bir seslendirmeci olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hele Shrek’teki eşeği konuşturduğu her sahne kendini izletiyor, izletmenin ötesinde kendine çekiyor. Biz de “Keşke Erbil sesiyle birilerine hayat verse, televizyona çıkıp yüzünü eskitmese” diyoruz.
Evde beslenir ki bu: Kurbağa Kermit
Kurbağa Kermit’e gelmeden önce Susam Sokağı’nı yâd edelim; çocuk aklımızla bize başka dünyaların kapısını aralayan, bizi sımsıcak saran sesleri düşünelim. Hepsi tek tek alkışı hak ediyor. Ama biz günümüzde de seslendirmenin pirlerinden biri sayılan Sungun Babacan’a ve onun seslendirdiği Kurbağa Kermit’e ayrı başlık açalım. Susam Sokağı çocuklara Kurbağa Kermit ile kurbağaları sevdirdiyse, Sungun Babacan da kurbağalarla arkadaş etmiştir. Sungun Babacan’ın seslendirdiği karakterler saymakla bitmez. Biz aralarında “Tom Cruise, Brad Pitt ve Mel Gibson da var” diyelim, asıl cevabı kendisinden dinleyelim.
Bir röportajda sunucu “Kimleri seslendirdiniz?” diye sorunca Babacan “Programınız kaç dakika?” diye sorar. “15 dakika” cevabını alınca da dört tanesini sayıp, “Şimdilik yeterli” der.
En sevimli sünger: Sünger Bob
“Abartıyorsunuz” diyeceksiniz belki ama gerçekten abartma yok; Sünger Bob’un dublajlı hâli orijinalinden daha güzel. Hatta güzel kelimesi yetersiz, muhteşem. Çizgi filmdeki her bir karakterin seslendiricisi âdeta döktürüyor. Ama ödüllerin büyüğü Sünger Bob’a gitsin. Onun o şapşal ve fazla heyecanlı hâlini çok iyi yansıtan seslendirmecisi Murat Prosçiler’e… Bir ara Sünger Bob’u bir başkası seslendirdi ama hayranları Murat Prosçiler’in devam etmesi için sosyal medyadan çağrı yaptı ve karşılık da buldu. Hayranların bu ısrarını anlamak için Sünger Bob’u onun sesiyle bir kere izlemek yeterli.
Sempatik uzaylı: Alf
Orhan Veli’nin şiirlerini ayıla bayıla dinlediğimiz Müşfik Kenter’in, dünyanın en sevimli uzaylısı Alf’i de seslendirmesine olsa olsa ustalık denir; başka da bir şey denemez herhalde. Kenter, 1980’lerin sonunda TRT1’de yayınlanmaya başlayan dizide Alf’i o kadar başarılı bir şekilde seslendirdi ki, kimse Alf’i orijinalinden dinlemeyi aklının ucundan bile geçirmedi.
Balık hafızalı balık: Dory
Güzel bir haberle başlayalım. Kayıp Balık Nemo çok beğenilince yapımcılar ikincisi için hazırlıklara başlamış. Hatta ikinci filmin Kasım 2015’te gösterime girmesi planlanıyormuş. Dünya için küçük ama Kayıp Balık Nemo hayranları için büyük olan bu haberi sizlerle paylaşmak istedik.
Gelelim işin harika boyutuna, filme sesleriyle renk katanlara. Biz, Dory’e odaklanmak istiyoruz. Zira ikinci filmin merkezinde de Dory olacakmış. İlk filmde Dory’e ses veren Tilbe Saran’ın ikinci filmde de dublaj kadrosunda olacağından eminiz. Onu, yeniden balinaca konuşurken dinlemek için can atıyoruz.
Hepimizin agresif ama tatlı amcası: Donald Duck
http://www.youtube.com/watch?v=rK-3YUuG1Z0
“Tüm animasyonlar arasında sesi en fazla bilinen karakter kimdir?” diye sorsak, çoğunuzun “Donald Duck” cevabını vereceğinizden eminiz. Kelimeleri yuta yuta konuşması ve arada çıkardığı garip seslerle ünlü Donald Duck’ın sesinin yaratıcısı Clarence Nash adlı Amerikalı bir seslendirme sanatçısı. 50 yıl boyunca Donald Duck’ın sesi olan Clarence Nash’in açtığı yoldan giden Naci Taşdöğen, bu zor yükü başarıyla taşıdı. Nash, Duck’ı Naci Taşdöğen sesiyle dinleseydi eminiz koca bir “Aferin” verirdi.
En güzel ikili: Edi ve Büdü
Baştan söyleyelim, çok özlüyoruz… Edi’nin gecenin bir yarısı uykularından uyanıp “Beni seviyor musun Büdü?” diye sormasını, uyumak için uyku şarkısı söylemesini, yaptıklarıyla Büdü’yü çıldırtmasını çok ama çok özlüyoruz. Hele Edi’yi Altan Erkekli’nin, Büdü’yü de Köksal Engür’ün seslendirdiği o hâlleri onlarca kere izlememek için içimizdeki yüzde 50’yi zor tutuyoruz.
Bütün Autobot’lar birleşin: Optimus Prime
Bazı serileri tadında bırakmak gerek. 1990’lı yılların çok sevilen bir çizgi filmini aldınız, günümüz teknolojisiyle harmanlayıp süper bir film yaptınız. Hadi tamam ama niye 4 tane yaptınız? Siz ne kadar kötüsünü yapsanız da Transformers, özelinde Optimus Prime hep güzel kalacak. Optimus’u Ayhan Kahya’nın sesiyle “Ben Optimus Prime” derken hatırlayacağız. Decepticon’lara korku salacağız.
Hiç büyümeyen kuş: Tweety
“Bir kedi gördüm sanki” repliğiyle ünlü Tweety’i ülkemizde yıllarca Berrak Kuş seslendirdi. Tweety’nin erkek bir kuş olduğunu ve yurt dışında Mel Blanc tarafından seslendirildiğini bilmek çoğumuzda şok etkisi yarattı. Bu şokun sebebi de Berrak Kuş seslendirmesinin Tweety’e “cuk” oturmasıydı.
Son Hava Bükücü: Avatar Aang
Son Hava Bükücü Aang ile maceradan maceraya koştuk. O hava büktükçe biz havaya girdik; su büktükçe bir bardak su içtik. Her “Katara” deyişinde “Buyur” diye cevap veresimiz geldi. Avatar Aang’in bazen muzip bazen de fazla ciddi hallerini bu kadar başarılı verdiği için Sercan Gidişoğlu’na saygılar öncelikle. Hatta çizgi filmin tüm seslendirmesinin çok başarılı olduğunu da ekleyelim. Orijinalini izlemek aynı keyfi vermiyor, tecrübeyle sabit.
Bonus: The Voice of God – Don Lafontaine
6 yıl önce öldüğünde ardında seslendirdiği 5 binden fazla film fragmanı ve bir o kadar da reklam bıraktı. Sesi o kadar etkileyiciydi ki, sektörde ona “Tanrı’nın Sesi” denildi. Kendinden sonrakileri etkilemiş ve bir ekol yaratmış bir isim Don Lafontaine.