Yaz mevsimi yani tatil zamanı geldi. İnsanın şöyle başını alıp bir yerlere gidesi geliyor; ama neyle, nereye gitmeli diye düşünürken eski tren yolculukları geliyor aklımıza. Şöyle kuşetli bir kompartımanda çoluk çocuk, güle oynaya, sanki evimizdeymişçesine yapılan eski tren yolculukları. Şimdilerde yolculuğun tadına bile varmadan sizi gideceğiniz yerlere ulaştıracak “yüksek hızlı trenlerimiz” var; ama sevdiklerinizle aynı kompartımanda yolculuk yapamayacaksanız (!) o yolculuğun tadı çıkar mı hiç… Neyse biz bu konuyu bir tarafa bırakıp bir zamanlar “demir ağlarla örülen” güzel yurdumuzun demiryollarının bugünkü hal-i pür melaline bir göz atalım.
1. Kara tren gelmez ola

1960’lı yılların başında Mardin’den İstanbul’a “kara trenle” çoluk çocuk göç eden bir ailenin fertlerinden duyduğumuz kadarıyla korku tünelleriyle dolu olsa da bu yolculuk hafızalara kazınacak kadar güzelmiş.
2. Selam olsun martılara

Güneydoğu’nun en uzak köşesinden başlayan bu yolculuklar genellikle Haydarpaşa’da denizi görmenin heyecanı ve martıların selamıyla noktalanırmış.
3. Trenlerle vapurlar

Eğer İstanbul’un Avrupa yakasına geçmekse meramınız, o zaman da sizi bir kuğu gibi süzülerek alıp karşı yakaya ulaştıracak bir vapura atlar, oradan da Sirkeci Garından bineceğiniz bir trenle Edirne’ye, hatta istediğiniz bir Avrupa şehrine kadar gidebilirmişsiniz.
4. Yaşasın YHT

Aslında günümüzde de Anadolu’nun bazı illerinde tren seferleri bölgesel olarak yapılıyor, bunun dışında YHT’lerimiz de bazı şehirler arasında hayatı kolaylaştırıyor tabii.
5. Giden trenlere bakakalmak

Bazen eski film karelerindeki gibi gözümüzün önüne gelen, kıvrıla kıvrıla yemyeşil tarlaların ya da çorak bozkırların arasından geçen bir tren görüntüsü ya da ıssız köy yollarından bize el sallayarak gazete isteyen güleç yüzlü çocukların hayali burnumuzun direğin sızlatmıyor tabii.
6. Duble yol mu dediniz

Artık duble yollarımız, hepimizin kesesine uygun biletleriyle bizi her yere uçuran uçaklarımız ve pek çoğumuzun kıymetlisi özel arabalarımız var; ama hiçbirinin keyfi bir tren yolculuğunun keyfine değmez bizce.
7. Mahzun tren yolları

Aslında bizi bunca lafı etmeye zorlayan olay, iki yıl önce “2 yıl içinde yeniden hizmete başlayacağı” vaadiyle seferlerine son verilen ve ne yazık ki aradan geçen onca zamana karşın hiçbir gelişme görülmeyen İstanbul’un banliyö tren yolları.
8. Harıl harıl süren çalışmalar

Haydarpaşa-Pendik arasındaki banliyö tren hattı, 19 Haziran 2013 tarihinde yapılan son seferin ardından kapatılmıştı ve tren yolunda hummalı bir çalışma başlamıştı.
9. Bekledim de gelmedin

Yapımı 24 ay olarak planlanan ve Anadolu Yakası’nda Söğütlüçeşme’ye dek yenilenecek olan banliyö hattının 2015 yılının Haziran ayında tekrar hizmete açılması planlanıyordu.
10. Demiryolundan karayoluna

Ancak içinde bulunduğumuz şu günlere kadar ne yazık ki tren yolunun iş makinaları ve kamyonların geçtiği bir karayoluna dönüşmesinden başka bir gelişme yok.
11. Ağaç katliamı

Aslında bu projenin içimizi en acıtan yanı, tren yolunun iki yanında yemyeşil uzanan binlerce ağacın bir anda kesilip yok edilmesiydi.
12. Tek suçlu ağaçlar

Sanki bütün işler tamamlanmış, tek engel olarak o güzelim ağaçlar kalmış gibi bir anda kesilivermişti o ağaçlar. Oysa daha yapılması gereken ne çok iş vardı.
13. Boynu bükük Haydarpaşa

Tabii bu arada Haydarpaşa Garının boynu bükük kalmasından da söz etmeden geçemeyeceğiz. Şimdilerde dizi filmlerinin ve yeni evlenen çiftlerin düğün fotoğraflarının arka fonu olarak kullanılan bu tarihi yapının da akıbeti meçhul.
14. Bir zamanlar Şark Ekspresi vardı

Bir zamanlar Orient Ekspres’in de geçtiği ve Sirkeci Garından başlayıp Halkalı’ya kadar devam eden tren yolunda da durum çok farklı değil.
15. Hoşgeldin Marmaray

Marmaray projesi kapsamında Sirkeci’den Kazlıçeşme’ye kadar yenilenen ve kullanıma açılan yolun, Kazlıçeşme-Halkalı kısmının ise 2015 yılı Mart ayında tamamlanması öngörülmüştü ama…
16.Gözümüz yollarda kaldı

Metrobüslerde, otobüslerde telef olan, İstanbul’un hiç bitmeyen trafiğinde ömürlerini tüketenler, şimdilerde özlemle o yemyeşil ağaçların yanından, kimi yerde masmavi Marmara’ya göz kırparak, kimi yerde de birbirine yaslanarak hayata direnen ahşap evleri yalayarak geçen trenleri sabırsızlıkla beklemekte. Umarız bir gün yeniden o trenlerle yolculuk yapabiliriz.































