Kalabalıklar karşısında konuşmayı geçtik bazen 2-3 arkadaşımıza ya da en yakınımıza bile kendimizi ifade etmekte zorlanıyoruz. Bu zorlanma ayrı listelerin konusu olsun burada topluluğa konuşma diğer adıyla hitabet sanatından bahsedeceğiz.
Topluluk önünde konuşmak açık konuşmak gerekirse zor iştir. Bu zor işi kolaylaştırmak için sizlere bazı ipuçları verelim, genellikle korkulan bu kavramı daha kolay hale getirelim istedik.
İşte topluluk önünde konuşma yaparken dikkat etmeniz gerekenler.
1. Verdiğinizi mesajı dinleyicilerinize uyarlayın
Bir insana kendinizden bahsederseniz sizi dinlemez, ondan bahsederseniz sizi dinler. Dinleyicilerin ihtiyaçlarına göre bir konuşma hazırlayın, klişe kalıplardan uzak durun. Bu sayede dinleyiciler sizin konuşmaya hazırlandığınızı görecekler ve dinlemeye daha hevesli olacaklardır. Dinleyicilerinizi tanıyın. Onların kim olduğunu, önem verdikleri konuları, anlatacaklarınızın onlara ne kazandıracağını, anlatacaklarınız hakkında ne bilip bilmediklerini ve duyduklarına ne tepki vereceklerini düşünün.
2. Göz kontağı kurma konusunu ciddiye alın
İlk kez konuşma yapan insanlardan binlerce kez yapanına kadar herkesin dikkat etmesi gereken önemli bir konu göz kontağıdır. Göz kontağı sadece dinleyicilerle iletişim için atılması gereken bir adım değildir, göz kontağı sayesinde dinleyicilerin tepkilerini de ölçebilir, konuşmanızı ona göre yönlendirebilirsiniz. Göz kontağı kurmadığınız zaman dinleyiciler sizle bir bağ kuramadığı gibi size karşı güven de duymuyorlar, hatta yaptığınızı kaba buluyorlar. Konuşma esnasında insanları tarayıp geçmektense kimisinin üzerinde 2-3 saniye hatta bir cümle süresince durmak daha etkiliymiş diye duyduk.
3. Dikkat dağıtıcı hareketlerden kaçının
İlk aklımıza gelenleri sayalım: Elleri kolları abartılı şekilde kullanmak, ileri geri turlamak, elleri cebe atmak, elde anahtarlık çevirmek, yüzüğünüzle oynamak, dudaklarını yalamak, üstünüzü başınızı düzeltip durmak, kalem çevirmek, elleri arkada kavuşturmak, elinizle yüzünüzü kapatmak… Bunların hepsi insanın çoğu zaman farkında olmadan yaptığı hareketler ancak bunları abartılı şekilde yaparsanız dinleyicinizi kaybetmeye başlıyorsunuz. Kendi konuşmanızı kayda alıp abartılı bulduğunuz hareketleri azaltmaya çalışmak size yardımcı olabilir.
4. Konuşmanızı önceden prova etmeye çalışın
Konuşmacıların genellikle yaptıkları hata konuşma sırasında kullanacakları notlara ya da sunuma fazlaca güvenmeleri oluyor. Bunun sonucunda ya ellerindeki ya da ekrandaki notlara bağımlı kalıp olumsuz bir imaj çiziyorlar. Tavsiye edilen ise tüm konuşmayı baştan sona en az bir kere sesli şekilde tekrar etmeniz. Özellikle giriş ve final bölümlerini birden fazla tekrar etmek konuşmanızı daha etkili bir hale getirebilir.
5. Enerjinizi iyi kullanın
Konuşmanız esnasında dışarıya yansıttığınız enerji emin olun en az anlattığınız konu kadar önemli. Yorgun düşseniz bile önemli olan bunu karşınızdakilere yansıtmamanız. Sıkıcı bir anlatım, tek düze düşük bir ses tonu, ifadesiz bir yüz dünyanın en önemli konusunu bile dinletmeyebilir. Doğal olun, gülümseyin, anlattığınız şeyden keyif alın ve sonuç olarak başarılı olun.
6. Elinizdeki verileri dikkatli bir şekilde kullanın
Tabii ki kendimizi güvende hissetmek için beynin sol yarısına yani matematiksel kısma abanmak kolayımıza geliyor ama ne zaman mantık, analiz, detay ve rakamları abartsak hem konuşma çok uzuyor hem de dinleyiciler sonunda iflas ediyor. Elinizde onlarca rakam bile olsa en basit anlaşılır ve en çarpıcı olanları kullanın yeter.
7. İlham verici olmaya gayret edin
Beynin sağ kısmı yani duygularınız, hikayeleriniz, örnekleriniz, esprileriniz, verdiğiniz his dinleyicileri yakalamak ve etkilemek için sol kısmıyla verdiğiniz rakamlardan daha değerlidir. Eğer bu duyguyu ve bağı oluşturamıyorsanız onun üzerine koyacağınız rakamla havada kalacaktır. Verdiğiniz bilgi tabii ki çok önemli ancak onu veriş şekliniz yani yansıttığınız duygu ve hisler sizin konuşmanızı unutulmaz ya da unutulur kılacak.
8. Konuşma esnasında ufak boşluklar vermekten çekinmeyin
Pek çok konuşmacı konuşmanın akışına kapılıp giderler ve arada neredeyse nefes almayı bile unuturlar. Bunun sebebi gerginlik olur, adrenalin olur ya da zamanın yetmeyeceği düşüncesi olur ama dinleyicinin canı yok mu?! Halbuki konuşmalarda vurucu olmak ve akılda kalmak istiyorsanız söylediğiniz önemli cümlelerin öncesinde ve sonrasında biraz durup beklemeniz gerekir. Bir de bir konudan başka bir konuya geçerken bir miktar beklemek herkes için faydalı olacaktır.
9. Giriş kısmına önem gösterin, iyi bir başlangıç hayat kurtarır
Bir işin en önemli kısmı başlangıcıdır, bunu aklınızdan çıkartmayın. Konuşmanın giriş kısmını anlamsız şeylerden bahsederek, yersiz şakalar yaparak, doğrudan sonucu vererek, herhangi bir sebeple abartılı özürler dileyerek harcarsanız o konuşma çöp olur. Çarpıcı bir cümle, etkileyici ve konuyla ilgili bir hikaye hatta beklenmedik bir soru hem dinleyicileri etkileyecek hem de konuşmanın devamına dair merak uyandıracaktır.
10. Soru cevap kısmını konuşmanın sonuna bırakmayın
Konuşmanın içinde soru cevap kısmı olması ya da arada doğaçlama şekilde soruları alıp onları yanıtlamak iyidir, konuşmacı ile dinleyici arasındaki iletişimi güçlendirir ama adet olduğu üzere konuşmayı soru cevapla bitirmek pek de iyi bir yöntem değildir. Konuşmanın finali, en vurucu en unutulmaz noktalardan biridir, böyle bir final yapıp ardından soruları alalım dediğiniz anda tempo da yarattığınız etki de düşer. Daha vurucu şeyler söylemenize sebep olacak bir soru alma ihtimaliniz ise açıkçası çok düşüktür. Kısa bir özet, insanları anlattığınız konular hakkında bir şeyler yapmaya teşvik edecek cümleler ve son bir vurucu kapanış cümlesi yeterince muhteşem olur. “Soruları alayım” ne yahu?!
11. Kullandığınız slide’larda konu başlıkları ve hatırlatıcı kelimelerden fazlası olmasın
Pek çoğumuz konuşmalarımızda destek almak ya da daha etkili konuşmalar yapmak için sunumlar kullanıyoruz. Bu sunumlarda şayet ağzımızdan çıkan şeyleri birebir yazarsak bir yerden sonra dinleyicileriniz ekrana kilitlenen okuyuculara dönüşecektir. O yüzden slide’ları sadece konu başlıklarını şemalandırmak ve anahtar kelimeleri unutmamak için kullanın.
12. Özür dilemek yerine bırakın performansınız hatanızı örtsün
Belki toplantıya ya da katılacağınız programa geç kaldınız ve konuşmanızı dinlemek üzere orada bekleyen insanlardan hali hazırda size ufaktan uyuz oldu. Endişeye gerek yok. Konuşmaya “vallahi trafik çok kötüydü”, “Allah aşkına beni affedin”, “kusuruma bakmayın önceki toplantım uzadı” gibi cümlelerle başlarsanız daha girişten dinleyiciler üzerindeki olumsuz etkinizi pekiştirirsiniz. Özür dilemeyi bir kenara bırakın -en azından konuşmanın ileriki kısımlarında dinleyiciler yumuşayana dek- ve kendinizi iyi bir konuşma yaparak affettirin. Konuşmanız iyiyse zaten dinleyiciler kısa süre içinde geç kaldığınız unutacaklardır.