Hepimizin toplu taşıma araçlarında kitap okuma girişimleri mutlaka olmuştur. Bu durum bazı kişilerin rutini haline dönüşmüş olsa bile halen daha çekinen, utanan, gereksiz yere gerilenler olabilir. Hor görmek yerine anlamayı tercih ediyoruz. Buna sebep olan düşünceler ne ola ki diye düşündük ve aklımıza gelenleri bir güzel sıraladık. Soru işaretlerinden kurtulunca hayat bayram olmasa bile kendi içinde tutarlı bir güzelliği tarafımıza sunabiliyor. Denemekten zarar gelmez.
1. Bana mı bakıyorlar?
Aslında kimsenin size baktığı yok. Herkes işinde gücünde ve an az sizin kadar yorgun. Size öyle geliyor. Kitabınıza odaklanın. “Acep bana mı bakıyorlar” diye diye en az yirmi sayfayı boşuna okudunuz. Yapmayın. Ha, şayet birileri dik dik bakıyorsa o da onların ayıbıdır. Uymayın.
2. Ya durağı kaçırırsam?
Vapur neyse de, metrobüs ya da otobüslerde bu konuda yanınızdayız. Doğru. Ana baba gününe dönüşen o itiş kakış hallerinde kitabın en akıcı yerine kapılıp gidebilir ve kendinizi son duraktan eve geri dönerken bulabilirsiniz. Üç sayfada bir “Neredeyiz?” sorusunu kendinize sorarak kafanızı hafifçe kaldırmak suretiyle camdan dışarıya bakabilirsiniz. Mis.
3. Şu an neredeyim?
Durağı kaçırma düşüncesiyle bağlantılı olsa da hiç mi hiç aynı şey değildir. Aradaki ince çizgi ömürden ömür alır. Özellikle akşam saatlerinde hava yağmurluysa ve iş çıkış saatine denk gelen kalabalık bir toplu taşımada iseniz, kolaylıklar diliyor ve kitabı evde okumanızı öneriyoruz. Yolu takip edin, eve ıslanmadan gitmenin yollarını arayın.
4. Artistlik yaptığımı mı düşünüyorlar?
Düşünüyorlar! Çünkü kendileri okuma sevgisinden habersiz oldukları için size inceden gıcık bile kapıyorlar. Bazen de bu düşüncelerine taraftar kazanmak adına yanlarındaki arkadaşlarına “Şuna bak şuna cık cık cık” gibilerinden olur olmaz sesler çıkartıyorlar. Siz onlara aldırmayın kitap kurtlarım, okuyun gitsin. Yanınızdayız.
5. Uyuyakalır mıyım?
Şayet yorgunsanız kalırsınız. Ama yine de kitap okumamanız için bahane değil. Ayrıca hiçbir şey okumamak için bahane olmamalı. İçi güzel cümlelerle ve hayallerle dolu kafanızı dik tutmanız yeterli. Uykuyu evde de uyursunuz.
6. Elimdeki kitabı bayağı bulurlar mı?
İşte bu durum kimseyi ilgilendirmez. Siz neyi nerede okumak istiyorsanız okursunuz. Sonuç olarak onlar da cilt cilt ansiklopedi okumuyorlar bir yerden bir yere giderken otobüste. Bulunduğunuz ortamın tadını çıkarın, sayfalarını mutlulukla çevirmeye devam edin. İnsanlar nasıl olsa konuşacak bir şeyler bulurlar. Sizi engellemelerine izin vermeyin.
7. Dışarıdan nasıl görünüyorum?
Bak şimdi bu hiç olmadı. Yakışıyor mu canım? Nasıl görünüyorsanız görünüyorsunuz. Vakit akşamsa ya işten, okuldan yahut gezmelerden tozmalardan dönüyorsunuzdur; sabahsa işinize yahut okulunuza gidiyorsunuzdur. Üstünüz başınız da ona göredir herhalde. Fazlasını beklemeyin. Önemli olan bu değil. Siz kitabınızı okumaya devam edin. Şimdiye kadar hayatının aşkıyla toplu taşıma araçlarında tanışıp sonsuza kadar mutlu mesut yaşlanan hiç kimseyle karşılaşmadım. Ha, siz ilk olacağım diyorsanız bilemeyeceğiz. Bol şans.
8. Manzarayı kaçırır mıyım?
Sevgili atalarımız, gülü sevenin dikenine katlanacağıyla ilgili gerçekleri durup duruken yüzümüze vurmuş olamazlar. Bir zahmet manzarayı kaçırın. Zaten vapurdaysanız ve başını kitaptan kaldırmıyorsanız olan oldu. Ya kitap okumayıp manzarayı izleyeceksiniz, ya da bu işlerin ortasını bulacaksınız.
9. Kitabı çantaya geri koysam ne düşünürler?
Hiçbir şey düşünmezler. İnanın bana. Aklın başka yere gider, bir an için koparsınız ve saire. Tüm bunlar olabilir. Dert etmeyin. Koyun kitabı çantaya, takın kulaklığı, yolu izleyin. Olmazsa dinlediğiniz şarkıya klip çekersiniz ve başrolünde kendi kendinizi oynatırsınız.
10. Bana gülüyorlar mı?
Üstüme iyilik sağlık a dostlar, ne münasebet! Neden gülsünler yahu. Kitap okuyorsunuz, güzel güzel yolculuk ediyorsunuz işte. Takılmayın böyle şeylere.
11. Tanıdık bi arkadaşı gördüm, görmezden mi gelsem?
Ayıp. O kadar da değil bence. Bi selam verin, iki lafın belini kırın sonra okursunuz yine kitabınızı. Hayattan tamamen kopmak olmaz. Yalnız kalmanızı istemeyiz. Görmezden gelmek pek iyi bir fikir değil bu yüzden. Arkadaşınıza kocaman gülümseyebilirsiniz.
12. Hava o kadar güzel ki, otobüsten inip biraz yürüyüş mü yapsam?
Hazır bahar da yaklaşıyorken yapılabilecek en güzel şeylerden bir tanesi de bu. Belki çimlere yayılıp orada devam edersiniz kitabınızı okumaya. Ya da işte ne bileyim, çiçeklerle böcekleri izlersiniz. Okumak güzel, yaşamak da öyle. Okumayı ve sevme eylemini seviniz, daima.