Şu aralar herkesin favorisi olan The Favourite filmi 10 dalda Oscar’a aday gösterilmiş durumda. Bu listemiz biraz spoiler içericek şimdiden söylemesi. Eğer henüz filmi görmediyseniz sizi uyarmış olalım. Eğer The Favourite filmini izleyenlerdenseniz hikayenin ne kadarı doğru ne kadarı yanlış merak ediyorsunuzdur. Mesela Kraliçe Anne gerçekten ölen çocuklarını temsil etmesi için o kadar tavşanı tutuyor muydu? Sağ koluyla gerçekten bir lezbiyen ilişkisi var mıydı? Gerçekten 18. yüzyılın saraylısı boş vakitlerinde çıplak erkeklere portakal atmayı mı seviyordu? Hepsi güzel ve önemli sorular bunların! Bu soruların cevabını öğrenmek için okumaya devam edin ve 18. yüzyıl sarayının içinde filmdekinden bile daha yoğun olan bu hikayeyi keşfedin.
İlk olarak tavşanlardan söz edelim
Öncelikle belirtmeliyiz ki Majesteleri Kraliçe Anne kesinlikle gerçekte de yaşamış bir karakter. Hatta güzel görünümlü olduğu bile söyleniyor. Peki gerçekten bütün boş zamanını tavşanlarıyla mı geçiriyordu? Bu işin pek de doğru olduğunu söyleyemeyiz. The Favourite filminde anlatıldığına göre Kraliçe Anne bu tüylü dostlarını kaybettiği bebeklerin bir sembolü olarak tutuyordu. Gerçek hayatta Kraliçe Anne 17 çocuğunu trajik şekillerde kaybetmiş olsa da tavşan besleme ayrıntısı yaratıcı ekibin bir dokunuşu sadece.
Düşes ve Anne muhtemelen bir ilişkide değillerdi
Tarihsel kaynaklara göre Kraliçe Anne ve Marlborough Düşesi (filmde Rachel Weisz) Düşes’in Danimarka Prensi George ile olan evliliğinden sonra yakın oldu. Buraya kadar her şey doğal ve gerçek diyebiliriz. Peki ya sevgililer miydi? Kimse bu sorunun cevabını tam olarak bilmiyor ama muhtemelen değilllerdi.
Bu sorunun cevabına biyografi yazarı Anne Somerset’in cevabı şu şekilde
“Bir açıdan kesinlikle Anne’in Sarah’a aşık olduğunu söyleyebilirsiniz. İkili mektuplaşmalarında kocalarına duyduğu aşktan ve bitmek bilmez çocuk yapma çabalarından bahsediyor. Yani bunun tam olarak bir lezbiyen ilişki olduğuna inanmak zorlaşıyor. Buna rağmen Anne’in Sarah ona “Seni birkaç gün görmeyeceğim” dediğinde panikleyip, sürekli mektuplar yazıp yalvardığı da biliniyor. Yani diyebiliriz ki Anne tarafında kesinlikle Sarah’a karşı bir obsesyon vardı.Onsuz olmayı düşünemiyordu.”
Bu o kadar karmaşık bir ilişkiydi ki Anne, Sarah kraliyet ailesinden kovulduğunda üzüntüsünden ve bu kararı protesto etme isteğinden ötürü saraydan taşındı
Her türlü söyleyebiliriz ki Sarah kesinlikle Anne’in baş ucu arkadaşlarından biriydi ve arkadaşlıkları oldukça kompleksti. Birbirlerini evcil hayvan isimleriyle çağırmakla kalmadılar aynı zamanda Anne, Sarah’ın kocasıyla yaşadığı siyasal problemler sonucunda bütün mirasını ortaya koydu.
Anne 1707’de kraliçe olduğunda Sarah’ı gerçekten rütbeli ve güçlü pozisyonlara getirdi
Buna rağmen The Favourite filminde de belirtildiği gibi Abigail Hill’in (Emma Stone) gelmesiyle işler değişti
Sarah ve Anne’in ilişkisi nasıl gelişti neler tetikledi?
The Favourite bu konuya fazla derinlemesine inmese bile, Sarah, Abigail onun hakimiyet alanına girip Anne ve kendisi hakkında lezbiyen olduklarını ima eden bir aşk şiir okuduğunda oldukça sinirlenmişti. Somerset “Queen Anne: The Politics of Passion” adlı biyografisinde Anne’i “garip ve açıklanamayacak şekilde tutkulu” olarak betimliyor.
Peki her şey nasıl sona erdi?
The Favourite filmi Sarah, Anne ve Abigail arasındaki olayı tam olarak bitirmiyor ama tarihte tabii ki bir sonumuz var. Kraliçe’nin Sarah ile tüm ilişkisi Prens George’un ölümünden sonra bitiyor. Bunun asıl sebebi Sarah’ın Abigail ve Kraliçe’nin ilişkisi hakkında Kraliçe’yi sürekli daraltması. Yine Somerset’in belirttiği gibi işin sonunda Anne Sarah’ın kocasına bir mektup yazıyor ve “benimle alay etmeyi, işkence etmeyi bırak ve kendine çekidüzen ver. Bunu hem arkadaşın hem de kraliçe için yap” diyor. Çiftin birbirlerini gördükleri son tarih 6 Nisan 1710 olarak biliniyor. Yani Anne’in ölümünden 4 sene öncesi. Bu sırada Abigail sakin bir hayat yaşayıp emekli oluyor diyebiliriz.
Sarah’ın anılarını anlattığı bir kitap günümüze kadar ulaşmış durumda
Buraya tıklayarak kitabın dijitaline ulaşabilirsiniz. Orijinali şu an Kaliforniya Üniversitesi’nin arşivinde bulunuyor.
Kaynak: 1