Çekimleri sırasında başroldeki yıldız Brandon Lee’nin ölümüyle sonuçlanan korkunç bir olaya sahne olan The Crow, 25 yaşında. 13 Mayıs 1994’te izleyiciyle buluşan film, aradan geçen yıllara rağmen hala gelmiş geçmiş en iyi çizgi roman uyarlamaları arasındaki yerini koruyor. Biz de hem kalbimizden silmediğimiz Brandon Lee’yi hem de her bir sahnesiyle hafızamıza kazınan The Crow’u 25’inci yılında analım istedik. İşte 7 maddede The Crow’un ve henüz 28 yaşında aramızdan ayrılan Brandon Lee’nin hikayesi.
1. Karanlık, kasvetli, vahşi ve acı dolu bir hikaye: The Crow
James O’Barr’ın çizgi romanından beyazperdeye uyarlanan The Crow, 90’ların karanlığı ve kasvetiyle yıkanmış, fantastik öğelerle süslenmiş bir intikam hikayesi. Filmin anti-kahramanı Eric Draven, bir sahnede “It can’t rain all the time” yani “Her zaman yağmur yağamaz” dese de, filmin neredeyse tamamında yağmur yağıyor. Bu da karanlık atmosferi destekleyerek daha da etkileyici ve çarpıcı bir hava yaratıyor.
2. The Crow’un anti-kahramanı Eric Draven’ın öldürülme sahnesi ve Brandon Lee’nin trajik ölümü
Peki Brandon Lee nasıl öldü? Bir hayli sorunlu bir prodüksiyon süreci geçiren filmde Brandon Lee, 31 Mart 1993 günü Eric Draven’ın ölüm sahnesinin çekilmesi için Kuzey Carolina’daki Carolco Stüdyoları’na geldi. Senaryoya göre evine gelen Eric Draven’ın, nişanlısı Shelly’ye saldırmakta olan haydutlar tarafından silahla vurulması gerekiyordu. Öyle de oldu; Lee, Michael Massee’nin canlandırdığı Funboy karakteri tarafından 44 kalibrelik bir Magnum’la vuruldu ve olması gerektiği gibi yere yığıldı. Sahne tamamlanmış, ekip toparlanmaya başlamıştı. Ama Brandon Lee ayağa kalkmadı. Önce ekipten birileri Brandon’ın vücudundan sızan kanı fark etti, ardından çığlıklar yükseldi. Ambulans geldiğinde Lee güçlükle nefes alıyordu ve çok kan kaybetmişti. Hemen hastaneye götürüldü, vücuduna beş ünite kan nakledildi, altı saat ameliyatta kaldı ama 28 yaşındaki Lee bir daha uyanmadı. Lee’nin ölümü kayıtlara kaza olarak geçti. Söz konusu sahne ise filmde kullanılmadı. Polisin kamera kayıtlarına kanıt olarak el koyduğu da iddialar arasında.
3. Günümüz süper kahraman filmlerinden uzakta, 90’lara damga vuran sert bir film
Konuyla ilgili en dikkate değer noktalardan biri, bu trajedinin 90’ların en başarılı çizgi roman uyarlamaları arasında başı çeken The Crow’un önüne geçmemesi oldu. Bugünlerde Marvel’ın Avengers: Endgame’i gibi dev bütçeli, Hollywoodvari şakalarla bezeli, eğlenceli ve iddialı uyarlamalar izlediğimiz göz önünde bulundurulursa, The Crow gibi acımasız, sert ve katı biz vizyona sahip bir filmin gösterime girmiş olması bile gerçek dışı geliyor.
4. The Cure albümlerinden fırlamış gibi ikonik bir karakter: Eric Draven
Bembeyaz bir pudrayla örtülü yüzüne çizilmiş soytarı gülümsemesi, gece kadar siyah giysileri, rock yıldızını andıran duruşu, bitmeyen hüznü ve engel olamadığı öfkesiyle The Cure albümlerinden fırlamış gibi bir anti-kahraman olan Eric Draven, hiç kuşkusuz beyazperdenin en ikonik karakterlerinden biri oldu.
5. Brandon Lee, James O’Barr ve Eric Draven arasındaki benzerlikler
Brandon Lee’nin hayatı ile O’Barr’ın çizgi romanları enteresan paralellikler taşıyor. Lee’nin babası, dövüş sanatları efsanesi Bruce Lee, Game of Death’in çekimleri sırasında, filmi tamamlayamadan beyninde oluşan ödem sonucu 33 yaşında hayatını kaybetmişti. Oğlu Brandon henüz 8 yaşındaydı. O’Barr’ın çizgi romanları da ölümlülük konusuna takıntılı. Kendisi de yetim olan O’Barr, yarattığı Eric Draven karakteri gibi nişanlısını kaybetmişti. James O’Barr’ın nişanlısı, sarhoş bir sürücünün çarpması sonucu hayatını kaybetmişti. Sanatçı, öfkesini ve acısını çizgi roman sayfalarına döktü. Şaşırtıcı biçimde ölmeden önce Brandon Lee de nişanlıydı ve evlilik hazırlıkları yapıyordu. Ünlü oyuncu, nişanlısı Eliza Hutton ile The Crow’un çekimleri bittikten bir hafta sonra evlenecekti. Maalesef olmadı.
6. Brandon Lee, Eric Draven rolü için ilk tercih değildi
O’Barr, nişanlısını kaybettikten 11 yıl sonra, 1989 yılında ilk Crow hikayesini yayınladı. Çizgi romanın beyazperdeye uyarlaması gündeme geldiğindeyse pek istekli değildi, çünkü çizgi romandaki duygunun sinemaya geçemeyeceğine inanıyordu. Yapımcı Jeff Most, başrol için Brandon Lee’yi önerdiğinde O’Barr memnun olmadı. Brandon o sırada “Bruce Lee’nin oğlu” olarak tanınıyordu ve pek de sağlam filmlerde rol aldığı söylenemezdi. O’Barr, Lee’nin Crow’u uyduruk bir aksiyon filmine çevirmesinden korkuyordu. Aslında Lee, yapımcının listesinin tepesindeki isim de değildi. Most, Eric Draven rolü için Christian Slater’ı düşünüyordu ancak Slater’ın yüksekten uçtuğu zamanlardı ve filmde oynamak için hatırı sayılır bir para istedi. Johnny Depp ve River Phoenix’e de teklif götürüldü ancak yapımcılar elleri boş döndü. Brandon Lee ise rol için çok istekliydi, bu durum Most, O’Barr ve yönetmen Alex Proyas’ın aklını çeldi. Rolü kapan Brandon Lee, hızlıca kilo verdi ve kas kaybetti. Daha önce rol aldığı Showdown in Little Tokyo ve Rapid Fire gibi filmlerdeki halinden eser kalmadı.
7. James O’Barr Brenndon Lee’yi şöyle anlatıyor: “Onun yaptığını kimse yapamazdı”
59 yaşındaki James O’Barr, Brandon Lee’yi anarken aktörün hakkını veriyor: “Onun bu role kattığı karizma ve enerjiyi başka kimse katamazdı. Kendini Brandon gibi rolüne adayan başka birini daha görmedim. Dövüş koreografilerinin kendisi yaptı, neredeyse hiç dublör kullanmadı. Sadece binalardan atlama sahnelerinde o yer almıyordu çünkü buna izin vermiyorduk.”
8. “Brandon’ın başına gelen trajik bir kazaydı. Ve ben bununla yaşamak zorundayım”
Filmde Eric’i vuran Funboy karakterini canlandıran Amerikalı oyuncu Michael Massee, verdiği ender bir röportajda şöyle demişti: “Bu olayı düşünmeyi ve tekrar tekrar yaşamayı bırakıp hayatıma devam edebilmem uzun bir zaman aldı. Brandon’ın başına gelen trajik bir kazaydı. Ve ben bununla yaşamak zorundayım.” Massee, 2016 yılında, 64 yaşında hayatını kaybetti.