Dokuz günlük bayram tatilinin sona ermesinin ardından, pek çoğumuz bugün işe sürünerek geldik. Uzun tatillerden sonraki ilk hafta boyunca işe adapte olmakta zorluk çekmemiz kaçınılmaz. Neyse ki bunu tek başımıza değil, bütün ofisçe yapıyoruz. Böylece dışarıdan bakınca görünen bir takım tuhaflıklar çok göze batmıyor. İşte ofiste, tatil dönüşü adaptasyon sürecinde başkalaşım geçiren iş arkadaşlarımız…
1. Toplantıya şalvar pantolonu, kafasındaki oyalı yemenisi ve sandaletleriyle giren direktör
O kalın, kot pantolonu üzerinize çekerek işe geldiğiniz gün, sabah toplantısında bir tuhaflık sezdiniz ama bir türlü çözemiyorsunuz. Bir düşünün! Herkese günaydın dediniz, toplantı masasının üzerindeki ucuz kurabiyeler yerinde, kahvesini alıp gelen bir iki tip sağ ortadaki yerini almış. Tamam, millet biraz bronzlaşmış ama bir şeyler ters… Bir saniye bir saniye… Direktör Nurcan hanımın kafasından gözüne doğru sarkan bir yemeni oyası mı var? Tatile gittiği yerde yerel moda anlayışını iyice benimseyen direktörünüz, sunumu bırakıp size kısa bir zeybek gösterisi yapmadan günü tamamlayabilirse kendinizi şanslı saymalısınız.
2. Tüm tatil maceralarını başından sonuna kadar anlatabilmek için sabahın düdüğünde ofise gelen Ayça
Sizin daha gözünüzün çapağı yerinde dururken, Ayça maşalı saçları, gittiği yerden aldığı yeni takıları ve ne kadar bronzlaştığını belli edecek giysileriyle ofise teşrif etmiştir bile. Ayça’nın bugün size anlatacak çok şeyi var. Alaçatı çok kalabalıktı o yüzden Çeşme’ye geçtiler arkadaşlarıyla… En az 20 tane ünlü gördü Ayça bu tatilde. Bu ünlülerden 10 tanesi televizyonda göründüğünden daha çirkin ve kısaydı. Diğerlerinin yüzü çirkindi ama vücudu güzeldi. Bir tanesi ile epey kesişti Ayça… Çeşme Babylon’da biriyle tanıştı. Şimdi arada whatsapp’tan konuşuyorlar. Bir takım sarhoş olma anısı… İstiklal Marşı ve kapanış.
3. Su sebilinin önünde dalıp giden müdür
Açık mavi damacanaya yeterince dikkatli baktığınızda size denizi, havuzu, o havuzun içinde yüzenleri, kenarında güneşlenenleri hatırlatabilir. O damacanaya baktıkça Ant-Man misali küçülüp içine dalmak isteyebilirsiniz. Hatta damacananın dibinde görünen küçük yosunlarla birlikte manzaranın aynı Burgaz’a benzediğine inanamayacaksınız. Müdür de öyle düşünüyor işte… Ne var yani, adamın hayal gücü geniş!
4. “Dün tam bu saatte şuradaydım” cı Cenk
Sabah ofisten içeri girdiği anda “lan dün bu saatte ne güzel uyuyordum” ile başlayan, öğle tatilinde “ulan dün tam da bu saatte kalamar yiyordum” ile devam eden ve gün içinde saat başı uyarı bildirimi gönderir gibi dün ne yaptığını anlatan iş arkadaşıdır. Gün boyu bundan o kadar çok bahsederler ki, on gün içinde farkında olmadan ne kadar programlı bir hayat yaşadığına şaşırır, adam tatile mi gitti, yatılı okula mı kaydoldu, anlayamazsınız.
5. Tatilden daha bu sabah dönen Melih
Kar kardır diyerek, tatile gittiği yerden pazartesi sabahı dönen kişidir kendisi. 12 saatlik otobüs yolculuğu bir tarafa, uçakla dönmek için bile sabahın 5’inde ayaklanmış olabilir. Son gecesini de değerlendirmek adına hiç uyumadan günü birleştirmiş olma ihtimali yüksek olan Melih, gün içinde sık sık kafayı masaya koyup uyur.
6. Şirketin balkonunda, terasında, bahçesinde güneşlenmeye devam edenler
Evden mayosu ve pareosuyla çıkıp ofise gelmek için 20 saniyelik deli cesaretini gösterememiş, ramak kala üstüne bir şort geçirip arz-ı endam etmiş kişilerdir. Gün içinde ortalıktan sık sık kaybolup balkona, bahçeye kaçıp, müzik dinleyerek güneşlenmeye devam ederler. Gün içinde bu klasmana giren bir çalışma arkadaşınıza iş icabı ihtiyaç duyarsanız gaipten gelen Duke Dumont’ın Ocean Drive şarkısının sesini takip edin.
7. Ne zaman kafayı çevirip baksanız omuzlarındaki yanıkları soyarken görülen Burcu
Allah seni kahretsin demek istediğiniz bir Burcu türüdür bu. Kapı köşesi, duvar çıkıntısı demeden sırtını verip hatır hatır kaşınır. Yetmez sizi tuvalette her yakaladığında bir yerlerini açıp “ya bir baksana sırtım çok mu soyulmuş” demekten geri kalmaz. Utanmasa sizden bir kese isteyecek yani, o derece… Derilerini soymaktan da psikopatça zevk alan Burcu, gün boyu dna kalıntılarını bütün ofise yayar.
8. Gittiği yerden ofise hediye getiren Yelda
Safranbolu’dan lokum, Afyon’dan kaymak, Bodrum’dan nazar boncuğu işlemeli el havlusu getirebilecek kadar düşünceli arkadaştır. Gelen lokumları lüp lüp yerken “lan ben sığır gibi gittim geldim resmen” diye düşünüp, mahcup olursunuz. “Ya ben de sana bir şey aldım ama evde unuttum…” dediğiniz Yelda’ya mahcubiyetiniz 10 dakika falan sürer.
9. Tatili bayram ziyaretleriyle geçirmiş yeni evli Gülse
Bir kaç ay evvel evlenen Gülse, ilk bayramını akraba ziyaretleriyle geçirdiği için doğru düzgün tatil yapamamıştır. En az sekiz farklı akraba evinde ne zaman çocuk yapmayı düşündüğü, beş evde ne iş yaptığı ve bu işin hangi semtte olduğu, üç evde de evliliğe alışıp alışmadığı gibi sorulara maruz kaldığı için devlet nazarında ücretsiz izne ayrılması gerektiğini düşünmektedir. Tatili resmen piç olmuştur. Şimdiden gelecek Kurban Bayramı tatilini düşünerek karaları bağlamıştır.
10. Tatile gidememiş satış direktörü
10 günlük tatilin başlarında Facebook ve Twitter’dan uzak durmaya çalışsa da bir süre sonra yapacak daha iyi bir işi olmadığı için bu mecralarda sık sık boy göstermiş kişidir. Zaten timeline’ınızda biraz gerilere doğru gidince milletin havuzda, denizde, kırda, bayırda çekip paylaştığı fotoğrafların arasında Yılmaz Özdil yazıları, komikli gifler veya “arkadaşlar ev arıyorum” gibi paylaşımlarıyla hemen sırıtır. Ofisin içinde işe ilk günden dört elle sarılan bir o vardır. Zira tatilde canı oldukça sıkılmıştır.
11.Ortalarda görünmeyen ceo
Valla Maldiv Adaları’na gitti diyorlar ama… En son Fransa’daki kupa finalinden fotoğraf paylaşmış…