Ana sayfa » Sağlıklı Yaşam » Taş Yiyenlerden Yüzü Eriyenlere: Modern Tıbbın Bile Çaresiz Kaldığı Dünyadaki En İlginç 6 Hastalık
Taş Yiyenlerden Yüzü Eriyenlere: Modern Tıbbın Bile Çaresiz Kaldığı Dünyadaki En İlginç 6 Hastalık
Hayatta bazı şeyler vardır ki, başımıza gelmeden önce pek düşünmek istemeyiz. Genellikle, bu tür sorunların birileri tarafından çözülmüş olduğunu varsayarız. Ancak öyle hastalıklar var ki, modern tıbbın bile çaresiz kaldığı noktada bizi şaşkına çeviriyor.
Bazı hastalıklar belirtileriyle o kadar tuhaf ki, adeta bilim kurgu filminden fırlamış gibi duruyor. Bazıları ise o kadar nadir ki, doktorlar bile karşılaştıklarında “Bu da neyin nesi?” diye şaşırıyor. Hatta tarihin en ilginç hastalıkları öyle gizemliler ki, büyücülük ve lanetlerden şüphelenmek bile mümkün! İşte taş yemeye sebep olanından tutun da bir gün İngiliz aksanıyla uyanmanıza neden olabilecek kadar garip olanına kadar, tarihin en ilginç hastalıkları…
1. Döngüsel kusma sendromu
Özellikle de sağlık söz konusuysa, modern tıbbın çaresiz kalmadığını varsayarız. Ancak bazı hastalıklar var ki modern tıbbın kendisi bile “Biz bu işin içinden çıkamadık,” der gibi omuz silkiyor. İşte bu sendrom tam olarak bunu anlatıyor! Ebeveynseniz muhtemelen şöyle bir geceden geçtiniz: Çocuğunuz aniden kusmaya başlar ve sabaha kadar dinmez. İlk birkaç saatte bunun geçici bir mide rahatsızlığı olduğunu düşünürsünüz. Ancak dördüncü saatte biraz panik yapmaya, altıncı saatte ise acile gitmeye karar verirsiniz. Doktorlar ise bu durumun basitçe bir gıda zehirlenmesi olduğunu söyler. Birkaç serum verir ve sonrasında evin yolunu tutarsınız.
Ama sonra yine olur. İki hafta sonra. Sonra bir ay sonra tekrar. Kusmalar belirli aralıklarla, sanki bir ritüelin parçasıymış gibi döner. İşte bu hastalığın adı: Döngüsel Kusma Sendromu (CVS). Kulağa bilimsel gelse de adı sadece belirtileri tarif ediyor: aralıklı, tekrar eden kusma atakları. Neden olduğu ise meçhul.
Uzmanlar, CVS’nin migrenle bağlantılı olabileceğini düşünüyor çünkü bu hastalığa sahip kişiler genellikle migren de yaşıyor. Bazı migren ilaçlarının CVS ataklarını hafiflettiği görülmüş. Ama neden ortaya çıktığı, niçin aynı günün aynı saatinde tekrarlandığı, neden aylar veya yıllar sonra kaybolduğu hâlâ bir sır. Bilimin buna cevabı yok. Şimdilik sadece “Sihirli bir şeyler oluyor herhalde…” deniyor.
2. Pika sendromu
Eğer sadece saç veya çamur yemeye sebep oluyorsa şanslı sayılırsınız. Çünkü tarihin en ilginç hastalıkları arasında olan ve hatta günümüzde bile binlerce kişinin yaşadığı Pika Sendromu, kişiyi tamamen alakasız maddeleri yeme dürtüsüyle baş başa bırakır. Ve bu “madde” listesinin sınırı yok gibi:
Kir
Kaya
Kağıt
Donmuş buz
Bardak, saç, hatta mukus
Pika, ismini Latincede tuhaf şeyleri toplayan kuş olarak bilinen saksağandan alır. Yani yeme şekliyle bile ilginç bir anlam taşır. Bu hastalık özellikle çocuklar ve hamile kadınlar arasında yaygındır. Ama araştırmalar nüfusun %65’inin hayatında en az bir kere bu tuhaf dürtüyü yaşadığını öne sürüyor. Genellikle mineral eksikliği (örneğin demir) pika semptomlarına sebep olabiliyor ve bu durum takviyelerle düzeltilebiliyor.
Ancak bazı durumlarda, özellikle dışkı yeme davranışı olan koprofaji gibi örneklerde, pika aslında başka bir zihinsel hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkıyor. Yani bu sadece “canım toprak çekti” meselesi değil. Tedavi genelde fiziksel nedenleri (örneğin mineral eksikliğini) ortadan kaldırmakla başlıyor. Eğer durum psikolojikse, iş terapiye kadar uzanıyor.
Yüz simetrisi sadece estetik bir detay değildir, sağlığın da önemli bir yansıması. Araştırmalar, farklı kültürlerden insanların daha simetrik yüzleri daha çekici bulduğunu gösteriyor. Çünkü simetri, doğada sağlıkla bağdaştırılıyor. Peki ya yüzünüzün bir tarafı adeta kuruyup içine çekilmeye başlarsa? Parry-Romberg Sendromu ise yüzün bir kısmındaki dokuyu eriten gizemli bir hastalık. Genellikle 5-15 yaş arası kızlarda görülür. Hastalığın nedeni tam bilinmese de otoimmün bir rahatsızlık olabileceği düşünülüyor.
Sağlık açısından sorun oluşturan bu rahatsızlık, estetik açıdan da kötü. Bazı vakalarda çene o kadar bozulur ki açılıp kapanması bile mümkün olmaz. Hastalık genellikle alnınızdan çenenize kadar olan hatta şiddetli ağrılarla ilerler. En acı tarafı da, bu deformasyonun geri dönüşü yok. İyi haber (!) şu ki Parry-Romberg ölümcül değildir. Yani bu yüz şekliyle hayatınıza devam edebilirsiniz. Hastalık durulduktan sonra rekonstrüktif cerrahiyle bazı estetik düzeltmeler yapılabiliyor. Ama modern tıp bu konuda sınıfta kalmış durumda.
4. Yabancı aksan sendromu
Bir sabah uyanıyorsunuz ve bir anda kendinizi İngiliz aksanıyla konuşurken buluyorsunuz. Üstelik hayatınız boyunca yurt dışına çıkmadınız bile! Komik bir film sahnesi gibi görünebilir ama Yabancı Aksan Sendromu (FAS), gerçek bir nörolojik bozukluktur.
Bu durum genellikle beyin travması, felç ya da epileptik nöbetler sonrası ortaya çıkar. Kişi aniden yabancı bir aksanla konuşmaya başlar. Aksan genellikle kişinin kendi ana diliyle aynı değildir. Hatta bazen bu durum yüzünden sosyal olarak dışlananlar, dalga geçilenler, hatta saldırıya uğrayanlar bile olmuştur. Tarihin en ilginç hastalıkları arasında olan bu sendromun en garip tarafı ise: Konuştuğunuz şeyler mantıklıdır, düşünceleriniz sizdedir, ama ses bambaşkadır. Tedavisi yoktur. Dil terapileri bazı vakalarda yardımcı olsa da kesin çözüm henüz bulunamamıştır.
“Şu anda büyük ihtimalle içinizde uykudadır.” Bu cümle kulağa bir korku filmi repliği gibi gelse de aslında bilimsel bir gerçekle ilgili. Progresif Multifokal Lökoensefalopati yani kısa adıyla PML, bağışıklık sistemi düştüğü zaman vücutta aniden beliren bir rahatsızlık.
PML, JC virüsünün beyni hedef almasıyla ortaya çıkar. Ve işin korkunç kısmı şu: 10 yaşına kadar insanların çoğu bu virüsle enfekte olmuş durumdadır ama farkında değildir. Virüs, bağışıklık sistemi güçlüyken sessizdir; ama organ nakli, AIDS veya kronik stres gibi durumlar bağışıklığı baskıladığında harekete geçer. Sonuç? Konuşma kaybı, felç, hafıza problemleri ve zamanla ölüme kadar giden ağır bir tablo. Tarihin en ilginç hastalıkları arasında olan bu rahatsızlığın tedavi seçenekleri sınırlı. Modern tıp bu hastalığa karşı sadece koruyucu önlemlerle mücadele edebiliyor.
6. Zıplayan Fransızlar
Ve geldik listemizin en enteresan hastalıklarından birine: Zıplayan Fransız Sendromu. Adını Maine ve Quebec bölgelerinde yaşayan Fransız kökenli odunculardan alır. 19. yüzyılda ortaya çıkan bu rahatsızlık, bireylerin aniden gelen yüksek ses veya komutlara karşı aşırı tepkiler vermesi ile tanımlanabilir.
Mesela birine aniden “Zıpla!” derseniz, gerçekten zıplar. Hatta “karına vur” derseniz… evet, ne yazık ki onu da yapar. Komutlar istemsizce yerine getirilir. Hatta bazı hastalar kendilerine söylenenleri sürekli tekrarlar, tıpkı bir eko gibi.
Araştırmacılar bu durumu önce genetik sandı, çünkü sadece belli bir toplulukta görülüyordu. Ancak sonra “kültürel şartlanma” olabileceği düşünüldü. Bilim insanı George Miller Beard’a göre bu “Onlar Fransız. Ne yapalım?” demenin akademik bir yoluydu belki de.
Bu hastalıklar sadece tıp kitaplarında değil, bazen karşımıza çıkan hayatın ilginç bir yüzü. Modern tıp birçok hastalığa çözüm bulmuş olabilir, ama bazı hastalıklar var ki hâlâ sihirli, gizemli ve anlaşılmaz. İnsanlık bazen ne kadar ilerlerse ilerlesin, doğa bize “henüz her şeyi bilmiyorsun” demeye devam ediyor.