Haziran’da ölmek zor, Türkiye’de heykel olmak da…
Restorasyonu ardından doğal dokusu bozulan camilerden tutun, az giyimli olduğu için müstehcen sayılan DEMİR (dikkat edin, müstehcen olan nesne demirden yapılma) veya BRONZ heykellere her şey bir şekilde tahrip ediliyor güzel ama yalnız ülkemizde.
En son İsrail’e tepki amaçlı olduğu söylenen fakat öyle olsa bile neden tahrip edildiği bir türlü anlaşılamayan Akdeniz Heykeli’i bizim için bardağı taşırdı ve yaptık tahrip edilen eserler listesini.
Akdeniz Heykeli – İlhan Koman
İsrail Konsolosluğu’na tepki olarak tahrip edilmesi amaçlanmış heykel, bırakın heykelin konuyla alakasını; konum itibariyle de İsrail Konsolosluğu ile yakından uzaktan alakalı değil. Neden, neden, neden bilmiyoruz açıkçası.
Kuşlar – Kuzgun Acar
İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’nda bulunan heykel bakımsızlıktan paslanmış ve epey zarar görmüş durumda.
Taksim Cumhuriyet Anıtı – Pietro Canonica
1928’den bu yana Taksim Meydanı’nı süsleyen heykel şaşırtıcı ama, hala bitmemiş bir şekilde sergileniyor.
Gezi Parkı Heykeli
1992 yılında dikilen, Yves Klein mavisi taşların üst üste bir form oluşturduğu heykel en son 2002 yılında camları kırık vaziyette görülmüş, sonrasındaysa belediye tarafından kaldırılmış. Oysaki müstehcen bile değil.
Periler Ülkesinde – Mehmet Aksoy
Melih Gökçek’in “Ben böyle sanatın içine tükürürüm.” diyerek kaldırttığı heykel, Mehmet Aksoy’un açtığı davayı kazanmasının ardından eski yerine yeniden kavuşmuş durumda.
Orhan Veli – Mehmet Şener
1992’de dikilen heykelin üzerindeki martı kaybolmuş ve yerine orijinali olan bronz martının yerine beyaz bir martı konulmuş. Asıl martının bir evin vitrinini süslediğini tahmin ediyoruz.
İlk Adım ve Atatürk Anıtı – Hakkı Atamalı
Mayıs 1982’de Samsun’da açılmış olan heykel dönemin devlet başkanı Kenan Evren tarafından genç kız ve erkeklerin çıplak olması gerekçesiyle kaldırılmış. 2000 yılında tekrar dikilmiş.
Süheyl Bey Camii
Restorasyonda çığır açan bir garipliğe imza atan Süheyl Bey Camii’nin aslı Mimar Sinan’ın yaptığı, orijinalinde sekizgen planlı olup hani deyim yerindeyse “O eski halinden eser yok şimdi.” Zira bırakın sekizgen olmayı, camii cam cepheli modern bir binaya dönüştürülmüş durumda.
Onno Tunç Heykeli
Yalova’nın Armutlu İlçesi yakınlarındaki Taz Dağı’na, Bursa’dan İstanbul’a giderken kullandığı uçağın çakılması sonucu 14 Ocak 1996’da yaşamını yitiren sanatçı Onno Tunç’un anısına Yalova’da yapılan, ancak tahrip edilen anıt, yerine yenisinin yapılacağı söylemleriyle yıkıldı.
Can Yücel’in mezarı
Kimliği belirsiz kişilerce tahrip edilen mezar, tekrardan yapılacak. Heykeli inşa eden kişi ise yine Mehmet Aksoy.
Açık Sütun – Ayşe Erkmen
1994’te belediyenin yaptığı yarışma sonrası dikilen heykel 2006 yılında birkaç vandal eylem sonucu yakıldı. Büyük zarar gören heykel kısmen tamir edildi.
Surp Haç Kilisesi
İnatla restore edileceği günü bekleyen kilise, Bingöl’ün en eski yerleşim bölgelerinden olan Kiğı ilçesindeki tarihi eserlerin çoğunlukla kaderi olan kaçakçılığa maruz kalmamış olsa da, doğanın ellerine terk edilmiş olması da yeterince kötü.
Pira Belek Köprüsü
Tarihi köprü, 133 yıldır insan müdahalesi olmadan ayakta kalmasıyla bu çağda inşa edilen yapılara taş çıkarsa da, artık doğanın insafına kalmış durumda.
Güzel İstanbul – Gürdal Duyar
Cumhuriyetin 50. Yılı adına 1923’te yapılmaya başlanan heykel 1974 yılında Karaköy Meydanı’na konulmuş. Eser bir gece yarısı aniden sökülmüş ve Yıldız Parkı’na konulmuş. Neden böyle bir şey yapıldığını eşelemeye çok da gerek yok sanki.
Ulu Camii
Restorasyonu sonrasında yağan yağmurla çatısı direk akan Ulu Camii de ender restorasyon örnekleri arasında.
Heinrich Krippe tarafından yapılan heykel
Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi Resim İş Bölümü’nün girişinde yer alan gençlik ve geleceği simgeleyen kadın ve erkek figürlü heykel 30 yıl sonra olduğu yerden kaldırıldı. Müstehcen olduğu düşünüldüğü için böyle bir akıbete uğradığını tahmin ediyoruz.
Süleymaniye Camii
Restorasyon öncesi caminin herhangi bir yerinde ses çıkardığınızda her yöne eşit olarak ses dağılırken, restorasyon sonrası camiye gelenler sesin eşit dağılmadığından yakınmaktaydı.
İnsanlık Anıtı – Mehmet Aksoy
2011 yılında Başbakan Erdoğan’ın “Ucube” olarak adlandırdığı heykel, bu söylemin ardından yıkıldı.