Summer Rayne Oakes sadece evini küçük bir ormana çevirmiş biri değil, o aynı zamanda bir yazar, iş kadını, aktivist, şef aşçı ve ekolojist. Kendisi çevre ile ilgili sorunlarla ilgili olarak tasarımlar yapmayı ve yaratıcı çözümler üzerine çalışmayı çok seven biri.
New York’ta yaşayan Summer “Burada hayatta kalabilmemin tek yolu kendimi bitkilerle çevrelemekti” diyor. Haliyle şimdilerde belki de New York’un en yeşil binasında, 150 tür 500’den fazla bitkiyle bir arada yaşıyor.
Summer 11 yıldır, her köşesini 500’den fazla bitkiyle donattığı New York’taki 110 metrekarelik apartman dairesinde yaşıyor.
Bitki deyince aklınıza sadece çiçek, ot gelmesin, patatesten ananasa kadar 150’nin üzerinde tür yetiştiriyor kendisi, hatta hasat edip tüketiyor.
Çocukluğunu, kocaman bir çiftlikte, keçiden, ineğe, attan, koyuna kadar bir sürü hayvanın arasında geçirmiş olan Summer için bu ortam çok da şaşırtıcı değil.
Summer modellikten, oyunculuğa, yazarlıktan, girişimciliğe kadar pek çok alanda, çok başarılı işler çıkaran biri.
Bütün bu koşturmacanın arasında, bitkilerine bu kadar vakit ayırıyor olması onun çok yönlü olmasının bir göstergesi.
Öyle ki sadece bitkilerin sulunması bile yarım gün sürüyor, bakımları, topraklarının değiştirilmesi, havalandırma, vs. hariç.
Bir apartman dairesinde bu kadar bitkiyi yetiştirmek, onlara güneş ışığı, toprak, vs. sağlamak kolay değil ancak Cornell Üniversitesi Çevre Bilimlerinden mezun biri için bu hiç de zor değil.
Summer’ın evinde bitki girmeyen köşe yok, yatak odasından mutfağa, banyodan duvarlara kadar her yer bitki dolu.
Ancak bu bitkiler öyle dağınık, bakımsız, pis, vb. bir şekilde yer işgal etmiyor, Summer ufak dokunuşlarla harika bir ortam yaratmış durumda.
Hiçbir kutu, kavanoz, şişe, vs. boşa gitmiyor, hepsinin içine dikilebilecek bir şeyler var.
Summer’ın evinde sadece bitki yok, haliyle bu kadar bitkinin olduğu yerde son derece egzotik ve ilginç böcekler de mevcut, ama korkmayın hepsinin kendine özel ortamı var.
Bitkilerle çevrili olmanın kendisini rahatlattığını söylüyor Summer, “EDvime girdiğimde yaşadığım huzurun tarifi yok” diyor.
Önceleri çok misafiri olan Summer, arkadaşlarının evini yadırgadıklarını, tuhaf tuhaf baktıklarını görünce davetleri azaltmış.
Burası benim kutsal yerim, kimsenin beni yargılamaya hakkı olmadığını düşünüyorum diyor.
Summer hemen hemen tüm bitkilerini tanıyor, durumlarını günü gününe takip ediyor, bakımlarını yapıyor, onlarla birebir ilgileniyor.
Bitkilerinin hiçbir parçasını ziyan etmiyor, mesela sararan, dökülen yapraklardan, çürüyen bitkilerinden gübre elde edip onu yine bitkileri için kullanıyor.
İnanılması güç ama Summer’ın evinde alttan sulama sistemi var! Banyodan çektiği su ile bitkilerini suluyor.
Summer’ın evinde her köşenin bir adı var, askı bahçeleri, saksıdaki güzellik, orman, vs. Bazen bu yerler arasında kısa gezintilere çıkıyor.
Summer Rayne Oakes’a tercih ettiği bu güzel hayatta mutluluklar diliyoruz, belki kendisi size de ilham verir de siz de Türkiye’nin bitki insanı olmayı düşünürsünüz…