Stres, çağımızın vebası ve başa çıkmanın çok zor olduğu hastalık. Bir salgın gibi tüm insanlara yayılan ve onları içten içe yavaş yavaş çürüten bir dert.
Bazen hayat sizden yapabileceğinizden fazlasını bekliyormuş gibi geldiğinde, hedefleriniz ve yapılacaklar listeniz sonsuza doğru uzamaya başladığında, kendinizi sürekli bir şeylere geç kalacakmış ya da farklı konularda başarısız olacakmış gibi hissediyorsanız stres sizi de yavaş yavaş kemirmeye başlamış demektir.
Elyse Gorman’ın önerdiği ve bizim de ilgimizi çeken stresle mücadele yöntemleri listemiz ektedir.
Ünlü bir düşünürün de dediği gibi: Panik yok.
Bir sakin olun yapabiliyorsanız meditasyon yapın
Yetiştirilecek şeyler birikmiş, teslim tarihleri yaklaşmışken “bir sakin olmak” gerçekten size zor görünebilir ama kendinizi zorlayın. Dalay Lama kafası meşgulken normalden iki kat uzun meditasyon seansları yaparmış. Sebebi basit, meditasyon hem bedenin hem ruhun bir durup sakinleşmesine sebep olur. Bunun yanı sıra meditasyonun gerginliğinizi ortadan kaldıracağı, stresinizi azaltacağı, hafızanızı güçlendireceği ve odaklanmanızı artıracağı kanıtlanmış birer gerçek. Eğer daha önceden hiç meditasyon yapmadıysanız bir kaç dakika sessizlik içinde hareketsizce oturup zihninizi boşaltmaya çalışın. Bu esnada kafanızdan “acilen yapmam gereken bir şey yok” gibi cümlelerle kendinizi sakinleştirmeyi deneyebilirsiniz ya da sessizlik için sadece hareketsiz şekilde durun.
Bir öncelik listesi oluşturun ve kolay işleri öne koyun
Evet belki erdemli bir şekilde önemli işleri öne almak isteyen beyniniz, bu yaptığınızın kendini kandırmaktan başka bir şey olmadığını söyleyecek ama o an onu umursamayın. Yapacağınız işler arasında kolay olanları tamamlamak, korkunç görünen ve stresinizi artıran yapılacaklar listenizi kısaltırken, size de ilerleme kaydediyormuşsunuz hissi verecek ve sakinleşmenize sebep olacak.
Gerçekten o an yapmanız gerekmeyen şeyleri erteleyin ya da geçip gidin
Maşallah öyle kahraman bünyeleriz ki, yapmamız gereken işin en gereksiz yönleriyle uğraşmaktan vaktimizi hiçbir şeye yetiştiremiyoruz. Bir o an gerçekten yapılması gereken şeyler vardır, bir de o an yapmasanız da hiçbir şeyi aksatmayacak ufak tefek detaylar. Eğer stres üzerinize atlamışsa bu ikincil işleri sallayın ya da erteleyin gitsin. Bu sayede çok daha gerçekçi bir yapılacaklar listesi oluşturabilir ve madde sayınızı azaltabilirsiniz.
Kendinize gerçekçi hedefler belirleyin
Yüksekleri hedeflemek hatta en yükseği hedeflemek kadar havalı bir şey yoktur ancak yapmanız gerekenleri belirlerken ilk etapta kendinize bu en üst hedefi koyarsanız, kısa süre içinde (daha o hedefe ulaşacak yolunuz varken) başarısızlık hissi sizi esir alır ve bu başaramıyorum/başaramayacağım algısı sizleri müthiş strese sokabilir. Hedeflerinizi belirlerken gerçekçi olmak ve adım adım gitmek işte bu yüzden önemlidir. En basitinden bir gün 24 saatse günlük hedefleriniz 25 saatlik olmamalıdır.
İnsanlara güvenin ve başkalarına iş vermekten çekinmeyin
Nasıl bir dostunuz, akrabanız, çalışma arkadaşınız, komşunuz ya da bazen herhangi biri sizden yardım istediğinde onu yerine getirmeye çalışıyorsanız siz de yeri geldiğinde bunu yapmayı deneyin. Bu hem aranızdaki güven ilişkisini geliştirecektir hem de birilerine yardım etmek insanı çok daha iyi hissettirir. Bir de unutmayın ki tek başınıza her işi yapamazsınız; işleri paylaşmayı ve insanların o işleri bir şekilde yürütebileceğini öğrenin. İş yükü azalınca stres de otomatikman azalacaktır.
Kendinize karşı nazik olun
İnsan en çok kendini eleştirir, bu eleştiriler de başkalarının yapacağı eleştirilere oranla çok daha doğru ve sert olur genellikle. Eğer stres altındaysanız; yapmanız gereken çok şey, yetişmeniz gereken bir hedef varsa kendinizi eleştirmeyi bir süre de olsa bırakın. Bu moralinizi daha çok bozmaya ve o an hiç de istemediğimiz yenilgi hissini daha da çok hissetmenize sebep olacaktır. Stres sizi kabalaştırsa da kendinize karşı acımasız değil nazik olmaya gayret edin.
Sizin için değerli olan şeyi ya da şeyleri doğru seçin
Pek çok şeyi aynı anda yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Heyecanla bağlı olduğunuz şeylerin sayısı arttıkça bu da zaman yönetiminizi kötü etkiler ve stresin oluşup güçlenmesine sebep olur. Aynı anda hem çalışıp, hem sevgilinizle vakit geçirip, hem ailenizi ihmal etmeyip, hem müzik yapıp, hem kitap yazıp, hem de film çekemezsiniz. Yapmanız gereken tek şey tutkuyla bağlı olduğunuz bu şeyler arasında bir sıralama ve dağılım yapmak, gerçekten bağlı olmadığınız sırf alışkanlıktan sürdürdüğünüz şeyleri ise hayatınızdan atmak. Böylelikle stresi kendinize yaklaştırmayacaksınız bile.
Aynı anda 5 tane iş yapmaya kalkmayın
Karşınıza bir şapşal çıkıp “haaa demek sen hem yürüyüp hem sakız çiğneyemiyorsun” dese bile sallayın gitsin. Ecnebilerin multitasking dediği bizim dilimize ise aynı anda pek çok işi yürütmek gibi çevirebileceğimiz kavram külliyen yalan. Bir yandan whatsapp’tan arkadaşınıza yazırken, diğer yandan hem iş mail’ine cevap verip hem de öğlen yemeğinizi yemeye çalışırsanız bu durumun sonucunda şu üçünü de aynı anda yaşayabilirsiniz: Arkadaşlığınız bozulur + kovulursunuz + boğulursunuz. Tek bir işe odaklanırsanız hem onu çok daha severek ve hızla yapacak hem de diğer işlere de zaman kaldığını görüp strese kapılmayacaksınız.
Baktınız yapamıyorsunuz kafanızı dağıtacak bir şeyler yapın
Madem stresi beyninizden atamıyorsunuz o zaman onu komple vücudunuzdan atmayı ya da beyninizin içine başka şeyler katmayı deneyin. Misal mahallede bir koşun gelin, duşa girin veya bir dostunuzu çağırın laflayın. Sonra yaptığınız işe geri döndüğünüzde stresten çok daha uzak daha temiz bir kafayla ve vücutla çalışabilirsiniz. O an en değerli zamanınızı boşa harcıyorsunuz gibi hissetmeyin. Stres altında veya panik içinde çöpe atacağınız zamanın yanında o ne ki?
Ne zaman başınız sıkışsa sadece o anı değil geneli düşünün
Bitirilmesi gereken bir iş ya da işlerin yetiştirilmesi gereken bir tarih varsa stresin sizi ele geçirmesi gerçekten çok kolaydır. Ama bu tip durumlarda yukarıdaki yöntemlerden hiçbiri işe yaramıyorsa son bir şey denemenizi tavsiye edeceğiz: Hayat sadece o teslim tarihinden ibaret değil! Bu stresli anlarınıza oranla çok daha güzel ve mutlu bir hayatınız var. İşte en stresli anda bile durup bunu düşünün. Muhtemelen sevdiğiniz ve sizi seven birileri var, açta açıkta değilsiniz, gelecekle ilgili hayalleriniz, okuyacağınız kitaplar, gideceğiniz filmler, dinleyeceğiniz konserler var. Yani hayat şu andan ibaret değil çok daha uzun ve güzel bir süreç.
Kısaca türküdeki öğüdü dinleyin:
Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama