Yaklaşık 39 yıl önce az sayıda salonda gösterime giren Star Wars’un (Yıldız Savaşları) bu kadar patırtı koparacağını kim bilebilirdi ki?
Luke Skywalker, Han Solo, Prenses Leia, Obi-Wan Kenobi, Darth Vader, Senatör Palpatine. Saptırıcı kalkan jeneratörü, kamino kılıç oku, Naboo Kraliyet Yıldız Gemisi, tüylü Ewoklar, pörtlek gözlü Gunganlar… Hepsi ve daha fazlası George Lucas’ın sinema tarihine armağanıydı.
Kısa sürede efsaneye dönüşen Star Wars, nesiller boyunca izlendi, okundu, oynandı. 1980’lerde ışın kılıcı sesleri çıkaranlar büyüdü ama Star Wars efsanesi bitmedi.
Bugün, -uzun yıllardan beri- Star Wars hayranlarının Star Wars kültürünü ve filmi anmak için gayri resmi olarak tatil ilan ettikleri gün… Biz de Star Wars Günü şerefine, onun büyülü dünyasını bir kez daha hatırlayalım istedik.
Altı filmlik seri 4.’den başladı(Yani o zamanlar öyle planlanmıştı…)
Aklı beş karış uzayda yaşayan George Lucas, dokuz bölümlük Star Wars serisini 29 yaşındayken bitirdi. Sonra koltuğunun altında senaryosuyla kapı kapı dolaştı. Pek çok stüdyo tarafından reddedilse de, 20th Century Fox kabul etti. Ama bazı şartları vardı.
Yapımcılar dokuz bölümden oluşan serinin altıncısı ile başlanmasını isteyince Lucas seriyi altı filme indirdi ve dördüncü bölümle ilk Star Wars filmi çekildi. Bu yüzden filmlerin sıralaması 4-5-6-1-2-3 olacaktı.
“Bir milyar yıllık yapım”
İlk fragman, filmin vizyona girmesinden altı ay önce sinemalarda dönmeye başladı. “Bir erkek, bir kız ve bir evrenin hikâyesi”, “Bir milyar yıllık yapım” gibi sloganlarla yapımcılar seyircileri meraklandırmayı hedefledi.
Obi-Wan Kenobi’den doğru yatırım
Devam filmlerini de garantilemek isteyen Lucas, Fox ile sadece 150 bin dolarlık bir anlaşma imzaladı. Buna karşılık Star Wars markasının ürün lisans hakları onda kaldı. Bu sayede ilk filmden itibaren kazanacağı parayı oyuncak, çizgi roman gibi lisans anlaşmalarıyla elde edilen gelirlere bağlamıştı.
Stüdyo bu istekleri onayladı. Çünkü Star Wars’un efsane olacağını düşünmemişlerdi. Olacakları sadece ilk seride Obi-Wan Kenobi’yi oynayan Sir Alec Guinness gördü. “Peri masalı çöplüğü” dediği filmin hasılatından yüzde 2 pay istedi.
“Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside”
“Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside” (A long time ago in a galaxy far far away) cümlesiyle başlayan seri, hemen ardından gelen Star Wars yazısı ve açılış şarkısıyla adeta yetişkinlerin masalıydı.
Milyonları büyüleyen seri, kadim dinlerden ve insanlık tarihi boyunca farklı kültürlerce üretilen mitolojilerden beslendi. O yüzden yıllar içinde devleşti, defalarca izlendi.
Bitmeyen kuyruklar
Star Wars, 25 Mayıs 1977’de az sayıda salonda gösterime girdi. Filmin tam adı olan Star Wars: Episode IV – A New Hope (Yıldız Savaşları: Bölüm 4 – Yeni Bir Umut) ilk kez film 1981’de yeniden vizyona çıktığında görülecekti.
Film kısa sürede fenomene dönüştü. Artık insanlar ikiye ayrılıyordu: Işın kılıcını bilenler ve bilmeyenler. Sinemaların önünde kuyruklar bitmiyordu. Gösterimden üç hafta sonra Fox’un hisseleri iki katına çıkmıştı bile.
Lucas üçer yıl arayla iki devam filmini, 21 Mayıs 1980’de Star Wars: Episode V – The Empire Strikes Back (Yıldız Savaşları: Bölüm 5 – İmparatorun Dönüşü) ve 25 Mayıs 1983’te Star Wars: Episode VI – Return of the Jedi (Yıldız Savaşları: Bölüm 6 – Jedi’ın Dönüşü) yayınladı.
Yıllar sonra seriye devam
Orijinal üçlemenin son filminden 22 yıl sonra, öncül üçlemenin ilk filmi Star Wars: Episode I – The Phantom Menace (Yıldız Savaşları: Bölüm I – Gizli Tehlike) 19 Mayıs 1999’da izleyicilerle buluştu. Tekrar üçer yıl arayla, Star Wars: Episode II – Attack of the Clones (Yıldız Savaşları: Bölüm II – Klonların Saldırısı) ve Star Wars: Episode III – Revenge of the Sith (Yıldız Savaşları: Bölüm III – Sith’in İntikamı) ile tüm seri 19 Mayıs 2005’te tamamlandı.
2008’de gösterime giren Star Wars: The Clone Wars (Yıldız Savaşları: Klon Savaşları) ise üçlemeler serisi haricindeki tek filmdi ve bu animasyon, aynı isimli TV dizisinin de başlangıcı oldu.
Ve Star Wars hayranları için sürpiz niteliği taşıyan Star Wars: The Force Awakens (Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor), 16 Aralık 2015’te hayranlarıyla buluştu.
Genişletilmiş Evren
Star Wars serisi sonraki yıllarda çizgi roman, televizyon yapımları, bilgisayar ve konsol oyunları ile hayalleri zorladı. Üçlemeye pek çok yenilik getiren bu yan ürünler, serinin takipçileri tarafından “Genişletilmiş Evren” adıyla bilinen kurgusal evrenin oluşmasına imkân sağladı.
16 dolara boş oyuncak kutusu
İlk filmin gösterildiği sene Noel’de vitrinleri süsleyen Star Wars oyuncakları hayranlarının aklını başından aldı. Öyle ki Lucas ve Kenner Toys firması talebi karşılamak için boş oyuncak kutularını 16 dolara sattı.
Kutuyu alana, oyuncak piyasaya sürülür sürülmez sahip olma garantisi veriliyordu. Oyuncaklar iki ayda sahiplerine ulaştı. 2005’te bu paketler sınırlı sayıda yeniden piyasadaydı. İlk filmin gösterimini takip eden sekiz yılda, 250 milyon oyuncak üretildi. Sadece ilk yılda 42 milyon oyuncak satıldı.
Popüler kültürün en sevdiği ‘savaş’
Filmler yıllarca popüler kültür için vazgeçilmez bir malzemeydi. Kostümleri, tişörtleri, şapkaları, bardakları, tabakları, yatak takımları, kısaca hemen aklımıza gelebilecek her şeyi yapıldı. Star Wars her yeri süslerken Lucas da öngörüsünün tadını çıkarıyordu.
4,41 milyar dolar hasılat
1997’de, ilk filmin gösteriminin 20. yıldönümünde, orijinal üçleme yenilendi. Filmlerin çekildiği dönemde mümkün olmayan bilgisayar efektleri eklendi. Serinin 2004’te yayımlanan DVD’lerinde de değişiklikler sürdü.
Tüm filmlerin bittiği 2008 verilerine göre altı Star Wars filminin toplam hasılatı yaklaşık 4.41 milyar dolardı. Bu hasılatla seri, James Bond ve Harry Potter serilerinden sonra en çok hasılat yapan filmler sıralamasında üçüncü sıraya oturdu.
“Ben aslında Darth Vader’ım”
“Ben aslında Darth Vader’ım. Senelerce bağımsız sinema için uğraştım, stüdyo sisteminden nefret ettim. Ancak şimdi nefret ettiğim şey oldum.”
2005’te Forbes tarafından yıllık kazancının 290 milyon dolar olduğu açıklanan yönetmen, Star Wars’un yaratıcısının nasıl bir para basma makinesine dönüştüğünü bu cümleyle özetledi.
Belirsiz ve karanlık geçmiş
Star Wars daha ilk filmden itibaren, o güne kadar yapılmış diğer bilimkurgulardan farklıydı. Her şeyden önce gösterişli, fütüristik gelecek kavramı yerine, evrendeki başka galaksilerde yaşanmış belirsiz ve karanlık bir geçmiş tezahürü sunuyordu.
Hiçbir şey tertemiz ve gıcır gıcır değildi. O yüzden bilimkurgu seyircisi, bu seri sayesinde kirle, tozla ve pasla tanıştı. Örneğin bazı uzay araçları paslanmış, yer yer boyaları dökülmüştü.
“Güç seninle olsun”
Filmde “Güç” diye adlandırılan, tüm evreni kapsadığına inanılan enerji fikri göze çarpıyordu. Güç, kullanıcılarına, kehanet, telekinezi, zihin kontrolü gibi doğaüstü yetenekler sunuyordu.
Seri, Güç’ü iyilik için kullanan Jedi’lar ile galaksiyi ele geçirmek için karanlık tarafa geçmiş Sith’lerin mücadelesini anlatırken “Güç seninle olsun” cümlesini de hafızamıza kazıdı.
İyi ve kötü mü, id ve süper ego mu?
Star Wars’un temel derdi Light Side (Aydınlık Taraf) ve Dark Side (Karanlık Taraf) arasındaki kapışmadan, basit bir iyi-kötü mücadelesinden fazlasıydı. Bir anlamda id vs. süper ego savaşı olarak da okunabilirdi. Çünkü Light Side’ın kuralları vardı.
Light Side’daki Jedi’lar duygularıyla hareket edemezler, kimseye bağlanamazlar ve kahramanlıkları için ödül almazlardı. Onlar için sürekli bir iç denetim söz konusuydu. Dark Side ise içgüdülerden beslenirdi ve yıkıcı dürtülerin doyurulmasına olanak tanırdı.
Demokrasiden diktatörlüğe
Star Wars dünya siyasi tarihinin de özeti gibiydi. Çünkü Lucas demokrasinin kolaylıkla tiranlığa dönüşebileceğini hikâyelendirirken, bu konuda kapıyı bile isteye aralık bıraktı.
Galaksiyi egemenliği altına almaya çalışan Palpatine’in, kargaşayı körükleyerek elini güçlendirmesi, hatta ona karşı olan cumhuriyetçi senatörlerin demokrasiyi kaybetmemek için demokrasiden biraz mahrum kalmayı seçmesi çok tanıdık değil miydi?
Kayan yazının sırrı
Unutmayalım serinin ilk filmi çekildiğinde sinema teknikleri bugünkünden epey gerideydi. Mesela her bölümü özetleyen ve Brian De Palma’nın da emek verdiği kayan yazıyı yapmak bile zordu. Lucas bunun için yazıyı, özel bir düzleme yerleştirip kamerayı, özel bir açı ile bu yazı üzerinde hareket ettirerek bu yazıyı elde etmişti.
İlk filmde “motion control camera” denilen bir sistem icat edildi. Bu sayede kameralar çok eklemli bir robot tarafından kontrol edildi. Bu kamera hareketleri bilgisayarın hafızasına kaydedildi ve kaydedilmiş kamera hareketi aynı şekilde istenildiği kadar tekrar edildi. Motion Control, stop motion uygulamaları ve maketler sayesinde Lucas büyülü bir işe imza attı.
Pinpon masasında maketler
O dönemin sınırlı olanakları bazen akıl almaz şekilde zorlandı. Mesela Ölüm Yıldızı, Lucas’a ait Industrial Light and Magic şirketinin park yerinde, pinpon masalarının üzerine kurulan savaş gemisi maketlerinden yapıldı.
İlk filmlerdeki savaş gemilerine sürat efekti verebilmek için gemiler, kameralara zoom yapılarak çekildi. Elbette ikinci üçleme çekilirken teknikler değişmişti ama Star Wars hayranları ilk serideki samimiyeti hiç unutmadı.
Her gencin hayali bir ışın kılıcı
Jedi şövalyelerinin ışın kılıcının kendine has uğultusu, Star Wars hayranlarının kulaklarından uzun süre eksik olmadı. Bu seri sayesinde nice çocuk rüyasında kendini ışın kılıçları ile savundu.
Orijinal üçlemenin ışın kılıcı koreografisi kılıç ustası Bob Anderson tarafından geliştirildi. Anderson, aktör Mark Hamill’i (Luke Skywalker) eğitti ve İmparator ile Jedi’in Dönüşü filmlerinde Darth Vader’in kılıç dövüşü sahnelerinde dublörlük yaptı.
Hafızalarda yer eden Star Wars müzikleri
George Lucas, serideki her önemli karakter ve konsept için farklı temalarda besteler olmasını planladı. Modern çağın en önemli ve popüler senfonik film müziği bestecilerinden John Williams altı filmin de müziklerini besteledi.
Williams’ın Star Wars teması en bilinen film bestelerinden biri oldu. Tales of a Jedi Knight/Learn About The Force her daim dinlendi.
Darth Vader’ın jenerik müziği haline gelen The Imperial March’ın çalınmadığı tek film, ilk filmdi. Çünkü The Imperial March daha o zamanlar bestelenmemişti.
Darth Vader’ın tüyler ürperten sesi
Chewbacca’nın sesi, vahşi hayvan kükremelerinin harmanlanmasından, R2-D2′nun sesi, bebek seslerinin elektronik hale getirilmesinden, ışın kılıcının sesi de mikrofonun elektromanyetik bir cihaza yaklaştırılması ile çıkan sesten kaydedildi. Darth Vader’ın tüyler ürperten nefes alma sesi ise dalış takımındaki hava regülatörü kullanılarak yapıldı.
Kadın kahraman riskli diye
Lucas, Star Wars’u yazarken ilk serinin kahramanı, yani Anakin Skywalker’ın oğlu Luke Skywalker, orijinal senaryoda kadındı. Fakat yapımcılar kadın kahramanın riskli olacağını söyleyince karakter erkek oldu.
Filmde karanlık tarafın temsilcileri Sith’lerin ismi, önce “The Damned” (lanetlenmiş) konulacaktı ama aynı isimde bir müzik grubu olduğu için Sith adına çevrildi.
Einstein’dan Master Yoda’ya, hamburgerden Millenium Falcon’a
Master Yoda’nın yüzünde, ünlü fizikçi Albert Einstein’dan esinlenildi. Seslendirmesini ise Muppet Show’da Miss Piggy’yi seslendiren Frank Oz yaptı. George Lucas, Han Solo karakterini sinemacı dostu, üstadı Francis Ford Coppola’ya dayanarak yarattı. Han Solo’nun kullandığı uzay gemisi Millenium Falcon’un ilham kaynağı ise ucuna zeytin iliştirilmiş hamburgerdi.
Çocukları çok seven Lucas, karakterlerine isim bulurken onların hayal gücünden de faydalandı. Örneğin kızı Amanda’nın, tırlara verdiği uydurma isim “jar jar” filmde Jar Jar Binks’e ilham verdi.
Filmdeki meşhur droid R2D2’nun ismi ise Lucas daha American Graffiti’nin montajındayken konmuştu. Ekipten biri Lucas’tan makara 2, diyalog 2’yi (reel 2, dialogue 2) kısaltılmış olarak isteyince Lucas tınısından çok hoşlandı ve aklına kaydetti.
Ford tesadüfen Han Solo
Pek çok ünlü isim Star Wars’ta rol aldı. Kraliçe Amidala rolünde Natalie Portman, Qui-Gon Jinn rolünde Liam Neeson, Anakin Skywalker rolünde Hayden Christensen, Luke Skywalker rolünde Mark Hamill ve Prenses Leia rolünde Carrie Fisher kamera karşısındaydı. Filmin kötüleri de ustalara emanetti. Kont Dooku rolünde Christopher Lee, İmparator Palpatine rolünde Ian McDiarmid kötülüğün tarihini yeniden yazıyordu.
İlk üç filmde aksi ve serseri pilot Han Solo için Lucas’ın adayları Nick Nolte, Al Pacino, Burt Reynolds, Kurt Russell gibi isimlerdi. Harrison Ford da oyuncu seçmelerinde replikleri okuyacaktı. Lucas, senaryoyu saçma bulan ve alay eder gibi okuyan Ford’un hareketlerini beğenip rolü ona verdi. Böylece Ford ilk üç filmdeki rolüyle dünya çapında şöhrete kavuştu.
Serinin uzun ömürlü oyuncuları
Serinin tüm filmlerinde görünmek sadece iki karaktere kısmet oldu. Onlar da Anthony Daniels’ın canlandırdığı şaşkın C3PO ve Kenny Baker’ın canlandırdığı her eve lazım R2D2 isimli droid’lerdi.
Yine de aradan 22 yıl geçmesine rağmen klasik üçlemeden bazı isimler yeni üçlemede de yerini aldı. James Earl Jones yine Darth Vader’ın seslendirdi. Ian McDiarmid yine Palpatine’di ve Frank Oz da yine Master Yoda’yı seslendiriyordu.
Star Wars tansiyon yükseltir
Serinin ilk filminden itibaren Star Wars’un üzerinden kara bulutlar eksik olmadı. Tatooine gezegeninde geçen çekimler için Tunus çöllerindeki çekimlerin ilk gününde, son 50 yılın en büyük kum fırtınası yaşandı. Luke Skywalker’u canlandıran Mark Hamill, çekimler sırasında trafik kazası geçirdi ve yüzü zarar gördü. Anthony Daniels, C3PO olarak ilk sahnesinde kostümden düşen bir parça ayağına saplanınca sakatlandı. Daniels, droid kılığıyla gezerken kendisini umursamayan film ekibine kostümün içinde insan olduğunu hatırlatmak için üzerinde “C3PO da insan!” yazan kibritler yaptırdı.
George Lucas bu sıkıntılardan öylesine sıkılmıştı ki kalp krizi geçirdiğini sanarak hastaneye kaldırıldı. Daha sonra yönetmenin yüksek tansiyonu olduğu ortaya çıktı.
Dünyanın bir ucundan diğerine
Hollywood’a alerjisi olan Lucas, bu nedenle Star Wars serisini Kuzey Afrika ve Avrupa’da çekti; stüdyolar da San Francisco’daydı. 1978’de ikinci filmi yöneten Irwin Kershner, çekimlerin yapılacağı bölgeyi görmek için Norveç’e gitti. Karlı Hoth gezegenin savaş sahneleri için hazırlıklar sürerken hava sıcaklığı -20 dereceydi.
Jedi’nin Dönüşü’nde ise rota Kaliforniya’nın Kızılağaç Ormanları bölgesiydi. Chewbecca rolünü oynayan Peter Mayhew ormanda kamp kuran ekipten uzaklaşınca bölgedeki avcılar tarafından Kar Adam Yeti’ye sanıldı ve vurulmaktan zor kurtuldu.
Işın kılıcı kıran Darth Vader
Filmleri adeta yutarcasına izleyen Star Wars hayranları elbette yüzlerce hata buldu ama bunların bir kısmı ancak çok dikkatli izleyiciler tarafından fark edilebiliyordu. Filmin en meşhur hatalarından biri, odaya giren bir askerin başını kapıya vurmasıydı.
Star Wars serisindeki kamera arkasındaki sakarlıklar da unutulmadı. Örneğin Darth Vader’ı canlandıran David Prowse, ışın kılıcı sahnelerinde sürekli kılıçları kırdığından zorluk yaşamaktaydı. O yüzden devam filmlerinde bu sahnelerde dövüş koordinatörü Bob Anderson rol aldı.
Selam yollayan yollayana
Star Wars seri filmleri ve oyunlarıyla elbette bir fenomendi. Bu yüzden de hakkında yapılan yorumlar ve göndermeler hiç bitmedi. Beğeneni kadar beğenmeyeni vardı. Hatta Amerikan emperyalizminin propaganda aracı diyenler bile oldu.
Ama 39 sene önce Lucas’ın görmeye başladığı rüya hiç bitmedi. South Park, Family Guy, The Simpsons, How I Met Your Mother ve Lost gibi pek çok ünlü yapım seriye selam yollamayı ihmal etmedi.