Irkçılık farkında olmadan hepimizin içine işlemiş, işlettirilmiş bir öğreti. Hepsinin özüne indiğimizde “neden kaşının üstünde gözün var”dan öteye gitmeyen bir saçma temele varıyoruz.
Üzerinde biraz düşününce kendi kendimize çürütebildiğimiz bu anlamsız algı yüzünden dünya tarihinde ve bugün hâlâ insanlar ötekileştiriliyor, alay konusu ediliyor, dışlanıyor, kötü muameleye maruz kalıyor, şiddet görüyor ve hatta öldürülüyor.
Merak etmiş olabilirsiniz, “ListeList ne oldu da böyle bir giriş yaptı damdan düşercesine?” diye, gelin hep beraber Türkiye gündemine olmasa da dünya gündemine oturan sporda ırkçılık örneklerine bir bakalım:
Her şey böyle başladı
http://youtu.be/bXJqkzHPgRM
Uzun süredir taraftarların eleştirilerine maruz kalan Barcelona’lı defans oyuncusu Dani Alves, geçtiğimiz Pazar Villarreal maçında korner atışını kullanmak üzere köşe direğine gittiği zaman kendisine atılan bir muzu alıp yiyerek atışını yaptı ve maça devam etti. Belki de spor tarihinde “sen bir maymunsun” göndermeli bu muz atma odunluğuna verilecek en güzel en net tepki buydu.
Ve tabii ki vicdanı olan insanlar sosyal medyada onu yalnız bırakmadı
#weareallmonkeys yani “hepimiz maymunuz” etiketiyle dünyanın her yerinden muz yeme fotoğrafları çığ oldu yağdı. Ünlüler, futbolcular, hayranlar, alakasız insanlar bu etikete ve karşı kampanyaya destek oldular.
Çok yakın zamanda bir başka tape daha gündeme bomba gibi düşmüştü
LA Clippers adlı NBA takımının sahibi olan Donald Sterling amcamız yukarıdaki tape’de sevgilisine (ki o da siyahi) “siyahları bana bulaştırma, civarıma da sokma” temalı bir açıklama yapıyor, tamamını dinlemenizi tavsiye ediyoruz, enteresan bir diyalog gerçekten de. Türkçe alt yazılısını bulamadığımız kaydın ana fikri şu atasözümüzde saklı: Eğitim cahilliği alır eşeklik bâki kalır.
Peki Sterling’in sahibi olduğu takıma bir göz atalım mı?
Demek neymiş sevgilinle bile konuşurken bir durup düşünmek lazımmış “yahu ben ne dedim acaba” diye.
Ve bir bakmışsın başkan bile sizi tokatlayıvermiş
Devlet başkanı siyahi olan bir ülkede bunu yapmak ise tüm kabalığının ve çirkinliğinin yanı sıra bir de aptallıktır. Bu olayların ardından NBA tarafından soruşturma başlatılmış, takımın sponsorları yavaş yavaş takımdan desteklerini çektiklerini açıklamaya başlamışlardır.
Gönül isterdi ki sporda ırkçılık yeni bir şey olsun
Ancak ne yazık ki her alanda olduğu gibi sporda da ırkçılık geçmişten bugüne tüm saçmalığıyla sürüyor.
Bu durumla mücadele çabaları da aynı şekilde devam ediyor
Irkçılığa kırmızı kart göster, bu konuda eğitim ve farkındalık faaliyetleri yürüten oluşumlardan yalnızca bir tanesi.
Bizim liglerde de yer yer ırkçı girişimler oluyor
Ancak elimizden gelen tüm iyi niyetimizle bunun sadece yurt dışında gördüğünü taklit etmeye çalışan bir zihniyet ürünü olduğunu söyleyebiliriz. Neyse ki ülkemizin geniş ırkçılık skalasında henüz siyahilere karşı oturmuş bir ırkçılık yok.
Değer mi Balotelli’yi ağlattığınıza?
“Irkçılık yalnız hissetmeme sebep oluyor.”
Hissettirenler utansın.
Lanetliyoruz
Sporculara gösterilen muzları, yapılan saçma sapan benzetmeleri, statlar dolusu atılan ırkçı sloganları ve küfürleri, insanları aşağılayan tüm marşları ve hareketleri sporun ruhuna, güzelliğine, kardeşlik ve dayanışma anlayışına aykırı buluyor ve görmek istemiyoruz.
İlgisi olanlar için Futbolda Irkçılık Belgeseli:
Her türlü çirkinlik mevcut, izlemeniz yeter.
Neyse gülerek bitirelim bonusu:
http://youtu.be/c5GtepxvrJs
Ne kafalar ne kafalar.