Konuk yazarımız Samet Arslan listeledi. Haberiniz olsun.
Nevi şahsına münhasır eğitim sistemimiz, altın gününde pipi açtıran kompleksli aile reislerimiz ve ‘parayı bulmanın yolu FM’den geçer’ diyen top sakallı yan komşu yüzünden, nice zeki ama çalışmayan bir nesil iç açılar arasında kayboldu gitti. Gittikleri yol bazen otantik tütün kafelerine (asla nargile kafeye değil), bazen izbe kır pidesi dükkanlarına çıktı. Ellerinde kırmızı Tuborg, kafalarında GAP sweatshirtlerinin siyah kapşonları; kırılması güç ‘bara girememe rekorları’ hep onlara ait oldu.
Büyüdüler, okullar bitti, Samsun 216’lar dolaba kaldırıldı, top sakallı komşu Ayvalık’a yerleşti fakat onların içlerindeki ‘gün olur devran döner inancı’ hiç azalmadı.
Sayısalcılarla muhabbetin tıkandığı o kasvetli anlar ve gözünüze kestirdiğiniz sayısalcı karşı cinsin dikkatini çekmek istediğiniz zamanlar (%1’lik bir oran) için, buyrun size bir başvuru haritası. Olur da, sessizlik tavan yapıp uzağa dalmalar başlarsa bu maddelerden birkaçıyla sayısalcı arkadaşınızı 7 gün konuşturabilirsiniz.
1. Güzellik yarışması ölçüt birimi olarak Fi sayısı
Sayısalcı olsun sözelci olsun, güzellik yarışması denilince yurdum insanının aklına önce Hıncal Uluç gelir. 10 üzerinden vermiş olduğumuz notların Hıncal Uluç’unkiyle birebir tutması, bize arkadaş ortamında “ben güzelden anlarıııım” şarkısı eşliğinde övünme gücü verir. Arkamızdan “abi Eylem Şenkal‘ın kazanacağını 1 sene önceden bilmişti” efsaneleri dönmeye başlar.
Güzelliğin, uyumun, mükemmelliğin arkasındaki gizli kahraman ise altın oran yani Fi sayısıdır. Antik çağ insanlarından beridir rastlanılan bu sayı mimariden doğaya, insandan hayvana birçok kilit noktada farkında olmadan karşımıza çıkar. Yunus balığının vücut ölçülerinden Piramitler’in mimarisine, salyangozun kabuğundan Picasso‘nun tablolarına kadar uyumda fevkaladeye ulaşmış birçok şeye bu sayı; 1,618.. hakimdir.
Sayı üretilebilir sonuçlar kadar kar kristali, insan DNA’sı, tütün yaprağı gibi doğada oluşmuş çok farklı yerlerde de karşımız çıktığı için evrenin sayısı da denilebilir. Keşfedenin kim olduğu tam bilinemediği gibi uyumu yakalamak için neden illa bu sayıya ihtiyaç duyduğumuz da halen gizemini korumakta.
2. Evren’in büyüklüğü – futbol sahası denklemi
“Milli piyangodan kazanacağınız ikramiyeyle bir futbol sahasına 7 kat 50 liralık banknot dizebilirsiniz!” gibi olaya devasalık katan bilgiler pek hoşumuza gider. Ben de evrenin büyüklük hesaplamasına buradan yürümek istedim.
Sheldon Cooper hayatımıza girdikten sonra malumunuz, ‘Bing Bang’ ile daha bir haşır neşir olduk. Evrenin yaşı, ‘Bing Bang’ yani büyük patlama baz alınarak hesaplanmakta ve bu yaş da 13.7 olarak kabul edilmektedir. Bu bilgi cepte dursun.
Gelelim büyüklüğüne. Kadıköy’de bir futbol sahası düşünelim ve kalelerden biri Güneş biri de Plüton olsun. Bu durumda Dünya Güneş’ten 2.3 metre uzaklıkta olacaktır. Gelelim en yakın yıldıza. Bu yıldız ise 700 km uzaklıktaki Konya’da olacaktır.
Kozmik ölçekle karşılaştırıldığında ise bu uzaklık bir hiçtir. Evrenin şimdilik sadece 90 milyar ışık yılı uzaklığını gözlemleyebiliyoruz. Kabul edilen genişlik kuralı ise evrenin artan bir hızla devamlı genişleyen bir yapıya sahip olduğu.
3. Gözümüz kaç piksel?
Cep telefonuyla insan vücudunu karşılaştırmak pek akıl karı olmasa da bu sorunun da cevabı var. Kameraların pixeli dijital ortamda hesaplandığından, insan gözü daha bir analog modeliyle biraz yavan kaçıyor gözükebilir, fakat özünde hiç de öyle değil. Bu arada gözümüzün fotoğraftan çok video sınıfında olduğunu da unutmamak gerek.
Cevap 576 megapiksel.
Çılgın Youtube kanalı Vsauce’ın şöyle de açıklayıcı bir videosu var. Bu arada insan için sadece 7 megapiksel’in yeterli olduğunu da hatırlatalım.
4. Bir kilo kağıt
Bir ağaç kesilmemesi için dünyayı tersine çeviririz. Son ağaç yok olduğunda beyaz adamın parayı yiyeceğine dair büyük küfürlü sözlerimiz de var. Peki kullanmış olduğumuz A4 kağıtların zararı da nerdeyse çam kesmek kadar desek.
1 ton kağıt elde etmek için yaklaşık 17 adet ağaç kesiliyor. Türkiye’de her yıl kişi başı 42kg kağıt tüketilmekte ve de yarısından çoğu halen geri dönüştürülememekte. Dünyada ise her yıl ormanların % 1,3 ü ağaç üretimi için kullanılıyor. 1 yetişkin ağaç ise yaklaşık 250 kişiye oksijen vermektedir.
5. Termodinamiğin sıfırıncı ve birinci yasası
Olur da bir ortamda müspet ilimci mutsuz bir mühendis ile karşılaşırsanız onu hayata döndürmek için bu lafı kullanabilirsiniz. İki sistem temas halindeyken madde veya ısı alışverişi yapmıyorsa bu sistemler termodinamik denge halindedir.
1. yasa ise enerji yoktan var edilemez vardan yok edilemez. Hayatınıza bir enerji akışı katın ve bu iki cümleyi ezberleyin.
6. Felaket tellalı Kaos Teoremi, namı diğer Kelebek Etkisi
Başımıza ne geldiyse, hep o Brezilya’da kanatlarını çırpan kelebek yüzünden olduğunu hepimiz biliyoruz. Meteorolog olan Lorenz’in hava tahmini programına 0,506 yerine 0,506127 girmesi ve bu ufak farklılığın beklenen sonuçtan çok çok farklı bir sonuç doğurmasıyla, bu etki bilim kitaplarına 1 numaradan giriş yapmış.
Teori temelde düzenin düzensizlikten doğduğu ve yine düzensizliği yarattığı önermeleri üzerinde şekillenmiştir. Karmaşık sistemlerde ve tabii ki evren kanunlarında her parametre diğer parametrelerden etkilenir ve de diğer parametreleri etkiler. O sebepten bir sonraki adımı bilmemiz imkansızdır.
Örneğin ‘borsada bir senedi ucuzken almış olsaydım valla parayı bulmuştum’ cümlesi yanlıştır. Senet alınmış olsaydı düzen sıfırdan başlayacak belki de sonuç ‘keşke o senetleri almasaydım’ olacaktır. Futbolda verilmeyen penaltının etkisi, meteoroloji, iletişim gibi yüzlerce örnekle bilgini pekiştirmekte fayda var.
7. Mars’ta hayat
Mars’ta hayat bulma yönündeki ilk girişim, kızıl gezegene inmek için insan elinden çıkmış ilk nesneler olan Viking 1 ve Viking 2 ile 1970’de gerçekleşmiş. Yapılan deneylerde gezegende soluyacak havaya dahi rastlanmamış. Bilim adamları hayat arayışlarını ‘suyu takip et’ prensibine göre yaptığından, bu serüvenden ‘Mars’ta hayat yok’ sonucunu çıkarmışlar.
İleri sürülen tezlerden biri de gezegende bir zamanlar çok büyük okyanusların bulunduğu fakat zamanla kuruyarak yok olduğu yönündedir. 2012 yılında Mars’a iniş yapan ‘Curiosity’ ise gezegende metan gazına rastladı. Metan diyince aklınıza hemen inek os.ruğu gelmesin. Metan gazı çoğunlukla mikropsu organizmalar tarafından üretilir ve bu da Mars’ta basit organizmaların yaşıyor olma ihtimalini gösterir.
8. Dünya’nın kapanması için beklenen tahmini süre
Koca Dünyamız’ın yaşı 4,54 milyar. Delinen ozon ve güneşin gitgide daha çok ısıtması gibi etkenler ile yaklaşık 1 milyar yıl sonra Dünya’daki okyanuslar kaybolmaya başlayacak. Bitkilerle birlikte pek tabii hayvanlar ve insanlar da yok olacak. İnsan ırkının tamamıyla silinmesi ise 2 milyar yılı bulacak diye tahmin ediliyor. Yani şanslı sayısalcınız için eli çabuk tutmakta fayda var.