Ana sayfa » Ekoloji » Dünyada Sadece Bir Ülkede Yok! Sivrisineklerin Yaşayamadığı Ülke Hangisi?
Dünyada Sadece Bir Ülkede Yok! Sivrisineklerin Yaşayamadığı Ülke Hangisi?
Yaz gecelerinin kâbusu, tatil keyfini zehir eden minik canavar, o sinir bozucu vızıltının kaynağı… Evet, sivrisineklerden bahsediyoruz. Peki, hiç sivrisinek olmayan bir ülke var mı?
Dünyanın neresine giderseniz gidin, yaz akşamlarının vazgeçilmez kabusu genellikle aynı olur: kulağınızın dibinde vızıldayan, uykunuzu bölen ve canınızı yakan sivrisinekler. Hatta bazı bölgelerde sadece rahatsız etmekle kalmayıp, hastalık taşıma riskleriyle de baş belası haline gelirler. Ama aklınıza hiç şöyle bir soru geldi mi: “Acaba bu kan emici küçük yaratıkların hiç olmadığı bir ülke var mı?” Cevap kulağa inanılmaz gelse de “evet”. Ve o ülkenin adı İzlanda. İşte sivrisinek olmayan ülke İzlanda’nın şaşırtıcı sırrı.
İzlanda’da sivrisinek yok mu?
İzlanda, kuzeyin dondurucu rüzgarlarının ortasında, komşuları olan Norveç, İskoçya ve Grönland’ın sivrisineklerle uğraştığı bir bölgede yer alıyor. Ama işin ilginç yanı, bu ada ülkesinde tek bir sivrisinek bile yaşamıyor. Peki ama nasıl oluyor da sivrisinekler buraya yerleşemiyor? Bilim insanları birkaç ihtimalden söz ediyor. İlki, İzlanda’nın doğal izolasyonu. Yüzlerce kilometrelik okyanus, bu küçük kan emicilerin uçarak adaya ulaşmasını zorlaştırıyor. Tabii modern çağda uçaklarla “yolculuk” yapan sivrisinekler olabiliyor. Hatta İzlandalı bir profesör, Grönland’dan gelen uçakta canlı bir sivrisinek yakalayarak bunun mümkün olduğunu kanıtladı. Ancak asıl mesele, bu misafirlerin neden kalıcı bir koloni kuramadığında gizli.
Sivrisineklerin yaşam döngüsü biraz nazlı sayılır. Yumurtadan larvaya, pupadan yetişkine uzanan bu süreçte en kritik ihtiyaçları donmamış su
Çünkü yumurtalar ancak böyle bir ortamda gelişebilir. Kanada gibi soğuk bölgelerde bile bazı türler yumurta evresinde donmuş sulara direnebiliyor. Ama İzlanda’da işler farklı. Burada yıl boyunca sürekli tekrarlanan donma-çözülme döngüsü var. Göller ve bataklıklar defalarca donar, çözülür ve yeniden donar. Bu döngü, sivrisinek larvalarını daha yetişkin hale gelmeden öldürüyor. Yani adeta “sıfırdan başlamalarına izin vermeyen” bir doğal bariyere sahip! Bir anlamda İzlanda’nın sert iklimi, insanlara bu büyük rahatlığı sağlıyor.
İzlanda’nın dünyaca ünlü sıcak su kaynakları ve jeotermal havuzları var. Peki bu sıcak göletler sivrisinekler için uygun bir yuva olamaz mıydı?
Teorik olarak kulağa mantıklı gelse de pratikte işler öyle değil. Çünkü bu sular, sivrisinek larvaları için fazla sıcak. Ayrıca kimyasal bileşimleri de sivrisineklerin gelişimine uygun değil. Yani İzlanda’nın bu “doğal jakuzileri” de kan emicilere ev sahipliği yapmıyor. Böylece ülkenin sivrisineksiz unvanı bir kez daha sağlamlaşmış oluyor.
Şimdi gelelim işin karanlık tarafına. İklim değişikliği dünyanın pek çok bölgesinde dengeleri altüst ediyor. Daha sıcak geçen ilkbahar ve sonbaharlar, İzlanda’da da daha uzun süre donmamış göletler demek. Bu da sivrisineklerin hayatta kalma ihtimalini artırıyor. Uzmanlar, tropikal türlerin bile artık daha kuzeyde görünmeye başladığını söylüyor. Yani gelecekte İzlanda’nın bu “sivrisineksiz cennet” statüsünü kaybetmesi ihtimal dahilinde. Henüz böyle bir risk kesinleşmiş değil ama doğanın dengesi değiştikçe sürprizlere hazırlıklı olmak gerekiyor.
Hawaii’de bir zamanlar tamamen sivrisineksizdi
Bugün tropikal iklimiyle sivrisineklerin cenneti olan Hawaii’nin biz zamanlar sivrisineksiz olduğunu biliyor muydunuz? 1826 yılında Avrupalı ve Amerikalı gemiler istemeden bu küçük yolcuları adaya taşıdı. Bir kez geldikten sonra da uygun iklim koşulları sayesinde hızla çoğaldılar. O zamandan beri adanın ekosistemi kökten değişti. Bu örnek, İzlanda’nın gelecekte yaşayabileceği olası senaryolara dair ipucu niteliğinde. Yani sivrisineksiz bir ülke sonsuza kadar aynı kalmayabilir.
Sivrisinek olmayan ülke İzlanda’da kesinlikle büyük bir rahatlık içinde. Ancak uzmanlar yine de önemli bir noktaya dikkat çekiyor. Tropikal sivrisinek türleri, hastalık taşıma açısından en tehlikeli olanlar. Bunlar İzlanda’nın soğuk ikliminde barınamayacağı için, en azından ciddi sağlık riskleri söz konusu değil. Kuzey Avrupa’nın genelinde de iklim değişikliği riskleri tartışılıyor olsa da, kısa vadede İzlanda’nın sivrisineksiz kalmaya devam etmesi muhtemel görünüyor. Belki de bir gün İzlanda’ya yapmayı planladığınız seyahatinizde bir sivrisinek koruyucu almanız gerekebilir. Ama şimdilik, bu buzul ve ateş diyarı, kan emici ziyaretçilere kapılarını kapalı tutmaya devam eden, dünyadaki tek ülke olma özelliğini sürdürüyor.