Ana sayfa » Sağlıklı Yaşam » Sinirli Erkek Sendromu: Hormonal Dengesizlik Nedeniyle Erkeklerin Agresif Davranışlar Sergilemesi Durumu
Sinirli Erkek Sendromu: Hormonal Dengesizlik Nedeniyle Erkeklerin Agresif Davranışlar Sergilemesi Durumu
Etrafımızdaki erkeklerin giderek daha gergin, daha tahammülsüz ve bir kıvılcım bekleyen bir barut fıçısına dönüştüğünü düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz. Cevap: Sinirli Erkek Sendromu (IMS)
Trafikte camı indirip bağıran, markette kasada sabırsızlanıp homurdanan ya da televizyon karşısında en ufak şeye köpüren erkek figürü aslında hepimizin hayatında var. Bazen bu haller “erkek dediğin böyledir” diye geçiştirilir, bazen de “yaşlandıkça huysuzlaştı” denir. Ama işin ilginç yanı şu: Bu öfke nöbetlerinin ardında biyolojik ve psikolojik bir tablo olabilir. Bilim dünyasında Sinirli Erkek Sendromu ya da kısa adıylaIMS olarak bilinen bu durum, erkeklerin bir anda patlamaya hazır bomba gibi görünmesinin arkasındaki sebeplerden biri. Klinik bir tanı olmasa da, IMS erkeklerde hormonal değişimlerin ve stresin birleşimiyle ortaya çıkan bir semptomlar bütünü olarak kabul ediliyor. Yani, aslında delirmek değil, vücudun yıllar içinde yaşadığı değişimlerin dışa vurumu.
Erkekler neden bir anda öfke patlaması yaşıyor?
Sokakta, trafikte ya da sosyal medyada bir erkeğin aniden öfke patlaması yaşamasına denk gelmemek neredeyse imkânsız. Arabada kornaya basıp bağıran, internette klavyeyi yumruklayan ya da komşusuna “çimlerimden uzak dur” diye haykıran adamların bu hali, bir kültür parodisi gibi görünse de aslında biyolojik bir arka plana sahip olabilir. Uzmanların “Sinirli Erkek Sendromu” (IMS) adını verdiği durum, klinik bir teşhis değil ama erkeklerde yaşla birlikte görülen belirli semptomları tanımlayan bir kavram. Yani bu davranışların sadece “erkek dediğin böyledir” klişesiyle açıklanamayacak kadar ciddi bir yanı var. Her ne kadar komik dursa da, IMS erkeklerin hormonal değişimlerle birlikte artan duyarlılıklarını, öfkelerini ve huzursuzluklarını anlatmak için kullanılan bir terim haline geldi.
Kadınlarda menopoz yaygın biçimde bilinirken, erkeklerde benzer bir durum genellikle göz ardı edilir. Oysa tıp dünyasında andropoz olarak adlandırılan, testosteronun yıllar içinde yavaş yavaş düşmesiyle ortaya çıkan bir süreç var. Bu düşüş 20’li yaşların zirvesinden sonra 30’lu yaşlarda sabit kalır, 40’lardan itibaren ise her yıl yaklaşık %1 oranında azalır. İşte bu noktada devreye IMS giriyor. Düşen testosteron seviyeleri, ruh hali değişimlerinden konsantrasyon sorunlarına, enerji kaybından libido düşüşüne kadar birçok tabloyu beraberinde getiriyor. Üstelik kas kaybı, göbek çevresinde yağlanma ve uyku bozuklukları da tabloya eklenince, erkeklerin ruhsal dengeleri ister istemez sarsılıyor. Yani sinirlilik, aslında bir kişilik bozukluğu değil, hormonlarla tetiklenen biyolojik bir süreç.
Sinirli Erkek Sendromu ilk kez nasıl ortaya çıktı?
Terim, 2001’de İskoç bilim insanı Dr. Gerald Lincoln tarafından ortaya atıldı. Lincoln aslında insanları değil, koyunları inceliyordu. Çiftleşme mevsimi bitince koçlarda testosteron seviyeleri düşüyor ve beraberinde saldırganlık, huzursuzluk ve sinirlilik artıyordu. Daha sonra benzer davranışları geyiklerde, fillerlerde ve farklı türlerde gözlemledi. Bu hayvanlardaki hormonal iniş çıkışların, insan erkeklerinde de benzer duygusal dalgalanmalara yol açabileceği fikri bilim dünyasının ilgisini çekti. Zamanla psikologlar ve ürologlar, erkeklerde yaşa bağlı hormonal değişimlerle birlikte görülen öfke, kaygı ve huzursuzluk tablosunu IMS kavramı üzerinden açıklamaya başladı. Yani, bu uydurma bir kavram değil, bilimsel gözlemlerden doğmuş bir sendrom tanımı.
IMS sadece öfkeli erkek stereotipiyle sınırlı değil. Aslında tablo çok daha geniş. Ruh halinde dalgalanmalar, motivasyon kaybı, depresif hisler en çok dikkat çeken belirtiler arasında. Bunun yanı sıra konsantrasyon güçlüğü, hafıza sorunları ve yorgunluk da IMS’nin parçası. Libido düşüşü, kas gücünde azalma, göbek çevresinde yağlanma ve uyku problemleri tabloyu tamamlıyor. Bu semptomların çoğu tek başına başka nedenlerle de açıklanabilir ama bir arada görüldüğünde IMS’yi düşündürüyor. Daha da önemlisi, bu belirtiler aniden ortaya çıkmıyor; yavaş yavaş birikerek hayatın içine sızıyor. Bu yüzden erkekler çoğu zaman yaşadıklarını fark etmiyor, çevresindekiler ise onları sadece asabi olarak etiketliyor.
Sinirli Erkek Sendromu kimlerde görülür?
IMS’nin yalnızca 40 yaş üstü erkeklerde görüldüğü sanılsa da, uzmanlar durumun daha genç yaşlarda da ortaya çıkabileceğini söylüyor. Yüksek stres, düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam, kötü uyku alışkanlıkları ve genetik faktörler, 20’li ve 30’lu yaşlardaki erkeklerde de IMS benzeri semptomların belirmesine yol açabiliyor. Psikoterapist Dr. Jed Diamond’a göre, IMS aslında biyokimyasal değişimlerin ve modern hayatın baskılarının birleşimi. Kariyer kaygıları, finansal sorunlar, ilişkilerdeki çatışmalar ve toplumsal beklentiler genç erkeklerin üzerindeki baskıyı artırıyor. Bu faktörlere hormonal dengesizlikler de eklendiğinde, öfke patlamaları ve huzursuzluk kaçınılmaz hale geliyor. Yani IMS yalnızca orta yaş krizine özgü değil, modern çağın genç erkekleri de bundan nasibini alabiliyor.
IMS’nin kesin bir tedavisi yok ama etkilerini hafifletmek mümkün. İlk adım, doktora gidip testosteron seviyelerini kontrol ettirmek. Özellikle 45 yaş üstü erkeklerde bu test büyük önem taşıyor. Eğer hormon seviyeleri düşükse, yaşam tarzı değişiklikleri öneriliyor: düzenli egzersiz, dengeli beslenme, yeterli uyku ve stres yönetimi. Bazı durumlarda testosteron replasman tedavisi de gündeme gelebiliyor, ancak bu yalnızca doktor gözetiminde uygulanmalı. Ayrıca açık iletişim, partner desteği ve gerekirse psikolojik danışmanlık da IMS ile başa çıkmada büyük rol oynuyor.