Duvarımdaki Afişler olarak yine bir büyük hizmetle karşınızdayız, 8 maddede “evde kendi başıma nasıl sinema öğrenirim” sorusunu cevaplıyoruz.
Sadece izlemiyor, film çıkışlarında saatlerce film hakkında konuşuyor, ‘bu yönetmenden daha iyisini beklerdim, tarzının dışına çıkmış’ ya da ‘politik göndermeleri çok cesur buldum’ gibi cümleler kuruyoruz.
Hadi yine iyisiniz, bir şey değil.
Okuyun bol bol okuyun
Kitapçıların sinema kitapları raflarında, 100 ünlü yönetmen, 50 ünlü oyuncu, ölmeden önce izlemeniz gereken 500 film kitaplarının hemen yanında bir de, zamanında Mehmet Açar’ın “herkese ilk tavsiyemdir” dediği, Bir Film Nasıl Okunur? (James Monaco) gibi kitaplar mevcut. Sinema, listelerde alt alta yazılan özel isimlerden çok daha ötesidir ve görüntünün satır arasını okumak mümkündür – yeter ki biraz okunmuşunu çalışın.
Yetmez, daha da okuyun
Bizde “yeteri kadar ünlü oldum, öyleyse bir albüm yapayım” popülerliğinde yaşanan sinema eleştirmenliği, aslında Sevin Okyay’ın da dediği gibi “sinemadan anlamak için edebiyat da, müzik de, resim de bilmek gerekir” minvalinde bir meslek. İyi eleştiri, yol gösterici değil, filmden zevk alma destekçisidir. Üşenmeyin, film hakkında yıldız vermenin ötesini yazan ekollerin dergilerini, internet sitelerini bulun.
İzleyin
İyi/kötü film ayırmadan izleyin, görün, deneyimleyin. Klasikleri, o ünlü özel isimleri, çok garip bir şeye benzeyenleri, Kuzey Avrupalıları, İranlıları, belgeselleri, politikleri, Hollywood’ları izleyin. Gelmiş geçmiş en iyi sinema hakkındaki belgesellerden biri olan 5 DVD’lik Sinemanın Hikayesi’ni izleyin, ilginizi çeken, daha önce duymadığınız her şeyi not edin, üşenmeyin, izleyin.
Yeni yerler keşfedin
Bir Türk tarafından kurulmuş, online film izleme portalı Mubi’yi, vizyona alternatif “iyi film” gösterime sokan Başka Sinema’yı, her gün yeni bir film öneren Cem Altınsaray’ın hergünbirfilm isimi mobil aplikasyonunu, aylık seçkiler düzenleyen Pera’yı, İstanbul Modern Sinema’yı, her yerde adını duyduğumuz canımız film festivalleri haricindeki daha düşük bütçeli “samimi” festivalleri (Randevu, Kısa Film Festivali, Animasyon Festivali, Bisiklet Filmleri, İşçi Filmleri) keşfedin.
Yeni insanlarla tanışın
Altyazı dergisi ‘Kült Filmler,’ ‘Sinema, Mitoloji ve Hikaye Anlatımı,’ ‘Klasikleri Okumak’ gibi enfes seminerler düzenliyor, bir de sertifika veriyor; Akbank Sanat söyleşiler düzenliyor, Boğaziçi Üniversitesi önemli sinemacıları panel için davet ediyor. Üşenmeyin, kaçırmayın.
Sosyalleşin
Karnım tok, sırtım pek tivitleri arasında, bir dolu sinema eleştirmeni ve sinema bloggerı twitter’ı kısa film yorumları, sinema dedikoduları ve karşılıklı (keyifli) atışmalar için kullanıyor. Hashtag’lerden gidin ya da birini seçip izleyenlerine, izlediklerine bakın, kendi eleştirmen havuzunuzu oluşturun.
Dergi alın
Ipad’lerinize sığmaya başlamış olabilir ama dergicilik hala ölmedi. Sight & Sound ve Türkiye’de Altyazı gibi dergiler hala popüler, hala kaliteli kağıda basılıyorlar ve filmi, iyi/kötü olarak değerlendirmek yerine, sosyopolitik duruşuna göre sorguluyorlar. Yeni Film gibi dergiler daha düşük bütçelerle çok iyi yazılar yayınlıyor, Arka Pencere ve Yer Gösterici online olarak mis gibi sayılar yapıyor, Sinecine ise akademik makaleler yayınlıyor. Keşfedin.
Blog okuyun
Bir moda blogger’ı gibi para kazanmasalar da birçok sinema aşığı, profesyonel sinema yazarlarıymışçasına iyi eleştiriler yayınlıyor, üzülmeyin çoğu basın gösterimlerine katılıyorlar. En iyileri ise Sinema Blogları Birliği’ne üye. Sinematopya, Tersninja, Karşıkültür, Cemirique, agircekim gibi bloglardan, Criticwire, screencrave, mubi’nin notebook’u gibi sitelerden mahrum kalmayın…
Bonus: Annem Sinema Öğreniyor
İşbu konuyla ilgili her şeyi özetleyen, enfes (ve ödüllü) bir kısa film.