Okumak için iyi bir kitap ararken, kimi zaman zevkine güvendiğimiz bir arkadaşımıza sorar, kimi zaman ise çok uzun bir müddet internette dolaşıp o listeden bu listeye atlarız. Geniş kategoriler ve türler arasında, zevkimize uygun bir kitap bulmak bazen aşırı yorucu bir hal alabilir. O yüzden bu listede, dünya edebiyatından seçtiğimiz, belki henüz fark etmediğiniz belki de çoktan fark edip adını unuttuğunuz bazı kitapları sizler için derledik. “Şimdi ne okumalı?” diye düşünüyorsanız, listemize göz atabilirsiniz.
Saf – Andrew Miller
Andrew Miller’ın 2011 yılında Costa Kitap Ödülleri tarafından Yılın Kitabı seçilen eseri Saf, 1785 yılında Paris’in göbeğinde, kokudan yaşayanların midesini bulandıracak şekilde ölülerle dolup taşan eski bir mezarlık olan Les Innocent Mezarlığı’nın ortadan kaldırılması etrafında şekilleniyor. Kralın mezarlığı yıkmakla görevlendirdiği taşralı bir genç olan Jean-Baptiste Baratte, bu durumu ilk başta tarihin yükünü hafifletmek için bir şans olarak görürken çok geçmeden mezarlığın yıkılmasının kendi başına yeni bir başlangıç olabileceğinden şüphelenmeye başlar. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Jakob Von Gunten – Robert Walser
İsviçreli yazar Robert Walser, yirminci yüzyıl edebiyatının sessiz dâhilerinden biridir. Yazarın en çok bilinen lakin kıyıda köşede unutulmuş olan eseri Jakob Von Gunten, hizmetçiler için bir okula kaydolan ve yaşlı ailesinden kaçan on yedi yaşındaki Jakob’un hikayesini anlatır. Baskıcı Herr Benjamenta ve onun güzel ama hasta kız kardeşi tarafından yönetilen Enstitü, son derece gizemli bir yerdir. Önlenemez bir şekilde yıkıcı bir varlık olan Jakob, okulla ilgili ilginç izlenimlerinin yanı sıra hızla değişen coşkularını ve belirsizliklerini, müzakerelerini ve hayallerini kaydettiği bir günlük tutar. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bütün Dünlerimiz – Natalia Ginzburg
İtalyan edebiyatının önemli isimlerinden Natalia Ginzburg’un romanı Bütün Dünlerimiz, İtalya’nın arka planında, ülkenin savaşa girmesinden önceki aylar başlayan endişe ve Müttefik zaferinin ardından yaşanan yüksek gerilime kadar geçen 1939-1944 yılları arasında geçer. Bütün Dünlerimiz, büyük çalkantıların yaşandığı bu sıkıntılı dönemde iki ailenin yaşamını anlatır. Kitabın Tanıtımından: Bütün Dünlerimiz bir ailenin hikâyesi olduğu kadar; uzakta, çok uzakta olsa bile savaşın ne kadar yıkıcı bir olgu olduğuna ve yaşama umudunun ne denli güçlü olduğuna ilişkin kusursuz bir roman. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Kutu Adam – Kobo Abe
Çağdaş Japon edebiyatının en önde gelen isimlerinden biri olan Kobo Abe’nin toplumdan, insanlardan ve bakışlardan kaçan kimliksiz ve isimsiz bir adamın hikayesi olan Kutu Adam, yazarın varoluşsal sancıları sorguladığı başyapıtıdır. Kutu Adam’ın isimsiz kahramanı, kafasına taktığı büyük bir karton kutuda yaşamak için kimliğinden ve normal bir yaşamın tuzaklarından vazgeçer. Tokyo sokaklarında dolaşıp kutusunun iç duvarlarına çılgınca karalamalar yaparken, dışarıdaki dünyayı gördüğü ya da belki de hayal ettiği gibi tasvir eder. Karşılaştığı tipler arasında onu vurmaya kararlı gizemli bir tüfekçi, baştan çıkarıcı bir genç hemşire ve kendisi de kutu adam olmak isteyen bir doktordur. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk – Sun Mi Hwang
Koreli yazar Sun Mi Hwang’ın Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk romanı, milyonlarca okuyucuyu büyülemesinin yanı sıra Güney Kore’ye de bir pencere açan evrensel bir eserdir. Filiz adında bir tavuğun öyküsü olan Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk, artık emir üzerine yumurtlamak ve tüm yumurtalarının pazara satılmaya götürülmesini izlemek istemez. Her Sabah çiftliğin kapısından geleceğine göz atar, özgürce dolaşan hayvanları izler ve vahşi doğaya kaçarak kendisi için bir yumurta yumurtlamanın hayalini kurar. Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk, ahırın geleneğe bağlı dünyasına başkaldıran cesur ruhlu bir kahramanın yer aldığı özgürlük, bireysellik ve annelik için bir masaldır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Güzellik Bir Yaradır – Eka Kurniawan
Endonezyalı yazar Eka Kurniawan’ın Güzellik Bir Yaradır adlı eseri; tarih, hiciv, aile trajedisi, efsane, mizah ve romantizmi mükemmel bir şekilde iç içe işleyen çok sesli bir romandır. Yirmi bir yıl önce ölmüş güzeller güzeli Endonezyalı bir fahişe olan Dewi Ayu’nun, dört kızı ve torunları ensest, cinayet, delilik ve kalp yarasından mustarip hayatlar yaşamaktadırlar. Müstehcen zekâsı ve destansı yönlere sahip halk hikayelerinden ve tüm gece süren gölge kuklası oyunları gibi yerel kaynaklardan yararlanan Kurniawan’ın kendine özgü sesi, çağdaş edebiyata tatlı ama kan donduran yeni bir şeyler getiriyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Aşık Kadınlar – Elfriede Jelinek
Avysturyalı oyun ve roman yazarı Elfriede Jelinek’in kaleme aldığı Aşık Kadınlar, pastoral bir Alp köyünde yer alan bir kadın iç çamaşırı fabrikasında geçmektedir. Brigitte ve Paula adlı fabrikada çalışan iki işçi, mutlu olmayı, rahat bir evde yaşamayı ve iyi bir adamla birlikte olmayı hayal eder ve konuşurlar. Bu beklentilerinin fabrikada çalışmak kadar zor bir şey olduğunun da farkındadırlar. Bu iki ayrı kadının iki ayrı yolda yürümelerini anlatan Aşık Kadınlar, güzellik, güvence, emek, evlilik, aşk, cinsellik gibi konuların kesiştiği o yerde dolaşan ve sözünü kesinlikle sakınmayan bir romandır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Patrick Melrose: Unut Gitsin – Edward St. Aubyn
İngiliz yazar ve gazeteci Edward St. Aubyn’ın Patrick Melrose serisinin ilk kitabı olan Unut Gitsin, Melrose ailesi konukların gelişini beklerken beş yaşındaki Patrick’in tek bir gün içindeki yaşadıklarını anlatır. Zeki ve hayal gücü kuvvetli bir çocuk olan Patrick, babasının yakıcı zulmü ve zor durumdaki annesinin geride kalmasıyla her gün mücadele eder. Ancak özellikle bugün, dünyasını ikiye bölen eşi görülmemiş bir dehşete katlanmak zorundadır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Hadula: Bir Ada Öyküsü – Aleksandros Papadiamantis
Milan Kundera’nın modern Yunan nesrinin en büyük yazarı olarak tanımladığı Aleksandros Papadiamantis’in dönemin sosyal ve ekonomik şartlarının özellikle kadınlar üzerindeki etkisini gözler önüne seren eseridir Hadula: Bir Ada Öyküsü. Kitabın Tanıtımından: Hadula, yaşadığı adadaki dertlilerin kapısını çaldıkları yoksul bir kadındır. Şifalı bitkilerden hazırladığı ilaçlarla şifa dağıtır hastalara. Ve yaşlı Hadula, sonunda her şeyin kökeni olan bir soruna da çözüm bulur: Yaşamak sorununa. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Küskün Kahvenin Türküsü – Carson McCullers
İlk kez 1951 yılında yayınlanan Carson McCullers’ın Küskün Kahvenin Türküsü, aynı adlı bir kısa öykü de olmak üzere 7 ayrı kısa öyküden oluşan kitabıdır. Şaşırtıcı bir kavgayla sonuçlanan bir insan üçgeninin unutulmaz hikayesini anlatan Küskün Kahvenin Türküsü, okuyucuları, kafesi kasaba halkı için adeta bir toplanma yeri olarak hizmet veren güneyli bir kadın olan Bayan Amelia ile tanıştırıyor. Kitabın içinde yer alan diğer hikayelerin adları ise şunlardır: Harika Çocuk, Jokey, Madame Zilensky ile Finlandiya Kralı, Konuk, Bir Aile Sorunu ve Bir Ağaç, Bir Taş, Bir Bulut. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Yalnız Ağaçların Şarkısı – Yaa Gyasi
Kitabın Tanıtımından: Effia bir yangın gecesinde doğdu. Ormanda yayılan alevler hiç durmadan ilerledi ve yolundaki her şeyi yakıp geçti. Fakat Effia güçlüydü, annesi onu bırakıp kaçmış olsa da hayata tutunmayı başardı. Birkaç yıl sonra yakınlardaki bir köyde kardeşi Esi doğdu. Anne babasıyla birlikte bir süre sevgi dolu, mutlu bir yaşam sürdü. Ama bu iki kardeş birbirlerini hiç görmedi. Effia İngiliz bir valinin karısı oldu, Esi ise Amerika’ya köle olarak satıldı. Fakat onları birbirine bağlayan bir miras nesilleri ve yüzlerce yılı geride bırakarak en sonunda iki gence ulaştı: Marcus ve Marjorie. İkisinin de bildikleri, eski hikayelere ve efsanelere dayanıyordu. Yıllar önce kopan bağı tekrar bir araya getirdiklerinin farkında değillerdi ama geçmişi anlamadan geleceğe adım atamayacaklarını biliyorlardı. Tekrar gün yüzüne çıkmak için can atan hikâye denizde yarınlara doğru yol alan dalgalar misali hayat bulmayı bekliyordu. Gana doğumlu Amerikalı yazar Yaa Gyasi’nin kaleme aldığı ve ilk kez 2016 yılında yayınlanan Yalnız Ağaçların Şarkısı, Gana’da üç yüzyılın izini süren nefes kesici, duygusal bir romandır. Enfes dili, amansız kederi, yükselen güzelliği ile aileleri ve ulusları şekillendiren güçlerin anıtsal portresini olağanüstü bir şekilde ortaya koyan Yalnız Ağaçların Şarkısı, çağdaş kurguda ilerleyen yıllarda adını daha çok duyacağımız bir yazarı müjdeliyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Yeşimin ve Gölgenin Tanrıları – Silvia Moreno Garcia
Meksika doğumlu Kanadalı yazar Silvia Moreno Garcia’nın 2019 yılında yayınlanan romanı Yeşimin ve Gölgenin Tanrıları, Meksika folklorundan ilham alan ve türünün tek örneği bu peri masalında Maya ölüm tanrısının genç bir kadını yürek parçalayıcı, yaşamı değiştiren bir yolculuğa göndermesini anlatır. Caz Çağı’nın tüm hızıyla devam ettiği günlerde, Casiopea Tun zengin büyükbabasının evinin zeminin temizlemekle meşguldür. Yine de güney Meksika’da bu tozlu küçük kasabadan uzakta sadece kendisinin diyebileceği bir hayatın hayalini kurar. Ancak hayalini kurduğu bu hayat, büyükbabasının odasında tuhaf bir tahta kutu bulduğu güne kadar yıldızlar kadar uzak görünmektedir. Casiopea, bu tahta kutuyu açar ve tahtını hain kardeşinden kurtarmak için yardım isteyen Maya ölüm tanrısının ruhunu kazara serbest bırakır. Başarısızlık, Casiopea’nın ölümü anlamına gelirken başarısı ise onun hayallerine götürebilecektir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bütün İnsanlar Yalancıdır – Alberto Manguel
Alberto Manguel’in Bütün İnsanlar Yalancıdır isimli muhteşem bir şekilde işlenmiş bu hayal ürünü romanda, Jean-Luc Terradillos adında bir araştırmacı gazeteci, “Yalan Söylemeye Övgü” adlı başyapıtın yazarı, 30 sene önce Madrid’de intihar eden ve yaşadığı dönemde geleceği parlak görülen bir Güney Amerikalı yazar olan Alejandro Bevilacqua’nın hayatı hakkında araştırma yapmak için yazarı bilen veya bildiğini düşünen kişilerle röportaj yapar. Bevilacqua’ya yakın olan bu dört kişinin farklı sesleri ve gerçeğin bu edebi incelemesinin merkezinde yer alan Jean-Luc Terradillos’un farklı portreleri aracılığıyla, okuyucu nihai yargı gücünü elinde tutar. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bayan Yalnızkalpler – Nathanael West
Nathanael West’in eseri Bayan Yalnızkalpler, 30’ların başında New York’ta geçen kesinlikle öldürücü ve karanlık komik bir hikâyeyi anlatmaktadır. İsimsiz bir adam bir gazete tavsiyesi köşesi hazırlamakla görevlendirilir. Başlangıçta espri amaçlı olması gereken bu köşe, Çaresiz’in, Bıktım Her Şeyden’in, Boynu Bükük’ün, Veremli Kocanın İnançsız Karısı’nın bitmek bilmeyen dertleriyle dolup taşan mektuplarıyla şaka olmaktan çıkar ve Bayan Yalnızkalpler’in hayatı, kendisine gönderilen bu mektuplardan etkilenmeye başlar. Zaten sallantıda olan hayatı iyice çıkmaza girer. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Andrew Miller’ın 2011 yılında Costa Kitap Ödülleri tarafından Yılın Kitabı seçilen eseri Saf, 1785 yılında Paris’in göbeğinde, kokudan yaşayanların midesini bulandıracak şekilde ölülerle dolup taşan eski bir mezarlık olan Les Innocent Mezarlığı’nın ortadan kaldırılması etrafında şekilleniyor. Kralın mezarlığı yıkmakla görevlendirdiği taşralı bir genç olan Jean-Baptiste Baratte, bu durumu ilk başta tarihin yükünü hafifletmek için bir şans olarak görürken çok geçmeden mezarlığın yıkılmasının kendi başına yeni bir başlangıç olabileceğinden şüphelenmeye başlar. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İsviçreli yazar Robert Walser, yirminci yüzyıl edebiyatının sessiz dâhilerinden biridir. Yazarın en çok bilinen lakin kıyıda köşede unutulmuş olan eseri Jakob Von Gunten, hizmetçiler için bir okula kaydolan ve yaşlı ailesinden kaçan on yedi yaşındaki Jakob’un hikayesini anlatır. Baskıcı Herr Benjamenta ve onun güzel ama hasta kız kardeşi tarafından yönetilen Enstitü, son derece gizemli bir yerdir. Önlenemez bir şekilde yıkıcı bir varlık olan Jakob, okulla ilgili ilginç izlenimlerinin yanı sıra hızla değişen coşkularını ve belirsizliklerini, müzakerelerini ve hayallerini kaydettiği bir günlük tutar. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İtalyan edebiyatının önemli isimlerinden Natalia Ginzburg’un romanı Bütün Dünlerimiz, İtalya’nın arka planında, ülkenin savaşa girmesinden önceki aylar başlayan endişe ve Müttefik zaferinin ardından yaşanan yüksek gerilime kadar geçen 1939-1944 yılları arasında geçer. Bütün Dünlerimiz, büyük çalkantıların yaşandığı bu sıkıntılı dönemde iki ailenin yaşamını anlatır. Kitabın Tanıtımından: Bütün Dünlerimiz bir ailenin hikâyesi olduğu kadar; uzakta, çok uzakta olsa bile savaşın ne kadar yıkıcı bir olgu olduğuna ve yaşama umudunun ne denli güçlü olduğuna ilişkin kusursuz bir roman. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Çağdaş Japon edebiyatının en önde gelen isimlerinden biri olan Kobo Abe’nin toplumdan, insanlardan ve bakışlardan kaçan kimliksiz ve isimsiz bir adamın hikayesi olan Kutu Adam, yazarın varoluşsal sancıları sorguladığı başyapıtıdır. Kutu Adam’ın isimsiz kahramanı, kafasına taktığı büyük bir karton kutuda yaşamak için kimliğinden ve normal bir yaşamın tuzaklarından vazgeçer. Tokyo sokaklarında dolaşıp kutusunun iç duvarlarına çılgınca karalamalar yaparken, dışarıdaki dünyayı gördüğü ya da belki de hayal ettiği gibi tasvir eder. Karşılaştığı tipler arasında onu vurmaya kararlı gizemli bir tüfekçi, baştan çıkarıcı bir genç hemşire ve kendisi de kutu adam olmak isteyen bir doktordur. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Koreli yazar Sun Mi Hwang’ın Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk romanı, milyonlarca okuyucuyu büyülemesinin yanı sıra Güney Kore’ye de bir pencere açan evrensel bir eserdir. Filiz adında bir tavuğun öyküsü olan Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk, artık emir üzerine yumurtlamak ve tüm yumurtalarının pazara satılmaya götürülmesini izlemek istemez. Her Sabah çiftliğin kapısından geleceğine göz atar, özgürce dolaşan hayvanları izler ve vahşi doğaya kaçarak kendisi için bir yumurta yumurtlamanın hayalini kurar. Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk, ahırın geleneğe bağlı dünyasına başkaldıran cesur ruhlu bir kahramanın yer aldığı özgürlük, bireysellik ve annelik için bir masaldır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Endonezyalı yazar Eka Kurniawan’ın Güzellik Bir Yaradır adlı eseri; tarih, hiciv, aile trajedisi, efsane, mizah ve romantizmi mükemmel bir şekilde iç içe işleyen çok sesli bir romandır. Yirmi bir yıl önce ölmüş güzeller güzeli Endonezyalı bir fahişe olan Dewi Ayu’nun, dört kızı ve torunları ensest, cinayet, delilik ve kalp yarasından mustarip hayatlar yaşamaktadırlar. Müstehcen zekâsı ve destansı yönlere sahip halk hikayelerinden ve tüm gece süren gölge kuklası oyunları gibi yerel kaynaklardan yararlanan Kurniawan’ın kendine özgü sesi, çağdaş edebiyata tatlı ama kan donduran yeni bir şeyler getiriyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Avysturyalı oyun ve roman yazarı Elfriede Jelinek’in kaleme aldığı Aşık Kadınlar, pastoral bir Alp köyünde yer alan bir kadın iç çamaşırı fabrikasında geçmektedir. Brigitte ve Paula adlı fabrikada çalışan iki işçi, mutlu olmayı, rahat bir evde yaşamayı ve iyi bir adamla birlikte olmayı hayal eder ve konuşurlar. Bu beklentilerinin fabrikada çalışmak kadar zor bir şey olduğunun da farkındadırlar. Bu iki ayrı kadının iki ayrı yolda yürümelerini anlatan Aşık Kadınlar, güzellik, güvence, emek, evlilik, aşk, cinsellik gibi konuların kesiştiği o yerde dolaşan ve sözünü kesinlikle sakınmayan bir romandır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İngiliz yazar ve gazeteci Edward St. Aubyn’ın Patrick Melrose serisinin ilk kitabı olan Unut Gitsin, Melrose ailesi konukların gelişini beklerken beş yaşındaki Patrick’in tek bir gün içindeki yaşadıklarını anlatır. Zeki ve hayal gücü kuvvetli bir çocuk olan Patrick, babasının yakıcı zulmü ve zor durumdaki annesinin geride kalmasıyla her gün mücadele eder. Ancak özellikle bugün, dünyasını ikiye bölen eşi görülmemiş bir dehşete katlanmak zorundadır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Milan Kundera’nın modern Yunan nesrinin en büyük yazarı olarak tanımladığı Aleksandros Papadiamantis’in dönemin sosyal ve ekonomik şartlarının özellikle kadınlar üzerindeki etkisini gözler önüne seren eseridir Hadula: Bir Ada Öyküsü. Kitabın Tanıtımından: Hadula, yaşadığı adadaki dertlilerin kapısını çaldıkları yoksul bir kadındır. Şifalı bitkilerden hazırladığı ilaçlarla şifa dağıtır hastalara. Ve yaşlı Hadula, sonunda her şeyin kökeni olan bir soruna da çözüm bulur: Yaşamak sorununa. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İlk kez 1951 yılında yayınlanan Carson McCullers’ın Küskün Kahvenin Türküsü, aynı adlı bir kısa öykü de olmak üzere 7 ayrı kısa öyküden oluşan kitabıdır. Şaşırtıcı bir kavgayla sonuçlanan bir insan üçgeninin unutulmaz hikayesini anlatan Küskün Kahvenin Türküsü, okuyucuları, kafesi kasaba halkı için adeta bir toplanma yeri olarak hizmet veren güneyli bir kadın olan Bayan Amelia ile tanıştırıyor. Kitabın içinde yer alan diğer hikayelerin adları ise şunlardır: Harika Çocuk, Jokey, Madame Zilensky ile Finlandiya Kralı, Konuk, Bir Aile Sorunu ve Bir Ağaç, Bir Taş, Bir Bulut. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Kitabın Tanıtımından: Effia bir yangın gecesinde doğdu. Ormanda yayılan alevler hiç durmadan ilerledi ve yolundaki her şeyi yakıp geçti. Fakat Effia güçlüydü, annesi onu bırakıp kaçmış olsa da hayata tutunmayı başardı. Birkaç yıl sonra yakınlardaki bir köyde kardeşi Esi doğdu. Anne babasıyla birlikte bir süre sevgi dolu, mutlu bir yaşam sürdü. Ama bu iki kardeş birbirlerini hiç görmedi. Effia İngiliz bir valinin karısı oldu, Esi ise Amerika’ya köle olarak satıldı. Fakat onları birbirine bağlayan bir miras nesilleri ve yüzlerce yılı geride bırakarak en sonunda iki gence ulaştı: Marcus ve Marjorie. İkisinin de bildikleri, eski hikayelere ve efsanelere dayanıyordu. Yıllar önce kopan bağı tekrar bir araya getirdiklerinin farkında değillerdi ama geçmişi anlamadan geleceğe adım atamayacaklarını biliyorlardı. Tekrar gün yüzüne çıkmak için can atan hikâye denizde yarınlara doğru yol alan dalgalar misali hayat bulmayı bekliyordu. Gana doğumlu Amerikalı yazar Yaa Gyasi’nin kaleme aldığı ve ilk kez 2016 yılında yayınlanan Yalnız Ağaçların Şarkısı, Gana’da üç yüzyılın izini süren nefes kesici, duygusal bir romandır. Enfes dili, amansız kederi, yükselen güzelliği ile aileleri ve ulusları şekillendiren güçlerin anıtsal portresini olağanüstü bir şekilde ortaya koyan Yalnız Ağaçların Şarkısı, çağdaş kurguda ilerleyen yıllarda adını daha çok duyacağımız bir yazarı müjdeliyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Meksika doğumlu Kanadalı yazar Silvia Moreno Garcia’nın 2019 yılında yayınlanan romanı Yeşimin ve Gölgenin Tanrıları, Meksika folklorundan ilham alan ve türünün tek örneği bu peri masalında Maya ölüm tanrısının genç bir kadını yürek parçalayıcı, yaşamı değiştiren bir yolculuğa göndermesini anlatır. Caz Çağı’nın tüm hızıyla devam ettiği günlerde, Casiopea Tun zengin büyükbabasının evinin zeminin temizlemekle meşguldür. Yine de güney Meksika’da bu tozlu küçük kasabadan uzakta sadece kendisinin diyebileceği bir hayatın hayalini kurar. Ancak hayalini kurduğu bu hayat, büyükbabasının odasında tuhaf bir tahta kutu bulduğu güne kadar yıldızlar kadar uzak görünmektedir. Casiopea, bu tahta kutuyu açar ve tahtını hain kardeşinden kurtarmak için yardım isteyen Maya ölüm tanrısının ruhunu kazara serbest bırakır. Başarısızlık, Casiopea’nın ölümü anlamına gelirken başarısı ise onun hayallerine götürebilecektir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Alberto Manguel’in Bütün İnsanlar Yalancıdır isimli muhteşem bir şekilde işlenmiş bu hayal ürünü romanda, Jean-Luc Terradillos adında bir araştırmacı gazeteci, “Yalan Söylemeye Övgü” adlı başyapıtın yazarı, 30 sene önce Madrid’de intihar eden ve yaşadığı dönemde geleceği parlak görülen bir Güney Amerikalı yazar olan Alejandro Bevilacqua’nın hayatı hakkında araştırma yapmak için yazarı bilen veya bildiğini düşünen kişilerle röportaj yapar. Bevilacqua’ya yakın olan bu dört kişinin farklı sesleri ve gerçeğin bu edebi incelemesinin merkezinde yer alan Jean-Luc Terradillos’un farklı portreleri aracılığıyla, okuyucu nihai yargı gücünü elinde tutar. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Nathanael West’in eseri Bayan Yalnızkalpler, 30’ların başında New York’ta geçen kesinlikle öldürücü ve karanlık komik bir hikâyeyi anlatmaktadır. İsimsiz bir adam bir gazete tavsiyesi köşesi hazırlamakla görevlendirilir. Başlangıçta espri amaçlı olması gereken bu köşe, Çaresiz’in, Bıktım Her Şeyden’in, Boynu Bükük’ün, Veremli Kocanın İnançsız Karısı’nın bitmek bilmeyen dertleriyle dolup taşan mektuplarıyla şaka olmaktan çıkar ve Bayan Yalnızkalpler’in hayatı, kendisine gönderilen bu mektuplardan etkilenmeye başlar. Zaten sallantıda olan hayatı iyice çıkmaza girer. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.