Yaz ayları geldiğinde herkesin hayali genellikle aynı olur: Güneş, deniz, tatil… Ama işin garip yanı şu ki; hava sıcaklığı arttıkça sokakta homurdanan insanlar, trafikte klakson senfonileri ve ofiste birbirine terslenen mesai arkadaşları da artış gösterir. Peki neden? Sıcak havada sinirli hissetmemizin nedenleri neler? Güneşin keyfini çıkaracağımız yerde neden huysuzlanıyoruz? Gelin, sinirli ruh halimizin sıcak hava ile olan gizli bağlarını bilimsel bir gözle inceleyelim.
Beynimiz sıcak havada neden “overload” oluyor?
Beynimiz, vücudumuzun en hassas ve enerji tüketen organlarından biri. Normalde serin bir ortamda sorunsuz çalışırken, sıcaklıklar yükseldiğinde adeta bir bilgisayarın aşırı ısınması gibi performans düşüklüğü yaşayabiliyor.
Dr. Steven Allder’a göre, vücut aşırı ısındığında beynimiz temel bir hayatta kalma moduna geçiyor: “Vücut sıcaklığını dengelemeye odaklanıyorum, başka hiçbir şeyle ilgilenemem!” diyor. Bu da dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve hatta basit kararları almakta zorlanma gibi sonuçlara yol açıyor. Yani, ofiste klima bozuk ise çalışırken neden en basit Excel tablosunu bile düzgün okuyamadığınızı artık biliyorsunuz!
Beyin, vücudumuzun termostatıdır. Hava ısındıkça bu merkez yoğun bir enerji harcamaya başlar, çünkü tek hedefi var: Çekirdek sıcaklığımızı sabit tutmak
Bu mücadele sırasında, beynimizin diğer alanları, özellikle düşünme, karar verme ve duygusal düzenleme gibi işlemlerden sorumlu bölgeleri biraz ihmal ediliyor. Yani bir anlamda beynimiz “önce serinleyeyim, sonra düşünürüz” moduna geçiyor.
Bu sırada kısa süreli hafıza performansımız düşüyor, dikkat dağınıklığı artıyor ve basit kararlar bile karmaşık birer matematik problemine dönüşebiliyor. E tabii, böyle bir durumda biri gelip de çayınızın şekerini karıştırmayı unutursa… Sinirler zıplayabiliyor.
Beynin duyguları yöneten bölgesi olan amigdala, sıcak havalarda kendini adeta turbo moda alıyor. Normalde sizi “Bu duruma biraz sinirlendim” seviyesinde tutacak bir olay, sıcak altında “Bu ne biçim saygısızlık!” tepkisiyle karşılanabiliyor. Bunun nedeni, sıcaklığın amigdalayı daha hassas hale getirmesi ve duygusal eşiğin düşmesi.
Yani aslında dışarıdaki 35 derece, içinizdeki öfke termometresini de kaynatıyor
Bir bakmışsınız, klimanın kumandasını paylaşamadığınız bir dostunuzla tarihin en anlamsız tartışmasına girmişsiniz. Sıcak havalarda birinin size ters bir bakış atması bile aniden sinirinizi bozabilir. Araştırmalar, yüksek sıcaklıkların sinirlilik, öfke ve hatta saldırganlık seviyelerini artırdığını gösteriyor. Üstelik bunun için illa 40 dereceyi beklemeye gerek yok. Londra’da Mayıs ayında 28 dereceye ulaşan sıcaklıklar bile insanların daha gergin hissetmesine yetmiş.
Sıcak hava, uykuyu adeta torpilleyen bir etkiye sahip. Havanın serinlemediği gecelerde uykuya dalmak zorlaşıyor, gece boyunca sık sık uyanmalar baş gösteriyor ve sabahları daha yorgun, daha huzursuz kalkıyoruz. Uykusuz bir beyin ise bir fincan kahveyle çözülemeyecek kadar huysuz olabilir. Uyku yoksunluğu, yalnızca fiziksel yorgunluk değil, aynı zamanda duygusal kontrol mekanizmalarının da zayıflaması anlamına gelir. Kısacası, gece terden sırılsıklam uyanmakla başlayan süreç, gündüz sinir krizlerine kadar uzanabilir.
Vücut, sıcakla savaşırken enerji stoklarını hızlıca tüketir. Bu da beyinde farklı bir bölge olan prefrontal korteks üzerinde baskı oluşturur
Vücudunuz sıcakla mücadele ederken terlemek ve kan dolaşımını artırmak için ekstra enerji harcar. Bu da beyninizin normal işlevlerini sürdürmek için daha az kaynağı olduğu anlamına gelir. Dikkat dağılır, beyin “otomatik pilota” geçerek karar aşamasına geçer. Sonuç? En basit sorumluluklar bile ağır gelir, motivasyon düşer ve bu da ruh halinde ekstra bir dalgalanma yaratır. Yani sıcak havada sinirli hissetme ihtimalimiz artar.
Kendinizi hiçbir şey yapmak istemeyen, sadece serin bir yere kaçma planları kuran biri gibi hissediyorsanız… Yalnız değilsiniz. Bu tamamen biyolojik.
Hafif bir susuzluk bile sıcak havada sinirli hissetmenize eden olabilir. Beyin susuz kaldığı zaman, sinir hücreleri arasındaki iletişim yavaşlar ve bu durumda iletişim bozukluğu meydana gelir
Sonuç olarak, duygu yönetimi giderek zorlaşır. Yani bazen sinirli olmanızın nedeni aslında kahvaltıda eksik tuz değil, içmediğiniz o iki bardak sudur. Bir dahaki öfke patlamanızda kendinize şunu sormayı deneyin: “Yeterince su içtim mi acaba?”
Güneş ışığı aslında kötü bir şey değil. Bununla birlikte vücutta serotonin üretimi arttığı zaman ruh hali iyileşmeye başlar ve D vitamini seviyesi yükseldiği için daha enerjik olmak mümkündür. Ancak bu tarz olumlu etkiler, sıcaklığın daha dayanılabilir seviyelerde kaldığı zamanlar için geçerlidir.
Termometre 30’ları geçtiğinde, serotonin etkisi yerini ter, bunaltı ve sıkça duyulan “of yine çok sıcak” cümlelerine bırakır. Güneşli ancak serin bir gün, daha ideal bir ruh hal sağlarken, aşırı sıcaklar daha gerginleşmeye sebep olabilir.
Sıcak hava, bazı sağlık problemi olanlar için daha zordur
Örneğin multipl skleroz hastalarında ısı, sinir iletimini yavaşlatabilir. Epilepsi hastalarında sıcaklık ve susuzluk nöbet eşiğini düşürebilirken, migren hastalarında bu durum baş ağrısını tetikleyebilir. Bu kişilerin sıcak havalarda ekstra dikkatli olması gerekir çünkü sinir sistemleri termal stresle daha zor baş eder.
Genel olarak vücut zamanla ısıya alışabilir. Bu sürece ısı adaptasyonu denir. Terleme mekanizmaları gelişir, kalp-damar sistemi daha verimli çalışır ve sıcaklıkla başa çıkmak kolaylaşır. Ancak bu adaptasyon herkes için aynı hızda gerçekleşmez. Yaş, genel sağlık durumu ve alışık olunan iklim gibi faktörler bu süreci etkiler. Üstelik bu uyum, tamamen sinirliliği ortadan kaldırmaz, sadece bir nebze olsun kolaylaştırır.
Bu kadar negatif etkinin ardından, biraz da çözüm konuşalım. İlk olarak; sıcak havalarda bol su tüketmek gerekiyor
Sıcak saatlerde dışarıda olmaktan kaçınmak, açık renkli ve hafif kıyafetler giymek, mümkünse vantilatör veya klima kullanmak oldukça faydalı. Ayrıca öğünlerinizi hafif tutmak ve kaliteli uyku düzeni oluşturmak da zihinsel berraklık açısından kritik. Üstelik Güneş ışığı, serotonin (mutluluk hormonu) üretimini artırarak ruh halimizi iyileştirir. Ayrıca D vitamini sentezi sayesinde hem bağışıklık sistemimiz güçlenir hem de bilişsel fonksiyonlarımız desteklenir.
Ancak bu faydalar, sıcaklıkların aşırıya kaçmadığı durumlarda geçerli. Yoksa 40 derecede güneşlenirken mutlu olmaktan çok, kavrulduğunuzu düşünürsünüz! Kısacası, sinirlenmek istemiyorsanız: Gölgelik alan bulun, bir şişe su alın ve beyninize serin bir mola verin.
Sıcak havada sinirli olmamızın ardında yatan nedenler oldukça mantıklı: Beyin yavaşlıyor, duygular kontrol dışı kalıyor, uyku bozuluyor ve vücut kaynakları sınırlı hale geliyor. Yani sorun sizde değil, havada! Ama doğru önlemlerle, sıcak havada bile daha huzurlu bir zihin mümkün.