Orta okulda matematik sınavından kaç aldığınızı hatırlıyor musunuz? Hayır değil mi? Oysa amma dert etmiştiniz o sınavı. Armageddon gibi geliyordu o sınavın tarihi. Hani dünya yok olacaktı sanki. Peki son hafta girdiğiniz tüm toplantılar? Şimdiden aklınızda pek bir şey kalmadığına eminim. 2 yıl sonra hangisini hatırlayacaksınız ki? Ya da size önemli bir katkısı olacak mı? Karnelerinizi takdirle ya da teşekkürle almanız size bir şey kattı mı? Olan bitenin farkındasınız ve bu saçma sistemden ayrılmak istiyorsunuz.
Dünya harika bir gezegen ve nereye giderseniz gidin orada keşfedilmeyi bekleyen harika şeyler var. Yeni deneyimler ve maceralar sizi bekliyor. Oysa siz kaç senedir Mecidiyeköy’de bir ofiste hayatlarını eften püften şeyleri dert ederek ve bunları dünyanın en önemli meseleleri gibi görerek birbirini ezen insanlarla çalışıyorsunuz. Aslında bi Hattori Hanzo kılıcınız olsa hepsini kıyım kıyım kesersiniz de… Olmuyor. Ama kaçasınız var. En azından hayatınızın bir süresini toplumun beklentileri ya da gelecek kaygısı gütmeden yaşamak ve insan olduğunuzu hatırlamak istiyorsunuz. Sadece Mecidiyeköy’den uzaklaşma fikri bile yeterince çekici geliyor.
Arkadaşlarınız ofiste Facebook kurcalarken siz boş vaktinizde çeşitli yol filmleri indirdiniz, geceleri bunları izleyip üstüne daha önce yapılmış dünya turu projelerini incelediniz. (bkz: önceki yazılar) Şimdiyse o büyük an geldi. Yıllardır aklınızda olan ama bir türlü cesaret bulamadığınız o büyük yolculuk için her zamankinden daha hazır hissediyorsunuz kendinizi. Evet ama böyle bir yolculuğa yıllık izinlerinizde gittiğiniz Çeşme tatili gibi hazırlanılmaz ki. O yüzden size bu listeyi hazırladık. Seyahate çıkacaklar için tavsiyeler hem de işin uzmanından, çünkü dünya harika bir yer. Buyrunuz, yola çıkmadan şöyle bir bakın ve gerisini akışına bırakın diye…
1- Kendinizi hazırlayın
İngilizce “Travel” Fransızcadaki “Travail” kelimesinden türemiştir. Ve Fransızca’da bu kelime “çok sıkı çalışmak” anlamına gelir. Şimdi öyle bembeyaz kumlarda coconot suyu içtiğiniz görselleri bi kenara bırakın. Onlarda olacak ama yolda olmanın ana fikri o fotoğraf karesi değil.
Yoldayken konfor alanınızda olmayacaksınız ve her şey size yeni olacak. Bu her şeyin yeni olması fikri kulağa çok heyecan verici gelse de zor olan kısmı da tam olarak bu. Sürekli olarak yeni kurallara, yeni bir sisteme, yeni isimlere, yeni bir yastığa, para birimine, arkadaşlara ve düzene sahip olacaksınız. Hepsini yeniden yeniden öğrenene kadar başınıza türlü türlü işler gelecek ve tüm bunlar da sizi geliştiren ve çok daha güçlü yapan bir eğitim paketi olacak.
Başınıza gelen ilk iki olaydan sonra eve dönmemek için buradan ve şu anki konumunuzdan gerçekten nefret ediyor olmanız yararlı olacaktır. Çünkü yol gerçekten sıkı bir eğitimdir. Hem kafa hem de fiziken buna hazır olmak önemli.
2- Bir B planı yapın
Nasıl bir yolculuğa çıkıyorsun? Paran var ve sadece gezeceksin? Paran yok ve hem çalışıp hem gezmen gerek? Ya da ikisi arası bir şey? Hangisi olursa olsun yolda tutunabilmek için yedek planların olmalı. Yenilikler farklı zorlukları da beraberinde getirir. Bir önceki ülkede işleyen şeyler yeni yerde işlemeyebilir. Bu sayede yol seni devamlı anlık durumlara adapte olman için zorlayacak.
Nasıl bir sistemle seyahat ediyor olursanız olun. O sistemde bir sorun yaşandığı zaman anı kurtaracak bir yedek plan hep aklınızda olmalı. Hızlı B planları üretebilmek ve bir şekilde sakin kalıp hayatta kalmayı başarıp zorlukları savuşturabilmek gerçek bir gezginin ana özelliğidir. Bunu yapamayacak arkadaşlar tur şirketlerine doğru yola çıksın.
3- Hafif olun
Çanta hazırlamak üzerine başlı başına bir liste bile yapılabilir ancak ilk vereceğimiz tavsiye şu: Mümkün olan en az ve gerçekten ihtiyaç duyacağınız şeyleri koyacak biçimde çantanızı yapın. Yaptınız mı? Tamam şimdi onun yarısını boşaltın. İşte şimdi oldu.
Hafif seyahat etmek önemlidir. Kırılgan ve hayati olmayan şeyleri en önden eleyin. MP3 çalar, güneş gözlüğü, tıraş takımı gibi şeyleri boşverin. Telefonunuz mp3 çalıyorsa, güneş sizi kör etmeyecekse, azcık sakaldan da zeval gelmeyeceğine göre bunlar yerine çantaya 2 çorap daha atmanız çok daha yerinde bir karar olur. Ufak da olsa bir laptop ve en güçlüsünden olmasa da bir akıllı telefon yolda çok işinize yarayabilir. Yol bulmaktan, lokal insanlarla ucuz iletişim kurmaya, sosyal medya ya da blog tutmaktan, biletleri almaya kadar çok konuda hayatınızı kolaylaştıracaktır.
Bunlar dışında bir çift ayakkabı, 4 t-shirt ve 2 kot sizi hayatta tutacaktır. Evden eşya götürmektense yanınıza daha çok para almanız daha akıllıca bir seçim olacaktır. (Eğer Antartika ya da bir dağın tepesine gitmiyorsanız) Dünyanın bir çok noktasında çok uygun fiyata harika şeyler göreceksiniz ve çantanızı doldurmak yerine oradan bunları alıp lokal giyinmek daha akıllıca bir seçim olacaktır. Ve inanın burada olup orada olmayan pek bir şey yok. Dolayısıyla eşya taşımaya gerek de yok. Giysileri katlamak yerine rulo yapmak yer kazandırabilir. Beyaz kıyafet almayın. Tercihiniz koyu renkler olsun. Çok beğendiğiniz ya da eskitmek istemediğiniz bir kıyafeti yanınıza almayın. Sırt çantanızda kağıt mendil ya da tuvalet kağıdı olması yararlı olabilir.
4- Kapalıçarşı’ya gidin
Sizi buraya göndermemizin 2 nedeni var. Biri dünyanın bir çok noktasında buraya benzer yerler olması ve gene dünyanın hemen hemen her yerinde inanılmaz pazarlıklar dönmesi. Kapalıçarşı’da kazıklanıp duran turistlerin hikayesini biliyorsunuz. Çok yakında onlardan biri olabilirsiniz. Bunu engellemek için sıkı pazarlık yapmayı öğrenmeniz gerek. Çin, Vietnam gibi ülkelerde söylenen fiyatın üçte birine kadar fiyat indirmeniz gerek. Kapalıçarşı bu yönünüzü geliştirmek için iyi bir pratik olacaktır.
5- Nazarı kullanın
Kapalıçarşı’ya gelmek için ikinci nedeniniz ise buradan ufak tefek “Buz kırıcı” objeler almak. Buz kırıcı objelerden kastımız insanlarla iletişiminizi hızlandıracak ufak şeyler. Magnetler, nazar boncukları, anahtarlıklar. Türk lokumu, bir şişe rakı vb…
Örneğin benim durumumda (gittiğim yerlerde kısa süreli çalışarak para da kazandığım oluyor), reklam ajanslarında insanlarla hemen kaynaşmak için Türk kahvesi, rakı, lokum gibi şeyler çok faydalı oluyordu. Bir keresinde Hindistan’da hasta olmuştum ve doktora tasarım yaparak gezmeye çalışan çılgın bir tasarımcı olduğumu, paramın olmadığını ama çantamda ona verebileceğim büyük bir nazar boncuğu olduğunu söyledim. Bunu muayenehanesine asarsa hastalarının iyi olacağını, kötü ve negatif enerjinin kaçacağını ve dükkanına bereket getireceğini söyledim. Hintli doktor bunun üzerine beni nazar boncuğu karşılığında tedavi etti. Yani yanınızda bir hatta birkaç nazar boncuğu taşıyın. Nazara inanmasanız bile. 🙂
6- Plan, program ve araştırma yapın
En gelişigüzel yolculuk bile aslında büyük bir planlama eseridir. Hangi ülke vize istiyor ve koşulları nelerdir? Hangi ülkeye giriş için hangi aşıları olmam şart? Yola çıkmadan bunları araştırıp gerekli kağıt işlerini yaparsanız yolda başınızı diplomatik sorunlarla ağrıtmamış olursunuz.
Size tavsiyemiz gerekli tüm aşıları yola çıkmadan kendi ülkenizde olmanız ve aşı karnenizi yanınızda taşımanızdır. Bazı ülkelerin seferleri bu aşıları olduğunuza dair kanıt isteyebiliyor. Hatta diş hekiminize yola çıkmadan bir görünmeniz çok şey kazandırabilir. Bunun dışında Avrupa ülkeleri ve Amerika’yı boşverin. Olabildiğince vizesiz ülkeler üzerinden rota çizmeye gayret edin. Üstelik ne Amerika ne de Avrupa sizi tokatlayacak çok farklı bir kültüre sahip değiller. Buralar global düzene bağlı olarak daha çok birbirine benzeyen şehirler ve ülkeler haline geliyorlar. Dünyanın asıl güzellikleriyse daha farklı yerel kültüre sahip olan, AVM’leri ya da gökdelenleriyle değil doğal güzellikleriyle ve sıcak insanlarıyla sizi kucaklayacak yerler.
Asya’nın ve Güney Amerika’nın büyük bölümü Türk pasaportu sahiplerinden vize istemiyor. Birbirinden farklı ve şahane bu ülkeler varken hem para birimi pahalı olan hem de ülkeye girebilmeniz için 7 ceddinizin dökümünü isteyen ya da Japonya, Norveç vb. çok pahalı ülkeleri şimdilik es geçin. En azından sona bırakın. Hindistan’ı deneyin. Tayland’ın güzel doğasında kaybolun ya da Vietnam’da dünyanın en ucuz birasının tadına varın. (Sudan ucuz. Cidden)
Eğer gideceğiniz yerlerde uzun kalmak ve lokal insanlarla çalışıp iş yapma planınız varsa rehber kitapları ya da internet araştırmalarını es geçebilirsiniz. Yolda en güzel rehber lokal insanlardır. Yola biriyle çıkıyorsanız ve o ülkede kısa süreniz varsa Lonely Planet gibi rehber kitapların çok yardımı dokunabilir. Kitap taşımayı istemiyorum diyenler çantanıza koydurduğumuz ufak laptop’u açsın.
7- Türk olun
Hemen hemen her durumu hackleyerek büyük kar elde edebilirsiniz. Çantanızda rehbet kitaplar taşıyıp onlara para vermektense kütüphaneleri ya da kitapçıları kullanın, ilginizi çeken sayfaların fotoğraflarını cep telefonunuzla çekin, Couch surfing kullanın ve güven verici bir hesaba sahip olun. Otostop çekerek uzun mesafeleri 5 kuruş ödemeden kat edebilir ve arkadanızda ilginç anılar bırakabilirsiniz.
Freelance işleriniz ya da genel mail kontrolü için fast food restoranları ya da kahve dükkanlarındaki wi-fi bağlantıları kullanın. Tac Mahal’e girmek normalde epey pahalı bir olay. Cuma günleriyse Müslümanlara ücretsiz. Parayı bilete bayılacağınıza bir kaç kıyafetle işi çözebilirsiniz ve kıyafetler de yanınıza kar kalır.
Akşam gideceğiniz ev partisine girmeden kapı önünde check in yapıp orada olan insanların isimlerini öğrenebilir, güzel kızlar arasından hedef belirleyip tanışma esnasında adıyla seslenerek geceyi hackleyebilirsiniz.
Havada logo tasarlayacağınızı söyleyip bedava skydiving yapmanız da mümkün. Bankaların seyahat kartlarını kullanarak döviz bürolarının aldığı komisyondan ya da paranızın çalınma riskinden de kurtulmanız mümkün.
Yanınızda bir kaç yüz dolar acil durum parası bulundurun ama onun dışında havuzunuzu banka kartında tutmak daha yararlı olacaktır. Her ülkenin yabancıları keklemek üzerine çeşitli oyunları oluyor. Bir takım çeteler ya da taksiciler her zaman tehdit oluşturabilir. Ülkeye varmadan bunlar üstüne hızlı bir araştırma yaparak kendinizi sağlama alın. Taksimetre kullanılmayan bir ülkedeyseniz araca binmeden pazarlık yapın ve fiyatta anlaşıp öyle devam edin.
Telefonunuzun sim kilidini kırdırın. Gittiğiniz ülkede 1 haftadan uzun kalacaksanız lokal ve kontorlü bir hat almanız doğru bir hareket olur. Böylece iletişim masraflarınızı büyük oranda azaltmış olursunuz. Süper ucuz biletleri almak için belirli saat ve günleri tercih edin ve bileti olabildiğince erken almaya bakın. Rotanıza uyuyorsa Easyjet ve Ryanair gibi süper ucuz şirketleri tercih etmeye çalışın. Tren ve otobüs seçenekleri uçaktan her zaman daha hesaplıdır hem koltukta uyumayı öğrenirseniz geceyi bedava geçirmenizi sağlar.
Almanya’ya gidecekseniz Schengen vizenizi Almanya konsolosluğundan değil kolay vize veren İtalya konsolosluğundan alın. Sonuçta o vizeyle Avrupa’da heryere gidebilirsiniz. Etrafta dolaşmak ama çantanızı taşımak istemiyorsanız müzelerdeki kilitli dolaplara koyabilirsiniz. Temiz bir duş almak istiyorsanız lüks otellere girip tuvaleti kullanabilir miyim diye sorun. Genellikle olumlu cevap alırsınız. Çaktırmadan hamam’ı da aradan çıkarabilirsiniz. Eğer kadınsanız makyajınızı eczanelerde ve alışveriş merkezlerinde ürün tanıtımı yapan kızlara ücretsiz yaptırabilirsiniz. Eğer hurma gibi görünen bir bunak değilseniz kendinize bir öğrenci kartı Photoshoplayın. Yolda öğrenci indirimleriyle bir servet kurtarabilirsiniz.
Mutlaka iyi bir hikayeniz olsun. Hikayeniz iyiyse ortamlarda beleşe daha çok içki içersiniz. Dünyayı parasız gezen tasarımcının hikayesi bana çok az hesap ödetmiştir. Bol bol sokak yemeği yiyin. Hem ucuz hem de yereldir. Sadece zehirlenmemeye çalışın. Yurtdışında bir başınıza hastalanmak başınıza gelebilecek en kötü şeydir. Şişe suyu için hatta dişlerinizi bile içme suyu kullanarak fırçalayın. Her gittiğiniz ülkede oranın soğanından yiyerek bağışıklık sisteminizi oradaki bakterilere karşı hazırlayabilirsiniz.
8-Evi hazırlayın
Uzun süre kaybolacaksanız evi kiraya verebilir ve yolda kendinize gelir elde edebilirsiniz. Böyle bir opsiyonunuz yoksa bile evi gidişinize hazırlamanız gerek. Belli ki uzun süre evde olmayacaksınız. O zaman değerli eşyalarınızı annenize taşımak gerekebilir. Evcil hayvan ya da bitkilerinize bakması için güvendiğiniz bir dostunuza anahtar bırakabilirsiniz.
Aracınız varsa satın ya da düzenli olarak kullanabilecek bir arkadaşınıza anahtar verin. Hatta internetinizi, dijital tv ve elektirik, su, doğal gaz gibi hizmetleri üstünüzden çıkarmanız gerekebilir. Bunun için zamanınız yoksa notere gidip ailenizden birine vekalet vermeniz gerekiyor. Bunu yapmamış olursanız gittiğiniz yerde 1 gün konsolosluklarda sürünebilirsiniz. O yüzden bu bilginin değerini bilin. Pasaport, kimlik, sağlık sigortası, ehliyet vb. önemli dökümanların dijital kopyalarını laptopunuzda ya da cebinizde bir flash diskte taşıyın.
9- Sosyal medya ve blog kullanın
Eğer bunu iyi yapar ve yaratıcı bir fikir ve konsept ile birleştirirseniz bu turu parasız yapacak bir hale dönüştürebilirsiniz. Dünyada farklı konseptlerle turlayan bir çok örnek var. Herkesin kendine has farklı bir sistemi var. Sörf markalarını kendine sponsor alan bir sporcu dünyadaki tüm sörf noktalarını bir bir gezebiliyor; Ya da bir motosiklet markasıyla anlaşan biri motor ve bazı ihtiyaçlarını bedavaya getirerek büyük bir yolculuğa çıkabiliyor. Kimi tekneyle okyanus geçiyor kimi tasarımla hayatta kalıyor. Sadece kendi sisteminizi yaratmanız ve bunu iyi sunabilmeniz önemli. İyi fotoğraf çekebilmek, güzel videolar kurgulayabilmek ve aktif sosyal medya kullanımı ve her gün içerik üretmek gibi yoğun bir iş yükü gerektirse de gülü seven dikenine katlanır.
10- En kötüsüne hazır olun
Ülkenizde başınıza gelmiş talihsiz olaylar olabilir. Bazen her şey üstüste geliyor biliyoruz. Ama size bir haberimiz var. Bugüne kadar dert edindiğiniz şeylere suratınızda Bruce Willis tebessümüyle güleceksiniz bu yolculuktan sonra.
Kendi konfor alanınızda sorun olan ve sizi korkutan, üzen şeyler aslında birer balonmuş. Yola çıkınca çok zor anlar gelecek. Bu işin bir parçası. Şansla da ilgisi yok bunun. Mutlaka olacak yani. hem de defalarca olacak. Buna hazır olun. Eve dönmek yok. Bunu kafanıza sokun. Çünkü ertesi gün her şey gene “muhteşemli” olacak. Söz veriyorum. Bana güvenin.