Müzik dünyasıyla veya seri katillerin hayatlarıyla yakından ilgili değilseniz -ki neden seri katillerin hayatlarıyla yakından ilgili olasınız- “Hangi manyak, bir seri katilin onuruna şarkı yapar!?” diye isyan ediyor olabilirsiniz. Fakat listeye aldığımız 17 şarkı, buzdağının yalnızca görünen kısmı. Dünya tarihinin en vahşi katilleri için yazılmış yüzlerce şarkı var.
Seri katillerin hayatlarından uyarlanan filmler, onlar için yapılan şarkılar elbette insanın ne kadar vahşileşebileceği, insan doğasının “insanlık” diye tanımladığımız olumlu kavramdan ne kadar sapabileceği üzerine düşünülüp yaratılıyor. Yoksa birtakım ruh sağlığı bozuk seri katil hayranlarını hariç tutarsak, neyse ki hâlâ seri cinayet işleyen manyakların övülecek bir yanının olmadığı konusunda dünyaca hemfikir sayılırız.
Going Going Gone – Exodus / Richard Ramirez
Amerika’nın ünlü thrash metal gruplarından Exodus’un 2005 yılında çıkardığı Shovel Headed Kill Machine albümünde (albümün ismi bile sakat) yer alan Going Going Gone şarkısı, seri katil, tecavüzcü ve soyguncu Richard Ramirez için yazılmış. Seksenli yıllarda önce Los Angeles, ardından San Francisco’da gerçekleştirdiği ev saldırılarıyla adını duyuran Ramirez’e medya tarafından “Gece Avcısı” yakıştırması yapılıyordu. Tabanca, bıçak, pala, levye gibi birbiriyle ilgisiz çok sayıda silah kullanan Gece Avcısı, ne yakalandığında ne de 13 kere idam cezası kesinleştiğinde herhangi bir pişmanlık göstermedi. Buna karşın sağlıklı bir hayat geçirdi ve 53 yaşında kanserden ölecek kadar uzun yaşadı.
Charles Joseph Whitman – Deathday Party / Charles Whitman
2008 yılında Kaliforniya’da Deathday ismiyle kurulan ve bilahare Deathday Party ismini alan deneysel post-punk grubu da aynı gün içinde 18 kişiyi öldürerek kendi çapında bir katliama imza atan Amerikalı mühendislik öğrencisi Charles Whitman için bir şarkı yapmış. Ne sebeple yaptıklarını bilemesek de, eski bir deniz piyadesi olan Whitman’ın 1966 yılı 1 Ağustos sabahında karısı ve annesini, ardından Texas Üniversitesi’nde bir buçuk saat içinde 16 kişiyi öldürüp 32 kişiyi yaraladığını biliyoruz. Ve kendisini hiç ama hiç hayırla yâd etmiyoruz.
Insane in the Brain – Cypress Hill / David Berkowitz
Cypress Hill, Amerika’nın ilk Hispanik hip-hop gruplarından biri. Dünya çapında 18 milyon albüm satış rakamına ulaşmış bir hayli popüler bir grup aynı zamanda. David Berkowitz için yaptıkları Insane in the Brain parçaları da en bilinen şarkılarından biri. Peki kimdir bu David Berkowitz? “Sam’in Oğlu” ve “44 Kalibrelik Katil” lakaplarıyla da anılan Berkowitz, 1976-77 yılları arasında New York sokaklarında 44 kalibrelik tabancısıyla 6 kişiyi öldürdü, 7 kişiyi de yaraladı. Yakalanmadan önce şehirde yarattığı korku ve terör her saldırısında giderek büyürken polise ve gazetelere bir mektup yollayıp “Ben bir canavarım. Ben Sam’in oğluyum. Avlanmayı, etrafta dolaşıp kendime güzel bir oyun aramayı seviyorum. En çok da kadın avlarımı…” diyen bu manyak, yakalandığında klasik deli savunmasıyla şeytanın emirlerine itaat ettiğini söyledi. Neyse ki mahkeme bu bayat numarayı yutmadı ve Sam’in Oğlu’nu cinayetten mahkûm etti. Öte yandan kendisine Sam’in Oğlu ismini takmasının nedeni de aslında epeyce kafayı kırmış olduğunu kanıtlıyor: Sam isimli komşusunun “şeytan tarafından ele geçirilmiş” köpeğinden alıyormuş öldürme emirlerini adam. Köpeğinden, evet.
Jack the Ripper – Motörhead / Karındeşen Jack
Tüm zamanların en sansasyonel rock gruplarından biri olan Motörhead’in Jack the Ripper parçası adından da anlaşılacağı üzere Karındeşen Jack için yazılmış. 19. yüzyılın sonlarında Londra sokaklarında çalışan hayat kadınlarına saldırmasıyla nam salmış ve kim olduğu hiçbir zaman bulunamamış Karındeşen Jack, sanılanın aksine tarihin en korkunç seri katillerinden biri değil. Her ne kadar cinayet yönteminin yoğun vahşet içeriğiyle lakabının hakkını veriyor olsa da, onun yaptığı öne sürülen yalnızca beş cinayet vardır. (“Yalnızca” tabii ki listedeki diğer seri katillerle karşılaştırılmak için kullanıldı. Yoksa “5 cinayet az” demiyoruz elbette.)
Jack the Ripper – Nick Cave and the Bad Seeds / Karındeşen Jack
https://www.youtube.com/watch?v=bgJVhMEUVoc&feature=youtu.be
Bir başka Karındeşen Jack şarkısı da Nick Cave and the Bad Seeds’den geliyor. Şarkıdaki o müthiş gerilim hissini Nick Cave’den başka kim verebilirdi ki zaten?
Revolution Blues – Neil Young / Charles Manson
Kurbanları arasında ünlü yönetmen Roman Polanski’nin hamile eşinin de bulunduğu ve kurduğu “Manson Ailesi” tarikatının en az 35 kişiyi öldürdüğü tahmin edilen Charles Manson’ı bilmeyen yoktur herhalde. Manson katil olmadan önce kariyerini müzisyen olarak sürdürüyordu. Bu vesileyle de 1968 yılında Neil Young’la tanışmışlar ve Young, 1974 yılında çıkardığı albümde Manson hakkındaki Revolution Blues isimli şarkısına da yer vermiş.
Bind Torture Kill – Suffocation / Dennis Rader
https://www.youtube.com/watch?v=SjNNmuQvsVc
1974-1991 yılları arasında 10 kişiyi öldüren Dennis Rader, BTK katili olarak biliniyor. Bind-Torture-Kill (bağla, işkence yap, öldür) kelimelerinin kısaltması olan BTK katilin imzası olarak biliniyor. New York kökenli death metal grubu Suffocation’ın Bind Torture Kill isimli şarkısına “ilham veren” de bu katilin imzası olmuş. Olmasa da olurmuş dediğinizi duyar gibiyiz.
Angel of Death – Slayer / Josef Mengele
https://www.youtube.com/watch?v=DgASEyey_KQ
Sıradaki katilimiz, Ölüm Meleği (Angel of Death) olarak tanınan Dr. Josef Mengele. Şarkımız da dünyanın en ünlü thrash metal gruplarından biri olan Slayer’a ait: Angel of Death. Bir nazi subayı olan Mengele, II. Dünya Savaşı sırasında insanlar üzerine yaptığı çoğunlukla ölümcül ve bilimsel olmayan deneylerle tanınıyor. Savaş sonunda pek çok Nazi subayı gibi Güney Amerika’ya kaçmayı başaran 67 yaşına kadar Brezilya’da yaşayan Josef Mengele, 2 milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor.
You’re Dying To Be With Me – Macabre / Dennis Nilsen
https://www.youtube.com/watch?v=fYR0q6kCKCY
Ilinoisli thrash, death ve grindcore grubu Macabre ise İngiliz seri katil ve nekrofil Dennis Nilsen için bir şarkı yapmış. Londra’da 1978-1983 yılları arasında en az 12 kişiyi öldürüldüğü sanılan Nilsen, ancak altı cinayet ve iki cinayet teşebbüsünden hüküm giydi. Cesetleri parçalara ayırıp yakarak yok etmeden önce kurbanlarını temizleyip giydirmesiyle bilinen Dennis Nilsen, halen Yorkshire’da yüksek güvenlikli bir hapishanede tutuluyor.
Soul Sacrifice – Santana / Zodiac Killer
Dünyanın en ünlü Latin müziği gruplarından biri olan Santana, ilginç bir şekilde müzik dünyasına ismini Zodiac için yaptığı şarkıyla aynı ismi taşıyan albümlerini 1969’da Woodstock sahnesinde çalarak duyurdu. Hepimizin en azından birkaç tanesine aşina olduğu diziye dahi konu olmaya başarmış Zodiac için şarkılar yazılmasına şaşırmak pek de mümkün değil aslında. Gazetelere yazdığı mektuplar yoluyla toplam 37 cinayeti üstlenmiş olan Zodiac’ın kanıtlanabilen kurban sayısı ise yedi. Ve bunların ikisi hayatta kalmayı başaranlar. Medya kavramının bugünkünden çok uzakta olduğu 60’lı yıllarda yaşamış olmasına rağmen o dönemin dünyasında ismini bu kadar duyurmuş olması ve hem polisi hem de gazeteleri parmağında oynatması Zodiac’ın en büyük başarısıdır herhalde.
Godspeed on the Devil’s Thunder – Cradle of Filth / Gilles de Rais
https://www.youtube.com/watch?v=gmcQ3IQclAU
Sıradaki seri katil içinse bir şarkı değil koca bir albüm yapıldı! Hem de Türkiye’de de epeyce bir hayran kitlesi bulunan İngiliz metal grubu Cradle of Filth tarafından. Adına şarkılar, albümler yapılan bu talihli katil, bir Fransız şövalyesi ve komutanı. Fransız kadın kahraman ve Katolik Kilisesi azizesi Jeanne d’Arc’la aynı dönemde Fransız ordusunda bulunan bu zat, kötü şöhretini, sayısı kesin olmamakla birlikte çok sayıda olduğu kesin olan çocuk tecavüzü ve cinayetlerine borçlu. Gilles de Rais 1440 yılında Nantes’da idam edildi.
Richard Speck – Wesley Willis / Richard Speck
1989 yılında şizofreni teşhisi konulan ve 2003 yılında hayatını kaybeden müzisyen Wesley Willis, endüstriyel müzik piyasasının dışında, underground müzik dünyasında çalışmalar yaptı. Adına şarkı yazdığı seri katil ise, Chicago’da bir devlet hastanesinde çalışan altı hemşireye sistematik olarak işkence ve tecavüz ederek öldürmüş olan Richard Speck. Yargılamada ölüm cezası alan Speck, jüri seçiminde bir hata olduğu gerekçesiyle cezası infaz edilmeden 25 yıl cezaevinde kaldıktan sonra doğal nedenlerle öldü.
Axeman of New Orleans – The Tombstones / Axeman of New Orleans
Kurbanlarını genellikle de kendilerine ait olan baltalarla öldürdüğü için Axeman lakabıyla anılan ve 1918-19 yıllarında Louisiana ve New Orleans’da 12 kişiyi öldürdüğü sanılan bu katilin gerçek kimliği bilinmiyor. Baltalı katilin öldürdüğü kişilerin çoğunun İtalyan-Amerikanlar olması, cinayetlerin ırkçı bir motivasyonla işlenmiş olabileceği şüphesini doğuruyor olsa da, o yıllarda özellikle de ABD’nin o bölgesinde kriminoloji bilimi pek gelişmiş olmadığından çok fazla üzerinde durulmamış. Katilin lakabıyla aynı isme sahip şarkıyı yapan ise Amerikalı rock grubu The Tombstones.
Stay Wide Awake – Eminem / Ted Bundy
Sırada tarihin gördüğü en dehşetengiz seri katillerden biri olan Ted Bundy var. Yakışıklı ve karizmatik bir figür olan Bundy, bu özellikleriyle genç kadınları kandırıp kaçırıyor, tecavüz edip öldürdükten sonra tekrar tecavüz ediyordu. 70’li yıllarda Amerika’da terör estiren Ted Bundy, işlediği cinayetleri 10 yılı aşkın bir süre inkâr ettikten sonra infazından kısa süre önce yedi eyalette tam 30 kadını öldürdüğünü itiraf etti. Gerçek rakamın bunun çok daha üzerinde olabileceği sanılıyor ama kesin bir bilgiye hiçbir zaman ulaşılamadı. Stay Wide Awake şarkısı ise ABD’nin en ünlü beyaz hiphopçısı Eminem imzasını taşıyor.
Dirty Frank – Pearl Jam / Jeffrey Dahmer
90’ların en ünlü rock gruplarından Pearl Jam’in Dirty Frank şarkısı Jeffrey Dahmer hakkında. 1978-1991 yılları arasında 17 erkek ve çocuğa tecavüz ettiği, canlı haldeyken uzuvlarını kestiği ve öldürdüğü bilinen Dahmer’in kurbanlarına öldükten sonra da tecavüz etme ve bir kısmını yeme gibi birbirinden kötü bir dizi başka suçu daha bulunuyor. Borderline kişilik bozukluğu teşhisi konulan Jeffrey Dahmer mahkeme jürisi tarafından akıl sağlığı yerinde bulundu ve 15 kez ömür boyu hapse mahkûm edildi. 1992’deki mahkûmiyetinden yalnızca iki yıl sonra ise cezaevinde bir başka mahkûm tarafından dövülerek öldürüldü.
Addicted to Vaginal Skin – Cannibal Corpse / Ed Gein
New York çıkışlı ünlü death metal grubu Cannibal Corpse’un Addicted to Vaginal Skin şarkısı ise Ed Gein hakkında. Amerikan popüler kültüründe en çok yer edinmiş seri katillerden biri olan Ed Gein’in aslında bilinen ve itiraf ettiği yalnızca iki cinayeti bulunuyor. Aynı zamanda bir mezar yağmacısı olan ve mezarlardan çaldığı ceset parçalarını ve kemikleri evinin dekorasyonunda kullanan Gein, akıl sağlığı yerinde bulunmadığı gerekçesiyle hapishane yerine akıl hastanesi gönderildi. Bir dizi farklı hastane gezen Gein nihayet 1984 yılında karaciğer yetmezliğinden Mendota Akıl Hastanesi’nde öldü.
Bathe in Blood – Evile / Elizabeth Bathory
Listemizin sonunda yine tarihten bir karakter var, üstelik bu kez bir kadın. 1569-1614 yılları arasında yaşamış Elizabeth Bathory, Macar Krallığı’nın en ünlü soylu ailelerinden birine mensuptu. İşlediği cinayetlerin sayısı kesin olarak bilinmemekle birlikte 650 cinayetten yargılandı. Çoğu genç kızlardan oluşan kurbanların kanlarıyla banyo yaptığına dair hikâyeler vardır. Aynı zamanda Bram Stoker’ın Drakula karakterini yaratırken Kazıklı Voyvoda Vlad’dan sonra en çok Elizabeth Bathory’den etkilendiği sanılmaktadır. Tarihin gördüğü en büyük psikopatlardan biri olan Bathory hakkında yazılmış Bathe in Blood şarkısı ise İngiliz thrash grubu Evile’ye ait.