Sevişmek, bir ibadet midir? Kimimize göre öyle. Dünyanın önemli bir kısmında sevişmek, hayatın dengeli, kaliteli ve uyum içinde yaşanabilmesi için olmazsa olmaz bir koşul. Çok yakın ve çok özel ilişkilerin neredeyse yüzde 60’ı, kişiler arasındaki karşılıklı cinsel elektriğin uyumuna bağlıdır desek abartmış olmayız. Ama bu uyum olmazsa, ilişkilerin tamamı yürümez de diyemeyiz elbette ki. Çünkü geri kalan yüzde 40, cinsellik olmadan da saygı, sevgi, anlayış ve hoşgörü üzerine kurulur. Ama yaşanan cinselliğin içinde de bunlar zaten ayrıca mevcuttur ve olmalıdır da…
Bundan en az 2000 yıl önce, Çinli Taocu hekimler, sevişme ve cinsellik konusunda kolay anlaşılır açıklayıcı kitaplar yazmışlar. Bu hekimler, şehvet düşkünü olmadıkları gibi, kendilerini aşırı denetim altında tutan sofu insanlar da değillerdi. Onlar hem kadın hem de erkek için sevişmeyi, beden ve ruh sağlığı açısından zorunlu bir eylem olarak görüyorlardı ve bu bakımdan cinsellikte elde edilmiş deneyimlere ve becerilere büyük önem veriyorlardı. Onlara göre; bir insanın sevişme iştahını ve gücünü artıracak her şeye izin vardı. Taocu hekimler, sevişmeyi doğal düzenin ayrılmaz bir parçası olarak kabul etmişlerdi. Bu yüzden de insanların sevişmek konusundaki bilgi ve becerilerini artırmak adına pek çok yöntem geliştirdiler. Taocu seks yöntemlerinin, zevk veren, hoşa giden eylemler olmasının yanısıra, sağlıklı ve uzun ömürlü olmak açısından da ne derece önemli olduğu bugün bilimsel olarak da inceleme ve araştırma konusu. Aşağıda geçmişten günümüze, standartların dışında yahut üzerinde diyebileceğimiz bir kaç seks felsefesini bulacaksınız.
1. Erkek Kontinansı
Hristiyanlığı bambaşka bir bakış açısıyla ele aldığı için sapkınlıkla suçlanarak Yale İlahiyat Fakültesi’nden kovulan John Humphrey Noyes, 1848’de 87 kişi ile başlayan ve 1878’de 306 kişiye ulaşacak olan Oneida Cemaatini kuruyor. Her şeyin paylaşılması gerektiğine inanan Noyes, insanın mükemmel ve günahlarından arınmış olduğuna inanıyor, geleneksel seks kalıplarını reddediyor, cinsel ilişkinin kısıtlanması için hiçbir neden olmadığını savunuyordu. Örneğin Oneida toplumunda “kompleks evlilik” uygulanıyordu. İnsanların evlenerek birbirini sahiplenmesi saçmaydı. Yani topluluktaki tüm kadınlar, bütün erkeklerle evliydi ve hepsi birbiriyle seks yapabiliyordu. Birlikte olmuş bir çift, birbirlerinin diğer kişiler ile ilişkiye girmesini engelleyemez ya da yasak koyamazdı. 19. yy’ın New York’unda, Oneida toplumuna dahil olan erkekler “kontinans” uygulamaya teşvik ediliyordu. Peki neydi bu? Basitçe, boşalmadan seks yapmak. Bunun gebelik önleyici yararı dışında, kadınların cinsellikten aldığı zevkin artıracağı varsayılıyordu. Genç erkeklerin menopoz dönemini geçirmiş kadınlarla birlikte olarak “kontinans”ı öğrenmeleri gerekiyordu. Tüm ahlak kalıplarını yıkan bir sistem kurduğu için daha önce de birkaç kez tutuklanan Noyes, reşit olmayan bir kızı, cinsel olarak istismar etmekle suçlanınca, 1879’da Kanada’ya kaçtı. Bunu takiben 1881’de Oneida topluluğu kendini feshederek dağıldı.
2. Karezza
1896’da jinekolog Alice Bunker Stockham’ın icat ettiği Karezza, orgazm olmayı amaç edinmeyen bir seks uygulaması. “Evliliğin Etiği” olarak da geçiyor. Yani orgazm oluyorsanız süper tabii ama Karezza’da hedeflenen bu değil. Stockham’a göre, kendini kontrol edebilme yetisinden öte, partnerlerin karşılıklı kontrol sağlayarak birbirlerine yardım etmesi. Bu esnada, partnerler bireysel olarak kendi cinselliklerinin dışa vurumunu kontrol etmeye çalışırlarken, pek çok sorunun da üstesinden gelebilirler. Bazıları bu yöntemi, orgazm olmadan aylarca uyguluyor ve hatta cinsel ilişkinin artması ve uzamasına yönelik olarak hayatı boyunca orgazmı önlemeye talip olanları bile mevcut. Diyeceksiniz e madem öyle; amaç ne? Amaç, orgazm ile gelen hem yüksek hem az miktardaki hormonları ölçülü bir biçimde kullanarak, partnerler arasındaki duygusal bağı geliştirmek. Bunun için, her iki cinsin de boşalma sürecini kontrol edebilmesi gerekiyor. Sonuç değil, süreç odaklı bir uygulama anlayacağınız… Bu uygulama aşırı gibi görünebilir ama bazı insanlar için yararlı olabilir. Jinekolog ve yazar Dr. Diana Hoppe, orgazma verilen önemin ortadan kalkmasının, partnerler arasındaki bağın güçlenmesini teşvik ettiğini söylüyor. Karezza, özellikle duygusal anlamda birbirlerinden kopuk partnerlerin, kendi aldıkları cinsel hazdan ziyade, birbirlerine odaklanmalarına yardımcı oluyor. Hoppe, sosyal medyanın 7/24 bombardımanı sayesinde bu uygulamanın popülaritesinin artacağını düşünüyor. Karezza’nın, geçmişin, geleceğin ya da Twitter’da neler olduğunun üzerinde durmaktansa anda olmayı ve anı yaşamayı öğrenmek bakımından “meditasyona yönelik cinsel bir deneyim” olduğunu söylüyor. Ancak Hoppe, orgazm olmakta hiçbir sakınca olmadığını ve eğer partnerlerden biri cinsel arzularını yitirmişse Karezza’nın sorunlara neden olabileceğini de belirtiyor. Kanadalı bir psikiyatrist olan Richard M. Bucke’ın “Kozmik Bilinç” adlı kitabında, kendi deneyimini anlatan uygulayacılarından J. William Lloyd’a göre; Karezza, bir tür doğum kontrol yöntemi olabileceği gibi; mistik bir uyuşturucu misali, alınan cinsel hazzın süresini de uzatan bir uygulama. Herkesin o kozmik bilinç içinde “kendi” kozmik bilinç deneyimini yaşadığı Karezza’da orgazm, cinsel boşalmadan ayrılıyor. Yani boşalma gerçekleşmeden, uzun süre orgazm olmaya devam edilebiliyor.
3. Seks Büyüsü
Seks büyüsünde, dinsel, ruhsal ya da manevi bir inanca göre; büyülü ya da törensel ritüeller uygulanarak, cinsel aktivitenin herhangi bir türü gerçekleştirilir. Bu uygulamalarda arzu edilen sonuca ulaşabilmek için, cinsel uyarılmanın ya da orgazmın enerjisi kullanılır. Seks büyüsü terimi, seksüel enerjinin, algılanan gerçekliğin sınırını aşmak için kullanılabilecek etkili bir güç olduğu kavramına dayanır. Tarih boyunca, birkaç mistik ve bazı düşünürlere seks konusunda bir tür sihirli güç atfedilmiştir. 19. yy yazarlarından Paschal Beverly Randolph, çiftlerin cinsel birleşmesi sırasında bir tür önseziye sahip olabileceklerine ve hatta dileklerinin gerçek olabileceğine inanıyordu. Fakat tüm bunların gerçekleşebilmesi için her iki tarafın da orgazm olabilmesi gerekliydi ve seks işçileriyle seks yapmak geçerli değildi. Ünlü okültist Aleister Crowley de seks büyüsüne inananlardandı ve Şeytan’ın kendine özel sembolünün üzerine boşalmanın, onunla iletişime geçmenin yolunu açabileceğini yazmıştı. Eylemleriyle henüz yaşarken “Dünyanın En Kötü Üne Sahip Adamı” olarak adlandırılan Crowley için, Ozzy Osbourne “Mr. Crowley” adlı bir şarkı yazdı. Crowley, 20. yy. başlarında kurulan uluslararası dinsel bir örgüt olan ve kardeşlik esasına dayanan Ordo Templi Orientis’in en ünlü üyelerindendi. Avrupa Hürmasonluğu’nu model alan bu gizli örgüt, tıpkı onun gibi derecelendirme sistemine dayanıyordu. Her derecenin belli ritüelleri, seremonileri ve felsefi öğretileri vardı. 12 derecelik bu sistemde, 8. dereceden itibaren örgüt üyelerinin seks büyüsü yapabilmek için belli başlı cinsel uygulamalar gerçekleştirdiklerini belirtelim. Bu arada, bu tip yerlerde ne gibi dolaplar döndüğünü anlatan bir baş yapıt önerisi: Stanley Kubrick’in yönettiği Nicole Kidman ve Tom Cruise’lu “Eyes Wide Shut”.
4. Orgon enerjisi
Orgon, Avusturyalı psikiyatrist ve psikanalist Wilhelm Reich’in 1930’lu yıllardan başlayarak ortaya koyduğu, kanserin gelişiminden, gök yüzünün rengine kadar her şeyi etkilediğini var saydığı ve “ilkel kozmik enerji” olarak tarif ettiği teorisi. Psikiyatri tarihinin en radikal isimlerden biri olan Reich, Sigmund Freud’un öğrencilerindendi ve Carl Gustav Jung ve Alfred Adler’in tersine, Sigmund Freud’un cinsellikle ilgili tezlerini daha ileriye taşımak isteyen biriydi. Hayatının büyük bölümünde hatırı sayılır bir analist olarak tanınsa da, sonraki dönemlerinde hem hayranlık duyulan hem eleştirilen tartışmalı bir figür haline geldi. Çoğu insanın “Tanrı” dediği, bu “orgon” adını verdiği ilkel kozmik enerjinin orgazm esnasında yayıldığını keşfetmişti. İnsanlığın tüm toplumsal hastalıklarına sebep olan psikolojik rahatsızlıkların, yetersiz orgazmdan kaynaklandığını savunuyor ve bu enerjinin depolanabileceğini söylüyordu. Sağlıklı bir hayat için gerekli olduğunu düşündüğü bu enerjinin, atmosferden toplanarak depolanması amacıyla telefon kulübesi boyutlarındaki “Orgon Enerji Akümülatörü”nü icat etti. İnsanların içine girip oturduklarında nezle, iktidarsızlık ve kanser gibi hastalıklarını tedavi ettiğini düşündüğü bu buluşu, gazetelerde “seks kutuları” adıyla yayımlandı. Reich’in tüm bu fikirleri sonradan çürütüldü, fakat hala Orgon enerjisine inanan takipçileri var. Princeton yakınlarında “The American College of Orgonomy” bu tür etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Kendi Orgon Akümülatörü’nüzü nasıl yapabileceğinizi de internetten öğrenebiliyorsunuz. Yalnız bir sürü, çelik yüne ihtiyaç duyacağınızı şimdiden söyleyelim.
5. Chuluaqui-Quodoushka
New Age dinsel hareketi olarak Harley Reagan ve Diane Reagan tarafından 1986’da kurulan Geyik Kabilesi Tıp Derneği tarafından geliştirilip, teşvik edilen cinsel teknik ve teorilerden oluşturulmuş bir koleksiyon. Chuluaqui-Quodoushka (kısaca Q)’nın, insanların seks yoluyla erişebileceği “güçlü bir şifa ve enerji canlandırıcı” olduğu iddia ediliyor. Bedeninizi, arzularınızı ve enerjinizi anlayabilmek için keyif alacağınız yeni bir yol öğretileceğinin sözü veriliyor. Fakat bu gücün keyfini daha iyi çıkarabilmeniz için suçluluk, utanç ve baskı gibi duygularınızı serbest bırakmanız gerekiyor. Daha deneyimli uygulayıcılar, “seksüel yaşam enerjinizi kullanarak, yaratmayı seçtiğiniz dünyayı tanımlayabilir ve oluşturabilirsiniz” diyorlar. Harley Reagan, bu uygulamaların Olmek, Maya, Toltek, Cherokee gibi antik ve çağdaş çok çeşitli kültürlerden ilhamını aldığını söylese de; bu iddiaları sebebiyle ağır eleştirilere maruz kaldı ve Reagan’ın bu öğretileri çeşitli kabileler tarafından şiddetle kınandı.
6. Tantra seksi
Neotantra ya da Navatantra adıyla da bilinen bu uygulama, sıklıkla yeni bir dini hareketle de ilişkilendirilen modern, Batılı bir yorum. Hindu ve Budist disiplinlere ve geleneksel metinlerine dayanan tantrik seks, seksüel aktivitenin, ruhsal tatmin yaratan masaj, meditasyon, yoga gibi uygulamalarla birleştirilmesidir. Neotantra’da, Hindu Tantra’sının tüm disiplinleri değil, sadece “kutsal cinsellik” denen ve alışılmışın dışında uygulamalar içeren bir kısmı kullanılır ve özellikle bu konunun gurusundan eğitim almak gerekir. Tantrik hocalarından Margot Anand’ın “Sky Dancing Tantra” adıyla bilinen uygulaması, “hicran duygularını aşarak kendinizle, başkalarıyla ve dünya ile bir birlik duygusu yaratmak” olarak tarif ediliyor. Bu uygulama, “fiziksel ve duygusal memnuniyetin kalp ve ruhun coşkunluğuna dönüştüğü ruhsal ve seksüel bir deneyim”e katılım sağlıyor. Daha somut ifadesiyle, onun öğretileri, daha güçlü orgazmlar, genel olarak daha sağlıklı bir yaşam ve daha iyi bir ortak iletişimin güvencesini veriyor. Popülerliği arttıkça, Batı’nın sekse karşı baskıcı tutumunu düzeltmek adına ruhsallığı ve cinselliği doğru biçimde birleştiren “coşkunluk kültü” olarak görüldü. Bu nedenle pek çok modern Navatantra takipçisi için, yüksek bir manevi düzleme yükseltme olanağı sunan ve “manevi seks” ya da “kutsal cinsellik” adıyla kutsal bir eylem olarak kabul edilmesi gereken bir inanç türü ile eş anlamlı. Ünlü şarkıcı Sting, 1990’da eşiyle 7 saat boyunca tantrik seks yaptıklarını açıklamış, eşi daha sonra yaptığı açıklamada bunun bir abartı olduğunu söylemişti. 2014’te Sting durumu aydınlığa kavuşturdu: “Eğer 7 saat sürmüşse, ben gösteri yapmışımdır” diyerek espri yapan Sting, akşam yemeği ve izledikleri filmin bu süreye dahil olduğunu, 7 saat sürmediğini, fakat planın bu olduğunu söyledi.
7. Uzatılmış-Genişletilmiş-Artırılmış Orgazm (Expanded Sexual Orgasm-ESO)
Psikolog Patricia Taylor’ın 2000’deki doktora tezi olan ESO; fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal katmanların tamamıyla; genital yolla elde edilmiş enerjiyi yayma uygulaması. Taylor’un röportaj yaptığı bu uygulamayı gerçekleştiren 44 kişi, kısaca ESO sırasında “İlahi” ve “psikospritüel ölüm ve doğum” iletişimi deneyimlediklerini söylemişler. Bazı ESO uzmanları bunun saatlerce sürdüğünü belirtmiş. Taylor durumu şöyle tarif ediyor: “ESO, genital olarak uyarma ve uyarılma yoluyla hem bedensel bilincin hem de şehvete ait farkındalığın genişletilmesi bilimi ve sanatı. ESO, azami derecede genişletilmiş olanaklar yaratmak için birinin beden-zihin-duygu-ruhundaki kendine ait yolları kullanmasıdır. Amaç basitçe, mümkün olduğunca çok haz potansiyelini hissedebilmek için odaklanmaktır.” Bu uygulamanın getirdiği avantajlar çok fazla. Geleneksel sekste yaşanılan orgazm en fazla 30 saniye sürerken ESO ile 30-40 dakika ve hatta daha uzun süren orgazmlar yaşanabiliyor. Bu tür fiziksel bir durumda olmanın nasıl bir şey olduğunun anlaşılması için yaşanmış olması gerekiyor. Duygular hakkında yazan ve konuşan kişilerin birleştikleri bir nokta vardır ki; o da, “anlayışın” ancak “hissettikten” sonra geldiğidir. Şunları okumak dahi insanın kalp atışını hızlandırabiliyorken, deneyimlemenin, haz almak konusundaki algımızı tümüyle değiştireceği aşikar.
BONUS: Kama Sutra
MS. 2. yy’da yaşamış Vedic geleneğe bağlı felsefeci Vātsyāyana tarafından yazılan Kama Sutra, Sanskritçe edebiyatında insanın seksüel davranışları üzerine “standart” bir çalışma olarak kabul edilir. “Kama” Hindu felsefesinin dört ana amacından biri olan cinsel arzunun da dahil olduğu “zevk” demektir, “Sutra” ise sözlük anlamıyla ip, çizgi, sıra gibi anlamlar taşırken burada “şeyleri bir arada tutan bir ‘bağ’” olarak metaforik bir aforizmayı ifade eder. “Bir kural ya da formülün kılavuzluğunda bir aforizmalar toplamı” anlamına kavuşur. Batı’nın popüler algısının aksine, sadece bir seks kılavuzu değildir. Sevgi, aile hayatı ve insan yaşamının diğer yönlerinin doğasına ilişkin erdemli ve zarif bir yaşamın nasıl kurulacağına dair bir rehber niteliği taşır. Dünyanın büyük bir kısmında yaratıcı cinsel pozisyonların kılavuzu sayılsa da Kama Sutra’nın yalnızca yüzde 20’si cinsel pozisyonlarla ilgilidir. Kama Sutra üzerine araştırma yapan pazarlama gurusu Jacob Levy’nin notlarına göre; kitabın büyük bir bölümü, aşk teorisi ve felsefesi, arzuyu neyin tetiklediği ve onu neyin ayakta tuttuğu, nasıl ve ne zaman iyi ya da kötü olabileceği üzerinedir. Ayrıca Mira Nair yönetmenliğindeki 1996 Hint-İngiliz ortak yapımı “Kama Sutra: A Tale of Love” filmi konu hakkında fikir sahibi olmanıza yardımcı olabilir.
Yararlanılan Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16.