Uzun süreli şeker kullanımının sebep olabileceklerinden tutun, göbek çevresindeki yağın kaynağına şeker vücudumuzda olup biten birçok şeyden sorumlu. Şeker hakkında bilinmesi gerekenler listemiz bu bilinmeyenleri aydınlatmak için listelendi.
1. Uzun süreli şeker kullanımı kalp hastalığı riskini önemli ölçüde artırabilir.
Amerikan Kalp Derneği dergisinde yayınlanan 2013 tarihli bir makaleye göre, şeker kalbinizin pompalama mekanizmasına etki edecek moleküllere sahiptir. Bu sebeple fazla şeker kullanımı kalp hastalığına yakalanma riskini arttırır. Bu molekül hem şekerde hem nişastada bulunan glukoz 6-fosfat molekülü olup kalpteki kas proteininin yapısını değiştirme özelliğine sahiptir.
2. Göbek çevresindeki yağ kütlesinin artmasında ciddi rol oynar.
Son 30 yıl içinde obezitenin yetişkinlerde görülme oranı önceki tarihlere göre üçe, genç yetişkinlerde ise ikiye katlandı. Çocuklarda obeziteyi tetikleyen önemli faktörlerden biri ise vücudun karın bölgesinde aşırı yağın birikmesi. Son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki fruktoz bazlı içecekler bu yağın birikmesinde önemli bir role sahip. Fruktoz iç organ yağlanmasına katkıda bulunuyor ve çocuk büyüdüğünde obeziteye, kalp hastalıklarına ve diyabete daha dayanıksız hale geliyor.
3. Sizi gizliden gizliye öldürebilir.
Aşırı fruktoz tüketimi leptin direncine sebep olabilir. Leptinin ne demek olduğunu açıklayacak olursak; vücudunuza doyduğunuzu haber veren hormondur. Fruktozun yapısını bozduğu leptine karşı vücut bir direnç geliştirdiğinde ise doğal olarak besin alım miktarımız artar, bu da obezite riskini artırır. Asıl tehlikeli olan ise vücutta leptin direnci olsa bile bunun görülür hiçbir semptomunun olmaması. Eğer geçmişinizde sebebini bilemediğiniz bir kilo alım olayı varsa, sebebi muhtemelen budur.
4. Şeker hem kansere yakalanmaya neden olabilir, hem de kanserden kurtulmayı sağlayabilir.
Diyabetin en bilinen sebeplerinden biri; şeker alımı arttıkça kandaki şeker seviyesini düzenleyen insülin hormonunun düzgün çalışmaması ve bunun vücutta insülin direncine sebep olması. Buraya kadar ters giden bir şey yok. Asıl ilginçlik 2013 yılında yapılan bir araştırmayla başlıyor; araştırmaya göre bağırsakta bulunan şeker GIP adı verilen bir hormonun üretilmesine sebep olabiliyor. GIP hormonu ise β-katenin isimli bir protein tarafından kontrol ediliyor ve varlığı tamamen vücuttaki şeker seviyesine bağlı. Bu hormon pankreastan salgılanan insülinin artmasına yardımcı oluyor. Araştırmalar β-katenin proteininin vücut hücrelerinde kanser oluşumuna karşı duyarlılığı azaltabileceğini gösteriyor. Yani şeker tüketimi dolaylı olarak kanserle bağlantılı.
Buna ters bir argüman ise göğüs kanseri ve kolon kanseri hastalarının tedavisinde şekerin iyileştirici bir faktör olarak kullanılması.
5. Şeker “bağımlılığınız” genetik olabilir.
579 katılımcıyla gerçekleştirilen bir çalışmaya göre beyne tokluk mesajı gönderen grelin hormonunda değişiklik yapılan katılımcılar bu geni değiştirilmeyen katılımcılara göre daha fazla şeker (ve alkol) tükettiler.
6. Şeker ve alkolün karaciğerinize etkisi neredeyse aynıdır
2012 yılında yapılan bir araştırma gösteriyor ki vücuda fazla alınan glukoz ve fruktoz karaciğerde etanolün emilimiyle aynı sonuçları gösterebiliyor. Yani şeker, alkol metabolizması gibi davranabiliyor. Alkolün vücutta izlediği metabolik yollar fruktozun kullandığı yollarla aynı oluyor. Dikkatli olmamız gereken nokta ise şekerin karaciğer üzerindeki bu zararlı etkilerini göstermek için fazla kilolu olmanıza da gerek yok. Normal bir vücudun fruktoza uyguladığı politika da yine aynı, alkol metabolizmasına benzer.
7. Şeker, beyin kapasitesini kötü yönde etkileyebilir.
2009 yılında yapılan bir çalışmaya göre hücre yaşlanması ve glukoz tüketimi arasında doğru orantılı bir ilişki var. Hücrelerin yaşlanması ise en basitinden cilt kırışıklıklarına veya daha kötüsü kronik hastalıklara sebep olabilir. 2012’de yapılan br araştırmadaki yeni bulgular ise gösteriyor ki glukoz tüketimi aynı zamanda beynin yaşlanmasına da etki edebiliyor. Şeker tüketimi genel bilişsel sağlık ve hafıza kaybı üzerinde oldukça etkili.
8. İçinde şeker olduğunu düşünmeyeceğiniz besinlerde bile şeker var
Diyabet hastalarının çoğu içinde alenen şeker olduğu belli olan besinlerden kaçınsa bile (kek, kurabiye, şekerlemeler) asllında bundan çok daha fazla besinde şeker (karbonhidrat değil şeker, sevgili okuyucu, dikkat) var. Domates salçası, kraker, ekmek, yağsız soslar, marine sosları ve daha fazlası…
9. İçeceklerdeki fazla şeker ömrünüzü kısaltır, hayat kalitenizi düşürür.
2013 yılında yapılan bir çalışmaya göre dünya genelindeki 180.000 ölümün kaynağı dolaylı olarak şekerli içecek tüketimine dayanıyor. Şekerli içecek tüketiminde bir şampiyon olan Amerika bu rakamın %30’una ev sahipliği yapıyor. Ölümlerin kaynağı ise çoğunlukla diyabet, kalp hastalıkları ve kanser.