Bilenler bilir, Avrupa’ya seyahat etmek istediğimizde karşımıza çıkan bir engel var: Schengen vizesi. Peki, Schengen vizesi nedir? Schengen vizesi Schengen Bölgesi’ndeki ülkeleri ziyaret etmek istediğinizde alınan bir vize çeşididir. Hangi ülkeler Schengen Bölgesi’ndedir sorusuna gelecek olursak da öncelikle bir dipnot ekleyerek başlayabiliriz. Schengen Bölgesi ülkeleri ile Avrupa Birliği ülkeleri ile aynı şey değildir.
Schengen Anlaşması; Beş AB üyesi ülkenin (Fransa, Almanya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda) 1985 yılında iç sınırlarda kontrollerin kaldırılması yönünde ilk adım için imza atmasıyla beraber ortaya çıkıyor. Sonraki yıllarda AB ülkelerinin çoğunluğu ve bazı AB üyesi olmayan ülkeler bu işbirliğine katılarak birlikte Schengen Bölgesi’ni oluşturuyorlar. Schengen Bölgesi toplamda 26 ülke topraklarını kapsamaktadır.
Dilerseniz, Diyar Diyar Avrupa turumuza başlayalım.
1. Almanya
Tarihinde; Hitler’i, Yahudi Soykırımı’nı barındırdığı kadar; Goethe, Einstein, Luther, Marx, Beethoven gibi isimleri de barındıran Almanya; listedeki en kalabalık nüfusa sahip ülke. Alman birası, Almanya milli futbol takımı, Alman arabaları hiç de yabancı gelmez. Çünkü bilim, teknoloji, sanat, spor, edebiyat ve daha birçok alanda iz bırakmış bir ülkedir. Türk gurbetçilerin de ilk durağı olan bu ülkede 16 federal bölge ve 2600 tane şehir bulunmakta. Başkent Berlin, Hamburg, Münih, Köln, Frankfurt, Stuttgart, Bremen, Bonn Düsseldorf gibi turistik şehirleriyle dikkat çekiyor. Bir gün Almanya’ya gittiğinizde mutlaka gezmeniz gereken yerleri ve yapmanız gereken şeyleri de buradan öğrenebilirsiniz.
2. Avusturya
1. Dünya Savaşı’nın sonunda Avusturya-Macaristan imparatorluğunun dağılması üzerine kurulan Avusturya; Zweig gibi yazarların, Mozart ve Schubert gibi müzisyenlerin ve Freud gibi düşünürlerin vatanı olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda, Alpler sayesinde kayak turizminin merkezi olan Avusturya; başkent Viyana, Salzburg, Graz gibi şehirleriyle tarihi ve kültürel açıdan büyük önem teşkil ediyor. Sadece bu üç şehirle kalmamakla beraber; hemen hemen bütün şehirlerinde oldukça köklü bir mimari ve tarih bulunmakta. Yüksek yapılı binaları ülkenin her yerinde görebilirsiniz.
3. Belçika
Türk gurbetçilerin Almanya’dan sonra 2. durağı olan Belçika ise çikolatalarıyla kazınmıştır hafızamıza. Fransız, Felemenk ve Alman kültürünü en iyi şekilde sentezleyen Belçika; ekonomik açıdan güçlü bir ülke konumunda yer alıyor. Brüksel; ülkenin başkentliğinin yanı sıra NATO, AB Konseyi gibi Avrupa Birliği’nin hayati organlara da başkentlik yapıyor. Çikolatalarının yanı sıra; waffle, patates kızartması ve midyesi de meşhur olan Belçika’nın Brüksel dışında; bir liman şehri olan Anvers, eğitimiyle ön plana çıkan Gent ve ticaret-turizmin kalbi olan Brugge gibi şehirler de mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Orta Çağ tarihinin ve mimarisinin kalbinin attığı bu şirin ülkede; kültür sentezinin nasıl muhteşem bir iş çıkardığını siz de görebilirsiniz.
4. Çek Cumhuriyeti
Çekoslovakya’nın 1 Ocak 1993’te dağılmasıyla beraber kurulan Çek Cumhuriyeti; başkenti olan köprüler şehri Prag ile oldukça biliniyor. Avrupa’nın en fazla ateist nüfusu barındıran 2. ülke olması nedeniyle; kilise ve manastırlar; konser gibi etkinlikler için kullanılıyor. Vltava Nehri üzerine kurulu olan Prag’ta; Dans Eden Ev, Nikola Tesla Anıtı, Kafka’nın kinetik heykeli gibi daha birçok tarihi ve kültürel ögeye rastlayabilirsiniz. Nikola Tesla’nın eğitim gördüğü şehrin Prag olması sebebiyle şehirde Nikola Tesla adına yapılmış birçok eser bulabilirsiniz. Bohem yaşam tarzının benimsendiği bu ülkede Barok ve Gotik mimari ise oldukça yaygın.
5. Danimarka
Başkenti Kopenhag olan Danimarka, Kuzey Avrupa’da yer alan bir İskandinav ülkesidir. En küçük İskandinav ülkesi olmasıyla beraber deniz açısından oldukça zengin bir ülke. Masallardan fırlamış rengarenk evleri, leziz yemekleri, tarihi eserleri, limanı ve göz alıcı mağazalarıyla İskandinavya’nın en akılda kalan yerlerinden. Nüfusun büyük bölümü, iç mimarinin her yerde göze çarptığı Kopenhag’ta olduğundan; ülkenin kültürel, siyasi ve ekonomik kalbi de burada atmaktadır. Zamanında Vikinglerin hüküm sürdüğü bu bölgede; balıkçılık oldukça gelişmiştir.
6. Estonya
Sovyet Birliği’nden ayrılan ilk ülke olmasıyla beraber bir Baltık ülkesi olan Estonya’nın; teknolojiyle ilgili tarihi nedeniyle Baltıklar’ın Silikon Vadisi olarak da anılmaktadır. Ülkenin yarısı ormanlarla kaplıdır ve birçok adası vardır. Başken Tallinn; UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Ayrıca bu ülkenin her yerinde ücretsiz internet hizmeti mevcut ve okuma oranı oldukça yüksek. Beyaz kumsalları, kaplıcaları ve çamur banyolarından dolayı oldukça popüler olan şehri Parnu ise yaz turizmine adeta hayat veriyor. Ülke içi surlar ise asırladır olan bir mirası gözler önüne seriyor.
7. Finlandiya
Nordik ülkeler arasında olan, Kuzey Işıkları’nın en iyi görülebildiği ülkelerden biri Finlandiya; ren geyikleri ve doğa harikalarıyla meşhur. Ormanları ve gölleri size tam bir görsel ziyafet yaşatacak derecede olağanüstü diyebiliriz. Kahve ve alkolün epey tüketildiği bu ülkede ise yaşam standartları oldukça yüksek. Yaşam standartlarının iyi olmasının yanı sıra birçok hizmet de kaliteli. Muhtemelen; Finlandiya eğitim sisteminde şu uygulama vardır tarzında bir cümle duyduysanız eğitim şartlarının da çok iyi olduğunu biliyorsunuzdur. Kısacası; bu ülke hem yaşanılabilirlik hem de gezilebilirlik açısından dikkat çekici bir yer.
8. Fransa
Listedeki ülkelerden en büyük yüz ölçümüne sahip ülke olan Fransa; şampanyanın tek üretim yeri iken, aynı zamanda şarabın ve peynirin merkezi. Paris, Lyon ve Marsilya’nın en popüler şehirleri arasında olan bu ülke; Victor Hugo, Emile Zola, Albert Camus, Montaigne ve daha nice dünyaca ünlü bir çok yazarın da ana vatanı. Bu büyülü ülke, birçok insana ilham kaynağı olmuş diyebiliriz belki de. Louvre Müzesi’nde bulunan Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisası, Eyfel Kulesi, Notre Dame Katedrali, Disneyland ve Picasso Müzesi görülmesi gereken yerler arasında. Fransız Devrimi gibi büyük bir tarihi olay barındıran Fransa’da; bu durum eserlere de yansımış bulunmakta. Birçok sanatçının sanat mirası bıraktığı bu ülke, tarihi açıdan büyük bir önem teşkil ediyor.
9. Hollanda
Avrupa’nın en pahalı şehirlerinden biri olan Amsterdam’ın başkentlik yaptığı; lalerin, yel değirmenlerinin, bisikletlerin temsil ettiği Hollanda; sanatın ve mimarinin iç içe geçmiş hali. Avrupa’nın en yoğun nüfusa sahip olan ülkesinde; Amsterdam, Rotterdam, Lahey, Eindhoven önemli şehirleri arasındadır. Turistik yönden en popüler olan ve özgürlükler şehri olarak bilinen Amsterdam’da ise gezebilecek birçok yer mevcut. Van Gogh Müzesi ve Anne Frank’in evi gibi yerler gezilmesi gereken yerler arasında. Amsterdam başkent olmasına rağmen siyasi yapılar ise Lahey kentinde bulunmakta. Yani, önemli yapılar kentlere yayılmış bulunmakta. Endonezya mutfağından etkilenen Hollanda’da bira ise oldukça popüler ve değişik aromalarda biralar üretilmekte.
10. İspanya
Real Madrid ve Barcelona gibi dünya devleriyle futbolun; her sene facialarıyla medyada, özellikle de Türk televizyonlarında, gündem olan boğa güreşleriyle hafızalara kazınmıştır İspanya. Dans ve müzik festivallerinin, İbiza’daki partilerin, değişik yemek kültürünün, flamenkonun vuku bulduğu 7/24 yaşayan capcanlı bir ülke diyebiliriz. Endülüsler’den kalma tarihi ve mimarisi ile dikkat çekmesinin yanı sıra Picasso, Dali ve Miro gibi sanatçıların vatanı olmasıyla da ön plana çıkıyor. Başkent Madrid, Barcelona, Ibiza ve Valencia en popüler şehirleri arasında. Dünya’nın en çok ziyaret edilen 3. ülkesi olan bu ülke bizce de kesinlikle ziyaret edilmeli.
11. İtalya
Çizme şeklindeki görünümüyle haritada dikkat çeken İtalya’da en çok ziyaret edilen şehirlerin başında ‘Aşıkların kenti’ olarak bilinen başkent Roma, Venedik, Floransa, Milano ve Napoli geliyor. Roma İmparatorluğu’na ev sahipliği yapmış olan ve aynı zamanda Rönesans’ın doğduğu ülke İtalya; o dönemin tarihini halen barındırmakta ve mimarisini taşımakta. İtalyan mutfağı ise hayli geniş ve göz kamaştırıcı. Pasta diye ifade ettikleri envai çeşit makarnasından tutun envai çeşit pizzasına kadar her şey lezzetli. Kahve ve tatlı kültürü ise oldukça geniş. Espressonun doğduğu yer olan İtalya aynı zamanda moda ve tasarım dünyasının kalbi olan ülkelerden biri. Öyle ki, Milano Moda Haftası diye bir gerçek var. Mutfağıyla, sokaklarıyla, kültürüyle ve sanatıyla eksiksiz bir ülke.
12. İzlanda
Başkenti Reykjavik olan bu ülkede sadece 350 bin insan yaşamakta. Kış ayları sanılanın aksine aşırı soğuk değil. (Gulf Stream akıntısı nedeni ile kıyılar ısınmakta. Bu yüzden halkın çoğu kıyılarda yaşamaktadır. Çünkü iç kısımlar buzullarla kaplıdır.) Mutfağı ise tarıma elverişli toprakları olmadığından çok çeşitli değil. İzlanda bir o kadar masalsı durmasına karşın hakkında oldukça garip bilgiler de var. Dilerseniz onlara buradan ulaşabilirsiniz.
13. İsveç
İskandinav Yarımadası’nın en kalabalık ülkesi olan İsveç; sosyal bir devlet anlayışına sahip ve çevreci bir ülke olmasıyla bilinir. En popüler şehirleri başkent Stockholm, Göteburg ve Malmö’dur. Vikignler’e ev sahipliği yapmış bu ülke toprakları, sular üzerine kuruludur. İsveç aynı zamanda ekonomik ve kültürel açıdan gelişmiş bir ülkedir. Kış ayları oldukça sert geçtiğinden yaz aylarında daha çok turist çeker. Sadeliği ve zerafeti ile kafa dinlemelik bir ülke diyebiliriz.
14. İsviçre
Heidi’nin Alpler’in yamaçlarında koşturmalarını hatırlayan vardır aramızda illa ki. Muhteşem doğasıyla kendine çeken İsviçre; denize kıyısı olmayan fakat Alpler, İsviçre Platosu ve Jura Dağları arasında uzanan bir ülke. Çikolatasıyla, çakısıyla, bankalarıyla ve bilim adamlarıyla gelir akıllara. Başkent Bern, Zürih, Cenevre, Basel ve Lozan kentleri en popüler şehrileri arasında yer almakta. Dünyanın en düşük suç oranına sahip bu ülkede; Cenevre dünya üzerindeki en pahalı şehirlerden biriyken; Zürih finans ve bankacılığın merkezi. Basel ise sanatın kalbi diyebiliriz. Her şehrinde farklı bir hayat barındıran bu ülke yaşanılabilir ülkelerde üst sıralarda.
15. Letonya
Göl ve nehir zengini bu ülke; Litvanya ve Estonya arasında bulunuyor. Nüfusunun üçte birinin başkent Riga’da bulunan Letonya’da resmi dil Letonyaca olmasına rağmen; Sovyet döneminden dolayı Rusça’nın da hakimiyet alanı geniştir. Avrupa’nın en yeşil ülkelerinden biri olan Letonya; Estonya ile tatlı bir rekabet içerisindedir. Dört milli park, 42 doğa parkı, 260 tabiat rezervleri, 355 doğa anıtı, yedi korunan deniz sahası, 24 mikro rezerv ve bir biyosfer rezervi bulunmaktadır. Kısacası sırf bu doğa harikalarını görmek için bile gidilebilir.
16. Lihtenştayn
Avrupa’nın hatta dünyanın en küçük ülkelerinden biri olan Lihtenştayn bir prensliktir. Nüfusu da yüz ölçümü de bir hayli az olan bu ülkede ise yeşil dağlık alanlar oldukça fazla. Ülkenin yarısı Ren Vadisi üzerine kurulu iken diğer yarısı da Alpler üzerine kurulu. Muhteşem doğası sayesinde kış turizmi de hayli popüler. Ülkenin başkenti Vaduz’da, sokaklarda birçok heykele rastlayabilmek mümkün. İsviçre’ye kadar gidildiğinde tam kayak yapmalık bir yer arıyorsanız, Lihtenştayn doğru seçim olabilir.
17. Litvanya
3 Baltık ülkesinin en büyük ve en kalabalığı olan Litvanya; mimarisi, tarihi yapıları, bozulmamış doğası ile dikkat çeken şirin bir ülke. Sanat, kültür ve tarihin gelenekçi anlayışla şekillendiği bu ülkede spor olarak ise basketbol oldukça yaygın. Ülkenin en popüler şehirleri ise başkent Vilnius, Kaunas, Klaipeda ve Palanga’dır. Diğer Baltık ülkelerinde olduğu gibi; Litvanya’da da Litvanca dışında, Sovyet etkisinden dolayı Rusça hakim. Bir diğer husus da özellikle başkentte görebileceğiniz Arnavut kaldırımlı sokakları, Barok kiliseleri, nostaljik avluları mükemmel bir görüntü oluşturuyor.
18. Lüksemburg
İki kere Avrupa Kültür Başkenti olan tek şehir olan başkent Lüksemburg, bozulmadan bugünlere gelen kaleleriyle bütünüyle UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde ve koruma altında. Kişi başına düşen gelirin en fazla olduğu bu ülkede; yaşam standartları yüksek. Ülkenin adıyla aynı adı taşıyan, başkenti Lüksemburg ise en popüler şehri. Lüksemburg şehri, her Avrupa başkenti kadar kozmopolit bir yapıya sahip olmasına rağmen; muazzam manzaralar ve ormanlardan; tablo gibi tarihi bölgelerden ise sadece birkaç dakika uzaklıkta. Ayrıca Schengen Antlaşması’nın yapıldığı yer olan Schengen de bu ülkede bulunmaktadır. Schengen bölgesi ise şarap üretiminin yaygın olması ile bilinir. Almanya, Belçika ve Fransa arasında sıkışıp kalan bu küçücük ülke aslında oldukça güzel ve görülmesi gereken yerler arasında.
19. Malta
Mutlaka internette ya da herhangi bir platformda; Malta dil okulu tanıtımına rastlamışsınızdır. Bu kadar sık karşımıza çıkan bu ülke aslında bir ada devleti ve Avrupa’nın en küçük ülkelerinden. Bir dönem İngiliz sömürgesi altında kalmış ve bağımsızlığını 1984 yılında ilan etmiş. Antik dönemlerden birçok tarihi kültürü barındıran Malta İngiliz etkisinin halen görüldüğü bir ülke. Gladyatör, Truva ve Taht Oyunları gibi birçok dizi ve filmin çekildiği bu yer; gerçekten ilham olacak düzeyde tarihi bir dokuya ve doğal güzelliklere sahip. Başkenti Valetta ise Avrupa’da planlanarak inşa edilen ilk şehir. Bu kentin bu denli güzel olmasının sırrı da buradan geliyor olsa gerek.
20. Macaristan
Denize kıyısı olmayan bu ülke; ziyaretçilerine tarih kokan bir tatil imkanı sunuyor diyebiliriz. Başkent Budapeşte’nin yanında Szeged şehri de popülerdir. Neoklasik döneme ait yapıları ve Barok mimarisini hemen hemen her yerde görebilirsiniz. Osmanlı etkisinin de olduğu yadsınamaz bir gerçek. Halen devam etmekte olan hamam kültürü de bunu kanıtlar nitelikte. Bol etli mutfağı ve Budapeşte’deki renkli gece hayatı ile turistleri cezbeden ülkeler arasında. Özellikle de ağustos ayında gerçekleşen bir müzik festivali olan dünyaca ünlü Sziget Festivali ve Budapeşte Sirk Festivali eğlence hayatını dinamik tutmaktadır. Tarih kokan bu ülkeyi etkileyici modern unsurlar da tamamlar nitelikte.
21. Norveç
Kuzey ışıklarını görebileceğiniz bir başka ülke de Norveç. Macera dolu aktiviteler sunan dağları, doğası ve sunduğu muhteşem manzarası sizi içine çekebilir. Başkenti Oslo, dünyanın en pahalı şehirleri arasında yer alsa da; burası huzuru tam anlamıyla bulabileceğiniz şehirlerden biri. İskandinav ülkelerinin sadeliği ve sofistike mimarisi bu ülkeye de yansımış tabiki. Dünya Mutluluk Raporu’nda üst sıralarda yerini alan Norveç; eğitim, ekonomi, sağlık hizmetleri vb. alanlarda ön plana çıkmaktadır. Kısacası Deniz ürünleri ile bezenmiş mutfağı, kültürü ve doğası ve yaşanılabilirliği ile cezbeci bir ülke.
22. Polonya
Polonya; tarihi kaleleri, rengarenk binaları, doğası ve mimarisi ile ön plana çıkan bir ülke. Geçmişte savaşlarda büyük bir yıkıma uğraması nedeniyle yeniden inşa edilen şehir Varşova ise ülkenin başkentidir. Varşova’nın yanı sıra Krakow ve Gdańsk şehirleri de popülerdir. Tarihi boyunca yüzlerce savaş görmüş, tamamen haritadan silinmiş ve çeşitli direnişler geçirmiş bir ülke olan Polonya, tüm bu zorlukların üstesinden gelmiş ve sahip olduğu değerleri bu güne kadar getirebilmiştir. Kültürel mirası bir hayli fazla olan Polonya’nın kırsal alanları ise kesinlikle görülmesi gerekilen yerlerden. Yahudi, Alman, Macar, Litvanya ve Rus mutfağından etkilenen Polonya mutfağı ise oldukça geniştir.
23. Portekiz
Avrupa Kıtası’nın en batısında bulunan Portekiz; turkuaz denizi, plajları, doğası, tarihi yerleri, manastırları ile turizm açısından oldukça gelişmiş bir ülkedir. İstanbul’a benzeyen başkenti Lizbon, Porto ve Braga popüler şehirleri arasında yer alır. Yeni Dünya Keşifleri’nde büyük önem taşıyan Portekiz’de; nostaljik tramvaylı caddelere, Ortaçağ’dan kalma kalelere ve renkli sokaklara rastlayabilirsiniz. Lezzetli yemeklerin ve kaliteli şarabın merkezidir. İspanya ile komşu olan ve futbol konusunda yarışan bu ülke; en az İspanya kadar canlı diyebiliriz.
24. Slovakya
Orta Avrupa’nın en genç ülkesi Slovakya’nın kimliğine yarı Alman yarı Macar diyebiliriz. 1993 yılında Çekoslovakya’nın dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden ülke; Tuna nehrinin kıyısında yer alan dağlık bir ülkedir. Tarihi dokuyu en iyi şekilde korumaya çalışan Slovakya’da en popüler şehir başkent Bratislava. Kırsal kesim ise doğa turizmi isteyenler için bire bir.
25. Slovenya
Eski Yugoslavya’nın bir parçası olan bu ülke; Balkan ülkeleri arasında en gelişmişi ve refah düzeyi en yüksek olan ülke. Slovenya küçük bir deniz kıyısına sahip olmasına rağmen nehirleri ve gölleriyle bu açığı kapatıyor diyebiliriz. Hele ki doğası; kano, rafting, bisiklet, kayak, tırmanış, trekking, binicilik ve doğa yürüyüşü gibi birçok aktivite seçeneği sunuyor. Borok ve Roma mimarisinin yaygın olduğu bu ülkede; başkent Ljubljana’nın modern sanat, galericilik ve müzecilik alanında liderliği söz konusu.
26. Yunanistan
Felsefenin doğduğu bu ülkenin kökleri Antik Yunan’a kadar uzanır. Helen Uygarlığı’nın devamı niteliğinde olmasıyla beraber tarih, felsefe, edebiyat, matematik gibi bilimlerin doğduğu yer olarak kabul edilir. Sokrates, Platon ve Aristo gibi düşünürlerin vatanı olan bu ülkenin en popüler şehirleri; başkent Atina ve Selanik’tir. Yunan Adaları sayesinde turizmi epeyce gelişmiş olan bu ülkenin mutfağı ve kültürü aslında bize hiç de uzak değil. Bilirsiniz ki, belli başlı kültürel ögelerin hangi milette ait olduğu sıkça tartışılmıştır. Bunu bir kenara bırakırsak, Yunanistan; mutfağıyla, muhteşem doğa harikası adalarıyla ve bilime katkılarıyla gerçekten güzel bir ülke.